• hemphill aramızdan ayrılalı, bu entrynin yazıldığı gün itibariyle yirmi yıldan fazla oldu. ornette coleman ve dewey redman gibi bir teksaslı, asil ve derin bir tona sahip; yer yer lirik ve bluesy çığlıklarıyla gecelerimizi gündüzümüze katan bir saksofoncuydu julius hemphill.

    kendisini yıllar önce cellocu abdul wadud'un kayıtlarını tararken, sideman olarak yer aldığı diskografisindeki coon bidness adlı albümüyle tanımıştım. arista freedom'ın 1974'te cecil taylor'ın silent tongues'u ve yakın zamanda roswell rudd'ın flexible flyer'ıyla* beraber free-black-music ekolünün bayrağını taşıdığı dönemde, etkin ve aktif olarak görevinin başındaki saksofonculardan biri olan julius hemphill, o dönemde iki albümle gözyüzüne adını yazdırmıştı: (bkz: dogon a.d.) ve (bkz: coon bid'ness)
    dönemin kadrosunda kimler yoktu ki? halen avant-garde sahnede sağlam işler yapan yaman trompetçi baikida carroll, art ensemble of chicago'nun çekirdek kurucu heyetinden davulcu phillip wilson, yirminci yüzyılın çok az bilinen mükemmel kurgucularından ve aynı zamanda çok iyi bir cellist olan abdul wadud*, davul çaldığı kadar marimba ve vibrafonu da iyi çalan barry altschul (burada altschul'un derek bailey, dave holland, sam rivers ve anthony braxton'la olan çalışmalarının da dinlenmesinin şart olduğunu ekleyeyim. referans için buraya kadar okuyan varsa mesaj atabilir.) ve cazın her yönüne şöyle bir uğramış arthur blythe. yetmişlerin simsiyah ve tamamen repolitize hale gelmiş özgür çığlığı yeniden yankılanıyordu adeta. ve bu devrimin öncü kuvvetlerinden biri de julius hemphill'di. caz tarihinin en en en iyi albümlerinden biri olan dogon a. d.'nin ardından hemphill fırtınası durmadı.

    sadece albümler ve meta-kritiklerden beslenmemek lazım, canlı performanslarının da su götürmez derecede samimi ve sıcak olduğundan; mingus-vari inovatif bestelerin o an sahnede şekillendirildiğinden de yararlanmak gerekiyor hemphill'i ve müziğini tanımak için. yetmişlerin sonunda world saxophone quartet'i kuran ve bu "farklı" yolu açan da oydu yine.

    burada referans olarak göstereceğim dinleme önerilerini de eklemek isterim. anthony braxton, kenny wheeler, leroy jenkins vs. ile "patladıkları" new york, fall 1974; yeşil-adam fred ho'nun az bilinen sağlam kayıtlarından biri olan ve tim berne'ün de çaldığı five chord stud, kendi geçmişine selam eden fat man and the hard blues ve olu dara/abdul-wadud/warren smith'le beraber seslendirdiği flat-out jump suite.
    julius hemphill, siyah müziğin ustalarından biriydi.
  • blue boye isimli mutevazi albumunde (zira yanlis hatirlamiyorsam dairesinde tek basina kaydetmistir) yalnizca muzigin degil, direkt insan kulaginin, duyma hissinin yapisokumune gitmis, ses denen olgunun dogasini sorgulamis, ve butun bunlari yaparken insan girtlaginin evrendeki en vahsi enstruman oldugunu tekrar hatirlatmistir.

    ya da ben asiti fazla kacirdim gene.
hesabın var mı? giriş yap