• çok cesaretlendirici bir konuşma olabilmektedir.

    lisedeyim. hazırlığı atlamışım, onda dokuzu benimle aynı dönemde okumayan, kendi aralarında arkadaş olmuş bir sınıfa düşmüş, ailemden uzak, istanbul'u tanımaya çalışıyorum. bir sürü yeni arkadaş ediniyorum. hoşlandığım da bir kız var. görseniz, tam bir inek. ama sevimli geliyor işte. (bu cümleye dikkat :) ) bir gün yeterince uzak olduğum sınıf arkadaşım olan bir kıza (nihan diyelim), diğer kızdan hoşlandığımı söylemek ve tavsiye almak için yanına gidiyorum. konuşuyoruz filan, tipik tavsiyeler. daha önce iki kız girmiş hayatıma. ama girmesiyle çıkması bir olmuş. biri zaten uzak ilişki, diğeri ise eğlenmeye bakıyor. tipik bir liseli olarak ürkek ve aptalım. o kız için adım atmamaya karar veriyorum.

    derken bir gün, sıra arkadaşım hasta olup okula gitmiyor. nihan ise beraber oturduğu ve takıldığı çirkin grupla tartışıyor ve hışımla yerinden kalkıp kendine başka bir yer arıyor. gözü benim yanıma takılıyor. hop diye gelip yanıma oturuyor.

    ilginç bir kız nihan. böyle biraz erkek gibi. zeki kız. ben zeki kız seviyorum. ayakları üstünde durabilen, ama aynı anda sevimli ve narin. ilginç bir hassaslıkta düzenlenmiş tüm karakteri. bol bol sohbet ediyoruz. sanat, bilim, siyaset, aile ilişkileri, kadın-erkek olayları... arkadaş oluyoruz.

    ilginç karakteri içinde, çok eşlilik ve sık sevgili değiştirme olayı da var. sanırım pek umrumda değil. ne de olsa, o da öyle bir karakter ve biz arkadaşız işte. bana sevgilisini anlatıyor. adam tam bir hödük. ama ben güzel güzel ilişkileri hakkında olumlu tavsiyeler veriyorum. çünkü ben iyi bir arkadaşım.

    bir gün okuldan çıkmışız, ben sinemaya gitmeyi planlıyorum. bahariye caddesinde yürürken telefonum çalıyor. nihan arıyor ve "sevgilimden ayrıldım ben, konuşmaya ihtiyacım var diyor." soğuk bir mart günü, moda sahile inmeye karar veriyoruz. ikişer de bira alıyoruz yanımıza. anlatıyor, işte adam hakkında bir şeyler. ne kadar kaba davrandığını, aptal olduğunu falan filan. hava soğuk ve biz birbirimize yaklaşıyoruz. ikinci biramın sonunda ben onun saçlarını okşamaya başlıyorum. hala sohbet ediyoruz ama başka şeylerden artık. daha da yaklaşıyoruz. o kendi ikinci birasının yarısını içemiyor. ben bitiriyorum onunkini de. ellerim saçlarından sırtına ve beline kayıyor. sarılıyoruz birbirimize. gözlerime bakıyor, gözlerine bakıyorum. "lan acaba?" diyorum. "ya tokadı yersem?" hafifçe sırıtıyor. "e düşünme artık!" diyor. öpüşüyoruz. ve bizim 6 senelik ilişkimiz bir "e düşünme artık" cümlesiyle başlamış oluyor.

    bitişi de ayrı ilginç tabii. benden gelen "bugün benimle son günün sevgilim!" cümlesiyle bitiyor. "e düşünmedim artık." 6 sene düşünmek yeterdi.

    edit: bitiş ise şöyleydi arkadaşlar.
  • ne konusmasi yahu?? ulan kac aydir iki laf edeceksin diye gencligim guzelligim gitti. soyle aniden bir op, cesur ol. en kotu tokat yiyeceksin (ki yemeyecegini anlatmak icin 2 salto 1 parende atmadigim kaldi).
    haydiiiiii "canim o kadar cesur olsam sence iki laf etmede bu kadar ezik kalir miyim?" diyeceksin. sen de haklisin. ancak korkularinla yuzles! bir el tutmaydi, bir sarilmaydi aksiyona bir yerden basla. yoksa ati alan uskudar'i gecmis, sen oyle arkadan bakivermissin.
  • bir insanın hayatından 10 yıl götüren, saçından 50 tel ağartan konuşmadır. erkek için genelde konuşan taraf olduğu için ayrı bir sıkıntı, kadın için ise dinleyen ve makul ölçüde tepki verecek kişi olduğu için ayrı sıkıntı vardır. hayatın zorlu parkurlarındandır.

    bir de o konuya girememek var günlerce. 2 taraf da durumu bildiği halde acaba ben mi yanlış anlıyorum kaygısı ile konunun etrafından dolanır. saldalye kapma yarışında sandalyeye oturmak için beklerken müziğin bitmemesi gibi ordan kaçmak ama yakınında dolanmak doğru zamanı beklemek. konuşmalar saçmalaşır. lanetli kelimeymişcesine aşktan sevgililikten bahsedilmez. bir sürü gizli özne, bir sürü bitmemiş cümle. bu konular hakkında kurulabilecek bütün yuvarlak cümleler kurulur. konuşmalar gittikçe saçmalaşır. genelleşir. insanlar, bireyler gibi kişilerden bahsedilir kimse onlar. aynı konu etrafında binlerce tur atılır ama konuya girilmez. nabız ölçülür sürekli. ölünse daha iyi.
  • lüzumsuzluk salatası. konuşarak ilişkiye mi başlanır allasen? eğer birbirini seven, aşık insanlardan söz ediyorsak onlar hiçbir şey konuşarak başlamaz ilişkiye. başlamış bir şeyin içinde bulurlar kendilerini.

    şu hayatta elle tutulur birkaç tespitim var, birinin de şu olduğuna inanıyorum ilişkiler konusunda; eğer bir şey, su gibi akmıyorsa, yormadan, zorlamadan, zorlanmadan, kendiliğinden akmıyorsa oradan insana mutlu edecek bir hikaye çıkmaz.
  • ruhu birbirini aramış olanlar hiçbir şey konuşmayacak çünkü başlamış bir şeyin içinde bulacaklar kendilerini.

    gördüklerinde bilecekler onu. hiçbir soru sormayacaklar. en fazla "nerede kaldın çok özledim seni" diyebilirler belki. geri kalanı umurlarında olmayacak.
  • aslında şudur (bkz: #13335929) ama yapılamıyor.

    romantizmdi, gerçeküstücülüktü, yaşanmışlıkçılıktı, abstre ekspresyonizmcilikti derken ilişkiye yabış yabış başlıyoruz. o yapay tutkunun kaybolmasıyla hızla neo-klasizme geçiş, kadın tarafından sembolizmin kullanımı, erkek tarafından buna kübizmle yanıt verilmesi derken 3 ayda boku çıkıyor.
    ben mikili ilişkilerde (sarkis paçacı'ya selamlar saygılar bu arada) kendi kurduğum tasmanian monsterism akımını öneriyorum. kefilim.
  • "ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı kâinattan 7079 yıl, isa mesih'ten 1681 ve hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı."
  • çok basit.
    çıkışta şuraya gidip bişiler içelim mi diyeceksin hacıt. normal söyle. kasma. reddederse kıvırması da kolay.

    liseli versiyonu için:
    - küçük dünyama renk kattın gülcan.
  • eğer bir taraf ilişkiye başlamak istiyor diğer tarafsa böyle iyiyiz ya takılıyorum aynı anda başkalarına da yazıyorum tavrındaysa ilişkiye başlamak isteyen tarafa soğuk terler döktürecek olan olaydır. taraflardan biri ilişkimizin durumu konulu konusmaya başlar başlamaz karşı taraf lafı çevirecek bir şekilde kaçacak, diğer tarafı göt gibi bıracaktır. o yüzden 1 ya da 2 defa denenip sonrasında siktirin çekilmesi gereken konusmadır kanımca..
  • - nedir o içtiğin?

    -hımm antidepresan.

    -bence onu bırakıp benimle vakit geçirmelisin...
hesabın var mı? giriş yap