• procter and gamble firması (bkz: p&g) tarafından ilk olarak 1879 yılında "suda yüzen" beyaz sabun olarak piyasaya sürülen sabun markası. hakkında daha fazla bilgiye aşağıdaki linkten ulaşılabilir:

    http://www.snopes.com/business/origins/ivory.asp
  • benzin istasyonundaki arkadaşa davidoff sarı var mı diye sorduğumda he ayvori mi abi, buyur dedi.
    sarı demek herhalde.
  • ivory'in türkiye turnesinin ilk konseri olan 10 ocak alsancak volume bar'da dinleme fırsatı bulduğum prograssive metal & prograssive rock yapan grup.

    konsere çok yoğun bir ilgi vardı, bar girişinde büyük bir izdiham yaşandı diyebilirim. ivory biletlerinin bitip, murder king biletlerinin dağıtılmasından anladığım üzre volume bar'da bu kadar insanı beklemiyormuş. facebook sayfasında 20.00* da başlayacağı söylenen konser 22.30 gibi anca başlayabildi*. grubun sound check ile ilgili bir sıkıntı yaşadığını söylediler.

    türkiye'nin gerçekten prograssive metal'de grup eksikliği var ve umarım grubun başarılarının devamı bu boşluğu dolduracaktır. eren başbuğ'un gelecek ile ilgili planlarının ne olduğunu bilmiyorum ama artık bu kadar eğitimli bir insanın kendi eserlerini bestelemeye başlaması gerekli.

    disenchant grubundan bildiğimiz ali özen (gitar), john petrucci'yi yalamış yutmuş bir adam. ayrıca doğuş ünver (bas gitar) ve alus doğucan güneş (davul) yıllar boyu birlikte çalışmış bir ekip, zaten sahnede kendilerini the dance of eternity ve paradigm shift muazzam bir şekilde icra ederken gösterdiler lakin ilker tekbaşaran (vokal) bu gruba vokal yapacak adam değil. hayatımda sahnede bu kadar pasif duran bir vokal görmedim. gruba, sahneye ağırlığını koyabilecek, frontman , prezantabl* bir vokal lazım.

    grubun stewen wilson, porcupine tree çalmasının sebebinin feyza nur sağlıksever (flüt) olduğunu düşünüyorum. the raven that refused to sing'in flütlerini hakkıyla çaldı çok beğendim.

    eren başbuğ hayran sayfasından konserlerin kayıtlarının alındığını ve yayınlanacağını söylemiş. dileğim shaft bar konserlerinden videolarını da eren's prograssive afternoon coverları kalitesinde yayınlanmasıdır.
  • dorocktaki porcupine tree coverlarıyla kulakların pasını silip atmış, içimizdeki progfaglerin açlığını kısmen de olsa doyurmuştur. vokal anesthetizeda bir hayli zorlansa da genel anlamda takdirimi kazanmış, fazlasıyla emek verdiğini hissettirmiştir. şarkının solosunu ne alex lifeson ne de john wesley gibi çalan gitaristleri yorumuyla kulak tırmalamamayı başarmıştır.

    şahsen luminol çalabileceklerini aklımın ucundan bile geçirmezken kendimi yan flüt ve klavyenin esrikliğine kapılmış bir hâlde buluverdim.

    ses performansını böylesine üst seviyede tutabilmeyi başaran vokalin klasik gitarı eline alıp başlamasını dilerdim trainse.**

    belki ben sezemedim fakat davul yeterince iyiydi sanki. * anesthetizeın sonunu getirebilen davul ne kadar kötü olabilirdi ki? bas gitarda colin edwinin tebessümlerini yakalayamayacağımdan olsa gerek fazla izlemedim diyebilirim. ne eksik ne fazla performans gösteren bir basçı arkadaşımız sahnedeydi.***

    porcupine treeden çalmaya başlamadan önce yanılmıyorsam türkiye'de ilk kez çalınacak iki şarkıyla başlıyoruz dedi eren başbuğ **** bu cümle çok manidardı. şimdiye değin bu güzide parçaların türkiye'de coverlanmamış olması oldukça üzücü.

    umarım bu gibi konserlerin devamı gelir de biz de bir köşe başında progressive açlıktan ölüvermeyiz.

    edit: şuradan anesthetize performansları iyi kötü izlenebilir.
  • kişisel tavırlarını beğenmediğim ve de müzisyen olarak yetersiz kaldığını düşündüğüm bir gitariste sahip olan bir gruptur.

    yukarıdan kül dökülmüş mekanda. doğrudur, çok sinir bozucu. onu takriben de az bir miktar sıvı döküldü sahneye, mikrofonla "kül dökmeyin lütfen." uyarısından sonra. artık kaza mı oldu, yukarıda birileri sinir oldu da mı döktü bilinmez. ama gitarı bırakıp tonmeisterın sağ kolundan sana gitme demesine rağmen üst kata sinirli bir şekilde çıkmak nedir arkadaş? grubun asıl adamı mikrofonu eline alıp sakin bir ses tonuyla "zaten dream theater'ın tahminen seyircilerinden uzakta ve yüksekte konserlerini vermesinin sebebi de sahneye yabancı maddelerin ulaşmamasını sağlayarak hep konsantre kalmak." diyor. "ali'yi bekliyorum, nerede bilmiyorum." dedi adam. bir grup arkadaşına bu lafı dedirten insana ben müzisyen demem, eleman sahnede sikini eline aldı resmen gitaristin barzoluğundan.

    ayrıca, paradigm shift'i falan çok güzel çalmış olabilirsin. ama anesthetize ve arriving somewhere but not here'da nasıl da patladı o gitarist öyle yahu? tekniği geliştiricem derken duygu unutulmuş, gitmiş.

    ankara'da tekrar izlerim diye düşünüyorum. türkiye sınırları içerisinde porcupine tree'yi canlı dinleyebilmek en kötü halinde bile beni kendimden geçiren bir deneyim oldu.
  • (bkz: #39660692))
  • bir tür kağıt çeşidi.
  • 22 haziranda hi-voltage 2014te sahne alacak progressive rock grubudur
  • davulculari dogucan alus güneş'tir. yetenekli cocuktur.
    isminde alus mu daha önce gelir dogucan mi, liseden beri muammadir benim icin.

    bi bu var, bi de orkan can varan diye tiyatrocu arkadasim.
    hangisi daha önce ünlü olacak diye bekliyorum.
    parayi kirarlarsa, yillar sonra ortaya cikan uzak akraba modunda yapisacagim birine.

    bir de bu entry'i yazarken fark ettim ki, tek isimliyim diye yeteneksizim ben. 2 isimli olaydim simdiye piuuu.
  • enfes bir movement şarkısı
hesabın var mı? giriş yap