• mekteplerde okurken sık sık dile getirdiğimiz "peki bu bilgi gerçek hayatta ne işime yarayacak?" sorusunu kendisi için asla soramayacağımız bir bilimadamıdır kendisi. her cümlesi, araştırması, çalışması, deneyi destur çekerek okunasıgillerdendir. çocukları robot olarak görmeyen ve onların düşünce yapılarını çok ciddiye alıp araştırmalarını da tamamen bu yönde yapan öncü bir insandır, kendisinden sonrakilere koca bir bilgi dağı bırakmıştır. diyelim ki profesyonel yaşamımızda hiç bir halta yaramadı bu adamdan öğrendiklerimiz, o zaman çocuğumuz olunca felaket işimize yarar. illa yarar bir yerde, bir şekilde. o derece manyak bi adam.
  • kpss eğitim bilimleri sorularında bol bol karşımıza çıkan, zekayı çevreye uyum sağlama süreci olarak tanımlamış yapısalcı kuramcıdır.
  • jean piaget 9 ağustos 1896’da isviçre’nin fransızca konuşulan bölgelerinden biri olan neuchâtel’de doğdu. babası arthur piaget, neuchatel üniversitesinde ortaçağ edebiyatı üzerine çalışan bir profesördü. annesi rebecca jackson zeki ve enerjik bir kadındı, fakat sonraları jean annesini nevrotik olarak tanımlayacaktır. jean piaget biyolojiye ve doğal dünyaya özellikle de yumuşakçalara ilgi duyan bir çocuktu. kariyerine başlangıç diyebileceğimiz olaylar o daha 11 yaşındayken başlamıştır. 11(!) yaşında albino serçeleri gözleyip bununla ilgili bir sayfalık bir yazı yazmış ve bu yazı yayınlanmıştır. yumuşakçalar üzerinde hevesli bir şekilde çalışmaya lisede başladı. neuchatel üniversitesinde doğal tarih kürsüsünün başkanı mr. godel’in yanında part time çalışmak onu oldukça mutlu ediyordu. kendisini bir yetişkin sanan avrupadaki öğrenciler arasında çalışmaları oldukça bilinir hale gelmişti bile. kendisinin söylediğine göre; erken yaştaki bu bilimsel çalışmaları onu ‘felsefenin şeytanı’ndan uzak tutmuştu.
    liseden sonra neuchatel üniversitesinin yolunu tuttu. üniversitede sürekli olarak çalışması ve yazması sağlığını olumsuz yönde etkiledi. ve sağlığını geri kazanana kadar bir yıllığına dağlarda inzivaya çekildi. üniversiteye geri döndüğünde kendi felsefesiyle ilgili yazması gerektiğine karar verdi. 1918’de neuchatel üniversitesinden bilim alanında doktorasını aldı(22 yaşında). zürih’teki psikoloji labaratuvarlarında ve meşhur bleuler psikoloji kliniğinde birkaç yıllığına çalıştı. 1919’da paris sorbonne üniversitesinde psikoloji ve felsefe hakkında ders vermeye başladı. 1921’de zeka psikolojisi üzerine ilk yazısı ‘journal de psychologie’ içerisinde yayınlandı. aynı yıl içerisinde cenevre jean-jacques rousseau enstitüsünden gelen teklifi kabul etti. burda ilkokul çocuklarının düşünce sistemi üzerinde çalışmaya başladı. bu araştırma onun çocuk psikolojisi üzerindeki ilk beş kitabı haline geldi. çalışmalarının daha çok başlangıç halinde olduğunu düşünmesine rağmen ,gelen olumlu tepkiler piageti oldukça şaşırttı.
    1923’de öğrencilerinden biri olan valentine châtenay ile evlendi. 1925’de ilk kızları, 1927’de ise ikinci kızları, 1931’de ise ilk erkek çocukları doğdu. çocuklar piaget ve eşinin araştırmalarının odağı haline geldi ve bu araştırmalar üç kitap olarak geri döndü.
    1929’da uluslararası eğitim bürosunun(international bureau of education) başına geçti ve 1967 yılına kadar bu göreve devam etti. piagetin en önemli çalışma arkadaşları olan a. szeminska, e. meyer, ve özellikle bärbel inhelder ile büyük çapta bir araştırmaya başladılar. deneysel psikoloji, psikoloji laboratuvarı, isviçre psikoloji topluluğu başkanlığı görevini yapmaya başladığı yıl ise 1940’ın başlarına tekabül ediyordu. yine 1942’de ‘collège de france’ de bir süreliğine ders verdi (bu süre içerisinde fransa nazi işgali altındaydı). daha sonraları bu dersler zeka psikolojisi olarak anıldı. savaş bitiminde unesco isviçre komisyonunun başkanlığına layık görüldü. bu süre boyunca bir çok onursal derece aldı:
    • 1936 harvard
    • 1946 sorbonne
    • 1949 rio-de-janeiro
    • 1949 bruxelles
    • 1953 chicago
    • 1954 mcgill
    • 1958 varsovie
    • 1959 manchester
    • 1960 oslo
    • 1960 cambridge
    • 1962 brandeis
    • 1964 montreal
    • 1964 aix-marseille
    • 1966 pennsylvania
    1949 ve 1950 yılları içerisinde epistemolojiye giriş (introduction to genetic epistemology) adlı kendi sentezini yayınladı. 1952’de sorbonne üniversitesinde profesör oldu. 1956’da ise cenevre üniversitesinde fen bilimleri okulunu kurdu( school of sciences at the university of geneva).
    piaget yapısalcıların genel teorisi üzerinde ve kendi psikolojik teorisiyle biyoloji arasındaki bağ üzerinde çalışmaya uzun yıllar devam etti. bunun yanında unesco isviçre delegesi olarak halk için çalışmaya da devam etti.
    16 eylül 1980’de cenevrede , 20. yüzyılın en önemli psikologlarından biri olarak hayata gözlerini yumduğunda 60’ın üstünde kitap ve yüzlerce makale yayınlamıştı.

    en önemli çalışmaları
    • piaget, j. (1923). le langage et la pensée chez l'enfant. paris: delachaux et niestlé.
    • piaget, j. (1950). introduction à l’épistémologie génétique. paris: presses universitaires de france.
    • piaget, j. (1961). la psychologie de l'intelligence. paris: armand colin (1961, 1967, 1991).
    • piaget, j. (1967). logique et connaissance scientifique, encyclopédie de la pléiade.
    • inhelder, b. and j. piaget (1958). the growth of logical thinking from childhood to adolescence. new york: basic books.
    • inhelder, b. and piaget, j. (1964). the early growth of logic in the child: classification and seriation. london: routledge and kegan paul.
    • piaget, j. (1928). the child's conception of the world. london: routledge and kegan paul.
    • piaget, j. (1932). the moral judgment of the child. london: kegan paul, trench, trubner and co.
    • piaget, j. (1952). the child's conception of number. london: routledge and kegan paul.
    • piaget, j. (1952). the origins of intelligence in children. new york: international university press.
    • piaget, j. (1955). the child's construction of reality. london: routledge and kegan paul.
    • piaget, j. (1971). biology and knowledge. chicago: university of chicago press.
    • piaget, j. (1995). sociological studies. london: routledge.
    • piaget, j. (2001). studies in reflecting abstraction. hove, uk: psychology press.
    görev yaptığı yerler :
    • 1921-25 research director (chef des travaux), institut jean-jacques rousseau, geneva
    • 1925-29 professor of psychology, sociology and the philosophy of science, university of neuchatel
    • 1929-39 professeur extraordinaire of the history of scientific thought, university of geneva
    • 1929-67 director, international bureau of education, geneva
    • 1932-71 director, institute of educational sciences, university of geneva
    • 1938-51 professor of experimental psychology and sociology, university of lausanne
    • 1939-51 professor of sociology, university of geneva
    • 1940-71 professeur ordinaire of experimental psychology, university of geneva
    • 1952-64 professor of genetic psychology, sorbonne, paris
    • 1955-80 director, international centre for genetic epistemology, geneva
    • 1971-80 emeritus professor, university of geneva

    yazının başında da belirttiğim gibi jean piaget’in annesi’nin nevrotik bir yapıda olması onu etkilemiştir. kendisinin de söylediği gibi annesinin durumu onun ilgisinin psikolojiye kaymasına sebep olmuş patalojiden ise uzaklaştırmıştır. küçük yaşlarda bir çocuğun ebeveynlerinden birinin nevrotik olması çocuğun sorumluluk anlayışı üzerinde bir karmaşa yaratmış olabilir. küçük yaşlarda annesinin tutumlarına anlam veremeyen çocukluk hali piaget’e çocukların düşünme sistemlerinin yetişkinlerden daha farklı işlediği sonucuna varmasına yardımcı olmuştur diye düşünmekteyim. ergenlik çağının sonlarına doğru bir inanç kriziyle karşı karşıya kaldı. annesinin dini eğitime katılması için teşvik etmesi sonucunda dini argümanları çocukça buldu. çeşitli filozoflar hakkında çalıştıktan sonra kendisini ‘bilginin biyolojik açıklamasını bulmaya adadı. yani felsefe onun araştırmasında ona yardımcı olamamıştı, o da psikoloji’ye döndü. ilerleyen yıllarda neuchatel üniversitesinde aşırı çalışması sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklardan kurtulabilmek için inzivaya çekilmesi de piaget için bir dönüm noktası olmuştur. inziva dönüşünde tüm hayatı boyunca çalışmalarını‘hayatın her alanında (bedenen, zihinsel, sosyal) nicel olarak, diğer parçalarından farklı ve onları bir organizasyona zorlayan bir "bütünlük" vardır’ düsturuna göre yönlendirmiştir. bu süreç içerisinde 1919’da çalışmaları sırasında freud, jung ve diğer ünlü psikologların çalışmalarıyla tanıştı. piagetin ilk çalışmalarında psikanaliz ile olan ilgisi açıktır. hatta freud’un terimlerini yazılarında kullanmıştır. aynı yıl içerisinde sorbonne üniversitesine gittiğinde asıl görevi belli bir ingiliz zeka testini fransa’da standardize etmek üzere çalışmaktı. bu mekanik ve yorucu iş, önceleri, onu pek ilgilendirmemişti. fakat bir süre sonra üç önemli durum ortaya çıktı :

    1. zeka testi yapılırken dikkat, verilen doğru cevaplar üzerinde toplansa da, piaget yanlış cevapları daha ilgi çekici buldu. piaget aynı yaştaki çocukların aynı yanlışları yaptığını fark etti. ayrıca , farklı yaşların yanlışları da birbirlerinden farklı oluyordu. sonuç olarak, yaşça büyük çocukların, küçüklerden daha zeki olduklarını söylemek doğru olmayıp, küçüklerin düşünceleri nitelik bakımından diğerlerininkinden farklıdır, denebilirdi. piaget’e göre, doğru cevapların sayısı ile yapılan niceliksel bir zeka ölçümü doğru olmayacaktı. zekanın gerçek sorunu, farklı yaşlardaki çocukların farklı düşünce yöntemlerini keşfetmekti

    2. zeka incelemesinde farklı bir yönteme ihtiyaç vardır. belirli sorularla yapılan test standardizasyonunu bir kenara bırakıp piaget çocukları anlamada daha özgür bir yöntem kullanma yolunu seçti. patolojik psikoloji uygulamalarından esinlenerek psikiyatrik yöntemi çocuk düşüncesini anlamakta kullandı. bu, ‘çocuk ilginç bir şey söylediği zaman, onun düşüncesini saptırmadan izleyip dinlemek ve anlamaya çalışmaktı. binet laboratuarında çalıştığı sürede salpetriere hasta hanesinde hasta çocuklarla çalışmış, onlar arasında konuşamadıkları için test sorularını cevaplandıramayanlara elle çözümlenen bazı test bölümleri oluşturmuştu.

    3. çocuk düşüncesini incelemek için klinik yöntemi uygulandığı bu süre içinde piaget yoğun bir biçimde mantık okumuş, böylece çocuğun düşünce tarzının birçok yerinde soyut mantığın yer alabileceğini görmüştür. ancak , yaşı 11’den küçük çocuklar , ilk başta bazı basit mantık sorunlarını izleyemiyorlardı; yaşı daha büyük olan çocukların düşünce sistemlerinde ise mantığın bir belirtisi olan tümden gelim yöntemi yer alıyordu.

    bütün bu gözlemlerin sonucu olarak piaget, düşüncenin mantıkla olan yakınlığını keşfetmeyi kendisine amaç edindi. başka bir deyiş ile çocukların nasıl mantık yürüttüğü üzerinde çalışmaya başladı. 1940 yılında albert einstein’ın kendisine epistemoloji incelemeleri için çocukta zaman, hareket, ve biçim kavrayışını incelemesini tavsiye etmiştir. bu yol göstermeden yararlanıp çalışmaya başlayan piaget 1946 yılında bu konularla ilgili iki kitap yayınladı: çocukta zaman kavramının gelişmesi ve çocukta hareket ve hız kavramları.

    piaget’ye göre çevre ile uyuşma , düşünce ile aksiyonun teşkilatlandırılması ve yeni baştan organize edilmesi demek olan belli bir uyumlu davranış örneğidir. uyum olayı, bir bebekte görülen plansız, dağınık, toplu reflekslerle başlar ve kademelerle yetişkinin şeklen mantıki muhakeme seviyesine kadar gelişir. bir kademeden diğerine geçiş tedricidir ve çocuğun devamlı yaratıcı faaliyeti ve kişinin çevresi ile arasındaki karşılıklı etkiler neticesinde yer alır. her kademede , çocuğun dünya hakkındaki bilgi ve görüşü , elde edilen bilginin yeniden organize edilmesi, ve yeni kabiliyetlerin gelişimi daha karmaşık zeki davranış tiplerini, düşünme ve muhakemeyi mümkün kılar. yeni doğmuş bebeğin reflekslerinin yerini yetişkin zekasının mantıki ‘organizasyonları’ alır. gelişme sayesinde , çocuk daha fazla uyarıcı ile meşgul olabilir ve meselelerin hali için daha karmaşık teknikler kullanabilir. ‘ hayat ,gittikçe artan karmaşık şekillerin devamlı yaratımı ve bu şekillerin çevreye ilerici mahiyetteki uyumudur.’
    zeka veya uyum gelişimi daima kendine mal etme ve uyma gibi birbirini tamamlayan iki süreci kapsamına alır. kendine mal etmede, önceki tecrübelere dayanarak yenilerini değerlendirmek yoluyla, yeni algıladığını uygun ‘organizasyonu’ na uydurarak ve geçmişteki gibi hareket ederek çocuk bizzat kendisi de iştirak eder ve çevredeki uyarıcıyı kullanır. uyum çevre uyarıcısı yaşanmış tecrübelerde yeni reaksiyonlara lüzum gösterdiğinde yani, öğrenilmiş tepkilerin artık ihtiyaca cevap vermediği ve çocuğun yeni duruma ‘uyabilmesi’ için davranışlarını değiştirmesi lazım geldiği durumlarda görülür.
    piaget’e göre fiziki ve idraki gelişme devamlı olarak görünürken, zeka gelişimi ayrı kademelerde adım adım ilerler. çeşitli kademelere erişme yaşı her ne kadar çocuğun motivasyonu, tecrübe ve kültürel durumuna göre biraz fark ederse de kademelerin gelişim sırası değişmez. çocuk bir kademeden diğerine geçerken, ilk tecrübeler daha sonrakilerle kaynaşır.
    piaget kademeler arasındaki geçiş sürecini belirtmeye teşebbüs etmemiştir. buna rağmen göreceğimiz gibi gözlemlerinin çoğu ve teorisinin birçok yönü algı ve zeka gelişimi üzerinde yapılan araştırmalarda elde edilen neticelere uymaktadır. zeka gelişiminin ilk kademelerinde alıştırma tepkileri ve merak uyumda kritik bir rol oynar. zihni gelişimin yaş ile artan kompleksliği ve piaget’in bir kademesinden diğer kademesine geçiş, kısmen de olsa , keşfetme, dil öğrenme ve konuşma kabiliyetindeki gelişme ile aksini öğrenme gibi fenomen ve faaliyetlere atfedilebilir. kısaca özetlemek gerekir ise :
    şema: bireyin etrafında algıladığı bir obje, durum veya problemi temsil eden zihinsel yapı ve düşünme örüntüsüdür ve bilişsel bir süreçtir.
    örnek: bir topu alırken , alma şemanızı kullanırsınız. topu birisine atarken ise bakma şemanızı ve atma şemanızı kullanırsınız.
    şema kavramı:
    piaget’e göre bütün bebekler yaşama, görme, tat alma, dokunma, işitme, yakalama gibi duyusal motor şemalarla başlar.
    zihinsel şemaların büyük çoğunluğu çocukluk ve ergenlik yıllarında oluşturulmaktadır.
    oluşturduğumuz şemalar mantıklı düşünmemize ve sembolleri kullanmamıza olanak sağlar.
    uyum sağlama
    özümleme: bireyin, yeni bir bilgiyi var olan şemalarını kullanarak algılaması
    örnek: çocuk oyuncağını eline alırken yakalama şemasını kullanması durumu özümlediğini göstermektedir.
    düzenleme: bireyin yeni bir bilgiyi var olan şemaları ile açıklayamadığı durumlarda yeni bilgilere dayanarak yeni bir şema oluşturması. düzenlemeye bağlı olarak becerilerimiz gelişir ve düşünme yapısını yeniden organize ederiz
    örnek: çocuk ilk defa kare şeklindeki bir objeyi eline almak için elinin pozisyonunu yuvarlak bir nesneyi yakaladığından daha farklı tutması gerekecektir. bu durumla ilgili yeni bir şema oluşturduktan (düzenleme yaptıktan ) sonra tekrara benzer bir nesne ile karşılaştığında rahatlıkla bu nesneyi eline alabilecektir.
    dengeleme
    özümleme ve düzenleme arasında bir denge kurulması ve dış dünyaya uyum sağlama sürecidir.
    örnek: bebeğin eline aldığı her nesneyi ağzına götürdüğünü düşünecek olursak piaget’e göre bebeğin objeleri ağzına götürerek özümlediğini söyleyebiliriz. her bir nesneyi ağzına götürdüğünde bebek “bu nesne ağza götürülebilir” ya da “bu nesne ağza götürülemez” diye şemalar oluşturmaktadır. böylelikle de bir süre sonra gerçek dünyaya daha uyumlu hale gelir.

    aşağıdaki kısım piaget’in zeka gelişiminin esas kademeleri teorisinin kısaltılmış şeklidir.

    birinci kısım: duyusal-motor evre (0-2 yaş)
    piaget’in teorisine göre uyum davranışının gelişimindeki ilk kademeyi temsil eden adalî davranışlar, doğuştan aşağı yukarı iki yaşına kadar sürer ve altı bölüme ayrılır. ilk ayda, bebek sadece doğuşta mevcut olan yani sadece bu zamanda zihinsel olan reflekslerini çalıştırır fakat birden dört aylığa kadar süren ikinci devrede refleks ve tepkilerin koordinasyonu hakimdir. el ve göz hareketleri birlikte görülür; işittiğine bakar ‘alıştırma refleksi’, eşyalara uzanır, yakalar ve emer. üçüncü bölümde , takriben 4den 8 aylığa kadar , bebek hareketlerinden bir netice ümit etmeye başlar ve en ilginç neticeli tepkileri amaçlı olarak tekrarlar. mesela, 4 aylıkken, bebek karyolasında asılı duran oyuncağı sallamak amacıyla ayaklarını oynatır. daha fazla olarak, objektif dünya ile ilgilenmeye başladığından, gözünden kaçırdığı eşyaları araştırmaya başlar. 4. evrede amacına ulaşmak için önceki tepkilerini kullanarak vasıta ile sonuçları ayırt eder. mesela, arzu ettiği bir oyuncak saklandığında onu aramak için faaliyetine geçecek ve elde etmek için gereken engeli ortadan kaldıracaktır. 11. veya 12. ayda başlayan 5. evre vasıfları davranışın, faal tecrübe, araştırma, değiştirme ve modifikasyonudur. çocuk özellikle yeni şeylere karşı ilgi duyar ve merak gösterir. düşüşünü seyretmek için eşyaları atar, iple oyuncakları kendine doğru çeker, ve sopa ile yanındakileri iter. 18. ayla 2 yaşına kadar çocuk adalî devrenin 6. ve son seviyesindedir. diğerlerine nazaran bu seviyede önemli bir ilerleme göze çarpar, çünkü başlıca vasfı hemen gözlenemeyecek eşya ve olaylar hakkında düşünme ve cevap verme kapasitesinin oluşumu ve ‘akli birleşimler’ yoluyla yeni gayelere ulaşma araçları keşfetmek yani hayal etme ve fikirler ortaya atmaktır. eşyalar arasında birbirleriyle yeni ilişkiler kurarlar. mesela, daha önceden hiç tecrübe etmediği halde , bir eşyayı kendine çekmek için sopayı bir araç olarak kullanabilir.
    bu devrede bir dereceye kadar mesele halletme, hatırlama, planlama, hayal etme ve taklit etme hep mümkündür ve çocukların çoğu iki yaşında bu seviyeye ulaşır. bununla beraber, her ne kadar ileri zeka 6. seviyede görülürse de, bir buçuk iki yaşındaki bir bebeğin adalî zekası ile yetişkinin akseden zekası arasındaki mesafe gerçekten de çok fazladır. gerçekte bu mesafe aşağı yukarı köpek, maymun veya şempanzenin zekası arasındaki ölçüye eşittir.
    duyusal motor evreyi kısaca özetlemek gerekirse
    bu evre 6 basamaktan meydana gelmektedir.
    refleksif d.
    0-2 ay yakalama ve emme gibi basit (ilkel) refleksleri içeren dönem
    birincil döngüsel tepkiler (2-4 ay) eğer çocuk yaptığı davranışın sonucundan haz alıyorsa parmaklarını açma ya da kapama gibi bazı refleks hareketlerini düzenli olarak yapmaya başlar
    ikincil döngüsel tepkiler (4-8 ay) çocuk başlangıçta rastlantısal olarak yaptığı bir eylemin sonucundan zevk alırsa bu davranışını tekrarlamaya başlar. yatağının üzerinde asılı duran oyuncağa değdiğinde ses çıkardığını fark etmesi gibi
    ikincil tepkilerin koordinasyonu (8-12 ay) çocuklar amaçlı davranışlarda bulunmaya başlarlar.ilgisini çeken bir oyuncağa ilerlemesi gibi.
    üçüncül döngüsel tepkiler (12-18 ay) herhangi bir durumla ilgili olarak bildikleri bir davranış örüntüsü yerine yeni davranışlar denerler. örnek: oyuncağa uzanıp almak yerine oyuncağın altındaki yastığı kendisine doğru çekerek oyuncağa ulaşması
    mantıksal çözümler bulma (18-24 ay) çocuklar herhangi bir eylemde bulunmadan önce düşünmeye başlarlar. böylelikle eylemleri ve sonuçlarını içselleştirirler.

    bebek duyuları ve motor becerileri ile içinde bulunduğu dünyayı anlamaya çalışır.
    basit sembolleri kullanmaya başlarlar.
    çocuğun içinde bulunduğu dünya ile ilgili bilgileri oldukça sınırlıdır ancak motor hareketleri ile etrafı hakkında bilgi edinir.
    yaklaşık 7 aylık olduklarında nesnenin kalıcığını kazırlar. bu kazanım özellikle hafıza (bellek) gelişimini gösterdiği için oldukça önemlidir.

    ikinci kısım: işlem öncesi dönem (2-7 yaş)
    hakiki sembolik faaliyet zeka gelişiminin ikinci geniş devresinde yani 18 ay veya iki seneden 11 veya 12 yaşına kadar süren kesin faaliyetler devresinde ortaya çıkar. aşağı yukarı 4’den 7’ye kadar olan ve bilinçli düşünme devresi denilen bu kademenin ilk kısmında, çocuk daha çok hayal eder , fikirlerini düzenler ve daha karmaşık düşünceler ve imgeler kurar. üstelik kendi öz benzerlik algılarına göre eşyaları sınıflar halinde gruplandırabilir. bu şüphesiz, daha önce de öğrendiğimiz gibi, sözlü anlaşma aracılığında , kavram oluşumunda, özet ve problem halinde büyük bir önemi olan çocuğun lisan kabiliyetindeki gelişmeden ileri gelmektedir. ayrıca , rus doktrinine göre bu yaştaki çocukların geniş çapta konuşma yolu ile kendilerine emrettiklerini ve kendilerini idare ettiklerini hatırlatır.
    bu kademede çocuğun kavramları ve durumları anlayışı aşağı yukarı algıladığı şeylere göre olur ve bu da çok defa , belirli bir obje veya olayın tek göze çarpan yönüdür. doğasıyla durumun değişik yan ve derinlikleri arasında ilişki kurmayacaktır. mesela bir deneyde, bir çocuğa kilden iki eşit top verilir ve bunlardan birini uzun bir sucuğun içine sokması, düzleştirmesi ve parçalara ayırması istenir. şimdi kendisine madde miktarının artmış azalmış veya değişmemiş mi olduğu sorulur. 5-6 yaşındakilerin çoğu şekildeki değişikliğin, miktarda muhakkak bir değişiklik meydana getireceğini düşünür. mesela uzunluk gibi sadece her seferinde tek bir derinliği hesaplayabildiğinden bu yaşın daha çocuğu muhtemelen daha uzun olduğundan dolayı sucukta daha fazla kil olduğunu söyleyecektir. yedi yaşlarına doğru eşya derinliğinin çeşitli yönleri arasında bağlantı kurmaya başlar ve nihayet muhafazakarlık veya piaget’in dediği gibi değişmezlik prensibini benimser. top veya sucuk içerisindeki kilin miktarına ait soruya cevap verirken, çocuk muhtemelen sucuğu tekrar top haline getirdiğinde hiçbir şeyin ilave edilmediği ve eksilmediği yönünden muhakeme edecektir. özetle, artık şekil değişikliğine rağmen kil miktarının sabit kaldığı gerçeğinin farkındadır. ayrıca tersine dönüş kavramını da , yani düşüncede, yeni adımlar atılabileceği, hareketlerin yapılamayacağı ve orijinal duruma dönüleceği fikri uyanır. böylece, kilden bir topu sucuk haline getirince , topun yüksekliğindeki azalma uzunluktaki artışa eşit sayılır ve böylece aynı miktarda kil elde edilir. 4 elde etmek için 2 rakamının karesi alınır ve 4’ün karekökü alınınca 2 elde edilir. tersine dönüş kavramını kullanarak, çocuk başaramadığını görünce problem hallederken bazı eklemeler yapar, ve o zaman aklından başa döner ve yeniden başlar. bu öze dönüş kavramının, öğrendiğimiz gibi, görüş fikri ve kavram oluşumuna dayanan iki taraflı öğrenim şekli ile ilgili olduğuna dikkat etmelidir. çocuk büyüdükçe bu çeşit öğrenim daha kolaylaşır, ve deneysel sonuçlara göre , yedi yaşındakilerin önemli bir kısmı öze dönüş problemleri ile etkili bir şekilde meşgul olabilirler.
    kesin operasyonlar kademesinde , çocuk basit bir şekilde muhakeme ve mantığa yer verir, fakat sözlü işlerde değil de, onları sadece kesin objeleri yaparken uygular. böylece piaget ve arkadaşlarına göre 8-10 yaşındakiler bir bebek serisi veya sopalar karşısında yüksekliklerine göre emir verirken yanılmazlar da şöyle bir sözlü problemde güçlük çekerler: sıla güray’dan daha uzundur. sıla hakkı’dan daha kısadır, üçünün içerisinde en uzun hangisidir?
    mantıki ilginin bu şekilde sözlü ifadesi ile uğraşma kabiliyeti kesin operasyonlardan farklı olarak ‘şekli operasyonlar’ kullanılmasını gerektirir, ve çocuk bunları tabiatıyla 11 veya 12 yaşına kadar uygulayamaz. piaget ve onun arkadaşlarından biri olan inhelder’a göre, soyut problem ve işlere mantıki kuralları, muhakeme ‘şekli operasyonları’ tatbik kabiliyeti zihinsel gelişme ve kabiliyetin temelidir.
    işlem öncesi dönemi kısaca özetlemek gerekir ise :
    çocuklar 2 yaşlarına geldiklerinde düşünmek ve iletişim kurmak için sembolleri kullanmaya başlarlar.
    dil becerileri gelişir.
    olayları benmerkezcil bir bakış açısıyla değerlendirirler.
    objeleri sınıflandırabilir.
    sembolik oyunlar çocuğun günlük yaşamında önemli bir yer kaplar.

    çocuk bu dönemde büyüsel ve doğaüstü düşüncelere sahiptir (noel baba’nın gerçek olduğuna inanma). bu düşünce biçimi özellikle doğa üstü varlıklara inanan ebeveynlerin çocuklarında daha fazla görülmektedir.
    çocuk birbirleriyle her zaman ilişkili olmayan durumlar arasında bağ kurmaya çalışır. örnek: annesi hastanede doğum yapan bir çocuk annesi eve bebekle geldiği için annesinin hastaneye her gidişinde eve bir bebekle döneceğini bekleyebilir.
    animizm: çocuk cansız nesnelere de canlılara özgü nitelikler yükler.
    örnek: deniz kıyısından çakıl taşı toplayan bir çocuk sadece bir taş almak yerine birden fazla taş toplayabilir. bunun nedeni sorulduğunda çocuk “canları sıkılmasın” diye cevap verebilir.

    üçüncü kısım: somut işlemler dönemi (7-11yaş)
    zeka gelişiminin son kademesi ergenliğin ilk devresinde başlar. olumlu faaliyetler kademesinde çocuk sadece sınıflandırılabilir, sayabilir ve algıladığı çeşitli eşya ve olayları tanzim edebilir. şekli faaliyetler devresinde, genç ‘tatbikatla’ yani sembolik ifadelerle hareket edebilir. çocuğun düşünce faaliyetleri hakiki durumlara birer tepki mahiyetindedir. kendisi genel kuralları gözetebilir, ve düşüncesi nazari olarak mümkün olan ile gerçeği ilgilendirir.
    sovyet psikologlarının işaret ettiği gibi, ergenlik öncesi lisanın çoğu kısaltılır, daraltılır ve daha içten bir hale getirilir. kaide veya talimatlarını açıkça ortaya koymazsa da fazla ölçüde kendine emreder ve kuralları kesinlikle ifade eder. aşırı ölçüde gizli konuşmaya başvurma şüphesiz ergenlik çağındaki zeka fonksiyonlarının gelişilmeleriyle ilgilidir. yetişkin, mesele halinde kesin olmayan benimsemeler kullanarak ve birçok değişkenleri aynı zamanda akılda tutarak , olaylardan netice çıkarmak yoluyla muhakeme edebilir. daha fazla olarak bu kademede, kendi öz düşüncesinin keyfiyet ve mantıki yönünü aksettirir, değerlendirir ve eleştirir. kesin objelerin maharetle kullanılması veya algılanmasına olan tabiliği azalır, artık dikkatini o andaki duruma hasretmesine lüzum yoktur. doğru olabilen veya olmayan kuramları hesaba katabilir ve doğru oldukları taktirde elde edilecek neticeyi nazarı itibare alabilir. kesin içeriğine aldırmayarak iddianın şeklini takip edebilir. şekli faaliyetler adını da bu son vasfından alır.
    özetle, yetişkin kuramlar kurarak ve onları gerçeklik veya düşünce yönünden denetleyerek ilmi bir şekilde kıyas eder. daha genç bir çocuğun düşüncelerinin sadece kesin objelere özel olmalarına karşılık, yetişkin mümkün olabileni tahmin edebilir. düşünebilir ve düşüncelerini mantıki kurallarla idare edilir. on beş yaşına gelince, delikanlı problemlerin halinde yetişkinlere mahsus bir tarzda mantıki faaliyetler ve şeklen mantık kullanılabilir.
    somut işlemler evresini kısaca özetlemek gerekirse :
    benmerkezcilikten uzaklaşır.
    nesneleri birden çok boyuta göre (renk, şekil gibi) gruplandırabilir.
    nesnenin korunumunu kazanırlar. çocuklar işlem öncesi dönemde bu beceriye sahip değilken somut işlemler döneminde sayı, madde,uzunluk, alan, ağırlık ve hacim korunumunu kazanırlar.

    dördüncü kısım: soyut işlemler dönemi (11-… yaş)
    11 yaş ve sonrası dönem olup, bu dönemde bireyde ayırt etme, değişkenleri belirleme ve kontrol etme, hayal kurma, soyut kavramları algılayabilme gibi beceriler gelişir. genelleme, tümdengelim, tümevarım gibi zihinsel işlemler yapılabilir. birey kendi düşünce süreçlerinin farkındadır, kendi düşüncelerini eleştirir, diğer bilinen gerçekleri ölçüt alarak kendi yargılarının doğruluğunu yoklayabilir. son dönem olan bu dönemden sonra bilişsel yapıda niteliksel bir gelişme ortaya çıkmaz. ancak geliştirilen yaşantılara bağlı olarak niceliksel gelişmeler her zaman mümkündür. piaget’in önerdiği bu yaş sınırları bilimsel araştırmalarla tam olarak kanıtlanamamıştır. çoğu zaman bireylerin dönemler arasında daha ileri yaşlarda geçiş yaptıkları gözlenmektedir. piaget’e göre sınıf öğretmenleri öğrencilerinin bireysel farklılıklarını bilişsel gelişim açısından dikkate almalı ve öğrencilerden bilişsel gelişim düzeylerinin üstündeki etkinliklerde başarılı olmaları beklenmemelidir.

    soyut işlemler dönemini kısaca özetlemek gerekirse:
    hipotezler kurabilir.
    düşüncelerini organize edebilir.
  • yaptığı çalışmalarla birçok yapısalcıya önder olan bilim adamı.
  • piaget e göre; herhangi bir şeyin anlaşılmasının tek yolu, o şeyin nasıl evrildiğinin anlaşılması imiş.
  • isveçli bir psikolog/epistemolog olan jean piaget bir interactionisttir. piaget çocukların oyun esnasındaki ve yetişkinlerle yaptıkları iletişim esnasında çocukları gözlemiştir. çocukların şekil ve kavramları algıladıklarını görmüştür. örneğin “biggier“ ve “more” kelimelerin anlamını ancak onların temsil ettikleri konsepti anladıktan sonra kavrayabilir. çocukların bilişsel anlamalarının gelişmesi onların çevrelerindeki nesnelere dokunmalı onları gözlemeleri ve denemeleri üzerine kuruludur.
    innatistlerin (noam chomskygillerlerin) aksine, piaget dili ayrı bir beyin modülü olarak görmez. ona göre, `dil çocukların çocukların geliştirdikleri bir semboller sistemidir`. dil çocukların çevreleriyle fiziksel temaslarında gerekli olan bilgiyi temsil eder.
  • direkt süper deneylerle çatır çatır kavramlar oluşturmuş ve halen geçerliliğini koruyan bir dolu kuram yaratmış aşmış bir psikolog abimiz.
    3 dağ deneyi -3 mountain experiment- diye bir deneyi vardır ki abimizin mesela, algı -perception-, benmerkezcilik -egosentrizm-, çoğul bakış açısı -multiple perspectives- ve empatiye kadar gider. çocukta kaç yaşında bunların oluştuğunu bulmaya çalışır.

    teori şudur:
    çocuk küçüklükten itibaren egosentrik -ben-merkezcidir- ve diğerlerinin varlığından kendisinden ayrı birer şey olarak haberdar diildir. -tanrı her yerdedir, çocuk kendi kendisinin tanrısıdır, panteizme falan bile vardırılır kasarsak, çocuk bilinci gelişim aşamalarını toplumsal sosyal gelişime çekmek yoluna da başvuranlar olmuştur çünkü, stage teorisyenleri şahane insanlardır zaten hep-
    dolayısıyla "diğeri" fikri çocukta belli bir yaşa kadar mevcut diildir. evren, herkes ve her şey çocuğun kendi varlığının bir parçasıdır.
    dolayısıyla da çocuk herkesin her şeyi kendi gibi gördüğünü varsayar.
    -bunu 50 yaşında da düşünen insanlar var enteresan olan da odur. zaten bu stage teorisyenleri genel ortalamayı verirler aşamalara dair ama siz daha ikinci aşamayı 70 yaşında aşamamışsanız size piaget, kohlberg, vygotsky naapsın-

    örnek deneye geri gelelim:
    çocuk bir sandalyeye oturtulur. oyuncak ayı -teddy bear or doll- tam karşısına başka bir sandalyeye oturtulur. çocuğun önünde bir masa vadır. masada da 3 boyutlu bir maket vardır. 3 dağ vardır ismi de buradan gelir hatırladığım kadarıyla -pardon yanlışsam birileri düzeltsin okuyalı 10 yıl oluyor da bu teorileri-. çocuktan bir kendi gördüğünü bir de ayının gözünden maketin resmini çizmesi istenir. çocuk belli bir yaşa kadar ayının gözünden çizilmesi istenen resimle kendi gördüğü resmi birebir aynı çizer. ortalama 5 yaşından sonra ise çocuk ayının bakış açısı -perspektif- olduğunu ve karşıdan bakıldığından maketin tersten görüneceğini akıl edebilir hale gelir.. bir de bir şey saklanıyordu dağın arkasına, sanırım tavşan ama tavşan dağ atasözünden uyduruyor da olabilirim, saklanan şeyi oyuncak ayı göremeyecek yerde otururken çocuk görebilecek konumda kalıyor ve "oyuncak ayı tavşanı görüyor mu?" diye soruluyordu sanırım. (alternatif bakış açısıyla spatial perpektif denen mekan algısı açısından belirleyici bir deney olarak da görülür bu deney) ancak bence asıl önemli etkisi bu deneyin, belli bir döneme kadar çocuğun "diğeri" ve "diğerinin bakışı" konseptlerinden, kavramlarından -perspektiften yani- bihaberken, bir yaştan sonra karşıda oturduğu için ayının aynı şeyi tersten gördüğünü ya da en azından ayının kendisinden farklı olduğunu algılamasıdır. -perspektifin bulunuşu da rönesansladır, sanatsal, mimari gelişim için perspektifin icat edilmesi gerekmiştir. icat edilmesi diil bulunması diyelim, yani rönesans 5 yaşına denk geliyor olabilir mi acep uygarlığımızın?-

    egosentrizm yani ben merkezcilik bu noktada 5-6 yaş arası azalmaya başlar -kardeş isteme yaşını buna bağlayanlar da vardır gözlemle, ama bildiğim araştırma yok-.(hatta yine geçmiş zaman ve haliyle kaynak veremeyeceğim ama elektra ve odipal komplekslerin azalma ya da artma yaşı da yine 6 civarıdır ve egosentrizmin azalması ya da diğeri algısının gelişmesi ile alakası kurulabilir)

    özetle piaget bir çocuğun karşısına bir oyuncak ayı oturtur. ve çocuğa ayının ne gördüğünü ne düşündüğünü sorar. bir yaşa kadar çocuk oyuncak ayının onunla aynı şeyleri hissedip gördüğünü sanır, söyler. çocuk açsa ayı da açtır, çocuk toksa ayı da toktur. ama bir yaştan sonra ayıyı kendisinden ayrı bir varlık olarak kabul eder. bu da aslında kendisini ayrı bir varlık olarak ayrıştırmasına tekabul eder. "ben tokum ama ayıcık aç" demesi için bir yaşı/aşamayı geçmesi gerekmektedir.

    (kimlik ve ayna ile ilgili de şahane deneyleri vardır piaget'min. daha profesyonel olanlar anlatsalar ne şahane olur, ben hatırlamıyorum.
    hatta birileri masonluktaki ayna ve göz kavramlarını buna bağlayan bir yazıyla anlatsa daha da şahane olur, toplumsal gelişim aşamalarına çekip yine. ayna deneylerini kimlik kavramlarına çekse, hatta üzerine de önce edebiyata onu da toplumsal stage olarak matbaanın bulunuşuna bağlasa, onu da oradan psikoterapiyle içsel aydınlanmaya ve iletişim kanallarıyla çocuk/toplum gelişimi aşamalarına çekse, internete yardırsa hatta oradan çocuktaki/toplumdaki "kimlik" tartışmasını stage based olarak.. oyy oyy oyy)
    .
    piaget'min -oy piaget gül piaget- bir diğer deneyi de yine gerçek ve algı ayrışmasını yaptığı ve "bu gerçekte ne?" ve "bu neye benziyor?" sorularını sorduğu deneydir. çok etkileyicidir. (deneyimiz şu: çocuğa bir başka şeye benzeyen bir nesne gösteriliyor ve "bu ne?" ve "bu neye benziyor?" soruluyor.) çocuk 4 yaşına kadar hep gerçekte olanla benzeyen şeyleri aynı söyleme eğilimindeyken sonradan bir şeyin olduğundan farklı görünebileceği bilgisine/algısına ulaşır. yani çocuğa kaya görünümlü bir sünger gösterildiğinde 4 yaşına kadar her iki soruya da ya sünger ya kaya derken -either/or- 4ünden sonra "bu sünger ama kayaya benziyor" demeye başlayabilir. görünenden farklı bir gerçeklik algısı yani. -bu aşama benzetme, şiir, sanat yetkinliği başlangıcı olarak yorumlanabilir, toplumsalda tekabul eden aşamada edebi rönesansı kimden nereden başlatacağımız muamma elbette-

    alınız ve tüm bu deneyleri günlük hayatınızdaki yaşıtlarınıza uygulayınız. ne de olsa hepimiz içimizdeki çocuğu koruyoruz deli gibi.
    kohlberg'in ahlaki aşamalarında 3.,4.,5. aşamada kaldığımız gibi piaget'nin algı aşamalarında da neyin ne görünüp aslında ne olduğuna dair temel deneylerinde de 4-6 yaş altı çıkma olasılığımız yüksek her birimizin.

    bu yüzden, unutmayın büyüdüyseniz ,6 yaşı geçtiyseniz mesela, bazı aşamaları da geçmişsinizdir ve:
    1- oyuncak ayının masanın öteki tarafında oturduğundan dolayı sizden başka bir görüntü gördüğünü
    2- bu görüntünün sizinkinden çok farklı olmasına rağmen aslında baktığınız maketin aynı olduğunu
    3- oyuncak ayının bakış açısının da sizin bakış açınızın da maketin gerçekte ne olduğunu değiştiremediğini
    4- bir şeyin göründüğü ile olduğunun farklı olduğunu
    bilirsiniz piaget'ye göre... (bkz: bilgi)

    hem piaget'yi sevelim hem de işte içimizdeki çocuğu sevelim. agucuk bugucuk falan...

    özetle piaget candır.
    otursak bir çocuk, bir piaget ve bir oyuncak ayı masaya, 3 dağı da piaget'ye helal ederim.
  • hakkında sesli görselli bir şeyler var mı acaba diye bakarken ilk sekmede olan fizy'ye adını yazınca zerrin özer ismini görmem ile çayımın içindekilerden şüphelenmeme neden olan kişi.
  • biyoloji ogrenimi gormus ve hayvanlardaki yeni cevreye uyum saglamak icin var olan yetenekler uzerine arastirmalar yapmistir.paris'te ogrenim gorurken ilk insan zeka testlerinin yapildigi bir labaratuardan gelen is teklifini ekstradan biraz para kazanmak icin kabul etmisti.goreviyse aslen ingilizce gelistirilmis olan bir testi fransizcaya cevirmekti.yani insan gelisimine olan egilimi tesaduf eseri baslamis sonralari malum,yardirmistir
  • her ne kadar bir eğitimci de olsa aşağıdaki linkteki pozunda salak yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk bakışı vardır kendisinde
    http://nursingcrib.com/…ads/jean-piaget1.png?9d7bd4
hesabın var mı? giriş yap