• en az old boy kadar iyi bir güney kore filmi. bunca zamanda hakkinda sadece bir tek entry girilmis olmasi beni cok sasirtti, oysaki ucuz kahramanliklar satmayan senaryosu ve cok iyi oyunculuk performanslari ile seyrettigim en iyi savas filmlerinden biri.
  • çok iyi bir film. sahnelerin gerçekliği, senaryosu, oyunculukları... görsel efektler kıvamında, o kadar ki izlerken savaşın içinde buluyorsunuz kendinizi...

    ama kore sinemasını ben sadeliği, o naif duygusallığı için sevdim. mesela, konusu aynı olduğu halde, the departed'ı izlerken heyecandan hop oturup hop kalktıktan sonra, infernal affairs'in finalini izlerken ağlamayı sevdim. the front line'da da birkaç sahne vardı ki, o duygusallığın, o naifliğin içinde eğreti duruyordu. bir an filmin içine oliver stone kaçtı sandım. o sahneler içime sinmedi, yakıştıramadım. ne gerek vardı, dedim hun jang... başkası olma kendin ol, dedim. böyle çok daha güzelsin, dedim.

    --- spoiler ---
    hani şu teğmenin, "iki saniye"nin kurşunlarıyla öldürüldüğü sahne sonrasında örneğin... vıcık vıcık bir duygu sömürüsü, fonda ağlayan kemanlar, o teğmenin diğer askerin omzunda taşındığı sahnenin uzatıldıkça uzatılması... gereksizdi.

    ama bunun gibi birkaç ağdalı kısmı saymazsak, mesela pohang mıdır nedir, orada yaşananları izlerken dondum kaldım. kanım dondu resmen. savaşın anlamsızlığını anlatmak için, düşman askerlerinin barınağa birbirleri için hediye bırakmaları da çok iyi düşünülmüştü mesela... savaştaki kuralsızlığı, hayatta kalmanın savaşırken yegâne amaç haline geldiği çok iyi anlatılmıştı.

    filmi sanırım, en son sahnesi çok iyi özetler... hayatta kalan iki düşman komutanın, 12 saati kalmış savaşta tüm askerlerini kaybettikten sonra "ateşi kesin" çağrısına katıla katıla gülmeleri...

    --- spoiler ---

    izleyin. iyi film. sitem ettim biraz ama sitem sevgiden doğar...
  • kamil koç sağolsun bu filmi otobüslerine koymuş. eğer koymasa haberim bile olmayacaktı. yolculuğun 2 saatinin harika geçmesini sağlayan bir film.

    --- spoiler ---

    teğmenin komutanı vurup, "artık yetki bende, eğer sende olmasını istiyorsan sende beni vur" sahnesi şahaneydi. savaşan askerlerin "kuzeylilerin, güneylilerden ne farkı var, neden savaşıyoruz amk?" sorusu üzerine gidiyor. gerçekçi savaş sahneleri ile türü sevenleri çok memnun edecek bir film.
    --- spoiler ---
  • mükemmel bir savaş filmi. büykü bütçeli holivud filmlerinin çoğu bunun yanında sönük kalır.

    --- spoiler ---

    12 saat daha

    --- spoiler ---
  • şimdi, bu filmi ben anlatamam.
    birileri bu filmin anlattığı hikayeye dair bir ağıt yaksa
    bir genç içli bir eve dönüş şarkısı söylese
    hep beraber oturup içsek, ağlasak
    kimse konuşmasa daha iyidir. yapacak başka bir şey de yok zaten.
  • filmden:
    1950-1953 kore savaşı... son sahne... 2-3 yıl süren bir savaşın sonunda... iki rütbeli düşman askeri konuşuyor:
    - beni hatırlıyorsun değil mi? bir haftada biteceğini söylemiştin.
    - hala yaşıyorsun? kalın kafalı!
    - sana bir şey soracağım... üç yıl önce söylediğin şeyi. neden kaybettiğinizi biliyor musunuz? çünkü neden savaştığınızı bilmiyorsun! neden savaşıyoruz?
    - biliyordum... nedenini biliyordum. ama çok uzun sürdü... unuttum...
  • sinematografi konusunda korelilerin artık çocuğu koyduğunu gösteren filmlerden biri. mutlaka izlenmeli.
  • 2011 yapımı, imdb notu 7,5 civarında olan kore yapımı kore savaşı’nı güney kore’nin gözünden anlatan ancak tarafgirlik yapmayan güzel bir savaş filmi. film neden savaşıyoruz sorusu üzerine kurulu. hikayedeki aerok tepesi gerçekten olan bir yer ve hikayeye göre son 12 saat gerçekten yaşanan olaylara dayalı ki bu tam çılgınlık.
  • taegukgi hwinalrimyeo'ya kardeş gelmiş süper bir güney kore savaş filmi.
  • savaş filmi kategorisi sevmediğim için nadiren savaş filmi izlerim.
    o sebeple filmografime bu türden fazlaca yapıt doluşturduğumu söyleyemeyeceğim.

    ama bu film...
    bir kere sinema sanatı ve görsel yönetmenlik adına
    ve güney kore sinemasının geldiği boyut adına nefis bir yapıt olmuş.

    yaklaşık 2 saatlik filmin, özellikle son çeyreğine doğru olan o son düzlüğünde vitesi birden öyle bir büyütüyor ki, tansiyon tam indi derken büyük bir senfoni eseri gibi zirve yaptırıp öyle bırakıyor.

    7,8.
hesabın var mı? giriş yap