2038 entry daha
  • türkiye'de ortalama 3600 tl alan sözde orta direk tarafından en vahşi ve kural dışı haliyle savunan güruha sahiptir. verdikleri ülke örneklerinin de neredeyse hiçbiri bunu karşılamıyor.
  • felek siken şey.

    bir de kapitalizmi çok biliyor gibi bu eş dost kapitalizmi diyen mallar var.

    bunlar hayatında adam smith vs duymamış ya da okumamıştır.

    adam smith bu kapital sistemin kölelikten daha iyi olduğunu savunur. neden biliyor musunuz?

    birisini köle olarak çalıştırsan ona kalacak yer vermelisin, yiyecek vermelisin der. amma... onu alıp böyle kapitalist sistemde para ile çalıştırınca daha iyi olduğunu söyler. ona azıcık bir para verirsin kalacak yer ve yiyeceği de kendisi bulur. hiçbir şeyiyle ilgilenmezsin, kapital için çok daha kârlı bir düzen diye savunur.

    aynen aynen eş dost kapitalizmi haccıımm yoksa kapitalizm çok hoş bir şey.
  • duygusal olarak sosyalizmi savunan bir insanım. her daim böyle oldu. ancak zaman geçtikçe insanlara olan saygım ve şefkatim azalıyor. bu değerleri yitirmenin yanında kapitalist mantığı daha fazla benimsemeye de başlıyorum. sömüren tarafta olmadığım halde kapitalizmin son derece mantıklı ve insan açgözlülüğüne son derece uygun bir sistem olduğunu düşünüyorum. kapitalizmin var olması da zaten öyle bir iki adamın çıkıp kapitalizm diye bişey buldum süper demesiyle oluşmuş değil. zamanla taşların yerine oturmasından ibaret bir süreç. bu demek değil ki kapitalizm mükemmel bir şey ve her daim savunmalıyız. kapitalizm savunucularından halen nefret ediyorum duygusal olarak.

    kabul etmemiz gereken bir şey var. doğada güçlü olan, güçsüzü yok eder. insanlar için de geçerli bu durum. tamam hümanizm, tamam yasalar, insan hakları vs. eyvallah. ama uzun vadede güçlü olan, güçsüze saldırmasa bile varlığı ile yok edecektir. sosyalizmin çökmesinin sebebi de budur.

    kapitalizm rekabet demektir. yaratıcı yıkım demektir. rekabetin yarattığı hayatta kalma ve kazanma içgüdüsü insana sınırlarını zorlatan ve onu geliştiren şey. tüm dünya tek bir sosyalist ülke olsaydı ve herhangi bir emperyalist düşman olmasaydı ortada, muhtemelen şu an trabanta biniyor olurduk. halen bir telefon etmek için postaneye gitmek zorunda kalırdık.

    devlete ya da komunistlerin deyimiyle işçiye devredilen üretim araçlarını en verimli nasıl kullanacaksınız kapitalizm yani serbest piyasa olmadan?

    komünizmin olduğu ülkelerdeki genel resim yokluktur. herkesin bir kıyafet, gıda ve yaşam alanı istihkakı vardır. çok güzel. askeriyeden farksız. askeriye çok güzel bir örnek olur bu duruma. ben askerde s beden olduğum halde xxl mont verildi bana mesela. yoktu çünkü s beden. 5000 askere 5000 mont gönderilmişti ve küçük geleceğine büyük olsun en azından giysinler diye bir sürü xxl gönderilmişti. bedenleri kesin bir oranla sipariş etmek mümkün değildi. velhasıl mümkün olsa bile tam oturmama durumu vardı değil mi? sonuç olarak ben xxl mont giyip içinde kayboldum. işte komünizmin sorunu da budur. serbest piyasa olmadığı için talep ölçüsünde arz gerçekleşemez asla. bunun için serbest piyasa şarttır.

    serbest piyasa her ihtiyacın en iyisini bilir ve ona göre hareket eder. talebi karşılayamayan her girişim yok olur ve talep ile arz mükemmel bir kesinlikte ve verimlilikte buluşur. hadi dürüst olalım, arz her zaman bir tık daha fazladır ve bu yüzden kapitalizmin genel resmi devasa çöp yığınlarıdır.

    bu yüzdendir ki kapitalizm kolay yoldur insanoğlu için. kolayı seçmek elbette en doğal sonuçtur. bana göre yapılması gereken şey kapitalizmin içine biraz sosyalist doktrinler sıkıştırmak ve karma bir model geliştirmektir. ki bunu her gelişmiş ülke yapıyor. insani gelişmişliği en yüksek ülkelere şu listeden bakınız;
    http://hdr.undp.org/…uman-development-index-ranking

    bu ülkelerin hong kong hariç hiçbirisi salt kapitalist ülke değil. en azından abd'den daha kapitalist değil. ama hiçbirisi sosyalist de değil. çoğunlukla batı avrupa ülkeleri ve iskandinav modelini benimsemiş ülkeler. sosyal demokrasi ülkeleri.

    sanırım hangisi en iyisi sorusunun cevabı da burada yatıyor.
  • adam smith'e dair bütün bilgisi twitterdaki solcu bilgisellerinden ibaret insanların "hocum adam smith köle tutacağınıza üç kuruşa işçi çalıştırın ekmek barınma derdi olmaz siz de kara geçersiniz beyin bedava demiş." diye eleştirdiği sistem.

    ilkokul seviyesindeki okuduğumuzu anladık mı sorularını çözebilen her insan adam smith okuduğu zaman gönüllü takas ile (ben sana emeğimi veriyorum sen de bana ücretimi ver.) kurulan bir iş akdine dayanılarak yapılacak üretimin property niteliğindeki insanlar tarafından zoraki yapılacak üretime kıyasla daha verimli olacağını söylendiğini anlayabilir.

    ancak ne var ki okuduğunuzu anlayabiliyor olsaydınız zaten 2021 yılında kapitalizm bokluyor olmazdınız.
  • çok ilginç kabuller olan başlık.

    "doğada güçlü olan, güçsüzü yok eder."
    her zaman etmez hatta yaşam şartları güçleştikçe dayanışma artar.
    dogada mutualizm diye birşey de var.

    daha detaylı bilgi isteyenle mutual aide bakabilirler.
  • çevreye verilen zarar için (bkz: kuznets eğrisi)
    income per capital arttıkça pollution azalmaktadır. income per capital en yüksek ülkeler ise her ne hikmetse güçlü bir rekabetçi serbest piyasaya sahip ülkelerdir. "yeşil" üretime kaynak ayırabilecek şirketlerin hepsi bu ülkeler içinde yaşam bulmaktadır.

    eğitime sağlığa erişimdeki adaletsizlik için, 1820 - 2021 yılları arasında dünya popülasyonunun yüzde 80'ini aşırı yoksulluktan kurtaran sistem kapitalizmdir.

    ha, bir de suç gibi sonuçlara sahipmiş kapitalizm. dlkgjdflşgfdşgkfd
  • kapitalizmin başarılarından biri de her halde yarattığı bencil, yoz, cahil ve tüketim bağımlısı insanın bunu doğamız zannetmesidir.

    ayılar gibi tek başımıza yaşıyor olsak bir ihtimal bencil olduğumuzu düşünebiliriz.
    kaplanlar gibi "ahanda bu bölge benim" diye sağa sola işesek belki mülkiyetçilik doğamızda var diyebiliriz.
    insan dışındaki tüm hayvanlar gibi anlık ilkel çıkarlarımızın bir adım ötesini düşünemiyor olsak, strateji yeteneğimiz olmasa bu yoz halimiz doğamızda vardır diyebiliriz belki.

    ama gel gör ki bir arada kolektif yaşayan sosyal bir türüz.
    bir arada yaşamanın gereği ve sonucu olarak empati, adalet duygusu, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma gibi güdüleri geliştirmiş bir türüz.

    tam da bu yaşam tarzının sonucunda doğayı dönüştürebildik, daha fazla ürettik, daha fazla insanı bir araya getirip bu dönüştürme ve üretme sürecine dahil edebildik. yani iş bölümü sağladık.
    yani biz bu medeniyeti zannedildiği gibi bencilliğimiz sayesinde falan kurmadık tersine yardımlaşmamız, dayanışmamız gibi güdülerimiz sayesinde kurduk.

    ama bunların ötesinde insan beyninin güdülerden çok sonradan şekillenmesi çok etkili oldu.
    yani bencillik veya paylaşımcılık çok büyük oranda yaşadığımız toplum tarafından şekillenir.

    bugün kapitalizmde yaşayan bencil, aç gözlü, çıkarcı biri olman senin genlerinden gelmiyor kardeşim. kapitalist bir ülke de yaşıyor olmanın sonucu bu.
    mesela iki kuruş eline geçince bunu hemen ev almaya, mülk edinmeye ve geleceğe yatırma çaban senin vizyonsuzluğundan değil gelecek kaygındandır. çünkü gelecek güvencen yok.

    ama buna karşın gelir adaletsizliğinin daha az olduğu kimi avrupa ülkelerinde insanların gezip tozuyor olması onun vizyonun değil gelecek kaygısını senden daha az hissediyor olmasından kaynaklanıyor.

    şimdi hal böyleyken şunu kabul etmek gerekiyor ki kapitalist sistem yapısı gereği sosyalist sisteme göre daha fazla üretim potansiyeline sahiptir. çünkü kapitalist sistem ancak daha fazla üreterek, daha fazla satarak ve daha fazla büyüyerek varlığını devam ettirebilir.
    ama bu demek değil ki daha fazla üretim her zaman senin hayatını daha kaliteli, daha iyi ve daha uzun kılıyor.
    hepimizin de kabul edeceği üzere bu üretim aşkı sana ihtiyacın olmayan şeyleri aldırtma, doğayı talan etme ve bence en önemlisi de seni dini imanı para olan tüketim bağımlısı bir meczup'a çeviriyor.
    o yüzden her sene bir telefon alıp, götten ısıtmalı bir araba için yıllarını verebiliyorsun. buna ihtiyacın olduğunu zannediyorsun ancak kaliteli bir eğitim, iyi bir sağlık, içinde sanat ve/veya bilimin olduğu kaliteli bir hayatı ihtiyaç olarak görmüyorsun.
    kapitalizmin sana koyduğu "başarı hedefleri" peşinde tüm gençliğini ve hatta ömrünü harcıyor çoğu zaman o hedeflerin çok çok gerisinde kalıyorsun. daha kötüsü de bundan dolayı kendini suçlu buluyorsun. bu düzen bunu senin başarıslığın olarak lanse ediyor. çünkü sürekli elon musk, bezos, zukerberg gibi tipler başarı hikayesi gibi lanse ediliyor sana.
    biraz yaş alıp evlenip çocuğun oluncaya kadar eğitim ve sağlık hizmetlerinin ne kadar değerli olduğunu anlayamıyorsun.
    10.000 tl maaş alınca kendini zengin zannediyor ama en dandik özel okula 7-8 bin vermek zorunda kalınca görüyorsun anyayı konyayı.

    işte kardeşim kapitalizmin sana sunduğu ama sosyalizmin sunamadığı sana bu zengin olma umududur.
410 entry daha
hesabın var mı? giriş yap