• anıların birikmesiyle gün yüzüne çıkan uktelerdir..

    - geçmişte kalan bir tartışmada karşımızdaki kişiye gogolvari bir edayla en iyi yanıtı içimizden verdiğimizi anımsamak ve iç sesi dış ses yapamadığımız o an...

    - ilk gençliğimizin, gençliğimizin geçtiği yıllarda sevdiğimiz tüm naif filmlerde kahramanların fenerbahçeli olduğunu hatırlamak ve onlarla aynı coşkuyu yaşayamadığımız gerçeği..

    - hayatımızdaki tüm az kullanılmış yol seçeneğinde seçmediğimiz o yollar...
  • bir motorsiklet sahibi olmak, cuma gecesi motora atlayıp deniz kıyısına gitmek, dalgaların sesini dinleyip deniz havasını içime çekip yine motorla eve geri dönmek.
    o motorsikleti koyacak yerim olsa hemen yarın yerine getiricem de, nohut oda bakla sofa durumundayım be sözlük.
  • interrail ile avrupa turu yapamamak.
  • ilginç bir soyadımın olmaması. ilerde makalelerime atıf yapacak insanların beni pala bıyıklı ve kıllı bir amca olarak düşünecek olmalarını geçtim*, hiç de akılda kalıcı olmayacağım. bir kızılçelik, bir tengilimoğlu, bir kavuncubaşı öyle mi halbuki...

    adımın altında kırmızı çizgi bile çıkmayacak. oradan bile dikkat çekici olamayacağım. öylesine sıradan.
  • kadın sevmek, hem de en doyumsuzundan.
    yıllarca hiç kimseye yaklaşamamaktan, açılamamaktan, herkese karşı çekingen durmaktan dolayı bünyemde öyle bir duygusal açlık oluşmuş ki, bu açlık adeta bir karadeliğe dönüşmüş durumda. artık bir kadına kalbimi açmak istiyorum, ama ne yazık ki "ya yanlış anlaşılırsam?" demeden de edemiyorum. acaba çok mu şey istiyorum?
  • ne zaman olursa olsun gerçekleştirilmesi gerekenlerdir. ben içimde kalıp kalmadığını o durumla/şeyle karşılaştığımda fark ediyorum bazen.

    4 sene öncesiydi. amsterdam'da her sene düzenlenen ve o sene kraliçe adına son kez düzenlenecek olan queens day'e* katılmıştım arkadaşlarımla. herkes turuncular giymiş*, sokaklar insanlarla dolu, caddeler buram buram ot kokuyordu. sadece gençler ve yetişkinler değil, sokaklar çocuklarıyla kutlamaya gelen insanlarla doluydu.

    sokaklarda çocuklara yüz boyası yapan insanlar vardı. yüzleri boyalı çocukları görünce önce bir heveslendim, sonra çocukken hiç yüz boyası yaptırmadığım aklıma geldi. arkadaşlara dönüp "ben de istiyorum bundan" deyince önce "saçmalama, kaç yaşında insansın" falan dediler. sonra ben de diğer çocuklar gibi sıraya girip bekledim. sıram gelince kadın önce bana, sonra da arkamdaki çocuğa baktı. "ben yaptıracağım" deyince şaşırdı tabi. "ne yapalım?" deyince, çok spontane geliştiği için aklıma birşey gelmedi o an. sonra saçlarıma bakıp "saçların aslan yelesi gibi. seni aslan yapalım" dedi. diğer insanların şaşkın bakışları, gülümsemeleri ve kamerayla bizi çekmeleriyle birlikte yüzümü boyamaya başladı. aklımda kalacağına midemde dursun diye boşuna söylememişler. hiçbir şey ukte kalmasın içinizde..
  • (bkz: pilot olmak)
    gençleri ebeveynlerin yönlendirmesi çok önemli.
  • borç ödemekten ve çalışmaktan dolayı eski eşle tatile çıkamamak...
  • müzik grubu kurmak ve grubumla müzik yapmak.

    etrafımda hiçbir zaman ortak bir müzik zevkine sahip olduğum, aynı zamanda müzik grubu kurup sahne yapmaya istekli ve bunu sürdürebilecek disiplin ve ciddiyete sahip, ayrıca benim çalmadığım enstrümanları çalan insanlar olmadı maalesef. birçok parametrenin aynı anda sağlanması lazım, malum.

    üniversite bittiği için -random yabancılar olmayan- grup elemanları bulmak bundan sonra çok zor olur. sanırım one man band olayına gireceğim.*
  • (bkz: mff)
hesabın var mı? giriş yap