• --- spoiler ---

    şaheser olmasa da ortalama üstü güzel bir filmdir. içinde sağlam mesajlar saklıdır. tahmin edilebilir ögelerle doludur film; ama binlerce filmin olduğu piyasada özgün olayım derken işin içinde saçmalamak da var. o yüzden de eski kurt yavuz turgul tahmin edilebilir şeyler üzerine kurgulamış. yalnız denmesi gerken şeyler var:

    şener şen (ali osman), iyi "kabadayı"yı temsil ediyor. herkes onun tarafında filmde. hatta geçmişi bile hoşgörülüyor; ama nereye kadar? ali osman'ın kendisi bile itiraf ediyor çok canlar yaktığını ve şu anda bunun bedelini ödediğini. dolayısıyla, bir kere bu dünyanın içine girince uçundan kenarından pisliğin bulaşmaması imkansız gibi bir şey. ha, ali osman yürekli adam mı? şüphesiz... cesur, vefalı, kendi prensiplerinden asla taviz vermeyen ve kabadayılığın hakkını veren birisi. gerektiğinde kaçan, gerektiğinde ise kükreyen yapıda. don kişotluk ile ödleklik arasındaki uzun mesafeyi hakkıyla dolduruyor. şener şen, klasik, aynı bildiğimiz üst seviye bir performans sergiliyor, yani batı cephesinde değişen bir şey yok.

    sürmeli ise (her ne kadar biz kaba uzvuyla hatırlasak da) murat ile konuştuğu sahnede birkaç yılın özetini birkaç cümlede yapıveriyor. rasim öztekin, efemine olmayı abartmadan tadında bırakarak iyi oyunculuk çıkarmış.

    devran ise, ezikliğini, ödlekliğini ve geçmişindeki sıkıntıları, korkutmakla, silah taşımakla ve "racon kesmekle" bastıracağını zanneden acınası bir psikopat. hem gözü kara hem korkak, hem romantik hem gaddar. araftan kurtulamayan bir anti-kahraman bence. imirzalioğlu da rolünün hakkını vermiş genelde.

    murat ve kız arkadaşı ise, günümüzün umursamayan gençliğini temsil ediyor bir bakıma. sıkıntıya gelemeyen, çare aramak yerine problemin bir parçası olmaya devam eden tipler. tam bir günümüz gençliği profili çizilmiş, satirizm ve sarkazm tadında ve çok incitmeden yapılmış.

    --- spoiler ---

    biliyorum film piyasaya çıkalı seneler oldu; ama biz yeni geldik buralara...
  • şener şen'in bu filmdeki oyunculuğu kurgu bakımından klişe sayılabilecek bir filmi ortalama üstü hatta iyi denilebilecek bir konuma getirmiştir. ali osman rolünü başka biri oynasa kesinlikle ağır eleştirilere maruz kalırdı bu film.
    bir de sürmelinin devrana verdiği ayar var tabi.
  • oyuncu denen şahsiyet bir önceki filmde emekli öğretmen ondan bir öncekinde ise bir eşkıya ondan bir öncekinde absürd bir komedinin aşık karakteri bir öncekinde eskibir köy ağası bir öncekinde idealist bir yönetmen bir öncekinde idealist bir plak yapımcısı bir öncekinde çatlak bir beden eğitimi öğretmeni olabiliyorsa ve son filminde de harbi kabadayı olmuşsa ne söylenebilir ki onun sanatı hakkında.
    bence oyuncu kozmopolit olmalı onun gibi.
  • filmin başındaki meyhane sahnesinde fonda muhteşem bir peşrev çalmaktadır.
  • film olanının bu başlığa istemdışı tecavüzünü kabullenemiyorum... ticari bir mal olan kabadayı filmi ve kabadayı olgusu tamamen birbirlerinden farklıdır.
  • filmde ali osman'ı betimleyen bir çok detay, dündar kılıç'ın hayatını anlatan "abi" adlı kitaptan alıntıdır. ali osman'ın çift silah taşıması, garibanlara bedava yemek dağıtması, ihtiyaç sahiplerine para verirken kullandığı sözler vs. "abi" ile aynıdır. kabadayı'yı çeken yönetmenin "abi" kitabını film haline getirmek istediği, yazarından olumlu yanıt alamayınca, "abi"deki bazı hoşlukları kabadayı'ya aktardığı söylenir.
  • kabadayılar tarihiyle alakalı -on bölümlük genel kabadayılar tarihçesi de dahil- videolarımın listesi

    kabadayılar tarihini keşfetmek için okumanız gereken 20 kitap

    maffios gelenekte kırsal bölgelerde önplana çıkan efeler, zeybekler misali, şehirlerde genel olarak bilek nitelikleriyle önplana çıkan, yürek veya akıl durumuna göre yükselen kaldırım kurtlarıdır. içlerinden mahalle kültürüne sahip çıkıp ırz namus koruyup hamam oğlanı ve it kopuk taifesine kök söktürmüş olanları kadar, türlü rezilliği yapıp gaddarlığıyla etrafındakileri sindiren tipte olanları, makbul sayılmayanları da görülmüştür. bunlar maffios yapılanma sayılır ama mafya değillerdir. maffios yapılanmalardır çünkü merkezi otorite ve ahlak anlayışına karşı kendi otoritesini ve vicdanını merkez alır. mafya değillerdir çünkü organize suç kavramına uzaktırlar. güçlerini bağlantılarından ziyade cesaretlerinden ve kendi güçlerinden alırlar. günümüze doğru maffios yapılanmalar önplana çıktığından kabadayılık ya gangsterlikle eş tutulmuş ya da romantik tarihçilerin aktardıklarıyla bir tür şehir şövalyesi gibi anlatılmışlardır ama aslında en iyi sayılabilecekleri, hareketleriyle çevrelerine olumlu manada örnek teşkil etmişleri, onların deyimiyle "harbi delikanlılar"ı sayılıdır. yine de bir kaç tanesi hariç hiç biri körü körüne gaddarlık, acımasızlık yoluna gitmemiştir. çünkü bunlarda da efeler gibi halkla dayanışma halinde olması durumu vardır. kültürel kökleri yeniçeri ve sipahi zorbalarına, külhanbeylerine ve daha da eskisinde ortaçağ'da islam şehirlerindeki ayyar ve ahdas denilen "şehir eşirra"larına dek uzanmaktadır.

    (bkz: mafya/@songulyabani)
    (bkz: ortaçağ islam dünyasında şehir eşkıyaları ayyarlar/@songulyabani)

    kabadayılık, yeniçeriler ve sipahiler gibi ocak-sınıf odaklı bir gayri resmi kurumken hakikaten "kabadayı" anlamında kabalıklarıyla zalimlikleriyle önplana çıkmışlardır. çünkü bu dönemde istisnalar hariç yegane dayanakları halk değil ocaktır. hatta mahalleler bile bu ocaklara dayanır, "falanca orta bizim mahallededir" diyerek arka çıkar, savunur) ocakların kaldırılmasının ardından kabadayılık mahalle kültüründe yeniden şekillenmiş ve kabadayılar kendilerini semtlerinin bağlılığı üzerinden tanımlamışlardır. günümüzde de bu şekilde devam etmiştir. halen mahalle kavramı, mahallemizin insanı, kızı anlayışı bu düşüncenin bir uzantısı olarak mevcuttur.

    kabadayılık tarihin hemen her döneminde varolmuş olabilir. nitekim bu isimlendirme en erken 1500'lere 1600'lere kadar inse diyelim (çünkü dayı tabiri yeniçerilerin ileri gelenlerine denilirdi, yeniçerilerde bu kültürün temellerini atmışlardır dolayısıyla bu tarihlere dek inmesi ihtimali olabilir) bu tarihlerden önce de bu tip kişiler feta, gazi, alp hüviyetinde benzeri şekilde görülmüşlerdir. her alp, feta-fütüvvet, gazi kabadayı değildir elbet bunlar çok farklı yapılanmalar, ancak kabadayılık köken olarak kendisini bunlara dayandırmaktadır. yeniçeriler sadece bektaşilik, hz. ali ve zülfikar üzerinden değil aynı zamanda hz.ali üzerinden onun gösterdiği "karşılıksız yiğitlik" anlayışını temsilen, kabadayılığı ve delikanlılığı bu düşünce üzerinden tanımlamışlardır. uzantısı olsa bile kabadayılık çıkış olarak yeniçerilerin zorbalığı ve mahallenin namusu üzerinden şekillendiğinden çıkış noktası dini dayanağa dayansa bile bu sadece yiğitlikle kendilerini ilişkilendirmeleriyle alakalıdır. zaten bıçakla kapışmadan tutun haraç sistemine bir çok uygulamanın kökü yeniçerilere dayandığından bu geleneği ilk onlar şekillendirmiştir ve ilk yeniçeri kabadayılarına bu yüzden daha ziyade "zorba" denilmiştir.

    detaylı bilgi için bkz: balta asma"dan "bıçak altından geçirme"ye: yeniçeri zorbalarının haraçları ve raconları

    (bkz: balta asma/@songulyabani)
    (bkz: zorba/@songulyabani)
    (bkz: bıçak altından geçirme/@songulyabani)
    (bkz: yeniçeriler/@songulyabani)
    (bkz: külhanbeyi/@songulyabani)
    (bkz: gündüz külahlı gece silahlı/@songulyabani)
    (bkz: itlik kıyafeti/@songulyabani) yahut (bkz: pırpırı/@songulyabani)
    (bkz: zorba küfeleri/@songulyabani)
    (bkz: semer devirmek/@songulyabani)
    (bkz: tahmis zorbaları/@songulyabani)
    (bkz: kızıl bayram/@songulyabani)

    batıda vardır elbet ama bugün kabadayı kelimesinin karşılığı kavgacı manasında bully olmaktadır. kelimenin çıkışı zorba ama sonradan sonraya olumlanan bir sıfat haline gelmiştir (yeniçerilikten mahalle abiliğine giden süreç) ve medyanın gangster yakıştırmasına rağmen delikanlı, özü sözü bir anlamlarına gelmektedir halen. kavgacılık yönünden çok duruş olarak olumlanmaktaysa da (yerel ağızdaki "en büyük kabadayılık efendiliktir" ve "evine ekmek götürüp ele güne muhtaç olmadan ailesini geçindirebilen kişi en muteber kabadayıdır" türevinden deyişler) genel olarak özellikle genç kuşak arasında vurdu-kırdı yönleriyle algılanmaktadırlar. psikolojide ve hukukta ise bullying yani kabadayılık kavramı, zorbalıkla çevresini sindirme, daha üstün durumdakinin daha zayıf olanı ezme vakası olarak kullanılmaktadır. bu nedenle tıpkı zeybek gibi hayduk gibi kendine özgü bir sıfat iken iş modern hukuk ve psikoloji çerçevesinde bullying olarak anlamlandırılmaktadır.

    son tanınan istanbul kabadayılarından 1999 yılında vefat eden abi lakaplı dündar kılıç gibi, belli şehirlerde de eski kuşaktan bu tip kimseler* vardır. adana, izmir gibi semtlerde de bu isim altında kişiler görülmüş, batı anadolu'ya doğru zeybekler, efeler, seymenler görülürken, konya'da kabadayı yerine kıran ve efe kelimeleri kullanılmıştır. batı anadolu'daki efeyle konya'daki efe kavramı farklıdır.

    (bkz: kıran/@songulyabani)
    (bkz: oturak alemi/@songulyabani)
    (bkz: konya hovardaları/@songulyabani)
    (bkz: konya efeleri/@songulyabani)
    (bkz: zeybekler/@songulyabani)
    (bkz: eşkıya jargonu/@songulyabani)
    (bkz: eşkiyalığın töreleri ve teamülleri/@songulyabani)

    bir dönemler kaldırımlarda sürtüp ona buna bela olanı olmuş, mahallenin namusunu koruyanlar da olmuş ama her biri o tek, birey halleriyle tutunamayıp kaybolup gitmişler ceketlerini alıp. günümüzde ise daha ziyade baba'lık kavramı egemen olup, kabadayılık tarihsel bir figür olarak kalmıştır.

    (bkz: arap sado/@songulyabani)
    (bkz: ağır roman/@songulyabani)
    (bkz: arap abdullah/@songulyabani)
    (bkz: onikiler/@songulyabani)
    (bkz: sayılı fırtınalar/@songulyabani)
    (bkz: ustura kemal/@songulyabani)
    (bkz: fehim paşa/@songulyabani)
    (bkz: sarraf niyazi/@songulyabani)
    (bkz: kumarbaz ziya/@songulyabani)
    (bkz: matlı mustafa/@songulyabani)
    (bkz: çerkez arif bey/@songulyabani)
    (bkz: arnavut tahir paşa/@songulyabani)
    (bkz: bedirhani şamil paşa/@songulyabani)
    (bkz: kör emin/@songulyabani)
    (bkz: hurşit reis/@songulyabani)
    (bkz: gani toptani/@songulyabani)*
    (bkz: arap reyhan/@songulyabani)
    (bkz: usta kemal/@songulyabani)
    (bkz: madam bela/@songulyabani)
    (bkz: ispiro/@songulyabani)
    (bkz: hrisantos/@songulyabani)
    (bkz: bıçakçı petri/@songulyabani)
    (bkz: kefalonyalılar/@songulyabani)
    (bkz: mevlanakapılı kaşıkçı ahmet/@songulyabani)

    (bkz: eski istanbul kabadayıları/@songulyabani) (not: bu başlığa henüz giri hazırlamadım ama zamanım yeterse pek çok kabadayının verisini, buraya taşıyacağım)

    ilgili okumalar için:
    ceza ve racon: şiddetin gerekçesi
    isyan ve itaat: anadolu'da eşkıya motifinin dönüşümü
  • şener şen ve rasim öztekin'in oyunculuk kavramını ders formatında gözümüze soktukları filmdir.

    tanım bittiğine göre asıl mevzuya gelebiliriz: dördünüz bir sürmeli etmezsiniz sözünün söylendiği mekanı bilen arkadaşlar yardımınıza ihtiyacım var. mekanda nargile içmek hakikaten keyifli olur.

    az çok demeyelim boş geçmeyelim, allah şimdiden yapığınız yardımları dergahı izzetinde kabul eylesin.
  • yazıtura ile birlikte kenan imirzalıoğlu'nun deliyürek triplerinden sıyrılıp oyunculuk yaptığı filmdir.
  • türkiyenin bence görmüş olduğu en iyi mafya filmi tabi filmi film yapan şener şenin muhteşem oyunculuğudur ...
hesabın var mı? giriş yap