• tunelde, yuzyilin baslarinda isvicre birahanesi olarak hizmet veren, simdilerde iki cok hos genc kadinin ev yemeklerine ev sahipligi yapan nefis kucuk lokanta. binada tadilat yapilirken, duvar kazininca yazi cikmis, soz konusu hos genc kadinlar yaziyi pek begenip minik lokantalarini da ayni isimle adlandirmislar.
  • isviçre'nin, içerisinde alman, fransız, italyan olmak üzere üç etnik grup barındırdığından dolayı kavram karmaşasına sebep olmamak için kendisine seçtiği, fakat pek tutulmayan resmi adı. latince "isviçre" anlamına gelir.
  • bir şekilde annemin yoğurt çorbası tarifini çalmış ve etrafta bu güzelim çorbayı yayla çorbası diye adlandıran o kadar mekan varken ve tam ben 'lan sadece bizim aile niye yoğurt çorbası diyo buna' diye düşünürken, menülerinde 'yoğurt çorbası' ismini görünce beni mutlu etmiş mekandır. dünyanın en yüzeysel girişini yaptıktan sonra diyebilirim ki hayatımda ilk defa annemin çorbalarından aldığım tadı almamı sağlamış, iş çıkışı beni, istiklal i baştan aşağı yürüten bir yerdir burası, tanıdıktan sonra 4 gün içerisinde 3 kere gittim buraya, fiyatları da uygun bence. ha bir de bir restaurant ta en hoşuma giden olay olan masadaki içi su dolu sürahiler ki bunlar da eski kebapçı sürahileri(paşabahçe de var sadece bilen bilir) burada var. yani su istediğiniz zaman önünüze turkuaz su şişesi koyan gerzek mekanlardan değil.
  • sahibi olan hanımlardan biri* ne kadar güler yüzlü, ne kadar nazik ise diğeri*o denli suratsız, o denli terbiyesizdir. masada bizden önce sipariş vermesine rağmen yemeğinin niye hala gelmediğini soran arkadaşımıza daha iyi hizmet buluyorsan oraya git. gelme o zaman. git otur yerine diyebilen, pazı boraninin içinden taş çıkmasını normal sayan biridir. o hanımın olmadığı günler zevk ve neşe ile lay lay lom gidilebilir bir yerdir.

    ha bir de 2 yıldır her gün gitmeme rağmen bir selamı esirgemiştir. yuh dedirtmiştir.
  • eskiden cok ucuzdu, sonra orta seviyelere cikardilar. menulerdeki fiyatlara aldanmayin, onlar tam porsiyon icin, en guzeli bir tabaga 4 yemek falan secmek, uygun fiyata guzel bir ziyafet. o guzel yemeklerden bir tane secmek yazik. su bedava, ya da kuver olarak ekliyorlar bilemiyorum cunku ayrintili adisyon yok, kredi karti gecmiyor. sahipleri de calisanlar da kaba ve suratsiz olsalar da yemekler cok guzel. pazı borani, yuvarlak köfteler, kabak bilmemne, körili tavuk vs gibi yemekler degismiyor, ayrica pilavlar, firin makarna, borek, corbalar gibi seyler de var.
  • (bkz: helvetica)

    ayrıca serbest çağrışım olarak:

    (bkz: thomas helveg)
  • dakikalarca beklemeye ve yine de her defasında gelen yanlış servise, sadece muhallebisi sözkonusuysa katlanabileceğim mekan.
  • new york times'ta istanbulun gidilecek yerleri arasinda gecen mekan... dogru tercih yapmis new york times, begendik...
  • isviçre pullarında da ülkenin 3 ana dilinde (almanca, fransızca, italyanca; ayrıca romanş dili de işin içine girince 4 ediyor) "isviçre" yazmak yerine tercih edilen ibare (en azından sahip olduğum 70'lerde basılmış 10 civarı isviçre pulunun tamamında öyle). küçücük pulların yarısını sadece ülke ismi (her bir dilde yazılacağından 4 kere) yazmakla harcamamak için iyi bir yöntem...
  • whatdreamsmaycome kişisi beni buraya götürmek gibi harika bir olaya imza atmasaydı, daha uzun yıllar bu güzel mekandan haberim olmazdı, bir sebzesever olarak pazı sapı yemeği denen şahanelikten de haberim olmazdı, ayrıca bir karadenizli olarak pazı sarması yapılırken kullanılmayan pazı saplarını hunharca çöpe atmaya devam ederdim. tam bir felaket senaryosu o_0

    yanında kaşık kadar pilavla servis edilen bilmemne soslu tavuk, filan yer usulü antrikot, hamburger, pizza ve bunun gibi şeyler tüketmekten zerre kadar hoşlanmayan, tam bir ev yemeği, esnaf lokantası fanı olan şahsımın hastası olduğu bir yer. pazı sapı yemeği <3 <3
hesabın var mı? giriş yap