ithaf
-
turgut uyar'ın bir şiiri:
1
bilirsin ben hoyrat severim
-kendi fikrime göre, erkekçe.-
bir ağaç, bir bulut, bir kuş ve biz
ellerin ellerimde, ürkekçe...
veya sen pencerende akşamüzeri,
cigaramı köşebaşında bitiririm.
damalı, büyük mendilimde sana
unutulmaz geceler getiririm.
gür, ferah karanlıklar içinden
bana doğru uzar saçların.
bir büyük rahatlık alır götürür bizi
pırıl pırıl öpüşlerle başlar yarın...
selam, en güzel hasretlerden
selam sana, korkak ve iyi kadın...
ömrüne başlıyan tomurcuk gibi, baharda
aşka, sadık ve neş'eli başladın...
gün söner yıldızlar yanar gecelerden
bir ölümsüz alem başlar senden yana.
selam, ürkek ve sevgili kadın,
selam, sabahsız gecelerden sana...
2
şimdi ağlayamıyorum da kötüsü
gözlerim dolduğu halde bazı bazı
içim götürmiyerek seyrediyorum,
sağ tarafı boş kalan yatağımızı.
bir şeyler akıyor ömrüm içinden,
ufak tefek, süt beyaz, kan kırmızı...
ben seni arıyorum rüyalarımda
geceler içinde bir yıldız, bir yıldızı.
bir perişan haldeyim sen gideli,
sorma bekir efendinin kızı...
3
zaman sevdikçe uzar, bilirsin
hayal, taştan, topraktan geçer, yapraktan geçer.
bir yeşil duman olur yaşadığımız
yakından, ıraktan geçer.
sevdiğim kadar bilmeliyim de
ne olursun?..
bir çeşmedir dökülen omuzlarımdan,
avuçlarım pırıl pırıl dolar, boşalır.
ömrümüz serapa sevda içredir.
bir uzun yaz günü durur, zulmeder
tanıdık, bildik günler sarkar takvimden
hafızam zulmeder boşluğuma.
birden bir arının kanatlarında terü taze
sen gelirsin...
aslan ağzındadır saadetimiz
yağmurlar yağar, günler batar, geceler gelir
bir bitmez türkü başlar dışımızdan.
bir çınar altıdır oturduğun yer;
dizlerin örtülmüş, bakışların uzak,
al bir hırka örmektesin ağır ağır.
bir ince bilezik, küpelerin, saçların
otlar, kuşlar, beyaz bulutlar...
...
dilerim haşre kadar hatırımda
böyle kalırsın... -
"birine armağan etme " anlamına gelen kelime
ve mor ve ötesi sehir albümünden alper tekin şarkısı
saw an angel above the sky
tryin' to understand why it makes me cry
the only thing i got til yesterday
was the thought of you babe fading away
you newer know how it hurt me baby
you never looked at my face
you knew loving me such a disgrace
i knew you were the queen and i'm clown
but baby i'm standing on my own
you newer know how it hurt me baby, you newer will
i don't care -
"senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz
kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz
alır başımı erzincan'a giderim seni düşünmek için
dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor
kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için
bir bozuk saattir yureğim hep sende durur
ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan
durmadan
dağ biraz daha benden deniz her zaman senden
hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan
kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm
seni övdüğüm zaman
güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda
seni övdüğüm zaman"* -
daha önce kimse bahsetmemiş fakat, bu parçanın 3.dakikasında başlayan öyle olağanüstü bir flüt solosu var ki insanı oturduğu yerden alıp, olmak istediği yerlere, mesela huzur dolu akan bir 'nehirin' karşısına götürüyor.
işin kötüsü spotify'da bu kadar güzel bir parçadan sonra otomatik olarak mvö'nün son çıkarttığı anlatamıyorum isimli o garip hissiz şey çalmaya başladı. müzikte amatör ruhun gözünü seveyim be. -
niçin yaşadığını, öldüğünü bilmeyen
dert çeken dost
çürüyen dost,
sizin için söylüyorum
milyonlarda harp ölüsü adına
iyiliğin, kardeşliğin, ümiden
aynı hakkın, hürriyetin
insanlığın şarkısını
biz insanlar
bir avucun
beş parmağı kacar kardeş
boyun eğmiş, razı olmuş
gömülmüşüz çamuruna alın terinin
mayasına hamuruna kara ekmeğin.
fabrika bacaları çatlayacak hırsından
sefaletler, felaketler ve kötü niyet
her gün götürüyor içimizden birini
şu fabrika, şu vapur, lokomotif düdüğü
şarkısını tekrarlıyor ezilmişler şehrinin.
mevyesini esirgeyen ağaca
omuz veremiyoruz,
bunun için adımız kötüye çıktı
tecrit kamplarında çıldırdı
işçiler, talebeler, genç kızlar
anne girmem bu oyuncak dükkanına
orda toplar, tayyareler, tanklar var.
seviyorum söğüt dalı atımı
tekme atmaz, ısırmaz
ben yaşamak istiyorum
ağaç gibi sessiz sessiz ve rahat
karınca kararınca değil,
serile serpile boylu boyumca.
anne girmem bu oyuncak dükkanına
orda toplar, tayyareler, tanklar var.
gül be toprak, gül yüzüne
öp elini çiftçinin.
gül be güneş saz benize
gül de güller açılsın.
kahvede kağıt açan avare
şu duvarcı, arabacı, amele
bel bağlamış yedi karış ömüre.
biz de bakabilelim
bir ışıklı pencereden
bize de pay düşmeli
şehirlerden, caddelerden, denizden.
insan insan paylaşalım
yaşamayı, komşuluğu, dostluğu
bağdaş kurup yan yana
bir sahandan yiyelim
dünyamızın sofrasında.
cahit ırgat -
mor ve otesi nin ilk albumunun son sarkisi. alper tekin yazdigi gibi bir de o seslendirmistir ki tadindan yenmez.
-
bir necati cumalı şiiri.
...
aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır diyorum
gün gelir aşklarıyla anılır şehirler anılırsa
niyetim sevdalı sözler etmek de olmasa
izmir için ne yazarsam sana adıyorum. -
-
“ithaf listesi:
ali ile çizmekten zevk aldığımız spinophprpsaurus’a hatta hesperosaurus’a ve üzülmesin diye onu ne kadar kötü çizsekte tyrannosaurus’a,
çimene yatmış milka ineklerine,
afrikadaki yamyamlara,
hatta medeniyetin hiç uğramadığı dünya düzenlerine,
“ne olacak bu dünyanın hali” diye düşünenlere, “olan olacak amaan” diyip boşverenlere,
anıl'ın köpeğine,
hasan amcanın ayda bir defa yatan maaşını 31 gün boyunca takip etmesine,
“adın metin berat değil mi hangisi ile sesleneyim” diye sorduğum ve “ evet öyle ama ben mazlum denilmesinden hoşlanıyorum” diyen mazlum’a,
blöfü yalnızca poker masasında yapmayanlara,
çaresizliğe ve çaresizliğin bataklığında debelenen bütün çaresizlere,
dedemin kedi taklidine,
anneannemin dedeme öpücük vermemesine,
annemin çiçekleri ve reçellerine,
babamın direksiyon başına geçtiğimde yükselen şekerine,
alinin 5.5 yaşında çektiği aşk acısının mimarı olmama,
bununla beraber aşkımızdan doğan hotwheels koleksiyonuna,
yanardağlara,
volkanlara,
acısını içinde tutmayıp püskürüp kurtulan her şeye,
hesap soranlara,
canımı yaktın diyebilenlere,
konuşmaya ve geçinmeye gönlü olan herkese,
kimsenin mükemmel olmadığını kabullenip yalnızca karşındakinde onun bütün noksanlıklarını yenebilecek en güçlü şeyi bulup onunla yola devam edenlere,
genellemelere sığınmayanlara,
korktuğunda saldırmayanlara,
“kısmette varsa olur” duruşuna,
kadercilere,
“kader diye bir şey yoktur”culara,
ülker çikolatalı gofretiniz var mı?ya
bana ülker hissesi aldıran teyzeme,
borsanın ne bu haline,
warren buffet dedeme,
kızılderililere,
fil kupama,
veterinerinin “kızgınlığa ayda beş defa girilmez o şımarıklığından yapıyo”dediği mayaya,
hatta mayanın sadece bu olmayan bütün fırlamalıklarına,
…” -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap