• alakasız bi sıfat tamlaması bulunur, gerisi kendiliğinden gelir. bkz şimdi:

    "sen benim alçı böreğimdin
    kültablası kokan ekim akşamlarında açan orospu otum
    hani sabah ezanı uyandırır ya kerpiç kuşlarını
    sen benim alçı böreğimdin, olimpos gazozumdun, lefter mefter
  • belli başlı püf noktaları vardır efendim:

    · altmışlardan yetmişlerden yakalanmış kareler satır aralarına iyice serpiştirilse gerektir. yeşilçamdan simalara anlamlar yükleyebilirsiniz mesela.

    · anadoludan toplamış olduğunuz deyimlere ters takla attırmadan kullanmayın. böylelikle okuyucu / dinleyici neye uğradığını şaşırıracak size de biraz daha boş konuşabilme imkanı doğacaktır.

    · ümmet i muhammede armağan olsun tadını muahakkak vermelisiniz. hiç olmadı milliyetçi tetikçilere göndermeler yapın.

    · (en önemli noktalardan biri bu) böyle kulağınıza hoş gelen en artizzz yerleri aralara tekrar tekrar sokuşturmak meselesi. arada derede böyle göndermeler yapın ki kompozisyon yapıyor sansınlar.

    mesela:

    bir yüreğin erol taş’lı yollarından geçip
    tutuşur birinci cigarasının imanlı dumanına
    buralı bir ceylanın buğulu gözleri. * *
    nurlu kandilinde bir ramazan kani karacasının
    işte uzanıyor elleri bir dokunmayla işitilmiş binbir aaha *
    sen yoksun, ve vuslat yok
    ve hurma yumuşaklığında bir iftara çok var daha
    (ramazan temasını tutturduk mu tamamdır. ne eksiğimiz var coca cola'dan)

    bir çorba şehriyenin ** sıcaklığında
    ve tikveşli aklığında yoğurdunun
    ve yokluğunda,
    yazdan kalma bir hamiyet yüceses plaklığında
    nihavend kokulu sazdan kalma
    yokluğunda...

    ve genirilmiş tokluğunda iftar sofralarının
    hani ninemizin dedemize her seferinde
    "çok yedin ibrahim gaz yapıyor sende"
    dedikleri iftar sofralarının berrak varvarasında.
    sahur tantanasında müebbetlik sevdamızın
    altıpatlar firarında.
    (dikkat ettiyseniz hiç yüklem koymuyoruz. bir eylem ifade eder gibi olacak ama etmeyecek)

    bir yüreğin erol taş’lı yollarından geçip
    tutuşur birinci cigarasının imanlı dumanına
    yani bir karacanın buğulu gözleri.
    bir kandilin nurunda
    hurma yumuşaklığında iftarın
    yürekli açlığında

    bir çorba şehriyenin sıcaklığında
    ve tikveşli aklığında yoğurdunun
    ve yokluğunda
    ve burukluğunda
    yokluğunun
    açım ben.
    çok acıktım.
    ama sabri abi iftara da çok var daha
  • adam gibi, bosver be reis te yapildigi uzere tirtiklanmis dizeden cok ibrahim sadriye has dokunuslari yasamak isteyenler ise okumaya devam etsin.

    ibrahim sadri tarzinda onemli olan fiil tekerruru dur, benzer sestes fiilleri bulun yanyana koyarak baslayin siire:

    82 sonbahari
    zemheri ayran kokuyor balam
    anam, bacim, gardasim(bu gardasim a dikkat), argadasim
    bir avuc guvercindi sultan ahmet meydaninda
    ve sen
    bir kosede susam kokuyordun
    cay kokuyordun
    anamin mintaksla yikadigi carsaf kokuyordun
    burcu burcu
    ilgit ilgit
    bir portakal kasasinda beslemistim aski
    kanatlanip gitmezdin
    bir gun ucup yitmezdin belki
    sana bir siir adasaydim

    oysa ki ramazanda mendil
    uc aylarda kandil simidi gibi
    hos kokardin
    annemin mintakla yikadigi carsaf kokardin
    burcu burcu
    ilgit ilgit
    benim sahillerimde mi yasaniyor
    bu turbulans
    bu gel git?

    82 sonbahari
    yediverenler zemheri
    ayran kokuyordu elleri
    ayran gibi beyaz
    sozlerinde ayaz vardi
    annemin camasirlari mintaks kokardi
    ben usurdum
  • olmadik yerlerde, anlamsiz, garip kelimeler de eklenmelidir siire. mesela istiklal marsini ibrahim sadri yazmis olsa idi;

    hakkidir hakka tapan milletimindir $arampol
  • gunesten otesi

    sana seni anlatmak icin spiker mi tutmak lazim ey allahsiz
    ey sultan
    karakoyde simit satan ayakkabi satan
    28 numarali otobusun onunde beklerken ben o sahilden gecen
    adalar vapurunun bacasindan cikan dumanda gordum
    seni, resmini, televizyonun uzaktan kumandasini

    izledigin kanali da pek sevmezdim, ama pilleri sen degistirirdin ya
    hatirlar
    mi
    sin
    hatirlamazsin tabii, ben olsam bende hatirlamazdim.
    duracell evet duracell koyacagim kizimin adini
    eger ki mintaks kokulu carsaflara yatirabilecegim bi kizim olursa.
    ona lego mindstorms alacagim, simitinin yannda yesin ayakkabi boyatirken sikilmasin, adalara giderse usumesin diye.
    usumesin kizim gunesli havalarda.

    (otisabiden ozur diliyorum, mintaks kelimesini kullandim fakat bi ibrahimsadri siiri icin olumcul component oldugunu farkettim bunun,kullanmasam siirin butunlugu bozulacakti..anlayisla karsilanaacgini umarim.)
  • savaş sabahları içilen ilk sigaranın nefesi vurdu yüzüme
    dedemin mezarıydı guruba karşı açan çiçeklerle donalı
    sadabaddan bir kuş havalandı, malazgirtten,çanakkaleden,koreden geçip de
    kondu yüreğimin dedesizliğine
    neden boynunuz bükük durursunuz ey kavaklar mezarlıklarda
    kimedir bu edilen secde
    hani nerde çocukluğumun bayram sabahı
    hani nerde sahurda kaşıkladığım pilav
    annannemin elleri
    naftalin ve yoksulluk kokardı
    dedem kokardı bir de
  • herkes ibrahim sadri gibi siir yazarak bayanlarin, al baraka turk un ve peygamber efendimizin gonlunu kazanmak ister.ne var ki bu cogumuza zor gelir, daha ilk satiri yazdigimizda memnun olmaz, "asla bir ibrahim sadri" olamayacagim diyerek kendimizi kahrederiz.oysa ki kolay ve zevkli bir sekilde ibrahim sadri gibi siirler yazar peygamber efendimizi ve ummetini mutlu ederek akil kari edebilirsiniz.
    nasil mi?
    izleyelim.

    ibrahim sadrinin gonullerimize nasik gibi oya gibi isledigi sozcukler aslinda gunluk hayatta kaniksadigimiz bir takim kelimlerin kolajidir.anlamiyorum dediginizi duyar gibi oldugumdan basit bir dortlukle ornek vermek isterim:
    yatiyordun, uyuyordun
    ekmegi banip da yedigimiz masa da
    haydari tabaginin bir kosesinde cacik
    yaklastim bir dua okudum kulagina usulcacik
    simdi burada cacik, haydari siirde gormeyi ummadigimiz objeler oldugundan ibrahim sadri imgelemini yaratacaktir.manevi duygularinizin keskinligini ise uyuyan sevgilinin kulagina dua okuyarak gosterdiniz.zor mu geldi ? devami var
  • ibrahim sadriyi anlamak icin siirinde kimleri memnun etmek istedigini anlamaliyiz.ibrahim siirlerinde hakli ve ezilmis kisiyi oynadiginda, ezik kisimlarina pansuman yaparken, sevgilinin burnuna antiseptik kokusu goturen siirler yazmak gayretindedir.ama bunu yaparken erotik olmamaya, peygamber efendiden papara yememeye dikkat etmelidir.misal uzun sure sevisip, cima ettigi birinin arkasindan yazi yazarken soyle bir cizgi tuturmak lazim gelir:

    kirpigine sapli mezgit gibi
    tutusuversem diyorum bazen
    ya allahtan ya peygamber efendimizden korkmasam
    ve birakmis olmasam gardasimdan hatira
    yazilmis bir kac satira
    ilk gencligimi
    yuklugun naftalin kokan kosesinde duran
    kutub ul sitteyi
    acip okuyacak
    seni unutacagim bu aksam

    ay da hale, ay da nur
    gozlerindir,
    gozlerin bir vapur,
    radyoda ajans haberleri
    gozlerim mahmur
    gozlerim bu gece
    yesilcam marifeti yagmur gibi
    dolapta sakladim yemedim
    duruyor bir paket kazandibi
    tarcini ustunde kurur
    disardan masama yagiyor yagmur
    bir hadis kitabinda seni unutmak mecburiyetindeyim
  • sadri sözlük şiiri yazarsa böyle yazar.

    ekşi zaman satıcısı

    ekşi sözlük anlatmak isterim sana
    babıali den esen rüzgarın uğultusu
    ve arnavut kaldırımı sokaklarda çınlayan ayak sesleri arasında
    sana ekşi sözlüğü ben anlatmak isterim
    bakınızlar vermek isterim pervasızca
    hızla geçen banliyö trenlerine
    “sayın yolcular bir dakikanızı rica ediyorum” diyerek
    samatyadan, çekmeceden kopup da
    ekşi sözlüğü anlatmak isterim
    kumkapı’da boşalan kalabalığa

    istanbul entryleri giriyorum senin için bu sabah
    istanbula haliçten giriyorum
    fatihi hatırlayarak
    balıkçılar ağ atarken denize
    rastgele butonuna basıyorum
    her sabah
    sümük koyardı çantama annem
    ve ukte dolması pişirirdi
    güneş üsküdara veda ederken
    oysa şimdi boş bir bakınızdan farksız tabağım
    geceyi sallıyorum yıldız bile düşmüyor
    ellerimi açarak tanrıya
    sevgiliye yalvarıyorum
    sana
    ekşi sözlüğü anlatıyorum.

    (şairin notu: buradaki tanrı “sözlük tanrısı” değildir. yanlışlık olmasın)
  • seni hiç bilmediğim garlarda
    hiç görmediğim elleri kınalı selpak satan çocuklarda
    bilmediğim bilemediğim gözleri yaşlı analarda kaybettim
    söyleyemedim adını bir rüzgara bir de sana
    söyleyemedim a gülüm
    ve içime çekemedim o gül kokan
    o anamın tertemiz ekmeği kokan
    o cennet kokan tenini
    bir de mintax olayı var ki gülüm
    o bambaşka bir hadise
hesabın var mı? giriş yap