• (bkz: #65717237)
  • sözlükte bugüne kadar açılmış en net rezalet.

    yani cidden öyle böyle değil. açacağınız maddi manevi tazminat davası sonucu donlarına kadar almanız temennisini canı gönülden diliyorum gerçekten.
  • gerçek bir rezalet.

    ya şöyle olsaydı: yetkili servise emanet ettiğiniz arabanızla firma personeli gezip tozuyor. bu sırada aşırı sürat yapıyor ve bir yayayı eziyor. panik olup kaçıyor. yaya kazanın etkisi ile hayatını kaybediyor. bu arada görgü tanıkları/ kamera kayıtları aracın marka/model ve plakasını kayıt altına alıyor.

    araç size teslim ediliyor. teslim tutanağı gargaraya getirilerek imzalatılmıyor. siz de alışık olmadığınız için ve aracınıza kavuşma heyecanı ile aklınıza bile getirmiyorsunuz teslim tutanağı istemeyi. düşünün, kaçınız aracını servisten alırken size tutanak gösterilmese bunun için ısrarcı olursunuz.

    birkaç gün sonra polis kapınızı çalıyor ve aracınızın ölümlü bir trafik kazasına karıştığını bildiriyor. kelepçelenerek savcının karşısına çıkıyorsunuz. savcı tutuklu olarak yargılanmanıza karar veriyor. avukatınız servise başvuruyor. o da ne? servis aracı size günler evvel teslim ettiğini beyan ediyor.

    yıllarca, ilişkiniz olmayan bir suçun cezasını hapis yatarak çekiyorsunuz. tüm bunların sebebi, dünya çapında bir araba markasına ve onun yetkili servisine duyduğunuz güven. onların müşterisi olmanız.

    anlatılan olaydan sonra, bu yazdığım varsayımın asla gerçekleşmeyeceğini düşünen birisi kaldı mı acaba? işte bu kaybedilen şeyin adı müşteri güveni ve ticari itibar.
  • direnip sonuna kadar okuduğum rezalettir.
    ilgili arkadaşta peygamber sabrı olduğunu düşünüyorum, gayet iyi dayanmış.
    söz konusu durumun opel türkiye'ye iletilip iletilmediğini, opel türkiye'nin ne cevap verdiğini merak etmekteyim.

    edit: yazar arkadaşın iletisini düzenlemesiyle birlikte süreçten haberdar olduğumuz rezalet hali. son duruma göre opel bayisi arkadaşı iletisini silmezse mahkemeye vermekle tehdit etmiş.
    servise emanet ettiğimiz araçları alkollü ve ehliyetsiz halde kullanmak, gidip kaza yapmak ve olayı tehditle bastırmaya çalışmak ne güzel bir kafanın ürünü.
    hadi onu sildirdiniz diyelim, gelin benim yazdığımı ve başlık altındaki an itibariyla 400küsür iletiyi de sildirin bakalım...

    arkadaşa geçmiş olsun diyor ve sürecin takipçisi olduğumuzu belirtiyoruz.

    edit son: yokboylebirsey nickli arkadaşımız tarafından başlığın ilk entrysinde anlatılan rezalet, yazar arkadaşın amacına ulaşması sebebiyle "sileceğim, gerek kalmadı" kafasıyla imha edilebilir. ilgili yazarın bu açıklaması üzerine ilk entry olduğu gibi kopyalanmış ve noktasına virgülüne dokunulmadan aşağıdaki bölümde paylaşılmıştır.
    olur da yokboylebirsey nickli arkadaş takla atar bu şikayeti silerse, bu entry başlığın ilk entrysi olacak ve görevini yapmaya devam edecektir.

    yokboylebirsey'den alıntı;

    --- spoiler ---

    bir arkadaşımın başına gelen olayı aktarıyorum.

    özet geç diyenler için: gürses opel yetkili servisine bıraktığım aracım, hasar danışmanı tarafından bayiden çıkartılıp alkollü ve ehliyetsiz bir şekilde kaza yapılmıştır. bundan dolayı aracım trafikten men edilmiş ve yürümez hale gelmiştir. yetkili servis ise hatanın bedelini kendi istedikleri şekilde karşılayacaklarını söyleyip hukuki sorumluluklardan kaçınıyorlar. ben yapıcı yaklaştıkça güvence vermedikleri için de yaklaşık 2 aydır mağdur ediliyorum.

    arkadaşımın anlatımıyla;

    27.08.2016’da gürses motorlu araçlar alım satım tic. a.ş. yenisbosna bahçelieveler/istanbul şubesi’ne chevrolet markalı aracımın sağ çamurluğu ve sağ ön tamponundaki çizikler yüzünden kasko kapsamında yapılması için bıraktım. yaklaşık bir hafta sonra arabanın yedek parçalarının yurt dışından geldiği için yapımının bayramdan sonraya kalacağını şirket teknik servisi yetkilisi telefonla iletti.
    aracın fotoğraflardan da görüleceği gibi sadece sol çamurluk ve ön tamponunda bir sorun olmasına rağmen yaklaşık 3 hafta sonra rot balans ayarına girdiğinde yürüyen aksamında sorun olduğunu, tekerde içe doğru eğilme olduğunu bu yüzden de yürüyen aksamının tamamen değişeceğini, yurt dışından bu parçaları sipariş ettiklerini ve parçanın 30.09.2016 tarihinde geleceğini söylediler.

    aracımın servise teslim ettiğim hali: http://i.hizliresim.com/qq50va.jpg

    arabada kalan ogs’mi almak için firma hasar danışmanı ile iletişime geçtim. fakat kendisi babasının 1 kere kalp 1 kere de beyin ameliyatı(!) geçirdiğinden dolayı daha sonradan benimle iletişime geçeceğini söyledi;
    http://i.hizliresim.com/9gz3m9.jpg
    http://i.hizliresim.com/qe0ag3.jpg
    http://i.hizliresim.com/mkqbd6.jpg

    daha sonradan benim ısrarlarım sonucu aracın test sürüşünde kaza yaptığını damperli kamyonun çarpıp kaçtığını, aracımın otoparka çekildiğini ve aracı oradan çıkarmak için hasar danışmanına(kendisine) vekalet vermemi söyledi. velhasıl kelam, ben nihayetinde aracımı, plaka sorgulayarak çekildiği otoparkı buldum bir de baktım ki aracım neredeyse pert halde ve trafikten men edilmiş. otoparkta çektiğim fotograflardan gorebilirsiniz;
    http://i.hizliresim.com/xdgjpo.jpg
    http://i.hizliresim.com/by1aby.jpg
    http://i.hizliresim.com/dxraoz.jpg

    aracın otopark belgesini çıkarttım.
    http://i.hizliresim.com/0yxaed.jpg

    aracım 10 eylül gibi tamir edilmiş, hasar danışmanı tarafından müşteriye teslim edeceğim diyerek alınmış ve aynı şahıs, 18 eylül saat 02:00 gibi florya şenlikköy polis karakolu’nun önünde kaza yapmıştır. kendisi alkollü(1.74 promil) ve ehliyetsizmiş. aracın tamir edildiği günden kaza yaptığı güne kadar da toplamda 115 km. yol yapılmış.

    kaza raporu: http://i.hizliresim.com/5y03dm.jpg
    http://i.hizliresim.com/a3vv17.jpg

    olaylar bundan sonra başladı, kaza raporuna göre hasar danışmanının ehliyetsiz yakalanmış (ehliyeti muhtemelen öncesinde de alkolden alınmış) ve park halinde 2011 model opel bir araca çarpmış. benim aracımda en az 15.000 tl hasar, karşı tarafta da aynı şekilde en az 15.000 tl hasar var (değer kaybını hesaba katmıyorum bile).

    şirket tarafına gelince, hatalarını telafi etmek için pek bir şey yapmıyorlar, aracımı satın alın diyorum yok efendim biz sadece 0 araç satışını desteklemek için 2.el araç alıyoruz diyorlar. aracımı yaptırın satın aradaki değer kaybını da ödeyin diyorum, yok yönetim kurulundan karar öyle çıkmadı diyorlar. kurul kararına göre aracımı yaptıracaklarmış (kazadan kaynaklı cezaları ödeyeceklermiş), değer kaybını ödeyeceklermiş ve o sırada arabasız kaldığım sürenin araba kiralama bedelini vereceklermiş. ben de teklifi kabul edeceğimi söyleyip verdikleri taahhütler üzerinden sözleşme imzalamayı önerdim. fakat bunu kabul etmediler ve benim zaman kaybına neden olduğumu öne sürüp 1 haftalık araç kirası bedelini vermemekle tehdit ettiler. üstüne aracın tamir edildiği tarihten değil de kaza yaptığı tarihi baz alacaklarını belirterek hatanın kendilerinde olmasına rağmen küçük hesapların peşine düştüler.
    bu kadar vurdumduymaz olmalarından dolayı lanet olsun bir an önce anlaşayım bitsin, hasardan dolayı oluşan değer kaybını da ne olursa kabul edeceğim dedim.

    ekimin 3. haftası gibi işlemleri başlatacaktım. aracım trafikten alkol ve ehliyetsiz kullanımdan dolayı men olduğu için cezaları ödetip otoparktan çıkartacaktım. fakat beni bugün arabasına çarptıkları 2. şahıs aradı, firmanın benim ile anlaştığımı, karşı tarafın değer kaybını ödemeyi kabul etmediklerini, bana dava açarak maddi kaybını karşılayabileceğini söylemişler. ben bu konuşma üzerine artık dayanamayarak çıldırdım tabi. adamlar bana aracına çarpılan kişiyle anlaştık, faturaları ödedik her şeyi hallettik demişlerdi. sanıyorum benim aracımı teslim ettikten sonra karşı tarafın hasar ve değer kaybını bana ödeteceklermiş.

    sonuç olarak ben bu kadar başarısız bir yönetim ve lakayt tavırlar görmedim. yalanların da bini bir para. bu firmadan araç almış, bakım yaptırmış, aracınızı hasardan dolayı servise vermiş olabilirsiniz. başınıza bu tarz olaylar gelebilir ve bunlara rağmen suçlu siz çıkabilirsiniz. bunlar, müşteriye değer vermeyen, yanlışlarını örtbas etmeye çalışan ve dahası güvenilmez bir firma. bugünden sonra anlaşma ihtimalim de yok, davamı açıyorum. ayrıca zaten opel türkiye’ye şikayet dosyası da açtım. umarım bunların lisansını iptal ettirip başkalarının da bu tarz sıkıntılar yaşamasının önüne geçerim.

    --- spoiler ---

    edit: arkadaşım az önce arayıp son durum hakkında bilgi verdi ben de onun ağzından paylaşıyorum;

    öncelikle, verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim, biraz önce şirketin hasar yetkilisi tarafımı arayıp eğer bu başlığı silmezsem hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. hem suçlular hem güçlüler, hatalarını kabul etmek yerine beni baskı altına alıp tehdit ediyorlar.

    konu opel türkiye'ye iletilmiş akabinde şikayet dosyası açılmıştır. opel türkiye yetkilisi beni sık sık arayarak anlaşmaya vardınız mı diye sordu ve ben de en son taahhüt ettiklerini yazılı beyan yani sözleşme ile zabıt altına alırlar ise kabul edeceğim ama her şeyin fiyatı ve süreci açık ve net şekilde yazılmalı dedim. opel türkiye durumu bayiye ilettiğini söyledi. bayi de beni arayarak böyle bir sözleşme yapmayacaklarını genel kurullarının bunu kabul etmediğini zaten iş emri açacaklarını söyledi ben de reddettim. bunu da opel türkiye'ye söyledim artık dava etmekten başka çarem olmadığını güvenmediğimi söyledim ve opel türkiye bana mağduriyetimin giderilmesi için anlaşma durumunda, taahhüt edilenlerin yapımını takip edeceklerini söyledi, anlaşmaz da dava yoluna gider isem şikayet dosyasını kapatacağını ilettiler.

    durumu öğrenir öğrenmez savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum, insana mı çarptılar devletin malına mı zarar verdiler bilmediğim için kendimizi garanti altına almak adına hemen savcılıkla alakalı başvurularımı tamamlamıştım.

    not: özelden bir çok mesaj atıldı ve hala atılıyor, ilginiz için kendi adıma da teşekkür ederim. mesajların hepsi bu konu hakkında olduğu için yarın iş yerinde arkadaşıma gösterip cevap vereceğiz.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    (bilgilendirmek amaçlı) edit 2: (yine arkadaşımın kendi yazısıyla) araç benim üzerime değil şirket aracı (arabayı aile dostumuzdan aldık ama üzerinde rehin olduğu için tescil işlemini bu aya ertelemiştik). ben hasardan dolayı aracı, maalesef bu firmaya kasko kapsamında yapılması üzere vermiştim. olaylar bu noktaya gelince de aracın vekaleti bana verildi ve tüm işlemlerini ben takip ediyorum. herkes ne kadar sabırlı olduğumu söylemiş, aslında şirket aracı olduğundan prosedürlerle uğraşmayı istemediğimden olayı kısaca çözmeye çalışmıştım. şirket bana yasal bir zeminde çözme imkanı sunmayınca, olayı hukuki sürece taşıma kararı aldım.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    (firmanın açıklamasına cevaben) edit 3: hukuki olarak hakkım olmadığı söylenmiş halbuki öncesinde de belirttiğim gibi aracın vekaleti tarafımdadır.

    duyuruya sırasıyla cevap vermem gerekirse;
    1. aracın 17 eylül’de tamir işlerinin bittiği söylenmiş. fakat hasar müdürü i… bey tarafından aracın 9 eylül’de tamir edildiği 10 eylül cumartesi günü ise hasar danışmanının mesaisi olmamasına rağmen şirkete gelip aracı müşteriye teslim edeceğini söyleyerek otoparktan çıkardığı tarafıma iletilmişti.

    2. araç üzerinde rehin olduğu için satış yapılamayacağını fakat gerekirse rehinin satış için tarafımızca kaldırılacağını ilettik. biz de şu teklifleri sırasıyla sunduk:
    *aracın söylenildiği gibi 90.000tl değil, 65.000tl(bedeli+değer kaybı+arabasız kaldığım süreç göz önünde bulundurularak) olarak gürses opel’e satış yapabileceğimizi teklif edildi.

    *aracın tamir ettirilip üzerine 30.000 tl para verilmesi teklif edildi.

    bu teklifler kabul görmeyince, hukuki süreç ile uğraşmamak için kendilerinin teklif ettiği “biz, hem kazalı cruze nin hem ınsıgnıa nın hasar bedellerinin ödenmesini veya hasarların tamir edilmesini, değer kayıplarının karşılanmasını, cezaların ödenmesini, araçsız kalınan günlerin bedellerinin ödenmesi” sözleşme ile tarafıma taahhüt edildiği şartlarda kabul edeceğimi söyledim. fakat bu teklifim de bildiğiniz üzere kabul görmedi.

    ayrıca karşı tarafın aracında oluşan değer kaybını ödeyeceklerini belirtmelerine rağmen, dün aracı hasar gören şahısın yetkilisi beni arayarak "firma bana sizinle anlaşmış olduğunu söyledi, daha önce değer kaybını öderim demelerine rağmen şu an ödemeyeceklerini ve hukuk yollara başvurmam gerektiğini ilettiler. ben de hukuki bağlamda muhatabım siz olduğu için ve mağduriyetinizi bildiğimden dolayı size bilgi vermek için aradım" dedi. zaten bardağı taşıran son damla bu oldu.

    olan olayda hiç bir kabahatimiz olmamasına rağmen, sürecin hızlı ve kolay bir biçimde sonuçlanması taraftarıyken, firma hala bu durumda bizi suçlamakta ve süreci çıkmaz bir sona götürmeye çalışıp kendi kabahatlerini örtmeye uğraşmaktadırlar.

    yapılan açıklamaların çoğu yanlış, hatalı ve eksik olmasına rağmen hiç biri suçlarını aklamamaktadır. bu açıklamadan sonra sürecin beni daha fazla yıpratmaması adına kendileri ile iletişim kurmayacağımı belirtmek isterim. bundan sonra olayları avukatım takip edecektir.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    (gelen mesajlar üzerine) edit 4: arkadaşlar bir yanlış anlaşılma ve yanlış yönlendirme var. araç hacizli değildir, üzerinde yaklaşık 12.000tl rehin vardır. gürses opel aracı satın alma teklifini asla yapmamıştır. arabayı satın almayı kabul etmeleri durumunda araçtaki rehini kaldıracağımızı kendilerine iletmiştik. yani hukuken araç satışında hiç bir engel bulunmamaktadır.

    son olarak tekrardan belirtmek istiyorum araç hakkında hukuki muhatap benim.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    edit 5 : opel gürses avukatımla iletişime geçip, gelin konuşalım, müdürlerimizi şartlarınızı kabul için ikna edebilirsiniz demiştir. avukatım ise durumu gülerek karşılamış ve şaka mı yapıyorsunuz? diye durumun ciddiyetini anlamak adına sorgulamıştır ve karşı tarafın ciddi olduğu anlaşılmıştır. anladığımız kadarıyla şirket hala durumdan mahcubiyet duymamaktadır. nihayetinde, buluşup avukatımın müdürlerini ikna etme teklifleri kabul görmeyince teklif sunmaya karar vermişlerdir. 2 teklif sunmuşlardır, bu teklifler, olaylar ayyuka çıkmadan önce bizim onlara olayı hızlıca sonlandırmak adına teklif ettiğimiz 2 teklife benzemektedir.

    bu olayı hukuka taşıyacağımı sizlere daha önce söylemiştim. bu durum artık hızlıca halledilmesini yeğlediğim bir durum olmaktan çıkmıştır (aracına çarpılan şahsın yetkilisinin, bana ulaşıp firmanın değer kaybını ödemediğinden, ruhsat sahibini dava edeceğim demesiyle başlayan süreç), avukatım bu noktada ilgili süreci yönetmekte, bilgi ve belgelerini dava açmak üzere hazırlamaktadır. ilgili suçlu/hatalıların yaptığının farkında olup, ve yaptığının sorumluluğunu alabilen insanlar olmasını bekliyorum, bu davanın tüm yetkili servislere örnek olmasını ve artık daha titiz davranmalarını umut ediyorum. ayrıca hala bir özür metni yayınlanmamıştır.

    biliyorum editlerim sizin için önem taşıyor, bazılarınız bu araçları kullanan, bazılarınız satın almayı planlayan, bazılarınız bu marka veya/firmadan benzer mağduriyetler yaşamış, bazılarınız ise tamamen olayın iğrençliğinden tiksinti duyduğunuz ve bir an önce atılacak yapıcı adımları merak ettiğiniz için takip ediyorsunuz. desteğiniz için çok teşekkür ederim, sizin sayenizde olay bu kadar duyuldu ve gerek türkiye’de gerekse alman yetkililerinde bir farkındalık oluştu. olay hukuka taşınacağı için konu hakkında acil bir durum olmadıkça edit girmeyeceğimi belirtmek isterim.
    --- spoiler ---

    edit 6: naz hanım'ın avukatının twitter adresi: avukat osman demirsöz
    --- spoiler ---
  • kriz yönetimi konusunda tez yazmış bir iletişimci olarak söylüyorum. bir kurum nasıl kendini bu derece batırır, kurumsal algısını ve marka değerini nasıl bu kadar yerin dibine sokar aklım almıyor. 2016 yılında hala kriz yönetiminden bihaber kişilerin böyle kurumsal diye tabir edilen markalarda görev alması içimi sızlatıyor. hadi acil kriz durumları için bekleyen bir kriz yönetim ekibiniz yok da sizin hiç mi pr sorumlunuz yok? müşteri memnuniyetini sağlamak adına çalışan personeliniz ne iş yapıyor? kurumun yapacağı iş aslında gayet basitti.

    - öncelikle bir kriz masası oluşturup yönetimle koordineli olayı inceleyecekti
    - hatayı kabul edip özür dileyerek mağduriyetin giderilmesi adına hızlı bir şekilde çalışacaktı
    - yapılan her adımı tek tek yönetimden bir kişi arayıp müşteriye bilgi verecekti.
    - müşterinin mağduriyeti giderildikten sonra aracı geri alıp aynı aracın sıfırını hediye edecekti. hadi bu yapılmadı mağduriyet tamamen giderildikten sonra kurumsal prestij için ücretsiz bakım, kasko gibi ufak hediyeler verilecekti.

    peki siz ne yaptınız?

    - hatayı müşteriye yüklediniz.
    - sizin personelinizin sarhoş ve ehliyetsiz olarak arabayı servisten çıkarıp başka bir araca çarpması yeterince rezil bir olay değilmiş gibi karşı tarafın ücretini mağdura ödetmeye kalktınız.
    - müşteriyi geri kazanmak yerine dava açarsanız anlaşmayı çekeriz ona göre diye tehdit ettiniz.
    - müşteriyi kendi hatası olmamasına karşın otoparkta araç peşinde koşmak, kaza yapılan şahısla görüşmek zorunda bıraktınız. zamanını, enerjisini, sabrını, moralini, güvenini yediniz.
    - anlık ve interaktif bir ortam olan sosyal medyadaki tepkileri ciddiye almadınız. nasılsa yazarlar yazarlar susarlar sandınız.
    - müşteriyle tartışmaya girerek eşinize dostunuza burada karşı yazı yazdırdınız.
    - koskoca opel türkiye olarak olaya el koyup krizin büyümesini engelleyebilecekken kardeşler kebap salonu mantığı ile müşteriyi arayıp "naptın bayiyle anlaşabildin mi?" diye saçma sapan sorular sordunuz. işi uzattınız yokuşa sürdünüz.

    arkadaşım hadi kriz yönetimini bilmiyorsun bari tarihte yaşanmış örneklere bak. aç domino's pizza krizini incele. adamların dandik bir şubede 2 personel yüzünden nasıl küresel çapta kriz yönetimi yaptığını gör. bu olay yüzünden koskoca ceo'nun youtube'da video çekip nasıl özür dilediğini krizin tekrar yaşanmaması adına ne gibi önlemler aldığını anlatmasını izle. bu işler esnaf mantığı ile çözülecek işler değildir. siz kendinize göre belki 1 sıfır araba bedelinden kurtuldunuz ya da 20-30 bin tl ekstra masraftan kurtuldunuz ama milyonlarca lira reklamla bile kapatamayacağınız yaralar açtınız hedef kitlenizde. günümüzde en etkili pazarlama yöntemlerinden biri word of mouth marketing'dir. yani ağızdan ağza pazarlama diyoruz biz buna. siz opel'in televizyonda reklamını görürsünüz geçersiniz. bu reklamları her firma veriyor ve tüketici reklam olduğunun farkında. araç arayışındaki biri için seçici bir özelliği yok. fakat bir dostunuz size gelip "gürses opel mükemmel bir firma inanılmaz iyi bir servisi var" demesi bu olayı örnek vererek "bir tanıdık şöyle bir sorun yaşadı hemen şu şekilde çözdüler" demesi otomatikman sizi ve opel tercihini birinci sıraya yerleştirir. tam tersi de aynı negatif etkiyi gösterir. kendinizi opel ile alakası olmayan araç alma fikrine sahip sıradan bir hedef kitle olarak düşünün. biri size bu olayı anlatsa kendinizi kafadan elemez misiniz?

    burada krizi çözmüş olsaydınız belki de krizi fırsata çevirebilecek ve krizden daha güçlü bir şekilde çıkabilecektiniz. ama yaptıklarınızla şimdi burada binlerce kişi sizi aklına kazıdı. binlerce kişi aracını size bıraktığında güven duymayacak. bu yüzden diğer alternatiflere yönelecek. binlerce kişi siz fiyat verdiğinizde "olsun odak opel bin ikibin daha pahalı ama hiç değilse güvenilir" diyecek. tercih edilmeyeceksiniz. kısa vadede üç kuruş kazanmışken uzun vadede zarara gireceksiniz. üstelik olay opel turkiye ve opel global tarafından da takip ediliyor şimdi. kendi markanız tarafınızdan global ölçüde mimlenecek belki yaptırıma uğrayacaksınız. dua edin de opel global marka değerini zedelediğiniz için size dava açmasın. kendi elinizle, el birliği ile koskoca bir dealer nasıl yerin dibine batırılır şeklinde pr bölümlerinde tez konusu olacak seviyeye getirdiniz kurumu. zor iş gerçekten. bravo.
  • bir solukta okuyup bitirdiğim rezalet. bitirdiğimde de ''vay be'' diyebildim sadece. ancak bu kadar kötü niyetli, ancak bu kadar ahlaksız olunabilir. yerin dibine batsınlar. sanırım ülkede at hırsızı olmayan bir kurumsal firma kalmadı, değnekçi kılıklı şerefsizler.
  • yeni araba verseler dahi üzerini örtemeyecekleri bir rezalet. peşini bırakmayın bu firmanın. yaptıkları küçük hesapların, başlarına ne kadar büyük problemler açabileceğini görsün bu tarz firmalar.
  • ben size kendimce bu rezaleti özetlemeye çalışayım. çoğu arkadaşımız çok naif düşünüyor ve olayın bazı yönlerini göremiyor korkarım ki.

    kısacası, opel gürses'in serseri çalışanı servis için bırakılan aracı işi bittikten sonra müşteriye götürüyorum diye alıyor ve haftasonu gezmeye gidiyor. üstüne bir de alkollü olarak kaza yapıp trafik men olacak derecede araca hasar veriyor (bkz: pert). sonra olaylar gelişiyor, bu serseri arkadaşlarını kollamak isteyen diğer çalışanlar müşteriye yanlış bilgi vererek oyalamaya çalışırken rezaletin ilk faslı yeddiemin otoparkında polis tutanağıyla ortaya çıkıyor. muhtemelen yetkili servisin sahibi/müdürü, beni karıştırmadan pisliğinizi temizleyin diyor çalışanlarına. onlar da minimum maliyetle müşteriyi kandırmak için entrikalar çevirmeye başlıyor. kazada mağdur olan karşı tarafla anlaştık gibi yalanlar söylüyor, evrak imzalamamak için takla atıyorlar filan. ama karşılarında alttan alan kadın bulunca sindirmeye çalışmaları da apayrı bir utanmazlık. araç satıcıları genelde çakal olur biliyoruz ama ilave olarak burada her türlü terbiyesizlik ve ahlaksızlık da bolca var.

    opel türkiye, bayi ile arasını bu tür şeylerden dolayı bozmak istemez. kurumsallık aslında sadece imajdan ibarettir çoğu şirkette. hele karlı bir bayi ise, 20-30 bin tl hasar için, belki yılda 20 milyon kazandıran adamı niye üzsün. nasılsa olay bir şekilde kapanır gider ya da mahkeme süreci başlar, yıllarca sürer. ceza, tazminat vs çıkarsa da ödenir ve unutulur. mahkeme kararı olmadan ödeme yapmak istemez bu basiretsizler. basına yansıma olasılığı ise o kadar düşüktür ki bu rezilliklerin. çoğu medya önemli reklamverenlerinin kötülüklerini ya hiç yazmaz ya da ufak puntolarla geçiştirir. işin ucunda milyon paralar var ne de olsa. ama gariban düğün fotoğrafçısı 2 saat sonra gazete manşetlerine çıkar, ifşa olur ülkeye. opel'in, turkcell'in, volkswagen'in rezaletini manşete çıkaran editör dakikasında kapının önünde bulur kendini.

    bir diğer sıkıntı, bu şirketlerin hantallığıdır. bürokratik süreçlerden müşteri zararının tazmini için onay çıkması o denli meşakkatlidir ki. kimse onay vermek istemez, toplantılar, komiteler, ilave imzalar, bütçeler vs derken uzar da uzar. herkes müşteri zararının karşılanması gerektiğinde mutabık olsa bile, hangi gider kaleminden, hangi birimin bütçesinden, neye dayanarak karşılanacaktır. batılı kurumsal şirketler onyıllardır iç genelgeler, tüzükler, iş akışları yazarak bunları yoluna koymuştur. ama türkiye'de bu işlerin henüz başındayız malesef. bu örnekte de bayi çalışana yıkmak itiyor maliyeti, opel sorumluluk almadan bayiye ödetme derdinde vs. ama hepsi de karnından konuşuyor.

    öte yandan, sosyal medyanın gücünü ve hızını anlayamayan, çağın gerisinde kalmış şirketler bunlar. reklam mecrası sanıyor sadece bu ortamları. konu ayyuka çıktığında bile bir yetkili el atmıyor da call center çalışanına aratıyorlar hala mağdureyi. bence opel türkiye genel müdürü, bu son derece soğukkanlı ve sabırlı müşterilerini şahsen arayıp özür dilemeli ve masrafların karşılanıp sorunun çözüleceğini kendisinin takip edeceğini söylemeliydi. hem de başlık açıldıktan en fazla yarım saat sonra olmalıydı bu. sosyal medya uzmanı dediğin bu işlere yaramalı en çok da, değil mi ya. o zaman, işte opel türkiye'de sosyal medyayı anlamış, müşteriyi önemsiyor derdik.

    olay opel almanya'ya yansırsa buradaki yönetime bir fırça kayarlar ve kolayca çözülür sanırım. ama gürses'in bayiliğinin iptal edileceğini sanmıyorum. belki tabelalarını değiştirip devam ederler. ana akım medyada haberleştirilmediği sürece sözlükte okuyan 20-30 bin kişinin haberi olur ve bir kaç aya unutulur gider. yurtiçi kargo başlığına bir göz atın örneğin, yıllardır rezilliğin envai çeşiti var ama hala masum ekşiciler burayla iş yapıp yeni rezillikler yaşıyor. yurtiçi kargo da haliyle umursamıyor ekşiyi ve sildirmeye bile kalkmıyor. metro turizm en rezil şirket değil mi sözlükte. ama otobüsleri hala tıklım tıklım.

    ama temel çözüm elbette, hukuk'un mağdurlara sahip çıkması olmalı. öyle ki, mahkeme sürecinden ve sonucundan korkması gereken mağdurlar olmamalı. tüketici kanunu ve ticaret kanunları ciddi maddi ve manevi tazminat hükümleriyle yenilenmeli. herşeyden önce ise vatandaş bilinçlenmeli ve hakkına, hukukuna sahip çıkmalı.
  • omurgasızlık son sürat.
  • vay anasını. şuraya gelip hamburgerimin yanında ketçap vermediler vb. rezalet başlığı açanlar baksın da az ibret alsınlar.

    geçmiş olsun çok. ben şahsen avukat olsam bu arkadaşa yardımcı olurdum. belki burada da iyi bir insan, iyi bir avukat çıkar da yardımcı olur kendisine. okurken bile acayip sinirlendim. peşine düşerler umarım bu firmanın. böyle bir ülkede de çok düşerler ya neyse.
hesabın var mı? giriş yap