• imkansız bir aşkla yaşanan on yıla..

    birine adanmanın, kendi hayatımdan kaçmanın bir yolu olduğunu anladım..kendimi düşünmekten çok daha kolaydı, başka birinin mutsuzluğunu düşünmek ve mutlu etmeye çabalamak..uzun yıllar boyu..

    -yaşama tutkumu kaybediyorum..her gün aynılığında, düşlerimi yitiriyorum..bir anda saatler geceyarısını gösteriyor ve balkabağı ile kalakalan bir kız çocuğuna dönüşüyorum- yazmışım bir peçetenin üzerine..ne para, ne işler, ne dostlar..herşey önemini yitiriyor böyle anlarda..

    kendime ait bir hayat istediğimi anladım..sadece bana ait bir hayat..acıların, düş kırıklarının, korkuların, olması gerekenlerin, adanmışlıkların, başkalarının kurallarının yönetmediği bir hayat..pişmanlık gibi değil..gitme zamanının geldiğini nasıl anlayabilir insan..nasıl anlatabilir..yalnızlığı özlüyorum, yüzümde gölgeler olmadan yaşamayı..önceleri çok korktum..hala bazen korkuyor olsamda, usulca fısıldıyorum kulağına aslında herşeyi..
    "içimi sızlatacak kimse kalmadı içimde"
    beni affet.
  • "olabilmek.. - olabilemedin, koyu parıltılı gözlü
    sevgilim benim.. -
    ben vardım; sen, kendini yok etmeyi seçtin"
    ile/38
  • "bir gün benim yüzümden acı çektiğinde -ki çekeceksin- lütfen az çek.." dedin (...)
    çektiğim -çekeceğim- acının azalmamasına çalışıyorum şimdi.

    ile/191
  • ' canım,
    içimden akmağa çalışan özlem türkülerini geri itiyorum;
    onların yeri burası değil.'

    (bkz: oruç aruoba)
  • " aramak ,çok zor bastırabildiğim bir dürtüydü; aranmamak ise , ince bir sızı: yanlızca da 'arama ' ediminde bulunmamamız değildi ilişki için yıkıcı olan : ben ,seni arama eğilimime ketvurabilmemden; bundan önce ,onu bastırma gereksinimi duymamdan, en temelde ,seni yeterince özlemediğim, senin de beni aramayabilmenden ,beni yeterince özlemedğin, sonuçlarını çıkarıyordum--bunlarda, zaten aynı sonuçtu..."

    ile /207

    bir ilişkiyi anlatmak için yazılmış olan en iyi kitaplardan biri..
  • ile (institución libre de enseñanza- özgür öğretim enstitüsü) 1876-1939 ispanya

    "yarı eğitimli fakat tam egitilmemiş insanların kalbi ve zihni vahşilerden daha az keskinliktedir"
    “los hombres medio instruidos, pero no educados, tienen su inteligencia y su corazón punto menos que salvajes.”
    francisco giner de los ríos

    "ile" antonio machado, federico garcía lorca, josé ortega y gasset , gregorio marañón, ramón menéndez pidal, joaquín sarollo, santiago ramón y cajal, vs. gibi sayısız entelektüel ile ispanya laik eğitim tarihinde devrim niteliğinde kurumlardandır.

    ispanya'da kurulan ilk laik okul,francisco giner de los ríos tarafından kurulmuştur. ilk kez karma eğitim verilen kuruluştur ve din dersi yoktur. burada verilen eğitim pratiğe yöneliktir. teknik konulara, matematik, fizik, kimya'ya da büyük önem verilir.
    18.yüzyılın ortalarında, krausizm'den etkilenerek kurulur.almanya'da frederich krause (1781-1832) dinlerden bağımsız olarak insanların ahlâkî açıdan iyi olması gerektiğini savunmuştur. kişinin dinden bağımsız olarak da bireysel ahlâka sahip olması, başkalarına iyi davranması, dinde özgürlük, dünyayı daha iyi hale getirmek için çalışmak ve hoşgörü ön plandadır. bu "hoşgörü" kelimesiyle birlikte (siyasette, dinde,sosyal hayatta, kültürlerde ve her şeyde savaşmak ve öldürmek yerine konuşup tartılşılmalı savı öne çıkar. ) krausistler için hoşgörü en önemli şeydir. - bu felsefeyi, burslu okumak için almanya'ya giden ve kraus ile birlikte okuyan ve yine madrid üniversitesi'nde felsefe profesörü olan julián sanz del río ispanya'ya getirmiştir.( o dönem almanya'da krausizmin neredeyse hiç etkisi kalmamıştı, orada çok çabuk sona erdi.)
    - krausizm'de
    -ekonomi sınıfı ne olursa olsun tüm insanlar eşittir.bu nedenle tüm insanları, hatta ülkenin kızlarına bile eğitim verilmelidir.
    - krausizm'de eğitim bilinçli seçmen bağlamında politik olarak çok önemldir.ispanya'da eğitimde bir devrim gereklidir ama kilise kontrol ettiği için bu gerçekleştirilemez. eğitimin büyük bir bölümü kilise kontrolündedir; devletin de parası yoktur.
    ( not: "ile" bir kolej değil, üniversite değil, bir dernek. ama tamamen laik, kilise ya da din ile hiçbir ilişkisi yok.)
    * ikinci fark, bu kurumun okul dışında farklı şeyler de yaratmasıdır. kolejler, üniversiteler, öğrenciler için yurtlar, burslar, vs. ... milli eğitim bakanlığı ile iyi ilişkiler kurarak, bazı uluslararası organizasyonlar düzenlenir.
    örneğin:bu kurumlar ilk başta, ilköğretime odaklanir. ülkenin farklı bölgelerinde okullar açılır. bunlar güçlenen burjuvazinin okullarıdır. çünkü değişim için önce üst ve orta sınıfların iyi bir eğitim alması gerektiğini düşünürler.
    peki neden? çünkü onlar üst ve orta sınıftakiler öğretmen olacaklar, öğretmenler iyiyse çocuklara verilen eğitim iyi olacak ve bu zincirleme yüksek öğretime kadar devam edecek. klâsik bir yaklaşım olmasına rağmen yine de işe yarar.

    kız ve erkek yurtları da oluşturulur. "la residencia de señoritas" (kızlar yurdu) sadece üniversitede okuyan kızlar için değildir, 1912 yılından itibaren öğrenci olmayan kadınlar da kabul edilir; çalışan, ders veren, memur olmak için sınava çalışanlar ( kpss gib) vs.orada kalabilir.
    "ile sadece ispanya'daki eğitim anlayışını değiştirdiği için değil 20. yüzyılın en önemli siyasetçileri, yazarları, gazetecileri bu kurumdan çıktığı için de çok önemlidir. ingiltere, belçika, fransa, abd ve diğer pek çok ülke ile karşılıklı burslar ile tamas sağlanır. başka ülkelerden insanlar ile' de öğretmenlik yapmak için ispanya'ya gelir, bu yabancı dil öğretiminin gelişimine yardımcı olur. (1700lerde tüm zengin ve üst sınıf halk fransızca konuşurdu o zamanlar ingilizce, almanca önemli değildi.)
    ile'ye ek olarak,zamanla yenilenme fikirlerinden etkilenen başka okullar da oluşturulur. francisco ferrer guardia tarafından barselona'da sonraları çok ünlü olan "la escuela moderna-modern okul" kurulur. modern fikirlere sahip bu okul; erkeklerin ve kızların birlikte çalışması gerektiğini savunur. fabrikalarda çalışan işçilerin çocukları için tasarlanmış bir okuldur. böylece bu çocuklar bedava eğitim alır.

    bu yeni kurumlarla rekabet etmek zorunda olduğunu anlayan kilise, kendini de biraz modernleştirmeye başlar. okullarından bazıları hâlâ çok geleneksel olmasına rağmen, öğretim şekillerini değiştirmeye başlarlar. yoksullar için okullar kilise için çok iyi bir propaganda aracıdır. bu kurumlarda amaç; iş yaratmak, ileride çalışabilmek için meslek edindirmektir.(tamir etmeyi veya pencere yapmayı vb. meslek okulları 'escuelas de oficios.” kurarlar.

    rekabet ortamı ülke eğitim kalitesini önemli oranda yükseltir.
    eğitimin toplum değişimini tetikleme gücüne sahip olduğunu bir kez daha görüyoruz.

    yararlanılan kaynak:https://es.wikipedia.org/…tución_libre_de_enseñanza
    https://youtu.be/eymqykknq9k
  • " 'sana çok acı veriyorum' dedim, -kötülük mü ediyorum sana?"-"biribirimizi seviyoruz; bu yeter" dedin:-"
  • "ne kadar kötü olduğumu sen bile bilemezsin" demişsin.
    - ben de not etmişim: ama, şimdi, tam anımsamıyorum.
    o zaman ne kastetmiştin: 'kötü halde' miydin; 'kötü' müydün-

    işte, "bilemezsin" de demişsin ya zaten!...*

    -----

    "seni seviyorum" sözünü -o çok önemli sözü- çok sık kullanıyordun: bu beni rahatsız ediyordu; sanki fazla sık söylenirse, sıradanlaşacak, içi boşalacak, anlamı yitecekmiş gibi geliyordu bana -bir yalana dönüşecekmiş gibi...

    bu duygumu anlattım sana; sen de, "peki, söylemeyelim -başka bir şey söyleyelim öteki anlasın", dedin.
    ben, "şimdi bir martı uçtu" dedim -biliyorsun; daha önce de, "bırak güvercini uçsun" demiştim.

    anladın.

    anlıyordun.*
  • iştahla yiyip yuttuğum kitap. şimdiyse sindirmem gerekli.

    çok alıntı yapılabilir, o zaman tüm kitabı olduğu gibi buraya dökmek gerekir. ama kendim için en azından şu notu düşmem lazım. aklımdan çokça geçirdiğim birilerine anlatmaya çalıştığım ama bir türlü başaramadığım şeyi öyle bir dökmüş ki sözcüklere:

    "kör güven değil, bilinçli kuşkulanmama..."

    demek istediğim tam da buydu işte! öyleyse neden bir türlü diyemedim. zihnimde çok defa aynen bu şekilde dillendirdiğime eminim.
  • ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu olursa olsun, kim okursa okursun, bazen ilişkiyi yaşayanların birbirine sordukları soruları, verdikleri cevapları bile daha önce kendi ilişkilerinizde harfi harfine duymuş olma olasılığınızın bulunduğu, 'ilişki'yi felsefi bir şekilde başarıyla sorgulamayı becermiş çok duru, sade ve bir o kadar da bazı soruları cevapsız bırakan - belki gerçekten de cevapları yoktur o soruların - bir oruç aruoba eseri . . .
hesabın var mı? giriş yap