• psikologdur.

    bir forumda anksiyete tedavisi için yapılması gerekenler bölümünü okuyordum. bir arkadaş izzet bey'in videolarını tavsiye etmiş.

    ben de bakayım dedim.

    gerçekten çok güzel psikoterapi ve telkin örnekleri vermiş.

    özellikle bu videosunu çok beğendim.

    https://www.youtube.com/watch?v=mkplztnetye
  • başlangıçta troll zannettim ama adam bildiğin duayen.
    söyledikleri son derece samimi ve anlamlı. çok da içten tavsiyelerde bulunuyor.
    aşk acısı ile ilgili en açık ve dolaysız açıklamaları yapan ruhdeşendir benim gözümde.
    https://www.youtube.com/watch?v=ruwalgst9f8
  • tesadüfen kesfettigim, isminden ve degisik videolarindan dolayi baslarda eglencesine izlemistim kendisini. önyargilari bi kenara atip makalelerini okuyunca ne kadar deneyimli ve (bkz: psikoloji) alaninda ezber bozan bir sahsiyet oldugunun farkina vardim.

    makalelerinden bir tanesi
  • kendisini henüz üç gün önce keşfettim. anlattıklarına ve yaklaşımlarına bakarak farklı birisi olduğunu seziyorum. daha bir çok entry'de anlattıklarını severek paylaşmayı düşünüyorum.

    çünkü yapmaya çalıştığı, kendi başına verdiği haklı mücadeleyi fark edebilen az sayıda insandan birisi benim. ne yazık ki bu durumu kendimden biliyorum. bazen bir entry yazmak için 8 saat harcıyorum. evet sadece tek bir entry, bazen ise günler. okuduğum araştırdığım onlarca kaynak, referanslar, konu hakkındaki uzmanlar, analiz etmeler, görüşler, bunların sonucunda yaptığım sentezler, yorumlamalar, beyin fırtınaları, yazıyı herkesin anlayabileceği basitliğe indirgemek için sadeleştirmeler, paragrafın hizalamasına kadar neler neler. yani bu emeği sözlükte değer bilinmeyen bir entry'de paylaşmak yerine makale olarak tescilletmek veya bir kitapta toplamak daha mantıklı. sadece en doğrusunu çok okunan popüler bir ortamda yazarak, ihtiyacı olan bir tek kişiye bile yardımcı olabilsin, ona ulaşsın diye bu kadar emek verip, saatlerimi harcıyorum. değeri çok mu biliniyor kesinlikle hayır.

    veya hiç emek harcanmamış bir şarkı, pr çalışmaları, klip, reklamlar derken milyonlarca satması başarı kriteri olarak düşünülerek sözde başarılı olmuş oluyor. peki yıllar boyunca gece gündüz çalışıp emek veren gerçek sanatçılar ve onların emeği, onların çalışmalarının değeri daha az kişi tarafından fark ediliyor diye bu bahsettiğim gerçek sanatçılar mı diğer örneğe kıyasla başarısız? hayır, çok büyük bir yanılgıdır bu. başarı kriteri çoğunluğun algısı değil, niteliğin kendisidir.

    yine de bazen 1000'de bir birisi çıkıyor ve sana ulaşıp hayatında ne kadar faydalı olduğunu, kendisine ne derece de yarar sağladığını söylüyor ya işte o hepsinden daha önemli bence. insana manevi bir zenginlik ve güzel şeyler yapmış olmanın huzurunu, mutluluğunu veriyor. söz gelimi bu huzur ve mutluluk duygusu da, maddi şeylerle elde edilmiyor.

    kalender insanlardan gördüğüm izzet güllü hocanın youtube'da paylaştığı şu videodan birkaç kesiti yazıya geçiriyorum: "iki tane takıntı vakasıyla, mesleki klinik görüşme yaptım. ikisinden de duyduğum şey gittiğim profesör bana takıntının tamamen iyileşmeyeceğini, azalsa da ataklar halinde ömür boyu devam edeceğini söyledi dedi. arkadaşlar bu düpedüz bir yalandır. bu düpedüz hastaların (sorun yaşayanların) umuduyla, moral ve motivasyonuyla oynamaktır. kendi beceriksizliklerini bu sorunun doğası böyledir, iyileşmez ömür boyu azalarak dahi olsa gelir gider diyerek, bilinç altlarına kaygı, korku, endişe, umutsuzluk ve ümitsizlik tohumları ekmektir. bunu profesör değil kim söylerse söylesin. bu iş profesörlük işi değildir. bu iş vaka göre göre işin içinde pişme, vicdan, insaf, yaratıcılık, çok yönlülük, araştırma, kendini bu işe adama işidir.
    yıllardır terapi yapmaya yapmaya bu işi zahmetli ve gereksiz göre göre, tedaviyi sadece ilaca indirgeye indirgeye gerçeklerden kopmuş indirgemeci bir anlayışla; antidepresanla takıntı
    tedavi etmeye kalktığı için defalarca başarısız olmuş kişiler, şimdi de kalkıyor suçu soruna atıyor. 'benim kişisel beceriksizliğim, mesleki yetersizliğim' demiyor..."

    işte bu adam da tek başına yanlışları dile getirmekle kalmıyor, üzerine doğru bildiklerini paylaşarak bir şeyleri değiştirmek için mücadele veriyor. elbette değeri hak ettiği kadar bilinmeyip, anlaşılamayabilir. fakat kendisinin gerçek değerini fark eden birisi olarak,
    bunları ifade edip kendisini onurlandırmak istedim, var olsun.
  • izzet güllü hocanın şuradaki videosundan beğendiğim bir kısmı daha yazıya geçiriyorum.

    "senin terapi diye verdiğin yardımın neresi tedavi, verdiğin tıbbi tedavinin neresi tıbbi?
    antidepresan grup 1 duygudurum ilacıyla bir algı sorunu olan takıntıyı tedavi etmeye çalışıyorsun. bu hata yetmezmiş gibi yardımı sadece ilaca indirgiyorsun. hem alakasız bir ilaç, hem sadece ilaca indirgenmiş bir yardım, bu şekilde insanlar 3-5-10 yılını çal işin altından kalkamayınca ihale bana kalmasın, başarısızlık bana mal edilmesin diye sorunu sıkıntıya, takıntının üzerine yık. 'bizde sorun yok takıntının doğasında var bu iyileşmeme' mesaj bu.

    kim size takıntı iyileşmez ömür boyu azalarak da olsa sürer diyorsa ünvanı ne olursa olsun sahtekardır, şarlatandır. kusura bakılmasın; sen tedavi edemedin diye bir soruna tedavisi olmayan bir sorun gözüyle nasıl bakarsın. sizin terapinin t'sini anlamadığınızı bilmediğimi mi zannediyorsunuz? uzman olmakla belli bir ünvana sahip olmakla terapist mi olunur?..."
  • ben onu bunu bilmem. 18 yıllık okbli olarak dinledim adamı, önyargıdan uzak ve eleştirel bir bakış açısıyla. 6-7 kere okbyi yenmiş ve uzun süredir de mekanizmasını anladığını umarak okbden uzak yaşayan birisi olarak anlattıklarını mantıklı buluyorum. özetle adam savaşma kabul et diyor ki benim kurtuluş anahtarım da hep burada yattı . birşeyi düşman olarak algılarsanız o sizde panik ve doğal olarak korku yaratır fakat düşman olarak algılamayip aklınıza gelebilecek doğal bir düşünce olarak görürseniz zamanla tepkileriniz dinginleşir diyor yada ben öyle anladım ki beni tedavi eden de hep bu olgu olmuştur. aklımıza her türlü düşünce gelebilir eylem bizim elimizdedir diyor . ben nasıl iyileştim sorusuna cevap olarak da gelen her düşüncenin başımın üstünde yeri var. onlar benim düşmanım değil bir parçam. onlara verecek tepkiyi ben belirlerim ve tepki vermiyorum. davranıslarımı rutinimi değiştirmediğimi gören beynim de zamanla " ha bu bunu s.klemiyor " deyip sinyalizasyon sıklığını azaltıyor. ben de hep işe yaradı siz de yarar mı bilmem psikoloğunuza/ psikiyatriniza sorun. son olarak teşekkürler izzet güllü iyi ki varsın .
  • adamdır.net
  • özgeçmişinde yüksek lisansına dair bir bilgi yok ama aynı özgeçmişte klinik psikolog olarak çalıştığını söylüyor. kendisi hakkında bir şeyler anlatıyor bu.
    (not: yüksek lisans yapmadan klinik psikolog ünvanı elde edilmemektedir)
  • '' adam ben hasta değilim'' dedikçe hastalar rahatsızlıklarının getirdiği iç bunaltısı ve gerilimden bi nebze sıyrılıyor. olay bu. her şey kısa süreli . tedavi ve terapiler olmadan insanlar bir döngünün içinde bir süre sonra daha yoğun sorunlarla karşılaşabilir. biraz umut tacirliği olduğunu hissediyorum. umarım zaman bana yanıldığımı gösterir ...
  • güzel insan lan
hesabın var mı? giriş yap