• insanın insana uyguladığı en nadide zulüm türüdür.
    özellikle bu muameleyi haketmeyen insanlar üzerine, makul bir miktar kadir kıymet bilmezlik tatbik edildiğinde elde edilen sonuç sıkı bir delirmedir.

    sonra da gelir tabi birbirinden şahane kadir kıymet açılımları. misal:
    - 'kadir kıymet bilmekte uzman insan evladı aranıyor' ilanları gazeteleri çığ gibi sardı...
    - bilim insanları yıllar boyunca yaptıkları derin araştırmaların neticesini açıkladı: "kadir kıymet bilen insan türü'nün nesli tehlike altındadır!"
    - "her aradığınızı buluruz" isimli bir şirket kadir kıymet bilen insan bulunca sinyal veren bir dedektör icad ettiğini açıkladı. henüz geliştirme aşamasında bulunan dedektör, kadri kıymeti bilinmeyen insan çevrelerinde heyecan yarattı.
    - kadri kıymeti bilinmeyenlerin haklarını savunmak üzere kurulan kbp, politika çevrelerinde fırtına gibi esmeye başladı.
    - kadri kıymeti bilinmeyen insanlar, maruz kaldıkları kötü muamelenin sürmesi halinde dünya gezegenini terkedeceklerini açıkladı.

    bu böyle devam eder...
  • genelde eller yapar bunu.

    (bkz: eller kadir kıymet bilmiyor anne)
  • deger bilmemek.
    cogu seyin degeri kaybedildiginde anlasilir malesef.
  • değer anlamına gelen iki kelimenin tekrarlanmasıyla vurgulanan cümle.

    eğer kişi, değerini anlamışsa teker teker kullanılır: kadrini biliyor bu, kıymetini bildiği sağ gözünden anlaşılıyor.

    ama değerin anlaşılamaması, belki de kişiye mini bir hayalkırıklığı yaşattığından yinelenerek belirtiliyor.
  • insan hayvaninin kronik arizasi.
  • ne kadar degerli oldugunun farkina varmamak, gereken onemi, degeri vermemek. coklukla kullanimda bir "nankorluk etmek" mesaji vardir.
  • antika olanı antika değerinden satmamak. kendini kabız hissetmek.
  • yanlış anlaşılmış, yanlış söylenegelen bir ifadedir. doğrusu, "gadir kıymet bilmemek" olmalıdır. gadr (ya da katl gibi türkçeye geçince değiştiği haliyle gadir), arapça "vefasızlık", "kötülük" gibi anlamlar taşır ve "gdr" kökünden gelir.

    örnek: "o kadın, kocasının gadrini kıymetini bilmezdi hiç," cümlesinde söylenmek istenen şudur: "kadın, kocasının kötü yanını iyi yanından ayıramaz, adama bu yüzden hep kötü davranırdı."

    kadir ise yine arapça kökten gelme (kdr), "kudret", "güç" anlamlarını taşıyan bir isimdir. "gadir"in "kadir" haline gelişi muhtemelen modern ve kentli türkiye insanının köye dair tüm telaffuz biçimlerini reddetmesi, "düzgün türkçe" konuşmak istemesi yüzündendir. (aynı durum "gazamız mübarek olsun" için de gerçekleşmiştir, fakat altında konuştuğumuz başlık kadar yaygın değildir.)

    gadr'la aynı kökenden gelen diğer sözcükler: (bkz: gaddar) (bkz: mağdur)
hesabın var mı? giriş yap