• kalgançı çak geldiği zaman gök demir, yer sarı bakır olur. hanlar hanlara saldırır, uluslar birbirine kötülük düşünür. katı taşlar ufalanır, sert ağaçlar kırılır. kişi bir dirsek kadar küçük olur. başparmak kadar erkek olur. kalgançı çak geldiği, kara yer ateşle kaplandığı zaman büyük hakan ata tanrı kulaklarını tıkar. o çağda dünya bozuur; yer ve insan nesli mahvolur. tepeler çalkalanır, demir üzenginin dibi delinir. çuvaldızın deliği bozulur. insan kara böcek gibi kanatlanır. gözlerine kan dolar. kara su kanla karışık akar, yer uğuldar, dağlar sallanır, dibi görünür, yerin altı üstüne gelir; yosunlar öğütülüp kül olur. gök sallanıp deliği açılır, deniz dalgalanıp dibi görünür. deniz dibinden dokuz parça kara taş çıkar, dokuz taş dokuz yerinden yarılır. her taştan dokuz çemberli, dokuz sandık çıkar.her sandıktan demir atlı dokuz savaşçı çıkar. bu kişilerden ikisi başkan olur. bunların bindikleri atlar vuruşkan ulu sarı olur. ön ayakları kılıçlı, kuyrukları kamalı olur. ağaca rastlarsa ağacı keser, canlıya çarparsa canlıyı mahveder. il güne rahat olmaz. ay ve güneş aydınlık vermez, ışıksız olur. ağaçlar kökünden kopar, baba çocuğundan ayrılır. bitkiler mahvolur, nesli kurur, analar dul kalır. yerde kongül denilen bir zehirli ot biter, kökünden sarı çekirge çıkar, hayvanlara çarpsa hayvanların, insanlara çarpsa insanların kanını sömürür.
    ...işte o zaman kalgançı çak olur.
  • eski türklerde, kıyamet gününe, kalkancı çak (kalacak çağ) denirdi.

    bu inanışa göre, insanların yeryüzündeki sayılarının azalacağı bir zaman gelecek, o zaman kötülük dünyayı saracak, cehennemin sahibi olan erlik yeryüzüne yaklaşacak, tanrı ülgen unutulacak, iyi ruhlarla şer ruhlar savaşa tutuşacak, en sonunda da ülgen tek başına kalacak ve mahşeri başlatacaktı.

    uluğ gün de denilen dünyanın sonu anlayışı, hayatın dönüşümü fikriyle de yakından ilgilidir çünkü kıyametten sonra gelecek olan yaratılış, her zaman yeniden başlangıç ve yenilenme olacaktır. işte bu yenilenmenin bir aşaması da kaostan evrene geçiş anındaki benzer kıyamettir. kıyametin gelişinden sonra ise dünya büsbütün yenilenecektir. o yüzden türk mitolojisinde dünyanın sonu fikri, eskatolojik değil döngüseldir.
    (bkz: eskatoloji/@astro)

    telengitlere ait efsanevi anlatım şöyle der:
    “ahir zaman geldiğinde,
    gökyüzü demir olur,
    yeryüzü bakır (pirinç) olur,
    hanlar birbirine kanıkar (saldırır),
    halklar birbirini kara sanır (kötülük hazırlar),
    katı taş ufalır,
    katı ağaç gevşer (yerinden kopar),
    kişi bir karış kadar (küçük) olur,
    erkek küçük parmak boyu olur,
    erin dizgini kısa olur (yuların bağı),
    ayak başa bey olur,
    baba çocuğunu tanımaz,
    çocuk babayı tanımaz,
    başa bakır çıkar,
    at başı kadar altın bir kap yemeğe durmaz,
    ayağın altından altın çıkar onu alan kişi olmaz.”

    benzer bir efsane altay tatarlan arasında anlatılır. bu varyasyona göre ise ülgen, maytere'yi, tanrıdan korkmayı ve kendilerini değiştirmeyi öğretmek üzere insanlara gönderir; buna kızan şeytan erlik, maytere'ye saldırır; maytere'nin kanı bütün dünyayı kızıla boyar; her tarafı ateş ve alevler kaplar ve bunlar göklere kadar yükselir; o zaman ülgen gelir ve ellerini çırpıp "ey ölüler kalkın ," der, ölüler yerden, denizden, ateşten ya da ölüm geldiğinde bulunduklan yerden çıkarlar, dünyadaki yangın veya ateş erlik'le beraber onun taifesi olan bütün kötü insanları yok eder…

    anadolu'da ay ve güneşle ilgili inanışlar arasında, türklerin dünyanın sonu hakkındaki düşüncelerine açıklık getirebilecek inanışlar da vardır. bu inanışlardan birine göre, bir gün ayla güneş birleşecek dünyayı yakıp kavuracaklardır. o zaman kıyamet kopacaktır.

    bir başka inanışa göre de güneşin batıdan doğduğu gün, sular kabaracak ve her tarafi sular kaplayacaktır. bunun ardından dünyanın üzeri dümdüz olacaktır. (burada da yine yaratılış ile kıyamet günleri arasındaki benzerlik dikkat çekici)

    aslında bütün bu anlatıların ortak noktası, dünyanın sonunun, kainattaki düzenin bozulması sonucunda olacağına dair olan inanış diyebiliriz...

    kaynaklar:
    yaşar çoruhlu - türk mitolojisinin ana hatları
    celal beydili - türk-mitolojisi-ansiklopedik sözlük
  • şamanizm'de kıyamete verilen ad.

    altay şamanistlerinin kabul ettiği bu tabir "kalacak olan çağ" anlamına gelir.
  • türk inancında söylenceler katmanlardan oluşur. sözlü bir kültürün varlığı nedeniyle, kültürel değişimlere paralel olarak söylenceler, efsaneler, mitler de değişim gösterir. ancak genel eğilim, eskiyi atıp yeniyi getirmek yönünde değil, eskinin üzerine yeniyi katmak şeklinde tezahür eder. bu nedenle elimize geçen bir efsane, aslında bir arkeologun toprak katmanları derinleştikçe elde edilen bulgular arasında görülen farklı özellikleri birbiri ile karşılaştırması gibi, titizlikle incelenmelidir.

    daha karmaşık efsanelerde bunu ayırt etmek çok zor olabilir. ancak kıyamet'in türk-altay yorumu olan kalgançı çak'ın türk inanç sistemine sonradan eklendiği kanımca aşikârdır.

    bir de nuh tufanı hikayesi var türk mitolojisinde, ona da başka zaman değiniriz artık.
hesabın var mı? giriş yap