• var olduğuna resmî olarak karar verdiğim durum. öncesinde anlık sıkılmalardan dolayı olabileceğini düşünüyordum ama artık sürekli hâle gelmiş bıkkınlık olduğuna kanaat getirdim.

    bana "bak şu videoyu izle/şunu oku, sana link attım mutlaka bak ona" diye gelenlerin kafalarına bir şey indiresim geliyor artık. vaktimi boşa harcıyormuş hissi yaşıyorum. bir videonun içeriği şâyet hayatımda bir şey değiştirmeyecekse boşa harcanmış zaman gibi geliyor. hele hele 15 saniyeden filan fazlaysa göğsüme öküz oturuyor.

    bilginin ve insan eyleminin sonsuzluğu aslında insanı ürkütüyor. o kadar sonu yok ki. neyi nereye kadar izleyeceksin ve okuyacaksın? o kontrol altına alamama hissi bence insanı umutsuzluğa düşürdüğü için oluyor bu ürküntü.

    bir yerlerde insanları dikkatini sıcak tutmak ve para kazanmak için antin kuntin şeyler yapan ve mantar gibi biten youtuber'lar, diğer tarafta yüzlerce siyaset komplo teorileri yorumları, dün söylenilenin bugün çürütüldüğü makâleler, mesnetli-mesnetsiz sosyal medya içerikleri, dünyanın bir köşesinde olan vahşetin insanı dertlere saran haberleri ve daha bir sürü şey.

    bilincimiz devamı bir bombardıman altında ve içten içe insanda yavaş yavaş öldüren zehir etkisi yaratıp ruhunu sıkıyor; darlıyor bu durum.

    internetten biraz uzaklaşıp belgesel izleyeyim dedim orada da yüzyıllardır gözlemlemekten bıkılmayan aslanlar ve onların avladığı zebralar, afrikalılar, milyonuncu keresi çekilen köpek balıkları belgeseli var.

    biraz şarap içeyim bari belki geçer.
  • (bkz: tamam)
  • dönüp kitap da okumama ve benim de epey bıkmama rağmen yine de kendimi tutamayıp eriştiğim içeriklerdir. çağın getirdiği bağımlılıklardan olsa gerek.
  • kitap oku ve dinlenmek için ayırdığınız zamanda youtube'da barış özcan izle tavsiyesinde bulunabileceğim zehirlenme türü.
  • her şey iyi güzel de belgeselden anladığı ''aslan ceylanı yedi'' düzeyinde olan insanlar lütfen kendini bi uçurumdan filan atsın. yıllardır belgesel izlerim (buraya fularlı foto gelecek); bbc'nin life ve natgeo'nun planet earth' u hariç daha hayvanlı belgesel izlemedim. az araştırın kardeşim, bilim teknikten tut tarihe varıncaya kadar ne belgeseller var.
  • özel ilgi alanı olmayışından dolayı önüne ne gelirse izlersen ortaya çıkan durumdur.
    normalde insanların hobileri, becerileri, gelişmek istediği konular vardır ve bunları takip ederek, bunlarla ilgili görselleri görerek mutlu ve tatmin olur.
    bizde ise herkes politika bilir, yorum yapar, yorum okur, beynini hiç kullanmayacağı ya da 4-5 yılda bir oy verirken hatırlaması gereken binlerce gereksiz konu ile doldurur.
    youtube'da, facebook'ta instagram'da herkes her şeyi takip edeceğine, herkes kendini mutlu edecek entellektüel kanalları takip ederse, hem gelişim gösterebilir, hem de bu kadar sıkıcı olmaz kanımca.
  • benim için yaşamaktan bıkmakla eş değerdir.
  • eskisi kadar kitap okumadığım için çok rahatsız değildim çünkü o vakti internette faydalı içerikler okuyarak geçirdiğimi düşünüyordum.

    sonra fark ettim ki okuduğum şeyler, favorilere attığım yüzlerce makale, video ıvır zıvır, zaman akışında göz gezdirdiğim binlerce gönderiden geriye aklımda hiçbir şey kalmıyor. en fazla yüzde 5'i bana birşey katıyor. bu kişiden kişiye değişebilir, belki gerçek anlamda faydalananlar vardır. ama kendi adıma artık bu alışkanlıktan vazgeçmeyi çok istiyorum.

    varsın olsun en gereksiz kitaptan sayfalarca betimleme okuyayım. en azından birkaç saat de olsa yaşadığım hayattan beni uzaklaştırır.
  • yeniden anı yaşamaya teşvik eder.
    keşke herkes bunu hissetse ve başarabilse.
hesabın var mı? giriş yap