• kent şarkısı.. çok güzel.. verkligen albümünden..
  • levitation ile üstesinden gelinebilen şey.
  • charles w. misner, kip s. thorne ve john archibald wheeler tarafindan 1970'te yazılmış, genel goreliligin kutsal kitabı. icinde yok yok.
  • (bkz: graviton)
  • iki farklı seriden oluşan japon animesi. eşcinsel bir müzisyenle bir yazarın ilişkisini anlatıyor. bol bol kötü şarkı, bunalımlı eşcinsel bir ilişki, başkaca da hiçbir şey yok. ne kurgu, ne aksiyon, ne bişey... demek ki neymiş, ne olduğunu bilmeden, konusu hakkında fikir sahibi olmadan anime download edilmemeliymiş...
  • hemen hemen her yaoi fanının bildiği bir animedir. çok derin bir konusu ya da her hangi bir aksiyonu yoktur ama karakterlerin sevimliliği yeterlidir. * sonuna kadar izleyip, dramanın bir de her türlü olayın içinden çıkıp , en son bölümünü anlayamamanın hüznü içindeyim.

    animesinin yaoi den çok shonen aiolduğu kanısındayım. yanılıyor da olabilirim.
  • ne demis albert einstein, "gravitation is not responsible for people falling in love".
  • ing. "yerçekimi" anlamı da vardır (bkz: gravity), "gitme", "yönelme" (bkz: tend), (bkz: incline) anlamı da..
  • gravitation, shounen-ai türünde manga, light novel ve animesi olan bir seri. yaoi değildir. (shounen-ai een fazla erotik olur, yaoi bildiğin pornodur ama ötesidir de...) (bkz: yaoi/@aphrael) fakat serinin yazarı olan maki murakami abla gravitation'ın yaoi doujinshilerini de çıkarmıştır. (şimdi şöyle ki, doujinshi ana hikayeden bağımsız genelde başkalarının çizdiği mangalara deniyor, ama bazen yazarlar da kendi hikayelerinin doujinshilerini yazabiliyorlar.) yaoi doujinshiler yüzünden hasstasıyım maki murakami'nin.

    gelelim seriye. animelerin (13 bölüm tv ve 2 bölüm ova olmak üzere) hepsini izledim. ilk dikkatimi çeken şey rezil müziklerdi. (tamam seveni de var da, çoğu şarkının bendenizin bünyesindeki etkisi "imdaaat" düzeyinde oldu.) animasyon ortalama. hikaye ise, ciddiyetle izlemediğiniz sürece accaaayip eğlenceli. atıyorum esas oğlanla esas oğlanın tanışması şöyle mesela, ukemiz şarkı sözü yazmaya çabalıyordur, skindirik bişi yazar, kağıt rüzgarda uçuşurken çok bilmiş seme yazarımız kağıdı bulur, ukeyle dalga geçer. eveet hiç romeo ve juliet tanışması değil di mi?... o zaman shakespeare uyarlaması izliyor gibi izlemez misiniz lütfen? rahat ol yavrum ya, izlediğin her şey oscar kazanmak zorunda mı?
    bu arada serideki çoğu seiyuu yani seslendirme sanatçısı gayet başarılı ve ünlü tiplerdir. özellikle yuki eiri'nin seiyuusu kazuhiko inoue'yi pek bi sever sayarım.

    light novellardan birini okudum. gayet akıcı, cidden light ve şirindi. onu da "çok ciddi roman okuyorum" tavrıyla okumadığınız sürece ok.

    mangayı okumadım ama murakami-sama'nın yazdığı yaoileri okudum. bazılarının çizimleri acayip dandikti, ama hikayeler süper eğlenceliydi. her gravitation fanı okumalı. ama hardcore dikkat.

    genele bakacak olursak,

    seri boyunca başrol olacak mal ukemiz shindou shuichi sık sık içimi baydı. sevimli olması için bu kadar da salak olması gerekmiyor ki... ama orda, klasik seme stereotypeından olan yuki eiri var... salyalarıma sahip çıkmakta zorlanıyorum kendisi söz konusu olunca. tamam klasik, yakışıklı, zengin, zeki, başarılı, gıcık, ters, piç, cool herif olabilir. ama çok tatlı lan. yer yanında yatar yine yerim yani, öhöm.

    fazlası için : http://en.wikipedia.org/wiki/gravitation_(manga)

    bu seriyi sevenlere shounen ai olarak loveless'ı, light yaoi olarak junjou romantica'yı, hardcore yaoi olaraksa sensitive pornograph'ı öneririm.

    öpüldünüz efenim, bi tuhaf aphrael reviewının daha sonuna geldik. jaa mata ne!
  • bir shounen-ai ye nazaran yumuşak bir yapısı var.ne bileyim bi öpüşme sahnesi bile yok doğru düzgün.konusu ve çizimleri güzeldi ki yukarıdaki arkadaş epey bi detaylı anlatmış.gerçekten müzikal bir anime olmasına rağmen şarkılar kötüydü.
    ancak animede benim dikkatimi çeken seme - uke ilişkisi idi.normalde seme -uke ilişkisi bu animedeki gibi işlenmez.seme ler hep uke nin peşinde koşar sağda solda kıstırır falan.bunda tam tersi uke habire seme nin peşinden koşuyor ve yüzüne tükürse yarabbi şükür modunda.ki uke dediğin bu kadar velet çizilmemeliydi.süründüren ukelere alışmışız biz.uke yi neredeyse kız gibi çizmişlerdi.bu sebepten insan shoujo izler gibi hissediyor.
    ciddi manada shounen-ai veya yaoi izlemek istiyorsanız her iki tarafın erkek gibi göründüğü anime sayısının az olduğunu söylemeliyim ki bunlara en iyi örnek junjou romantica ve sekai ichi hatsukoi dir.yalnız belirtmeliyim ki nedendir bilinmez bu semeler hep bir yazarlık işinde ya da editör falan oluyorlar.bu animede de öyle.

    mangasına biraz baktım ki şaşırttı doğrusu.zira animede işlenen seme - uke ilişkisinin tam tersi işlenmişti.anime ve manga nın bazen birbirini tutmadığı oluyor.mangası şu an için 3 tane seriden oluşuyor ve 2 seri bitmiş hali hazırda bir tanesi devam etmekte.doğrusu çizimlerini çok kötü buldum ve çizimlerden çok konuşmalar yer kaplamakta mangalarda.tabi ki bu novel olmasından da kaynaklı olabilir.yine de mangasını okunması için tavsiye edemicem.ama shounen-ai ler içinde değişik bir yapıya sahip olduğu için izlenmesini tavsiye edebilirim.
hesabın var mı? giriş yap