• "dünyanın her yerinde ve var olan bütün dillerde bir hemcinsine "seni özledim" diye birinci tekil şahısla seslenen bir erkek ibnedir ya da (en iyi ihtimalle) gizli ibnedir. erkekler bunu bildikleri için başka bir erkeği (arkadaşlarını, babalarını, abilerini vs.) özlediklerini belirtmek istediklerinde "özledik seni nerdesin ya", "özlettin kendini be hocam" gibi çoğul ya da edilgen ifadeler kullanmayı bilinçli ya da bilinçsiz olarak tercih ederler. bilinçli olarak tercih edenler homofobiktir."

    (ekim ayının başlarıydı sanırım, tam hatırlamıyorum/2004, istanbul otogarı)
  • "yolda yürüyen bir çift erkeğin konuştukları konunun ilginçliği, civarda yürüyen kız çiftlerinin kendilerine uzaklıkları ile ters, güzellikleri ile doğru orantılıdır"
    (24.08.2004, ankara)
  • ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açar ve cevizin içine girer. cevizin içi insan beynine benzer, kurt başlar cevizi yemeye. elbette ki buraya kadarı normal. yedikçe şişmanlar şişmanladıkça karnı büyür. yeterince doyunca yükünü tutunca! gitmek ister ama girdiği delikten çıkması mümkün değildir istese de çıkamaz. işin enteresan ve daha da kötü tarafı; içi yenilen cevizin kabuğu da kurumuş ve iyice sertleşmiştir. artık o deliği genişletmek de imkansızdır. kurtçuk oturup etrafına bakar, düşünür taşınır delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır; zayıflamayı beklemek. aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner. ve bir gün bitap düşmek üzere ilk başladığı gibi cevizden çıkar. ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz bomboş bir ceviz kabuğu kalmıştır.
    kimi insanlardaki para ve mal-mülk hırsı da ceviz kurdundaki iştaha benzer. hırsı yenip, artık yeter dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.
  • insan, agladigi anilarini gulerek, guldugu anilarini aglayarak hatirliyor.
  • "bir evdeki yeterince içbükey her yüzey, yeterince uzun bir süre sonunda kültablası olmaya mahkumdur" --mengus, 28.03.2005, 02:28, sigarasını hard disk'in anti static plastik kutusuna silkerken.
  • "önemli olan bir insanın günde 6 ya da 7 saat uyuması değil, saat kaçta uyandığıdır. örneğin 01.00'de yattığınızı ve 6 saat uyuduğunuzu düşünün. 07.00'de kalkıyorsunuz. ama uykunuzu almış gibi misiniz? hayır değil mi? biraz daha uyumak için neler yapmazsınız. bir de şöyle düşünün. 03.00'te yattınız. artı altı saat: 09.00'da kalktınız. uykunuzu almış gibisiz değil mi? en azından 07.00'ye oranla daha iyi durumda olmalısınız. ya da 04.00'te yattınız ve 10.00'da kalktınız. ne o? o kadar da fena değil galiba. peki ne değişti? sabah uykusu. evet bence insan en iyi ve kaliteli uykuyu sabah saat 06.00 ile 09.00 arasında gerçekleştiriyor. bu biyoritmik dönemi bozmak iyi uykuyu da bozmak anlamına geliyor. 5.10.1999/beşiktaş kadıköy vapuru/07.55"
  • "devlet başkanlarının diğer ülkeleri ziyaretleri sırasında first ladylerin kapalıçarşı gibi yerleri gezmesi kadınlara 'sizin bu işlere kafanız ermez' demenin en üst düzeyde seslendirilmesi değil mi? ya kadınları götürmeyin, ya da götürüyorsanız onlar da toplantılara girsin filan.12.6.2004/ortaköy"
  • geçenlerde duyduğum ve çok mantıklı gelen bir önermeyi paylaşmak istiyorum. "eğer hayvanlar konuşabilseydi onları yiyemezdik".

    düşünsene inekle önceki gün muhabbet etmişsin, bağdan bahçeden konuşmuşsun, şimdi onu yiyebilir misin? veya kasap olsan "yapma abi çoluğuma çocuğuma acı" diyen koçu nasıl keseceksin... burdan çıkardığım teoriye gelelim. nasıl ki bu hayvanlar bize derdini anlatamadığı için onları kesmekte ve yemekte beis görmüyorsak, derdini anlatmayan, içine atanları da düdüklemekte, kazıklamakta sıkıntı çekmeyiz insanlar olarak gibi geliyor bana.
  • bir italyan markasının adı haddinden fazla italyanca gibi duruyorsa o aslında bir türk markasıdır, yeri de muhtemelen zeytinburnu civarındadır.
  • kız arkadaşın yanında osuruğu tutmak, erken boşalmamaya çalışmaktan daha zordur. olm çok çok daha zordur lan.

    ("belki kokmaz be abi" riskini alıp, gül gibi ortamı özpehlivanlar pide ve kebap salonu'na çevirmeden hemen önce)
hesabın var mı? giriş yap