• celik - yaman sevda. tamam tamam kızmayın, devir degisti e tabi narodnik is back de degisti.
  • cd'li döneme denk gelen müzik alıcısı için hiç gerçekleşmemiş olma ihtimali yüksek, hatıra tadında eşya.
  • ilk aşk gibi unutulması zor ve hatırlaması utanç verici olay.
    (bkz: küçük prens)
  • sene 1993, tayfun duygulu - tayfun-93 albümü,
    çok utanıyorum..
  • bi kac entride daha rastladim ama benim de ilk aldigim kaset offspring - americana idi. ortaokul yillarinda d&r dan mavi kaset seklinde almistim. tam orta okullu cocuk sarkilari boyle hareketli falandi severdim cok.
  • des'ree- life

    aslında bilmeden almistim fakat daha sonra hayranı olup bütün albümlerini aldım.
  • maddi olarak sıkıntılı olduğumuz zamanlar. küçük kırmızı bir teyp'imiz var. daha önce birkaç kaset alınmış fakat, baba tarafından, teyp ile beraber alınmış kasetler ki korsanlar. çünkü kaset'e verilecek para yok. fuzuli harcamalar sınıfındalar. yani daha çok radyo dinleniyor teyp'te..

    98 dünya kupası zamanı.. ricky martin'in la copa de la vida isimli şarkısı kasıp kavuruyor piyasayı. radyo'da şarkı çıktıkça, ev içinde çoraptan** top, masadan kale yaparak top oynayan abim ve ben 2 kat gazlanıyoruz, o *hernandez oluyor, ben *hermosillo. *

    ve ben henüz küçük sayılırım o dönemler. bir zamanların oypa'sındayız babamla. müzik reyonuna giriyoruz, yoğun ısrar/şirinlik sonucu aldırıyorum ilk* kasedimi. abime sürpriz yapıcam. ikimiz de bayılıyoruz "la copa de la vida" şarkısına. görünce çok sevinecek diyorum. bir de bandrollü ya, orjinal ya, şaşıracak diyorum. "nasıl aldırdın bunu babama?" diye soracak diyorum. şirinlik yapıp aldırdığım için de başarı gibi övünüyorum kendimce. kewell'ı getirmiş bir haldun üstünel gibi hissediyorum kendimi. ne alakası var diyeceksiniz ama, o dönem o kasedi almak, gs bütçeli bir aile'de kewell'ı transfer etmek gibi bir başarı. :)

    herneyse eve varıyoruz, bir bakıyorum o da ne? abim de aynı gün, aynı kasedi almış, sürpriz yapmak için evde beni bekliyormuş. üstelik o da bandrollü'sünü almış. kimbilir, belki abi sorumluluğu hissederek, harçlıklarından biriktirerek.

    abimle benim ilk kasetlerimiz bu tesadüf sonucu aynı oluyor böylece. ve bakıyoruz ki hayat, iki adet bandrollü kaset ile asıl sürprizi hazırlamış bize...

    not: bandrol demenin ne demek olduğunu bilenlere :)
  • daha dün gibi hatırlanan kasettir. müziğin henüz maddi kaygı taşımayıp, el emeği göz nuru olarak yapıldığı zamanlardı. kaset almak, ilk çıkacağı günü aylar öncesinden saya saya beklemek, piyasaya sürüleceği sabahın gecesinde uyuyamamak, erkenden kalkıp kasetçinin önünde beklemek gibi müthiş heyecanlar yaşanırdı.

    o kasedin a ve b yüzündeki şarkılar sırasıyla ezberlenirdi. hangi şarkıdan sonra hangisi gelecek diye tahminler yapılır, nakaratlar geri sarılıp tekrar bağıra bağıra söylenirdi. kimileri için ilk sevgili gibiydi; çünkü ilk kaset, ilk aşk bir bakıma.

    aynı benim tarkan'ın " a acayipsin " albümünde yaşamış olduğum gibi.
  • mory kante'den yeke yeke dir. o zaman kaset pahalidir tabi memur cocuguna. yarim yamalak aklimda kalan sey, 10.000tl'lik madeniler yeni cikmisti ve babam saklamam icin bana vermisti.(kac tane onu da hatirlamiyorum) ama ben akilli, bu "cok degerli" yeni paralarimla gidip ilk kasedim olan yeke yeke'yi alip pederden bi ton zilgit yemisimdir, para boole seylere verilir mi diye... hey gidi gunler teey teey...
hesabın var mı? giriş yap