• xii. yüzyıl boyunca muhalefet, şehir hayatının can damarı olan tüccarlar tarafından komun adı altında örgütlenmişti. komün oluşumlarının burjuvaların tarihine ‘entelektüel’ katkıyı yaptığını, veya var olan potansiyelin siyasallaşmasını sağladığını belirtmek lâzımdır. bu entelektüel muhalefetin önemli unsurlarından biri de ‘goliardlar’dı. şehirli olduğu şüphe götürmez bu gezgin grup, kendi çıkardıkları ve düşmanlarının beslediği kötü şöhretleriyle ‘entelektüel serserilik’ başlığında düzene yönelik eleştiriler yapmışlar ve her zümreden iştirak eden mensuplarınca muhafazakar düzeni tehdit etmişlerdi.
  • ilk beatnikler diye adlandırabileceğimiz zamanının underground akımı. çoğunlukla üniversiteyi terk etmiş tüccar oğulları böyle yaşamayı seçmiştir. şiir yazmışlardır, şarap içmişlerdir.
  • şiirleri için güzel bir örnek:
    a plea for clothing

    i, a cleric on the loose,
    given to tribulation,
    am for toil and travail born,
    poverty's my ration.

    for the arts and literature
    i possess a yearning,
    still, my indigence compels
    me to cease from learning.

    all my clothing that i wear,
    frail it is and torn;
    oftentimes i suffer cold
    since of warmth i'm shorn.

    cannot praise the lord in church
    while my knees are bending,
    cannot hear the masses out,
    not the vespers' ending.

    worthy lord of n., kind sir,
    since your fame shines brightly,
    i beseech a little gift
    from your grace politely

    take st. martin's attitude,
    never mean or shoddy,
    give the pilgrim-scholar clothes,
    cover up his body.

    so may god transport your soul
    into realms eternal,
    may the gift of saints be yours
    in god's heaven supernal.
  • serseri, hokkabaz, alaycı, küçük ve önemsiz işler yaparak hayatını kazanmak için şehirden şehire dolaşan 13. yüzyılın yoksul öğrencileri.

    artlarında bıraktıkları eserlerden biri: carmina buranalar. bu şiirlerinde aşkı, oyunu, şarabı yüceltip, toplumda belli bir güce sahip olan papa, papazlar ve soyluları kendini beğenmiş olmakla, paraya düşkün olmakla suçlayarak öfkelerini onlardan çıkarıyorlardı. goliardlar, artık doğumu temel alan bir toplum yerine temel değer olarak yetenekleri kabul eden bir toplum kurmak istiyorlardı. kilisenin ahlak kurallarına karşıydılar, aşk hakkının tanınmasını istiyorlardı. papazların, rahiplerin bekar kalmalarına karşı çıkıyorlar ve kadının yerinin erkeğin yanında olduğunu söylüyorlardı.

    üniversitede de, toplumda da dışlanan goliardlar bu başıbozuk aydınlar, yoksul öğrenci ve şairler 15.yüzyılın şairleri rutebeuf ile villon'un habercileri sayılırlar.
  • erken ortaçağ yerleşikliğine, sınıflarına, feodalizmine, tüccarına ve bürokratına saldıran entelektüel kaçaklardır. ''ahlakdışı'' ve ''okullu serseri'' olarak da adlandırılırlar. soylu arkadaşlarının gölgesinde, dilenerek ve sadakayla yaşamlarını sürerler. papa, keşiş ve psikopos da goliardlar tarafından sert şekilde eleştirilmiştir.

    şiirlerinden bir örnek:

    hafif bir şeyim,
    kasırganın oynadığı yaprak gibi

    dümencisi olmadan sürüklenen kayık gibi,
    hava yollarında başıboş dolaşan bir kuş gibi,
    beni ne çıpa ne de halatlar bağlı tutar.

    kızların güzelliği bağrımı yaraladı.
    elimin uzanamadıklarına kalbimle sahibim.

    ikinci olarak kumarıma kızıyorlar. ama kumar beni
    çıplak ve üşümüş bir bedenle bırakır bırakmaz zihnim ısınır.
    işte ilham perim o zaman en güzel şarkılarını besteler.
    üçüncü olarak meyhaneden söz edelim.

    meyhanede ölmek isterim.
    ''tanrı bu iyi içkiciye karşı bağışlayıcı olsun.''

    aralarından çıkan ilk hoca: (bkz: pierre abelard)

    (bkz: jacques le goff) ''ortaçağda entelektüeller'' isimli kitabında bolca değinmiştir.
  • ortaçağ başlarında başlıca özellikleri gezgin ve fakir olmak olan entelektüel gruba verilen isimdir. net bir ideolojileri yoktur. günümüze kalan şiirlerinden yapılan tahlillere göre; asker, soylu, ruhban, köylü gibi neredeyse toplumun tüm kesimini eleştiriler. zaman zaman eleştirdikleri kesimden birinin koruması altına girip maddi kazanç sağlayanları vardır. yani goliardlık parayı bulana kadardır.
  • günümüzde yaptıklarının yankısının devam ettiği gezgin öğrenci topluluğu.

    "paris’te xıı. yüzyılda gezgin öğrencilerden oluşan goliardlar adlı bir grup ortaya çıkar. bunlar genellikle serseri ve ahlaksız kimseler olarak görülmektedir. çünkü onlar yerleşik toplum düzenine yönelik eleştirilerin geliştiği bir ortam oluşturmaktaydılar. goliardlar, feodal yapıyı bozmaya başlayan pazar ekonomisi ve kentleşmenin ürünüdür. goliardlar yersizyurtsuzdur; dilencilik yaparak ya da zenginlere yamanarak geçinen fakir öğrencilerdir.

    hiçbir sabit mekanları, gelirleri, mülkleri olmayan bu fakir öğrenciler, methini duydukları hocalardan ders almak üzere entelektüel bir maceraya çıkmakta, bilginin peşinde kentten kente gezmekteydiler. bu kişiler öğrenimi savaşa tercih etmişlerdi. oysa onların kardeşleri haçlı seferlerine çıkan ordulara katılmakta ve yol boyunca yağma etmekteydiler; daha sonra istanbul’u da yağmalamışlardır.

    goliardlar, kumara, şaraba ve kadınlara düşkündürler. kilise’nin öğretilerini ve genel ahlakı reddeden goliardlar, hovardalığın yanında zihinsel bir özgürlüğün de peşindeydiler. her tür hiyerarşik toplumsal düzene karşı olup, anarşist bir ruha sahiptiler. feodalizmin temeli olan kırsal dünyayı küçümsemekte ve kaba köylüden nefret etmekteydiler. goliardlar, özgürleşme arzusuyla yanıp tutuşan bir kuşağın en ateşli temsilcileridir. fakat xııı. yüzyılda tarihten silinmişlerdir, çünkü kurulmakta olan üniversitelerin disiplinli ortamında uygun yaşam koşulu bulamamışlardır.

    xıı. yüzyılda evlilik karşıtı bir akım da ortaya çıkmıştır. tensel veya zihinsel aşkın ancak evlilik dışında var olabileceği anlayışı saray çevresinden okul çevresine doğru yayılmıştır. goliardlar, tensel zevk hakkını talep eden bu harekete öncülük etmiştir. kadın, erkeğin mülkü veya üreme makinesi olarak görülmemekte ve özgürleşerek erkeğin yanında yer alması savunulmaktadır. bir eşle ilgilenmek, evle ilgilenmek, çocuklarla ilgilenmek, dikiş nakışla ilgilenmek felsefeye ve derin düşünmeye engel olacağı için evlilik düşüncesinden vazgeçilmesi önerilmektedir. zira geçim derdiyle ve gündelik kaygılarla uğraşmak zorunda olanlar kendilerini bilime, dine, felsefeye ve sanata adayamazlar."
  • hocaların peşinde gezip bilgilerini arttırma amacındaki öğrenciler.
hesabın var mı? giriş yap