• istanbul sinirilarinda nerdeyse yuz metreyi para istenmeden tamamlamak imkansiz hale geldi .ne zaman bi yerde dursam hemen biri yanasir ve cesitli gerekcelerle para ister.
    dilencilik ,insanlardan dogrudan para isteme , sigara isteme ,karnim ac adi altinda yemek parasi isteme , hayvanlari seviyor musunuz diyerek para isteme , trafikte aynanin kirilmamasi icin para isteme vb . istanbul insani devamli bir para istenmesi ile karsi karisya ve bu inanilmaz rahatsiz edici bir durum. tum bunlar o kadar kaniksanmis ki kimse ya sokakta herkes neden para istiyor demeyi birakmis
  • bu yontemle devamli para elde edilebildigi icindir.

    dilenci dilenmekle doyamasaydi dilenmezdi, baska is pesinde kosardi. isiklardaki cocuklara aciyip her bozukluk verdiginizde bunu dusunun. carkin kirilmasi ve yeni kurbanlarin o carka katilmamasi icin bu tip insanlara para vermeyin. yardiminizi guvenilir kuruluslar vasitasi ile yapin.
  • altunizadede bi adam vardı samandıraya gidecekmiş para istiyordu. 3 hafta sonra yine karşılaştım halen gidememiş herhalde samandıraya gitmek için para istiyordu.
  • çok doğru tespit. artık rahatsız edecek dereceye ulaştı bu durum.

    arabada otururken, kırmizi isikta durururken, firina girerken, yururken, yemek yerken..
    nefes aldirmiyorlar yeminle..

    edit : duzeltme.
  • çözülene dek gündemden düşmemesi gereken rezil durumdur.

    polisi geçtim, ne iş yaptığını tam olarak ne anlayamadığım zabıta ve bekçi olacak kişilerin bunların enselerinden ayrılmaması gerekmektedir.
  • fas bu konuda cok kotu diyordum ki turkiye misliyle gecti fas'ı.
  • son zamanlarda gördüğüm en güzel tespitlerden biri.

    ulan bitmiyorlar ya. "abi 2 liran var mı?" 2 lira diyor. onlara da zam gelmiş. çiçek satanı var, adana'ya gidecek olanı var. simit al, çorba parası, karnımız aç.

    ben 23.30 da tatilden dönüyorum zaten aq.

    bunun gibi bir tanesini ters köşe yapmıştım yıllar önce. (yani galiba)

    konya'dayım. meşhur kule site önünden ankara yoluna doğru çıkmak için hareketlendim. emniyeti geçip sola döner dönmez yaşlı bir amca el kaldırdı merak edip durduk ve şöyle bir konuşma geçti aramızda;

    - ne tarafa amca?
    + otogara gidiyom. angaraya gidecem.
    - gel bırakalım.
    + yoh. sizde para varsa ben minibüsle gider, ordan otobüse binerim.
    - olur mu amcacım. gel falan filan.

    adam arabaya biner, daha önce yazmış olduğu hikayeyi anlatır. bu hikaye sırasında ben yavaştan uyanıyorum ama tam da konduramıyorum.

    - nereden geliyorsun amca? ne işin var ankara'da?
    + ben angarada yaşıyom. oğlana geldim burda, beni istemedi. gerisin geriye dönüyom emme param da yoh.
    - nasıl yani otobüs paran yok mu?
    + yoh
    - dur bakalım hallederiz.

    otogara yaklaşınca bu biraz hareketlendi. siz parayı verin, ben otobüse kendim binerim sizi alı koymayayım vs.

    bir yandan kıllanıyorum diğer yandan da gerçek olabilir ihtimaliyle sokak ortasında adamı bırakmak da istemiyorum. yukarda kısa özet olarak geçtiğim hikaye baya detaylı aslında.

    neyse otogara geldik. amcayla beraber arabayı park ettik ve otobüs firmalarının satış ofislerine doğru ilerliyoruz.

    + siz şey yapmayın gari. ben hallederin uğraşmayın.
    - olmaz amca seni bindirmeden gitmeyiz. (kıllanarak)

    bir iki bu tarz muhabbetten sonra adamın ankara biletini aldık, otobüsün önüne geldik. benim bu dakikadan itibaren tokatçı olduğuna inandığım yaşlı adam otobüse sike sike bindi. bir yandan camdan bizi kesiyor görebiliyorum ilk fırsatta tüyecek.

    muavini yakaladığım gibi kenara çekerek;

    - bu 6 numarada oturan yaşlı amca benim dedem. kendisi alzheimer. her ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın sakın bunu otobüsten indirmeyin ankara'da kuzenler alacak otogardan.
    + tamam abi sen hiç merak etme.
    - bak işin şakası yok. bazen tutup "ben burada yaşamıyorum, benim konya'da inmem lazım." veya "ben bu otobüse yanlış bindim" diyebilir. asla taviz vermeyin. hatta sen al şu numaramı çok problem yaşarsan beni ara.
    - tamam abi.

    bir 20 lira da muavine vermek suretiyle oradan ayrıldım. yaklaşık 3-4 saat sonra bir numaradan arandım. açtım muavin;

    + abi, dede çok sıkıntı çıkardı ama ankara'ya getirdik merak etme.
    - tamam kardeşim eline sağlık.
    + abi, almaya gelen olmadı dolanıyor burada.
    - olsun güzel kardeşim hallederim ben o işi. arıyorum kuzenleri hemen çok sağol.

    hala %100 emin olamasam da, ya bu paragöz uyanıklardan birini durduk yere aşti sınırlarında mal ettim yada bir dedeye gerçekten yardımcı oldum.
  • gayet iyi paralar kazanılıyor. sigaraları da dal sigara olarak büfeye satabiliyorsun. su çeşmeden, yemek belediyeden. çok konforlu ve güzel bir yaşam. açık hava da çalışmak gibisi de yok.
  • allah allah neden böyle oluyor acaba !!!

    dün gözümün önünde cereyan etti.
    genç bir çocuk adamın birinden sigara istedi.
    adam göz teması kurmadan, duymamış gibi davranarak yoluna devam etti.
    genç arkasından bir kamyon küfür etti.

    adama bak a.q.
    sanki biz insan değiliz.
    kafasını bile çevirmiyor a.q.
    orospu çocuğuna bak, yüzümüze bile bakmıyor.
    bla bla bla...

    adam kırık bir tip olsa, bu gence kulak kabartsa, kesin bu itle dalaşırdı. sonrası ne olur, allah bilir.

    (bkz: zeki şen)

    (bkz: taksim'de tinerciler tarafından öldürülen genç)

    (bkz: zeki şen'i öldüren tinerciye devletin ev tutması)
  • yürürken sol elinizi neo'nun mermileri durdurduğu gibi kaldırarak yürürseniz bir nebze çözüm oluyor. bu konuya dahil olarak bir de sürekli sigara istenmesi var. genelde nakitim yok diyorum ama bir gün pos makinesi ile gelecekler diye korkuyorum.
hesabın var mı? giriş yap