• bildiğim kadarıyla yazıyorum, ufak tefek maddi hatalar olabilir, üçün beşin lafını edeceksiniz yazmıyalim zati nedir yani?

    james carville, baba george bush'un tek dönemlik başkanlığının ardından ikinci dönem hevesini kursağında patlatıp başkanlık koltuğunu altından çeken ve bill clinton'a veren politika dahisi ve delisi, güneyli, louisanalı, the ragin' cajun lakaplı bi abimizdir*

    33 yaşına kadar ne new york'u ne washington dc'yi görmemiştir (bizde istanbul'u ankara'yı görmemek gibi işte). uzun süredir keskel olduğu için yaşlanmıyor izlenimi vermekte, 70ine gelmesine rağmen hayli genç durmaktadır

    küçücük fıçıcık cep yunanı george stephanopoulos'u da yanına katıp 1992 abd başkanlık seçimlerinde yeri yerinden oynatmış, daha önce eşi menendi görülmemiş seçim kampyası teşkilat yapısıyla ve stratejileriyle ortamın tozunu attırmıştır

    bill clinton'ın frijit/lesbos hillary'den illallah deyip hane dışında kırdığı cevizler daha arkansas valisiyken bile bini aşmıştı ve daha monica lewinsky'den çok çok evvel, hemen seçim kampanyasının başlarında bu ex hatunlar cumhuriyetçilerden ve diğer demokrat karşıtı lobilerden gazı alıp bir bir kameralara mikrofonlara koşmaya başlamışlardı

    üstüne bir de bill clinton'ın vietnam savaşı sırasında çağrıldığında askere gitmemek için yan çizdiği de ordu tarafından medyaya sızdırılmıştı

    normalde bunlardan bir tanesi bile herhangi bir abd başkan adayını rezil rüsva edip kenara çekebilecekken carville'in taaruzu tüm bu saldırıları bertaraf edip bill clinton'ı çok büyük bir seçim zaferiyle başkanlığa taşıdı.

    george bush döneminin berbat ekonomi karnesi de ekmeklerine hayli yağ sürdü elbette

    tam da zaten bunun önemini kavrayan carville herkese şu kelimeleri ezberletti: "it's the economy, stupid!" (mesele ekonomi zaten akıllım)

    carville'in seçim kapmanyasının diğer iki köşetaşı ise:

    - change vs. more of the same? : değişim mi yoksa aynı tas aynı hamam mı?
    - don't forget health care! : sağlık sistemini unutma!

    oldu ve seçim günü yaklaşırken bunlara bir tane daha eklendi:

    - it's the debate, stupid! : münazaralarda bush'dan kan alacağız kan!

    ve aldılar da. bizde artık hiç yapılmayan seçim münazaları abd'de bu kadar hayati öneme sahip ve clinton ekibi bu kozu da yine çok iyi kullandılar

    carville'den önce seçim kampanyalarında son derece hiyerarşik ve bürokratik bir geleneksel yapı kullanılıyordu. üst komiteler alt komiteler vardı. bunlar birbirinden kopuktu. carville bu yapıyı elinin tersiyle itip tüm kampanya teşkilatını yatay ve tümleşik hale getirdi. herkes herkesle fikir alışverişinde bulunabiliyor, yardımlaşabiliyordu. özellikle seçim kampanyasına gönüllü veya üç otuz para karşılığında iştirak eden genç ve hevesli demokratlar bu herkesi kucaklayan yapı sayesinde motivasylarını daha da gazlayıp tam sürat çalışıyorlardı. belki de en çok bu sayede gitgide azalmakta olan genç oyları clinton için tekrar gün yüzüne çıktı; gençler önceki seçimlere nazaran büyük katılım gösterip clinton'a oy yağdırdı

    bunlar ve benzeri birçok atik manevrayla bush takımını sersemleten carville, seçim günü yaklaşıp anketlerde clinton iyice öne çıkmaya başladığında sürekli arkasında şu yazılı tshirtle gezecekti:

    "sürat bush'u öldürdü!"

    carville'e dair diğer bir hayli ilginç vaziyet de şudur:

    kendisi o zaman clinton'ın kampanyasını tam gaz yürütüp bush'a sağlı sollu çakar iken sevdiceği mary matylin de aynı anda bush'un kampanyasını yürütüyor, clinton'a başta askerden kaçtığı için kameralar karşısında ayar üstüne ayar veriyordu

    kampanya sırasında görüşmeyi kesmedi iki aşık, vakit buldukça bir araya geldiler. işe gitme vakti geldiğinde birbirlerine tatlı tatlı laf sokmayı ihmal etmiyorlardı tabi. seçim telaşesinin ardından 1993'de evlendiler
  • ayrıca, kendisi 30 rock'ta bir bölüm gözükmüş, millete güzel nasihatler vermiştir

    - cajun style!
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap