• hayatın merdivenlerini zorlanarak çıkan bir adamken dans ederek olması gerektiği yere inen birinin çoktan seçmeli hikayesinin bir başka çılgın bölümü.
    soundtrack
    --- joker ve killing joke spoiler'ı ---
    filme bilet alırken açıkçası pek kimsenin böyle bir film beklediğini düşünmüyorum**. eminim bazıları batman the dark knight gibi anarşist, mastermind, kaotik joker'i beklerken bazıları da suicide squad gibi dengesiz joker'i bekliyordu fakat karşımıza depresif, dejenere topluma ayak uyduramayan, aynı toplum tarafından hor görülen ve tüm bunlara nasıl tepki vereceğini bilemeyip gülen bir adam çıktı. bu gülen adam*, toplum tarafından hayatının her günü eziliyordu fakat bu ezilmeye karşı gülmek dışında görünen bir tepkisi yoktu, gülerken içinde büyüyen hüzünle karışık bir öfke ile birlikte. bu içinde büyüyen öfke onu üç yola itebilirdi:
    - ha-ha's* palyaçoluk ajansından kovulduktan sonra yeni bir palyaçoluk işine girip hasta annesine bakmaya devam edebilirdi.
    - annesiyle birlikte murray franklin show izlerken hayal dünyasına yaptığı seyahatlerde kendisini oğlu gibi gören murray franklin'in yönlendirmesiyle komedyen olabilirdi.
    - kötü bir(kaç) gün sonrası öfkesinin yönlendirmesiyle kendini hiç tahmin etmediği bir hayalin, bir fantazinin, bir deliliğin içinde bulabirdi. killing joke'da joker'in gordon'a bu seçenekle ilgili ne dediğini hatırlayalım:
    "bu yüzden eğer kendini bir düşünce trenine bağlanmış, geçmişinden gelen ve çığlık atmanın kaçınılmaz bir hâl aldığı yerlere doğru yol alırken bulursan, deliliğin her zaman var olduğunu unutma."

    o deliliği seçti ve arthur hayalini buradan devam ettirdi. sonuçta joker gibi bir zihnin ilk iki hayalle yoluna devam edebileceği düşünülemezdi herhâlde.
    ama arthur deliliği seçmeden önce hayatındaki düzenin kaosa dönmesi* gerekiyordu.

    - annesinin olmasını istediği gibi biri olmaya çalışıyordu. daima gülümseyen ve mutlu bir yüz ifadesi takınan biri. hayalini bile buna uygun olarak komedyenlik olarak belirlemişti. "don't forget to smile." yazısını "don't smile." olarak düzeltene kadar bu hayale tutunmaya devam etti.

    - gary dışındaki meslektaşları ondan ürküyordu veya onu umursamıyorlardı. bunlardan en çok ekran süresine sahip olan randall, arthur'a karşı iyiymiş rolü yapıp onun arkasından kötü konuşuyordu. patronu da arthur'u anlıyormuş gibi yapıp aslında empati yoksunu biri olduğundan onu işten çıkarmak için fırsat kolluyordu. arthur'un çocuk hastanesine silah götürdüğünün ortaya çıkması sonrası arthur'u dizginleyen şeylerden biri olan işi elinden alındı. bununla birlikte tanıdığı insanlara karşı azıcık olan güvenini kaybetti.

    - asansörde karşılaştığı komşusuyla ilişkisi kendi yarattığı başka bir hayaldi. bu hayalin gerçek olmasına artık ihtiyacı olmadığını fark etti ve bu hayale başladığı şekilde o hayalden kurtuldu*.

    - komedyen olmak için ilk adımını kahkaha ile attı. daha sonra arthur'un stand-up'ını hayalinde babası gibi gördüğü murray franklin gördü ve murray programda onunla dalga geçince arthur, murray'nin hayallerindeki gibi biri olmadığını fark etti.

    - annesinin yazdığı mektuplardan birini okuyan arthur, kendisinin gotham'ın en zengin adamı olan thomas wayne'in oğlu olduğunu öğrendi. televizyonda gördüğü murray franklin dışında baba figürü olarak görebileceği tek bir kişi bile olmayan arthur, wayne malikesine gittiğinde başına neler geleceğinden habersiz bruce ile karşılaştı. joker'in kurduğu fıkravari hayalin* kendisi için nelere mal olabileceğinden haberi olmayan bruce'u alfred**, fiziksel bir travma* yaşamadan arthur'un elinden kurtardı. alfred, arthur'a annesinin hasta bir kadın olduğunu söylese de buna inanmayan arthur işin aslını thomas wayne'den duymak istedi. thomas wayne de bunu doğrulayınca evlatlık olduğunu öğrenen arthur, hayatının aslında bir komedi olduğunu fark edip bu hâline kahkahayla gülmeye başladı. bunun üzerine thomas, arthur'un yüzüne yumruk patlattı. bu olaydan sonra bulunduğu dünyadan gülümseyip mutlu bir yüz ifadesi takınarak çıkmak isteyen arthur, bunu söyleyen annesi sandığı kişi de söylediği kişi çıkmayınca joker olmayı, deliliği seçti.

    - tabii tüm bu öfke, tüm bu delilik sadece joker ile sınırlı kalmayacaktı. halk da öfkeliydi. fareleri kontrol edecek ratcatcher veya farelerin düşmanı kedileri besleyen catwoman gibi karakterler olmayınca sokakları süper fareler ile dolan gotham kötü yönetiliyordu. belediye başkanı adayı olan thomas wayne'in halka üstten bakan tavırları da gotham'ın geleceği için umut vermiyordu. onlara umut veren bu başkan adayının şirketinde çalışan 3 kişiyi öldüren palyaço maskeli/makyajlı olan bir adam oldu. gotham'a verdiği bu umut ve bu kadar insan tarafından fark edilmek arthur'un bu dünyada var olduğunu düşünmesini sağladı. bu yüzden arthur'un filmin başındaki arthur olmasına yol açanların annesi ve onun sevgilisi/thomas wayne* olduklarını savunabilecekken arthur'un işlediği cinayetlerdeki maskesini bir sembol olarak kullanıp cinayeti normalleştiren toplumun da onu joker'e dönüştürdüğünü bu gösterilerden sonra savunabiliriz. en sonunda bu cinayetleri normalleştirip insanların kendi maskesini takması, arthur'a hayal bulutlarını dağıtıp öfkesini dans ederek dışa vurabilmesi için gereken motivasyonu vermiş oldu.

    buraya kadar olanlar bir trajediydi. bundan sonra olanlar ise yine bir trajedi ama joker'e hayatı, öğrendikleri sonrası hep bir komediymiş gibi gelmeye başlamıştı. belki gülüşleri bunu düşündüğü içindi, belki joker'in kökenini sattığı biz izleyicilere hayatını komedi olarak anlatmayı bir komedi öğesi olarak görüyordu. sonuçta çoğu izleyici de jim gordon'un killing joke'da bindiği korku trenine bindiğinden haberi olmadan bir hype trenine binerek bu filme gitti. çoğu kimse heath ledger jokeri, bazıları jared leto jokeri, bazıları ise killing joke gibi bir köken hikayesi beklerken joker, bu hikayeyi kafasında kurarak geçmişinin ne kadar da çoktan seçmeli** olduğunu gösterdi. bu çoktan seçmelilik ve bunun yarattığı tahmin edilememezlik joker ile ilgili tek bilmek isteyeceğimiz şeyin şu olduğunu gösteriyor.
    "iyi bir adamdı. kötü bir(kaç) gün yaşadı. komedyen olmak istiyordu ama palyaçolar prensi oldu. geçmişi hatırladığında üzülse de hatırlamanın tehlikeli olabileceğini biliyordu. çoktan unutmuş olmayı umduğun o kederli, muğlak şekillerle dolu, karanlık ve soğuk yeri hatırlamanın tehlikeli olabileceğini."

    killing joke'dan...
    joker'den...
    "hatırlamak tehlikelidir. ben geçmişi çok boğucu ve can sıkıcı buluyorum. "geçmiş geçmiş zaman" diyebiliriz sanırım. ha ha. anılar, oldukça aldatıcıdır. bir an, bütün o pamuk şeker duygusallığı ve ergenliğin parlayan neonu gibi keskin çocukluk aromalarıyla dolu bir zevk karnavalında kaybolmuşken... bir an sonra, hiç gitmek istemediğin bir yerde bulursun kendini... çoktan umutmuş olmayı umduğun kederli, muğlak şekillerle dolu, karanlık ve soğuk bir yerde... anılar alçak, itici ve küçük canavarlara dönüşebilir. tıpkı çocuklar gibi. haha. peki onlarsız yaşayabilir miyiz? anılar sağduyumuzun temelini oluşturur. onlarla yüzleşemezsek sağduyunun kendisini inkar etmiş oluruz! ama neden inkar etmeyelim ki? akılcılıkla sözleşme falan imzalamadık! aklıselimlik diye bir anlaşma maddesi de yok! bu yüzden eğer kendini bir düşünce trenine bağlanmış, geçmişinden gelen ve çığlık atmanın kaçınılmaz bir hâl aldığı yerlere doğru yol alırken bulursan, deliliğin her zaman var olduğunu unutma. delilik, acil çıkış kapısıdır... sakince dışarı adım atıp bütün o tüyler ürpertici şeylerin üzerine kapıyı kapatabilirsin. onları kilit altında tutabilirsin. hem de... sonsuza dek."
    --- joker ve killing joke spoiler'ı ---
  • esas oğlanın ve müziklerin harika olduğu, yavaş yavaş artan temposuyla insanı içine çeken film.

    ayrıca:

    (bkz: vur joker vur)
  • bebegi olanlarin aklina ilk gelen kesinlikle film degildir.
  • iyi film ama efsane, süper ötesi demek abartı olur. taxi driver ve king of comedy filmlerinin iyi bir harmanı gibi.

    spoiler

    spoiler

    spoiler

    filmin olumlu yönlerinden bahsedersek;

    - joaquin phoenix olağanüstü. film 2 saat civarı sürüyor, phoenix'in olmadığı sahne hemen hemen yok. sürekli ekranda ve bu kadar süre boyunca hiç sıkmamak, karakteri diri tutmak, her duygu durumunu, kırılmalarını harika yansıtmak inanılmaz başarı. bende artık kendi döneminin değil, tarihin en iyi oyuncuları arasına girdiğini düşünüyorum. tek başına bir filmi bu kadar taşımak acayip olay.

    - ledger'ın joker'i ile alakası yok. the dark knight'taki joker oldukça zeki bir karakterdi. aynı zamanda sistemle sorunu vardı. bu joker, zeki bir karakter değil. sistemle sorunu da yok aslında. adam sevilmek, ciddiye alınmak, takdir görmek isteyen biri. sonunda bunu başarıyor. zaten joker burda origin hikayesi değil bir nevi toplumsal patlamanın sembolizesi bir karakter.

    - filmin şiddeti kutsadığı veya övdüğüne yönelik eleştiri bence alacaktır. karakterin cinayet işledikçe özgüven kazanması, özellikle annesini öldürdükten sonra yüzüne güneş ışığı yansıması ile aydınlanma sembolizesi; karakterin rahatlaması, prangalarından kurtulması kadar şiddete övgü olarak yorumlanabilir. ben sevdim ama bu yönde eleştiriler altı boş olmayacaktır.

    - bence en başarılı yönlerinden biri yapı - bozucu olması. batman hikayesini ters yüz etmiş, karşı pencereden bakmış. bugüne kadar thomas wayne karakterini şerefsiz hırsızlar tarafından öldürülen masum ve iyi bir adam olarak görürken bu filmde thomas wayne karakterini alt sınıftan bakış açısıyla izliyoruz. thomas wayne'in prostestocuları küçümsemesi, kibirli bir herif olması, kapitalist sistemin demirbaşı gibi gözükmesi ile aslında batman haklı olmayabilir gibi bir söz söylüyor. bunu da alt sınıftan, loserların bakış açısıyla yapıyor -ki bence batman gibi aşırı kült bir hikayeye böyle girmek oldukça cesurca olmuş. ben sevdim.

    - sinematogrofi harika. filmin başında ağır ağır merdivenleri yıkık bir şekilde çıkarken sonlara doğru dans ederek inmeye başlaması karakteri çok iyi özetliyor. şehir, mekanlar gerçekten scorsese'nin 70 - 80'lerde çektiği filmlere hemen hemen aynı. scorsese yapımcı değil de direk yönetmen sanki. ya da sık sık sete gitmiş, teknik olarak destek, fikir vererek todd philphs'le iletişim halinde olmuş olabilir.

    - amerikan merkez sinemasına göre olabildiğine protest. suçun doğuşunu; işsizlik, ekonomik ve sınıfsal bakış açısına getirmesi kapitalist sistemin merkezi amerika filmi için cüretkar sayılabilir. belediyelerin psikolojik desteği kesmesi, değersiz insanlar, çöp dolu pislik akan sokaklar. bağımsız amerikan sinemasında protest filmler çıkıyor elbet ama amerikanın büyük stüdyo filmlerinden bu kadar olurdu bunu da başarmışlar.

    gelelim eksilere;

    - filmde maalesef yeni bir şey yok. loser, ezilen, alay edilen adam iyice delirip şiddete meylediyor işte. önceden izledik bu tür filmler. hani düz metin olarak tanıdık bir noktadan girip öyle de bitiyor.

    - filmde çok ciddi eyyam var. şimdi arthur abi, yani joker'in hikayesi üst paragraftada söylediğim gibi ezilen, alay edilen bir adamın zıvanadan çıkması şeklinde ama adam aynı zamanda raporlu deli. düzenli ilaç alıyor hadi ilaç alıyor olması, sinir hastalığı neyse de sonlara doğru annesinin çocukken buna kötü şeyler yapmış olması vurgusu bir yandan da bu adam zaten normal değildi noktasına daha fazla çekmeye gayret ediyor. karakteri bu yönden beslemek biraz korkaklık olmuş.

    - yine bence ikinci bir eyyam daha var. bu kısmen iyi ama kısmen kötü. filmde hayal olan bazı yerleri gösterirken örneğin apartmandaki kızla aşk yaşadığı kendi hayaliydi. geri kalan kısımlarda hayal - gerçek ayrımını ucu açık bırakmışlar. silahı iş yerindeki adamdan almadığı kesin gibi ucube gibi gördüğü birine neden silah versin ki zaten? bir de tabi son sahne. son sahne aslında iyi. annesi babası ölmüş bruce wayne'in hikayesinin başlangıcını görüyoruz. hemen arkasından joker akıl hastanesinde büyük ihtimalle bruce wayne hikayesini kast ederek bunu fıkra olarak nitelendirip inanmazsınız diyor. bu filmin başta bahsettiğim karşı pencereden bakma meselesi. bruce wayne aslında o kadar haklı değildi demeye getiriyor. ama yine karakterle ilgili bir muallak yaratıyor. bu adamın yaşadıkları ne kadar gerçekti ve bu batman meselesini kastediyor mu kastediyorsa nasıl bunu kastedebilir? çünkü şöyle toparlayayım; son sahnede akıl hastanesindeki sahne bile hayal ürününü andırıyor. aynı doktor, yani daha da abartmış olacağım film sadece akıl hastanesindeki bir adamın hayalleri bile olabilir. fıkradan kastı da film boyunca izlediğimiz o kahraman olma hikayesini hayal etmiş de olabilir. doktorun o bakışı beni baya kıllandırdı. hele ki son kadrajda serbest şekilde ordan oraya geçmesinde hayal vurgusu kesin. açıkçası bu film için bunu fazla buldum ben. bu film you were never really here gibi bir geçmiş pişmanlıkları, vicdan gibi karakter çıkmazı üzerinden gitmedi.

    sonuç olarak ben beğendim. güzel film. tekrar da izlerim. ha yeni, radikal, orjinal bir filmle karşı karşıya değiliz sadece. özel bir şey vaadetmedi yani. o yüzden bu kadar da coşulacak bir şey yoktu.
  • tek kelimeyle bayıldım!, harika bir film yapmışlar yapanın yönetenin düşünenin fikrine sağlık.
  • cüce sahnesinde geberdim gülmekten, ve ayrıca müthiş bir filmdi gözümü kırpmadan izledim
  • çok iyi olmuş film. kafamda daha fantastik bir karakter varken çok gerçekçi olmuş.

    biraz daha sistem eleştirisi yapsaymış müthiş olurmuş.
  • görsellik, oyunculuk on numara ama senaryo çok zayıf. başta tüm hikaye ortada, şaşırılacak bir yer kalmadı.
    --- spoiler ---

    her şeyi göze sokarak tahmin ettirdiler ama sadece sonundaki sahneye bakınca acaba tüm hikaye akıl hastanesinde yatan bir şizofrenin hayalindeki bir şey miydi diye bir soru takıldı aklıma. işte bunu sevdim.
    --- spoiler ---

    koca filmde tahmin etmediğim tek şey o oldu.
  • beni hayrete düşüren, pek çok yazarın bi sik anlamadığının kanıtı entryler görmeme sebep olmuş film.
    --- ağır spoiler ---

    --- ağır spoiler ---

    --- ağır spoiler ---

    arkadaşım, sözlük yazarları sevgili romalılar film açıkça joker'in ve batman'in kardeş olduğunu söylemiş.

    evet joker’in şizofren olduğunu filmin ortasında anlıyoruz, annesi de akıl hastanesinde yatmış, evet bir evlat edinme belgesi de var. ancaaak sonlara yaklaşırken joker’in elinde annesinin bir fotoğrafını görüyoruz ve arkasında çok güzelsin minvalinde bir şey yazıyor altında da tw yani thomas wayne. yani adam kadınla beraber olmuş çocuk yapmış, çocuğun kendinden olduğu anlaşılmasın babası kim sorgulanmasın diye de evlatlık belgesi oluşturmuş, en önemlisi polisin bahsettiği gibi erkek arkadaşı olarak gittiği kadının evinde joker’i daha çocukken kalorifer peteğine bağlayıp travma yaşamasına sebep olmuş. kadını da sonra başına bela olmasın diye hastanelik ettirmiş. yani joker’i joker yapan hem kendinin hem de bruce wayne’in öz ve öz babası.

    film de biraz bunu anlatıyor aslında düzen ve kaos iki kardeştir. ve ikisinin de babası her şeye gücü yeten tanrıdır. ve kaos tanrıyı düzen daha çocukken öldürmüştür.

    --- ağır spoiler ---

    --- ağır spoiler ---

    --- ağır spoiler ---
  • ---spoiler---

    bugun filmi izledim. şiddet görüntüleriyle değil psikolojiye olumsuz etkisi olur diye +18 olarak değerlendirildiğini düşünüyorum. müziklerin de etkisiyle gerçekten perdede gördüğün o adam seni içine çekiyor. inanılmaz bir oyunculuk. sadece yüz, mimik, gülüş, gülme krizleri değil vücudu bile bu filme özel hazırlanmış. filmde vücudun bolca gösterilmesine buna bağlıyorum.

    genel olarak filmin nereye gideceği anlaşılıyor. birazdan ne olacağını az çok anlıyorsun. sadece zenci kız arkadaşta ters köşe yapılıyor. yine zenci kızın akibeti belli değil.

    jokeri filmde bu kadar koşturan senaristin bize ne anlatmaya çalıştığını anlamadım.

    birlikte izlediğimiz arkadaşlarla film sonunda anlaşamadığımız diğer konular;

    -bruce wayne'le kardeş olup olmadıkları.
    (gerçek annesi olsa öldürmezdi sanırım. ama annenin akıl hastanesindeki konuşması açık uçlu)

    -filmin son sahnesi.
    (izlediğimiz herşey joker tarafından daha önce planlanmışsa, bu durumda doktoru öldürüp kaçtıktan sonra polisin yakalaması gerekmez mi?)
hesabın var mı? giriş yap