• son roportaj canlı yayın linki: (tds)

    https://twitter.com/…tatus/1172857781004591104?s=21
  • vendee globe teknesiyle atlantik seyahati yaparak bizlere karbon emisyonu düşük seyahat alternatifi dersi vermiş.

    öncelikle vendee globe tekneleri olan, thunberg'in bindiği malizia ii'nin de dahil olduğu, imoca 60 sınfı teknelere bakalım. 60 teknenin uzunluğunu ifade ediyor. bu tekneler 20 metre civarı, küçük değiller. single handed tabir edilen tek başına seyir için tasarlanıyorlar. örneğin the ocean race (eski "volvo ocean race") tekneleri ekip seyrine yönelik. bu yüzden çift simit dümen var. imocalar yeke kullanıyorlar. 20 metre tekne sadece tek kişi için (isterseniz 20 kişi de biner, ama olayı o değil).

    imoca 60 yelkenleri hariç 4.2 ila 4.7 milyon avro arası bir fiyattan satılıyor. yeni nesil için fiyatların 3.7 milyona düşürülmesi amaçlanıyor (belki yapmışlardır, takip etmedim). volvo ocean race'in kullandığı vo 65'lerin tam set yelkenlerinin tutarı 400 bin dolardı diye hatırlıyorum. daha büyük, daha fazla tayfalı olduğu için daha fazla yelkeni olduğunu varsayalım, imoca 60 en iyi ihtimalle yarısı fiyatınadır.

    yani bu müthiş çevre dostu tekneler dünyanın parası, sadece tek kişi tarafından kullanılıyorlar ve kullanılma amaçları birinci dünyanın şımarık denizcileri için eğlence. okyanusu 1.8 tonluk 8 metrelik tekneyle geçen de var, imoca 60 şart değil.

    bir de yelkenli en temiz ulaşım araçlarından olsa dahi pratik bir çözüm değil. tropiklerdeki kasırga, tayfun, orkan vs. sezonlarını da sayarsak her denizde her sezon kullanması zor. sezon boyunca her havada kullanmak da mümkün değil. üstelik bakımı çevre dostu değil, meşakkatli ve masraflı. özellikle anti fouling boyaları zehirli (zehirsiz olanları da tam olarak zararsız değil ve etkileri daha az) ve denizlerdeki yaşamı tehdit ediyor (bu konuda büyük tankerler için de kurallar var, demirleme de kurala tabi sağa sola katil yosun taşımayın diye, öevre dostu imajı bir yara daha aldı). yazın marina masrafı (akdeniz özellike pahalı, kuzey ülkeleri idare eder, ama teknenin büyüklüğüne ve marinaya göre orada da fiyatlar yükseliyor), kışın bakım masrafı az buz para değil. bu da yelkeni düzenli olarak belirli bir zümrenin yapabileceği anlamına geliyor. bu masraflar kümülatif olarak çok. marinayı ucuz hesaplarsak teknenin sıfır fiyatının % 10'u yıllık masrafı. dizel tankına dizel böceği girdi, motorun vanasını açmadım yandı, direği bumbayı kırdım, yelkeni yıtrrım diyorsanız astarı yüzünden pahalı. yani çevre dostu ama bisiklet gibi çevre dostu değil, kalantor işi. hiçbir ek msaraf çıkmasa dahi standard yıllık masrafla 10 sene içinde bir tekne parası daha harcamış oluyorsunuz.

    dahası vendee globe fransız emperyalizminin dünya denizlerindeki, okyanuslarındaki egemenliğinin bir tezahürü. karayipler'den pasifik'e, oradan güney okyanusu'na ve hint okyanusu'na fransa'nın denizaşırı toprakları var. güney kutbu yakınındaki bir adası ya da hint denizindeki adalarıyla (ki basas da india ada bile değil) yüzbinlerce kilometrekarelik okyanus bölgelerini münhasır ekonomik bölge ilan ediyorlar. basas da india yüzünden hem madagaskar hem de mozambik'le papaz oldular, kimse de senin ne işin var okyanusun ortasındaki bu ülkelerden bir kaç yüz km ötedeki ada dahi olmayan bir sığlıkta demiyor. toplam alanı 80 km kare olan bu eski ve denize batmış atol sayesinde fransa 123 bin km kare münhasır ekonomik bölge ilan etmiş (bunun gibi dünya çapında yüzlerce adası var, siz hesaplayın). madagaskarlı kendi okyanusundan balık avlayamıyor. balığı geçtim, fransa'dan izin almadan buraya turistik tur yapan teknelere fransız donanması müdahale ediyor, bazen teknelere el koyuyor. aynı fransa şu anda doğu akdeniz'de türkiye'nin münhasır ekonomik bölge taleplerine kıbrıs rum kesimi'yle karşı çıkıyor mesela. thunberg bilerek ya da bilmeyerek bunlara alet oluyor.

    vendee globe gibi organizasyonlar fransa'nın dünya denizlerindeki varlığının kültürel ayağını ve haklılaştırma basamağını oluşturuyorlar. bazı videolarda dünya okyanuslarındaki fransız donanması tarafından selamlanan tekneleri gösteriyorlar (kurtarma operasyonları da var). kafanıza işliyorlar bunları, kimse de fransa'nın güney kutbunun aşağısında ne işi var, oradaki o adaları sahiplenip balığına nasıl çöküyor demiyor.

    thunberg ve temsil ettiği zihniyet gerçek bir sorunu ve çözüm için yapılması gerekenleri sulandırıyor. vendee globe teknesiyle karbon izi az olarak okyanus aşmak demek 5 m avroluk yüksek teknoloji tekneye yeşil ışık yakmak, daha beteri denizleri, okyanusları sömüren, kaynaklarını bencilce avrupa'ya aktarıp hala madagaskarlının, mozambiklinin, yüzlerce yıldır sömürdüğü üçüncü dünyalının ekmeğiyle oynayan küresel ısınmanın arkasındaki güçlerden bir olan avrupa emperyalizmine destek çıkmak demek. sen dünyanın anasını ağlat, endüstri devrimi diye bas atmosfere kömürü, sonra ver atomu, kaynakları da güzelce sömür, sonra küresel ısınma var diye kalkınacak ülkeye karış, ama madagaskar'dan gasp ettiğin balığı geri vermeye, o haklarından feragat etmeye yanaşma. millet de salak gibi küresel ısınma gibi büyük bir problemi, problemin sebeplerini savunarak tartışsın. küresel gerizekalılık bu işte. sınıfsal arkaplanından, küresel güç ilişkilerinden soyutlayıp yelkenliyle new york'a gitme elitliğiyle küresel ısınma karşıtlığı. tam aptal hipster kafası.
  • benim merak ettiğim durum kızın okuluna ne oldu?
  • durumun ciddiyetini hala kavrayamamis mallar tarafindan elestirilen ve zengin bebesi diye anilan, muhtesem kizdir. bu kiz otizmi ve genel farkindaligi nedeniyle ile muhtemelen cogumuzun suana kadar okumadigi kadar konuyla ilgili kitap ve belge okumus ve kendi kendini egitmistir. bu olaylara girmeden once girdigi depresyon sureciyle ilgili konusurken, ailesinin ve yakin cevresinin butun bu olasi gelecek senaryolarina ragmen, hayatlarina normal bir sekilde devam etmelerini elestiriyor. babasi ciddi sekilde sosyal medya ve acimasiz insanlarin potansiyel lincinden korktuklarindan aslinda greta'nin bu islere girmemesini istedigini belirtiyor. yani evet, 14 yasindaki bir kiz cocugu, 8 yasindan beri dehset icinde bizim el birligiyle amina koydugumuz dünyanin gelecegine kaygilaniyor ve bir sure sonra evde depresif depresif oturmaktansa ayaga kalkip bir seyler yapmaya calisiyor, ve sadece kendi istegiyle. ayrica bence bunu anadili olmayan ingilizceyle yapmasi sayesinde de dunyada bu kadar kisa surede bir bilinclenmeye sebep oldu. bizim ulkede en pahali koleje giden cocuk bile konu ingilizce konusmaya geldiginde, aslinda her seyi anliyorum ama konusamiyorum kafasinda. neden turkiye'den bu tip cocuklar cikmiyor? cunku turkiye'de bu tip cocuklari buyuten ebeveynler ve okullar yok. ucakla zirt pirt gezmek, catur cutur agac katlederek yapilan alisveris merkezlerinde fink atmak, hapur hupur her gun et yemek, klimali evde oturmak, kis aylarinda donla evde gezecek kadar kaloriferi koklemek, ailelerde kelle basina dusen araba sayisi, egzotik meyveleri anasinin amindan getirtip yemek ve habire cocuk yapmak hala statu gosteren seyler. ya da olaya dramatik olan diger boyutundan bakarsak, bizim ulkede buyuyen cocuklarin buyuk kesiminin tek derdi bugun karnimi ne iyi doyurabilirim. sonuc itibariyle kimse, sadece kendini dusunmekten cikip, dunyasini ve gelecegi dusunmeye gelemiyor, bunun onemini bile bilmiyor.

    eger greta gercekten bunu basarirsa (ki umarim basarir), gelecekte jeanne d'arc gibi bir karakter olacak ve insanlar hayvan gibi merak edecekler bu yasta dunyada nasil boyle bir haraket baslatti. allahtan elimizde bunu gelecek nesillere birebir aktarabilecek teknoloji var da, greta bunu nasil basardi esrarengiz bir sehir efsanesi olarak kalmayacak. elbette greta'nin jeanne d'arc tan olan farklarindan biri bunu dindar bir kiz olarak kendi ulusu icin degil, anarsist bir kiz olarak hepimizin gelecegi icin yapmis olmasi.

    edit 1: su alttaki entry'yi (#95562102) gorup sinirlerime hakim olamadigim icin yaziyorum. bak guzel kardesim, bu kizin su ana kadar basardigi sey su gune kadar henuz tek basina cikip birinin tek basina basarabildigi bir sey olmadigi icin takdire sayan. dusun, tek basina cikiyorsun ve 1 sene icerisinde milyonlarca insani bu konuda duyarli ve birlik olmaya davet ediyorsun ve "kic kadar boyunla" yeni bir akim baslatiyorsun. 1996 yilindaki hükümetlerarasi iklim degisikligi paneli’nin (ıpcc) ikinci degerlendirme raporu'ndan beri bir global isinma, sera gazi emisyonlari, dunyanin gittigi yer yer degil muhabbeti gazetelerin minicik kupurlerinde kimsenin okumadigi yerleri isgal ederken, suan ana baslik haline gelmis durumda. alman hukumeti gecen yila kadar bu tip konularda yeterli dikkati gostermezken, bu kiz ciktigindan ve konunun populerlesmesinden dolayi gotleri tutusmus bir sekilde cozum arayisina girdiler. ve bu gun yani 20 eylulde almanya sera gazlarının 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında azaltılarak 1991 yılı değerlerinin altına çekilmesine yönelik önlemlerini aciklayacak.

    "ama benim fabrikam, nükleer silah denemelerim, denizde petrol sondajı yapan gemim, siyanürle altın ayıklayan firmam yok" demissin de, ilerde (ki ilerde derken 2500 yilindan bahsetmiyorum) bu durumdan dolayi olusacak su ve yiyecek kitligi, global goc, cop problemi, bulasici hastaliklar, abartili iklim degisiklikleri (seller, kurakliklar) vs. sadece yati kati olan zengin adami degil, seni de etkileyecek. hatta parasi olan adam bir sekilde kendi gotunu kurtaracakken, parasiz olan insanlar asil bu isin faturasini odeyecek. "çevrecilik geçim sıkıntısı yaşamayan avrupalıların hobisi oldu. işe yaradıklarını hissetmek onlara enerji veriyor, hayatlarına anlam katıyor" demissin ya, yok kardesim. olay o degil, can sikintisindan bu olaylara sardigini iddia ettigi avrupalilar, daha dogrusu "batililar" asil dunyanin suan icinde bulundugu durumun sorumlusu da ondan. yani artik kafayi sokacak kum kalmadi ondan. dunyada en cok karbondiyoksit salinimi yapan ulkeler sirasinda almanya 6. ve turkiye 15. sirada geliyor. yani evet aslina bakarsak, afrikanin her hangi bir koyunde yasayip sadece ne buluyorsa onu yiyen ve hayatinda hic ucaga binmemis bir ciftci senden, benden, uzak mesafe iliskisi icin her hafta sonu berlin-paris arasi ucan bir avrupalidan cok daha az doganin amina koyarken, su kitligi ve bulasici hastaliklar ayyuka ciktiginda, suan oldugundan cok daha fazla etkilenecek, bundan dolayi ne yapicak? botlara atlayip daha yasanabilecek ulke arayisina girecek. ha suan bunlar zaten olmuyor mu diyorsun ya? iste dusun, bunun cok cok daha siklikla olacagi bir dunyayi.. distopya gibi degil mi? tipki amazon ormanlarinin yanmasi sadece brezilyalari degil, hepimizin oksijenini etkilerken (dunyanin yuzde 10- 20 arasindaki oksijen ihtiyaci bu ormanlardan gelir), endustri ulkelerinin sictigi bokun icinde bogulan sadece kendileri degil, tum dunya nufusu olacak..

    greta thunberg bunlarin bilincine varmis gencecik bir insan. ve dedigi su: madem siz bana sik gibi bir dunya birakiyorsunuz, ben okula gidip bu sik gibi gelecegi ne yapayim o zaman? onun yerine hala cok gec olmadan, hala degistirebilecegimiz bir seyler varken, protestoya cikiyor. keske sen de phd ni yapip evinde oturacagina, bu tip islere girsen de, soludugun havanin hakkini verebilsen.
  • bugün 20 eylül 2019 dünya iklim grevi günü.. bugün iklimcilere kulak verin!! bugün grev yapın, çocuklarınızı ya dinleyin ya da destek olun!
    bugün çocuklarınızı torunlarınızı düşünün!
    bugün greta’ya katılın!
  • ömründe eylem nedir bilmeyen yazarların kukla olmakla nitelendirdiği öncü çocuk. çocuk demeye de dilim varmıyor zira akıl yaşı çoğunuzun epey üstünde olgunluğa çoktan erişmiş.
  • geleceğin lenini.sonsuz destekliyoruz.
  • istismar edilmiş bir çocuktur. tipinin de otizmliye benzemesi cabası.

    edit: tamam lan vurmayın. aspergermiş zaten.
  • bugün birleşmiş milletler iklim zirvesinde dünya liderlerine seslenmiştir.
    an itibarıyla tarihe geçmiştir. önümüzdeki on yıl boyunca küresel çapta en etkili insanlardan biri olacaktır.
    asberger sendromu onu hem koruyor ve odağının sapmamasını sağlıyor, hem de bir süper kahraman seviyesine çıkarıyor.
hesabın var mı? giriş yap