• çok abartmak istemiyorum ama birinci sınıf dizidir. kevin spacey'le kate mara'yı izlemek süper zevk. henüz birinci sezonunu bitirmek üzereyim. ikinci sezonunun birinci sezon kadar iyi olmadığı söyleniyor, umarım öyle değildir. -hayalcilik olacak belki- sadece aşk teması üzerine kurulu türk dizilerine örnek teşkil etse de türkiye'de de bu tür yapımları görebilsek.
  • --- spoiler ---

    gizli kapaklı, çetrefilli bir konuşma yapacak tiplerin, bir yerlerde buluşup, birbirleriyle konuşmuyorlarmış ayağına yaptıkları tripler bir tek bana mı kasıntı ve komik geliyor acaba? hadi bir iki kez olur da çaycısından, gazetecisine herkesin önemli bir işi var amk.

    --- spoiler ---
  • uyku denen ihtiyaçtan nefret ediyorum. en güçlü adamı bile ölü gibi, savunmasız bir şekilde sırtüstü yatırır.
    frank underwood
  • efsane dizi yalnız bir noktada sıkıntısı var.

    --- spoiler ---

    yanılmıyorsam 2. sezonun ilk bölümü ya da ilk sezonun son bölümüydü. zoe barnes'ın öldüğü sahne. başkan yardımcısı olacak bir parlementerin zoe barnes'ı bizzat kendi elleriyle öldürmesinin senaryo adına absürt olduğunu düşünüyorum. her şeyini bilen, sağ kolu doug stamper işleyebilirdi bu cinayeti. öyle olsaydı senaryoda o sahne çok daha sağlam olabilirdi.

    --- spoiler ---
  • --- 2x01 spoiler ---

    adamın kol düğmelerinde yazan, adı ve soyadının baş harfleri bile "sizi sikerim" diye bağırıyor.

    (bkz: f u)

    --- 2x01 spoiler ---
  • oyunculuk, senaryo, müzikler, çekimler, ince detaylar, elbette muazzam ötesi replikler, karakter patlamaları, hikaye örgüsü, gizem, bu gizemin zaman zaman kattığı gerilim… baştan sona her şeyiyle, her detayıyla, her karesiyle, kevin spacey'nin muazzam performansıyla tekrar tekrar izlenecek 2 sezonu geride bırakan dizidir.

    http://wp.me/p2d7ez-1su
  • oldukça iyi bir dizi. izlerken yer yer anlaşılamayan durumlar, diplomatik işler dönüyor ama yine de genel takibi tutulursa, "hatice çık aradan. netice gel sen" denirse sorun kalmıyor.

    ama bir de tabii türkiye'de yıllarca dönen "kurtlar vadisi türkiye gerçeklerini anlatıyor!" muhabbetinin benzerini yaşatıyor izleyicisine. "house of cards tüm demokrasi, beyaz saray ve benzeri detayları döküyor!!!"

    maalesef ki bunu demek zor. bilhassa ilk sezonunu düşününce, daha zor. neden mi?

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    adam sezonda 2 kişiyi öldürdü. öyle "tabii olur"luk değil, dümdüz gitti öldürdü. bunu rahatlıkla yapan kişi de ikinci sezon sonunda başkan oldu. hatta daha hoşu, dizi başında kenara şutlanmış adamken, çok düzgün hamlelerle başkanlığa vardı 2 sezonda. 2 kişiyi öldürerek, hiç sorun yaşamayarak.

    bunlar yine de bir "hikaye" durumunu oluşturuyor.

    ha, ikinci sezondaki para babalarının yönetimdeki etkisi, dış diplomasideki güçleri vs. gerçekçiliği iyi taşıyor olmalı - hani görmediğimden işin özünü bilemiyorum. ama bunda da - hep söylenen - başkanın saf "salak" takılması durumu gerçekçiliği yitirtiyor senaryoda. adam resmen melek, vatan sever ama her şekilde kandırılacak kafada ve nasıl olmuşsa başkan olmuş. o kadar zaman uyuyor, tamam ama 2. sezon son bölümde kısa süreli yaşadığı uyanmadan sonra hemen, ilk mektupla yine kandırılıyor ya... yaaani... o durumda müstahak da denir, hani niye hiç amerika başkanları böyle olmuyor, da. gerçekliğine yönelik bakınca.

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    sonra dizi güzel güzel izlenirken bir netice daha doğurabiliyor: yıllardır gayet sevilen kevin spacey'in karakterine gıcık oluyor izleyici (yani ben oluyorum, narsimelus). ille başrolün tarafını tutmak şart mı efendim? bence olmamalı. bu yüzden oldboy'un ensesti normal ve hatta ideal görüldü, bu yüzden breaking bad'de walter skyler'a tecavüze kalkıştığında ve engellendiğinde, bu sanki skyler'ın pisliği ve walter'ın naifliği gibi algılandı. daha ne örnekleri vardır kim bilir... e bu değerlendirmelere bakınca tüm kötülüklerin temelinde erol taş karakterinde insan olmadığı çıkar. hadi hepsini güzel, iyi, doğru bulalım? hadi hepsi başarılı olsun?

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    ben bu dizide mesela zoe her şeyi çıkarabilsin istedim ki dizi şipşak biterdi. sonra istedim ki peter russo düzgün gitsin, rachel'ın son kullanışına kanmasın vs.

    raymond tusk - frank underwood çekişmesinde underwood'u tutmak normaldi çünkü kötülerin çekişmesiydi de, garrett walker'ın tusk'la son anlaşmasını bozmasında "aaah ah..."lamak da kaçınılmazdı bence, iyiye yazık olacaktı çünkü.

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    neyse.

    güzel dizi, bu net bir şey. ama 3. sezonun ta önümüzdeki seneye kalması kötü ki takibini bıraktırır sanıyorum. tabii bilinmez o da.

    bir de karakteri sevilip tutulmasa da, kevin spacey demek ki iyi iş yapıyor ki gıcık da edebiliyor. ayrıca yine kötülüğüne bakmadan, robin wright'ın claire underwood'daki "süper kadın"ı da takdire şayan.

    hoş şeyler bunlar. jenerik müziği ile birlikte.
  • hayalimdeki evliliği frank ve claire'nin yaşadığı dizi. frank'in hayalimdeki evlenme teklifini yaptığını soylemiyorum bile.
  • yazılacak çok şey var ama kısa bi tespit yapıp gideceğim;

    --- spoiler ---

    amına koyayım herif iki sezonda amerikan başkanı oldu lan. türk dizisi olsaydı hala daha bir hafta geçmişti koca iki sezonda manasız bakışmalardan ve gereksiz uzatmalardan.

    --- spoiler ---

    neyse...
  • --- s02e11 spoiler ---

    amınıza koyayım.

    --- s02e11 spoiler ---

    edit: tanımlayamadığım için ispiyonlandığım dizi.
    oldu mu şimdi amını yurdunu yediğim ?
hesabın var mı? giriş yap