• bunu matah bir şeymiş gibi övenlerle de karşılaştım ya hayatımda. daha da bir şey demiyorum. neymiş, çalışkanlıkmış, neymiş, ülke kalkınırmış. siktir git... amın evladı.
  • kendine ait bir hayatının olmaması durumudur...
    hele ki hafta içinde sabah 7 de evden çıkıp, ofiste de saat 20:30 - 21:00 e kadar çalıştıktan sonra gece yarısına doğru evinize dönüyorsanız, iyice acıtır canınızı...
    bir pazar gününe sıkışan boşlukta da, aile bireylerinin ihtiyaçlarını giderirken aslında haftada 7 gün çalışmaktır...
    zaman yetmez....

    okumaya başladığınız kitabı bitirmek için,
    uzun süredir görmek istediğiniz ve evde sizi bekleyen dvd ler için,
    vizyondaki izlemek istediğiniz muhteşem filmler için,
    bilgisayarınızın başında alıp da henüz jelatinini bile açamadığınız oyunu oynamak için,
    almış olduğunuz 160 gb lık hdd yi makinenizdeki 40 gb lık hdd ile değiştirmek için,
    arkadaşlarınızla planladığınız bilardo turnuvası için,
    aile pikniğiniz için,
    bir türülü çıkamadığınız çanakkale haftasonu gezisi için
    art arda gelen konserler için
    alınıp da dinlenememiş olan albümler için,
    25 yıllık arkadaşınızla bir akşam kaçamağı yapıp iki lafın belini kırmak için,
    hiç bir şey yapmadan boş boş oturup kafanızı dinlemek için,
    artık ilgisizlikten telleri paslanmaya başlamış, toz içinde kalmış gitarlarınızı kucağınıza almak ve iki satır tıngırdamak için,

    hiç ama hiç bir şey için....
    vakit bulamamaktır...

    ölene kadar yorgun gezmek, devamlı olarak bitmek bilmeyen bir kabusla boğuşmak ve asla uyanamamak gibidir...

    kadayıfın üzerine kaymak durumları:
    eğer bir de turizmciyseniz,

    hiç bir allahın kulunun tatile çıkmayı istemediği en boktan haftalarda ve hava koşullarında tek başınıza, tabiri caiz ise s*k gibi tatile çıkmaktır...
    bir de tatile çıktığınızda evde oturmayı tercih ederseniz, o haftayı da evde "nasıl olsa işin yok, şunları halletsene" diyip bir milyon tane angaryayı üzerinize yıkan aile efradı ile boğuşarak geçirirsiniz...
    kazara işyerinizdekilere de yıllık izninizi evde geçireceğinizi söylemiş bulunduysanız
    ha o zaman tam yan bastınız demektir

    yıllık izninizi ofisinizde haftada 6 gün çalışarak geçirirsiniz...

    (bkz: çok doluyum be sözlük)
  • insan hayatına, onuruna saygısızlıktır. ömür sınırlı bir şeyken ve hâlihazırda bir tanesi bile yetmezken insanların en güçlü, güzel yıllarını yok pahasına mesailerde tüketmesi normalleşemez. her zaman söylerim, çalışmayı arşa çıkarmak ahmaklıktır. dünyaya gelmiş herkesin istediği saatte uyanmaya, telaşsız kahvaltı etmeye, dağa, bayıra, denize, gitmeye hakkı vardır. dünyaya çalışmaya değil yaşamaya geldik amk.
  • içinde bulunduğumuz sistemin sırlarından birisi de, kurbanlarını ağır ağır kontrol altına almasıdır.
    haftanın altı günü çalışmaya başlayan insan bu durumu ilk başta kabullenemese de, bir zaman sonra cumartesi tatilini anlayamaz hale gelir.. bu tembellik olarak görülür..
    "çalıştığım kadar para kazanıyorum" değil, "çalışmadığım kadar para kaybediyorum" fikri oturduktan sonra ise geri dönüş çok zordur..
  • çoğu çağrı merkezinde geçerli olan anormal eylemdir. haftada 1 izin günü vardır. o da sabit değildir, değişkenlik gösterir.

    çoğu sözüm ona kurumsal firmaların, özellikle bankaların, insanları nasıl daha az para vererek daha çok çalıştırırız düşüncesinden yola çıkarak mecbur kıldıkları eylemdir. günde 9 saat yerine 7 veya 8 saat çalıştırdıkları insanların 6. gününe göz dikerler. buna kılıf olarak iş kanununa göre haftada 45 saat çalışma zorunluluğunu kullanırlar. günde 9 saatten 5 gün çalışmanın verimliliğini günde 7-8 saatten 6 gün çalışmanın verimsizliğine yeğ tutarlar. haftada 5 gün çalışan bir kimsenin işe sadakati, işi doğru yapması, sağladığı fayda ile haftada 6 gün çalışan birinin işe sadakati, işi doğru yapması ve sağladığı fayda arasındaki fark henüz dünya üzerinde ölçümlenmemiş bir farktır. ölçümlense bile müşteri memnuniyeti, kalite, çalışan mutluluğu bu kurumlar için yanında +$ işareti bulunmayan kavramlardır. karşı koyamayacağınız bir durumdur zira günümüz iş dünyasında alternatifiniz boldur. bu ülkede işletme mezunları bilgisayar teknisyeni, su ürünleri mezunları bankacı, jeoloji mühendisleri satış temsilcisi olabilmektedir. (bahsi geçen ifadeler tamamen örnektir, eleştiri meslek dallarına değil, işleyişteki saçmalığa karşı yapılmaktadır)

    çağrı merkezi dışında haftada 6 gün çalışmak kavramı için
    (bkz: cumartesi çalışmak)

    normali için
    (bkz: haftada 5 gün çalışmak)

    oha dedirten versiyonu için
    (bkz: haftada 7 gün çalışmak)
  • kafanı yastığa koyduğunda yarın iş yok yuppi! diyeceğin en az 2 gün olmalı.

    bir tatili tatil yapan en önemli unsur yarın iş yok psikolojisidir. bu motivasyonla rahatlar, yorgunluğunu atar, özgürleşir insan yani asıl tatil, tatil gününün bir gün öncesidir. pazar tatili olan birisi için rahatlama (tatil) günü cumartesidir. ama cumartesi işten çıktın, eve geldin, yemek yedin zaten oldu akşam saat sekiz. bir etkinlik planlamayı falan geçtim zaten, mental olarak bile yarın iş yok psikolojisini içselleştiremeden hop! pazara geçmiş olursun.

    pazar günü bir tatil günü değildir, rahatlayamazsın. pazar gününe gözlerini açtığın an pazar ile pazartesi aynı gündür. o gün sadece işe başlamayı beklersin, bekleme günüdür.
  • çalışan için denecek bir şey yok ama çalıştıran için "buraya tamlamalı güzel(!)sözler gelecek"..dur sebep istisansız.
  • çeşitli katakullilerle insanları haftada 58 saat çalıştıran bir işletmede çalışıyorsanız iyice çekilmez olan durum. mümkünse bir sonraki işim haftada dört gün çalışılan bir iş olacak. o kadar sinir bir şey yani.
  • kendinden vazgeçmek, isteyerek ya da istemeyerek başkaları için yaşamaktır. çalışmaktan başka birşey hatırlamamaya başlamaktır. sosyal hayata, hobilere veda etmektir.
  • aşağı yukarı 15 yıldır uygulamakta olduğum ilginç hayat tarzı.

    özel hayatınızın olmamasına, çocuğunuzla, ailenizle ilgilenememenize yol açar. arkadaşlarınızla buluşmak istersiniz, epeydir görmediğiniz akrabalarınızı ziyaret etmek istersiniz, kitap okumak istersiniz, biraz kestirmek istersiniz, açık havada yürümek istersiniz. bütün bunları pazar gününe ertelersiniz; hiç birini de yapamazsınız. haftada 5 gün çalışanlara, senede 30 gün izin yapan memurlara, bir de üstüne üstlük rapor alıp kafa dinleyenlere gıpta ile bakarsınız.
hesabın var mı? giriş yap