• 2001'de çektiği lammbock adlı komedi filminden tanıdığımız alman yönetmen christian zübert'in yeni filmi. daha önce bir çok kez ele alınmış bir konusu olsa da, iyi bir sinematografi eşliğinde dramla komediyi bir arada güzel verebilmiş yönetmen. beğendim ben. şu anda 17. uluslararası eskişehir film festivali'nde gösterimde olduğunu belirtmekte fayda var.
  • als hastası bir adamın arkadaşlarıyla çıktığı son bisiklet turunu anlatıyor. turun son durağı belçika'da ötenazi için randevuya gidilir.

    buradan sonrası spoiler
    içim dışıma çıktı nasıl bir sakinliktir bu adamın karısında. son defa sevişmeleri o kadar rahatsız edici, o doktorun odasına gitmeleri o kadar ruh daraltıcı ki! insan son dakikaya kadar bekliyor birisi karşı çıkacak diye. kimse karşı çıkmadığı gibi kimse ortalığı ayağa kaldırmıyor. insan sevdiği adam ölüme giderken nasıl çığlık atmaz, bağırmaz kendini paralamaz. bu metanet insanı daha çok üzüyor. öte yandan insan böyle bir kararı nasıl alır o da ayrı. hastalık henüz bu kadar yolun başındayken asla alamayacağım bir karar. ben olsam daha sonraki aşamalarda düşünürdüm muhtemelen. yine de son dakika vaz geçer ya da bağırıp çağırıp isyan ederdim. sahi ölmek nasıl bir şey insan merak ediyor. acaba o iğne nasıl bir his uyandırdı merak etmeden duramıyorum.
  • 303 minvalinde bir yol filmi ararken karşıma çıkan ve sakin mi sakin bir işleyişe rağmen ötanaziye giden bir yolu konu alan filmdir.

    ----spoiler-----
    36 yaşında genç bir adam olan hannes gecenin geç vakitlerine kadar bisiklet sürme antrenmanları yapar, zira çok yakında yakın arkadaşları, kardeşi ve eşi ile belçika'ya bir bisiklet turu yapacaktır. arkadaşları her ne kadar hannes'ın belçika seçimine bir anlam veremese de turdan bir gün önce hannes'in annesinin evinde organize edilen yemeğe katılırlar. yemekte annesinin ağlamaya başlaması üzerine turun niçin belçika'ya yapıldığı ortaya çıkar. hannes 36 yaşında als hastası bir adamdır ve yaklaşık iki yıl önce üç ila beş yıl arasında ömrü kaldığını öğrenir. her sabah bisiklet sürerken kondüsyonunun daha da zayıfladığını ve gün geçtikçe als hastalığı nedeniyle ölen babası gibi elden ayaktan kesileceğini öngörür. babası ile aynı kaderi paylaşmamak için de ölüm gününe kendi ihtiyaçlarını görebilir bir durumda iken karar verir ve bunu eğlenceli ve sevdikleri ile bir arada olarak yapmak için varış noktası ölüm olan bir bisikletli bir tur olarak yapar.
    ----spoiler----

    filmi izlerken fark ettim ki tanrı'nın insana verdiği en büyük nimetlerden biri, belki de en büyüğü ölüm zamanını bilememesiymiş; son kez evine dönüp baktığını, son kez kamp yaptığını, son kez sevdikleri ile aynı masada oturduğunu, son kez sevdiğinin teni ile bütünleştiğini, son kez bir gündüze uyandığını, son kez yastığa başını koyduğunu bilememesiymiş. zira hannes'ın tüm bunların farkında olduğunu gördüğümde benim içim hem burkuldu hem de nasıl metin olduğunu gördükçe hayran kaldım.
hesabın var mı? giriş yap