• istanbul büyük olduğu oranda kazık yemeye müsait bi şehir. istanbul'da en fazla 6 ayda bir semt semt, sokak sokak ev aramış, bir-iki kez ciddi dolandırıcılık kumpaslarından son anda kurtulmuş bir zavallı insan olarak deneyimlerimden çıkan sonuçları aktarıyorum:

    * kombili eve çıkacaksanız, "kombi kapıda abi, siz taşınınca bağlatacak ev sahibi" gibi beyanatlara asla inanmayın. bunu söyleyen emlakçıların kafasına en yakın sert cismi geçirin, hiç olmazsa insanlığa bir katkınız olsun. evin güzelliğine kanıp sobalı eve çıkmayın, kimse kombi bağlatmaz. aynı şey pimapen için de geçerlidir.

    * ev arkadaşı arayan birinin ilanını görmüşseniz, aradığınız zaman detaylı sorular sorun. ne iş yapıyor, memleket nere, vs. hatta mümkünse birkaç tane de gereksiz detay öğrenin. bir süre sonra, başka bir arkadaşınıza, başka bir numaradan aynı ilan sahibini aratın. benzer detaylı soruları onun da sormasını isteyin. eğer ortada bi yamuk durum varsa, büyük ihtimalle birbirini tutmayan beyanatlar olacaktır. çelişkili ifadeler fark ederseniz uzak durun. bi keresinde bana üç değişik isim veren bi dolandırıcı denk gelmişti.

    * gerekirse paranoyak olmayı bilin, buluttan nem kapın. "sigara kullanmıyorum" diyen ev sahibinin size içinde kül tortusu olan küllük getirmesini dert edinin. sonradan dolandırıcı olduğunu öğreneceksiniz, bana güvenin.

    * emlakçıların ev hakkında söyleyeceği "ilerde şöyle olur, böyle olacak" gibi sözlerin hiçbirine güvenmeyin. bu emlakçıları #4078936 numaralı entry ile ödüllendirin.

    * emlakçıların hemen hepsi telefon numaranızı alacaktır. onların aramasını beklemeyin, çok nadiren geri dönerler. (nadire ilk aşık olduğum kızın ismiydi, ne güzeldi lise yılları.)

    * cuma günleri tüketici gazetesi çıkar. buradaki ilanları özellikle takip edin. sahibinden ev bulmak için en uygun gazetedir.

    * sokaklarda dolaşarak sahibinden ev bulamazsınız. yormayın bünyenizi.

    * sözleşme yapmadan kesinlikle eve taşınmayın. ne kadar güvenilir ve iyi insanlar olduğunu düşünseniz de, eğer gerçekten tanımıyorsanız mutlaka bir sözleşme düzenleyin. kira sözleşmeleri kırtasiyelerde satılır, damga pulu da yapıştırın üzerine. mümkün olduğunca bu standart sözleşmeyi kullanmaya özen gösterin. kendi yazdığınız bir sözleşme olacaksa mutlaka avukat bir arkadaşınızdan yardım alın. avukat arkadaşınız yoksa bana mesaj atın, yardımcı olurum.

    * emlakçıların çok büyük bir bölümü ev göstermek için ücret almaz. sizden para isteyen emlakçı olursa tepki gösterin, "şimdiye kadar hiç olmadı böyle bişey, zaten evi tutarsak para vereceğiz, sizin işiniz bu" türünden sözlerle durumu idare etmeye çalışın. para istemekte ısrar ederse pazarlık edin, 5 ytl'den fazla kesinlikle vermeyin. onu da kabul etmezlerse, dükkana erdener abiyle beraber gidin.

    * evi sahibinden tutacaksanız, adamın/kadının adını öğrenin. ev sahibiyle görüşmeye gitmeden önce, eve en yakın esnaflara gidip, o kişiyi arıyormuş gibi ismini vererek sorun. tanımıyorlarsa kıllanın, işkillenin, tereddüt edin. kimseye nüfus kağıdını sorma hakkımız olmadığı için bu yollara başvurmak zorundayız.

    * emlakçıyı aradan çıkarmak gibi bi niyetiniz varsa, bu kolaydır. en basitinden gidip komşulara sorarsınız, numarasını alırsınız. ama genellikle ev sahipleri buna yanaşmazlar, çünkü herkes az çok tanıdığı emlakçıya verir evini. o yüzden boşuna kendinizi yormayın.

    * apartman aidatını emlakçıya veya ev sahibine sormayın. mutlaka gerçek rakamdan daha az bir miktar söyleyeceklerdir. bi ara apartman sakinlerinden birinin kapısını çalıp aidatı öğrenin.

    * evin boyası kiradan düşülmez, kullanan kişiye aittir. ev sahibine böyle bir teklif sunarak kendinizi maymun etmeyin. ancak evdeki diğer bozuk şeylerin kiradan düşülmesi gerektiğini unutmayın. bozuk bir musluk varsa, onu tamir ettirip kiradan veya depozitodan düşün. evden çıkarken de o şeyi sağlam bir halde teslim etmeniz gerekiyor tabii. ev sahibi "beni ilgilendirmez" derse de, kirayı eksik yatırın, genellikle bir şey yapamazlar, çünkü siz haklısınızdır.

    * standart kira sözleşmesinde, evin kiracıya eksiksiz teslim edildiği yazar. o yüzden evde eşya, şofben vs varsa, ayrı bir demirbaş listesi yapın. önce bunların sağlam olup olmadığını kontrol edin. sonra da demirbaş listesini (2 tane olması lazım) ev sahibine imzalatın, siz de imzalayın.

    * kira sözleşmesini bildiğiniz güvenli bir yerde saklayın.

    * standart sözleşmede, depozitonun evden çıkıldığı gün verilmesi gerektiği yazar. ama böyle bir uygulama yoktur. o yüzden sözleşmeye "depozito, evden çıktıktan en geç xx gün sonra kiracıya teslim edilecektir" gibi bir madde ekleyin.

    * bütün bunlara rağmen murphy yasalarına inancınızı koruyun, mutlaka bi terslik çıkacaktır.

    * paranız varsa gidin ev alın. boktan boktan evlere hayvan gibi kira ödemeyin.
  • emlakci jargonunu iyi bilin.. (bkz: #3416907)
  • mumkunse kis aylarinda ev arayin, evin nem alip almadigini anlamak icin. aksi taktirde kis aylarindan itibaren evin bilumum bolgelerinde mantar yetistirebileceginiz alanlara sahip olabiliyorsunuz.
  • aramaya inanın
  • insanlarla diyalog kurmak konusunda yeterince "yırtık" bir tip değilseniz, bu özelliği bünyesinde barındıran bir arkadaşınızı mutlaka yanınızda bulundurun. "kiralık" ilanını gördüğünüz evin yanında, üstünde, altındaki dairelerin zilini çalın ve bu dairelerden birinde sizin gibi gariban ve yardımsever kiracıların oturuyor olması için dua edin. vaktin sabah, akşam ya da pazar olmasını umursamayın. "aman, insanlar rahatsız olur" diye düşünmeyin. yoksa asla ev bulamazsınız. komşulardan biri büyük bir olasılıkla size ev sahibinin telefonunu verecektir. emlakçıyı asla aramayın. doğrudan ev sahibini arayın. çabalarınızı görüp de sağdan soldan fırlayıp "orası dutuldu gardeşim" biçiminde beyanatlarda bulunan bakkal, kapıcı gibi meslek erbabına inanmayın. ev sahibine emlakçıyı aradan çıkartmayı çekinmeden teklif edin. "ama anahtar emlakçıda", "yaa, benim teyzeoğlu olur o da" biçimindeki sözler göründüğünün aksine şansınızın artmış olduğu anlamına gelir ve mutlaka ısrar edin. bu özellikleri gösteren bir ev sahibi büyük bir olasılıkla ertesi gün için size randevu verecek ve elinde anahtar ile gelecektir.
  • öncelikle sahibinden com'den sanal bir arama yapın. yalnız ismine aldanıp sahibinden bir ev bulabileceğinizi sanmayın, pek nadir olur öyle şeyler. ama en azından hangi semtte hangi ev ne kadara kiralanıyor konusunda bir fikriniz olur.
  • * gazete ilanlarında belirtilen semtlere çok fazla inanmayın. örneğin maslak da şişli'dedir, ama şişli diye geçebilir ilanlarda; veya merter diye adresi verilen ev, aslında ıstıranca dağlarının eteğinde olabilir.

    * deniz manzarası olan hesaplı bir ev görürseniz heveslenmeyin. manzaranın büyük bölümünü iğrenç ev yığınları kaplıyordur.

    * 3+1 ve 2+1 kavramları en az postmodernizm kavramı kadar emlakçılar arasında tartışma konusudur. genel olarak karşınıza şöyle bir kombinasyon çıkar:
    2+1 = 1 oda + 0,4 oda + 1 salon
    3+1 = 1 oda + 0,7 oda + 0,4 oda + 1 salon

    * çift tuvalet, asansör gibi şeyleri sanki bir nimetmiş gibi devamlı önünüze sürerler. bu durumda "bana bir tuvalet yeter" veya "asansörün bir kıymeti yok" diyerek daha fazla başınızın etini yemelerini engelleyebilirsiniz.

    * çok önemli bir nokta: kira miktarlarında belli bir fiyat eşiği vardır. yani, belli bir paranın üzerine çıktığınızda adam gibi bir ev bulabilirsiniz. o miktarın altındaki evler %99 içinde mutfak dolabından ve ısınma cihazından başka hiçbir şey olmayan, odaları dengesiz büyüklükte olan evlerdir. şu gün için konuşursak: avrupa yakasında genel olarak 2+1 evler için 550, 3+1 evler için 600 ytl'dir. anadolu yakası için 2+1 = 500, 3+1 = 550 ytl. bunların üzerine çıktığınızda doğru dürüst bir evde oturabilirsiniz.

    * oda kavramı da, lacan'ın "la femme n'existe pas" sözü gibi emlakçılar ve ev sahipleri tarafından her yere çekiştirilebilecek bir kavramdır. 4 duvarla çevrili kapalı bir alan görmeyi beklemeyin her zaman. üçgen ve beşgen odalara sıklıkla rastlayabilirsiniz.

    * kira sözleşmesi ve demirbaş listesine yapıştıracağınız damga pulları hemen her kırtasiyeden alınabilir. 4-5 tane yapıştırın ucuzlarından, pahalı olanı almanıza gerek yok.

    * ev bulamadıysanız telaş etmeyin. halihazırda oturduğunuz evin kontrat süresi dolmuş olsa bile ev sahibi sizi en az 6 ay evden çıkaramaz. 1 seneye de uzayabilir duruma göre. ev sahibiyle anlaşmaya çalışın önce insan gibi. anlaşamazsanız canınızı sıkmayın, evde oturabilirsiniz, üstelik aynı kirayı ödeyerek.

    * ev sahibi size tahliye şartnamesi imzalatabilir. bu durumda günü gelince evden çıkmanız gerekir. ancak tahliye şartnamesi, kira kontratının düzenlenme tarihinden en az 5-6 ay (tam bilemiyorum, bilenler varsa yardımcı olsun) sonra imzalanmalıdır. daha önce imzalatmaya kalkarlarsa gönül rahatlığıyla imzalayabilirsiniz, geçersiz sayılacaktır.

    * anadolu yakasında ve avrupa yakası'nın muhafazakar bölgelerinde bekara ev vermezler, erkek kadın fark etmez (kadınlar "bayan" diye geçer ev piyasasında). hatta çoğu insan bekar "bayan" yerine bekar erkek kiracı tercih eder. çünkü kadının eve erkek getirmesi mahallede daha büyük sıkıntılara yol açacaktır.

    * muhafazakar bir çevrede mümkünse oturmayın. bazen alt komşunuz olan ve her gün selam verdiğiniz yaşlı amca kapınıza gelip "ayıp oluyor gençler, gelen giden belli değil" türünden laflar edebilir (başıma gelmedi ama, oluyor böyle şeyler). katil olmayın genç yaşta. bu tür muhabbetleri engellemek için komşularla fazla muhatap olmayın. konuştukça yüz bulup gelenlerin kim olduğunu soracaklardır laf arasında.

    * muhafazakar bir mahallede oturacaksanız elinizden geldiğince çabuk evlenin. aile olunca kira miktarı düşüyor ve kapıcıya evlilik cüzdanınızı gösterip sevişmek için girişteki q-matik'ten bilet alabiliyorsunuz.

    * emlakçı veya ev sahibinin söylediği ulaşım sürelerini 2 ile çarpın. "durağa 5 dk" demek, 10 dk demektir. "taksime yarım saat" demek, 1 saat demektir.

    * atasözleri ve deyimlerle konuşan, hoş sohbet ev sahiplerine şüpheyle yaklaşın. "ne iyi adam/kadın" diye düşünmeyin, zira ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

    ekşi sözlük kiracıseverler derneği başkanı olarak katkılarım sürecektir.
  • bir kere, kesinlikle her emlakçının "namuslu", "sözünün eri", "dürüst", "ahlaklı", "temiz" olduğuna inanmamak gerekir ki en çok dikkat edilmesi hususların başında bu gelir...
    zaten bu hususa dikkat edilirse anılan mevzubahis tüm hususlara da bir bakıma riayet edilmiş olur...
    yani şu kural, temel olmalıdır: "emlakçılara güven olmaz!..."
    aslında, iyisi mi, araya, üçkağıtçılığı kendisine şiar edinmiş emlakçıları filan hiç katmadan ev sahibiyle direkt muhatap olmak ve onunla anlaşmaktır ama ev sahibinin aksi, huysuz biri olduğuna dair en küçük bir elektrik alınırsa o evden hayır gelmeyeceği anlaşılmalı ve olay mahalli derhal terkedilmelidir...
    ne yazık ki istanbul'da ev kiralayabilmek hakikaten deveye hendek atlatmaktan zordur ama bekar/yalnız yaşayanların, otobüs/metro/minibüs durağına yakın bir yerdeki evleri kiralamasında sonsuz yarar vardır...
    gece kuşu ise kahramanız,
    muhite ve apartmandaki kişilerin şehirlilik anlayışlarına da dikkat etmesinde sonsuz yarar vardır...
    aslında, sosyal rahatlık anlamında şişli, beyoğlu, bakırköy, beşiktaş gibi yerler idealdir ama yazık ki buralar da ateş pahasıdır...
    ha, depozitonun da mutlaka döviz cinsinden olmasına dikkat edilmelidir; ytl'nin aşırı değerlendiği yorumlarına fazla itibar edilmemelidir...
  • ev özelliklerinden önce dikkat edilecek birinci husus evde sizden başka bir insan topluluğunun yaşamıyor olmasıdır lakin bu tarz olaylar hiç yaşanmıyor da değildir.
  • soyle saglam bi depremde ustunuze yikilmiyacak bir ev aranmalidir.
hesabın var mı? giriş yap