• gayrisafi milli hasılada herhangi bir artış olmamasına rağmen, tedavüldeki para miktarının fiziki olarak arttırılması olayıdır. devletin merkez bankası eliyle para basarak bunu piyasaya sürmesi eğer piyasadan çekilen aynı miktarda para (yırtılma,eskime sebebiyle) karşılığı veya yapılmış ihracatlar sonucu ülkenin kasasına giren para karşılığı olmuyorsa bollaşan para arzı paranın kıymetini düşürecektir. bir yerde evde kendi kendinize kağıttan para yapıp sonra da "yihuu, ben zengin oldum" demeye benzer. para arzının durumu emisyon hacmi adı verilen değerle takip edilir
  • karşılık beklemeden hayrına para basmaktır, iyilik yapmaktır.
  • merkez bankasi'nin özerk ve hatta özel'le$tirilmesi gerektigi yillardir bagirilir durulur. onun ba$lica nedeni de budur. ba$i siki$an hazine, cart diye imkb'ye tahvil satmasin, tcmb'nin para basmasina neden olmasin deyi, yapilmamasi sevaptir, farzdir.

    niye, nicün? diyenler icin cook kisa özet:

    para teorisi (the quantity theory of money)
    m*v = p*y
    diger degi$kenler (v: paranin dola$im hizi, y: ülkeici üretim, gdp) sabit iken; emisyon miktari (para arzi; m) artarsa, genel fiyat düzeyi (p) de artar. buna da $i$me: "inflation" deniverir.

    (altin, diger degerli maden ederinde) "kar$ilikli para basmak" eskiden var olan bir method oldugundan kelli (bretton woods sistemi birakildi, '71), hemen her para basimi da dogal olarak "kar$iliksizdir". (bkz: bretton woods)
  • yapan amerika olunca, bütün ekonomi teorilerini altüst eden şey.. basar, basar, hiçbişey olmaz.
  • her ne kadar öyle gibi gözükse de aslında olmayan durumdur.

    malum, altın karşılığı kalktığından beri aslında hiçbir paranın karşılığı yok. yani artık paranın değerini arkasında duran başka bir şey değil de kendi arz-talep dengesi ve ekonominin durumu belirliyor. bu anlamda para "karşılıksız" görünmekte. buradaki sorun para kavramında yatmakta. para, klasik olarak karşılığı olan bir şeydi. yani ya kendisi değerli idi (altın, gümüş vb metal paralar) ya da bunların temsili idi (bir yerde saklanan 1 gr altını temsil eden bir belge vb.). yani karşılığı yoksa zaten o şey para değildir. 20.yy'da ayrıntısına girmeyeceğim bir şekilde paranın artık bir karşılığı olması gerekliliği kavramı ortadan kalktı. aslında bu dönemdeki para artık para değildir; borç senedidir. cebinizdeki metal paralar hala para statüsündedir ama kağıt paralar üzeri imzalı bir borç senedidir ve herhangi bir şeyi temsil etmez. birimi olan dolar ya da lira soyut bir kavramdır.

    konuya dönelim.

    dikkatle incelendiğinde görülür ki, modern sistemde aslında para karşılıksız basılmamakta, "borç" olarak yaratılmaktadır. bugün merkez bankaları (mb) para basarken bunu hazineden ya da özel bankalardan aldığı bir "yükümlülük" olarak yaratmaktadır. yani aslında para bir borç senedidir. karşılığı da (eğer ille karşılığı olmasını istiyorsanız) ödenecek borçtur. hala "mb karşılıksız para basıyor" diyen arkadaşlar bu olayı tam farketmemiş ve ekonomik anlayışları merkantilizm ile 19.yy arasında bir yerde kalmış durumdalar. mbler ya da doğrudan ticari bankaların rezerv sistemi içinde yarattığı her kuruşun karşılığı bir yükümlülük hesabı vardır. modern ekonomide parayı yani borcu sadece mb değil başta bankalar olmak üzere tüm finans kuruluşları yaratabilirler.

    örnek:

    düz faizin yıllık %20, enflasyon oranının %10 olduğu bir ekonomi düşünün. sıfır fiyatı 100.000 tl olan bir otomobil almak istediniz ama sizde sadece 50.000 tl var. bir bankaya gidip 50.000 tl kredi (borç) almak istiyorsunuz ve karşılığında 1 yılda 60.000 tl ödemeyi (%20 düz faizle) kabul ediyorsunuz. banka otomobil satıcısı şirketle anlaşır ve size bir kredi hesabı açar. banka, satıcının hesabına +50.000 tl yazar ve sizin kredi hesabına -60.000 tl yazar.

    gördüğünüz gibi, banka sanki yoktan 50.000 tl yaratmıştır ama karşılığında da en az 50.000 tl + faiz (ki bizim örnekte 1 yıl vadeyle 60.000 tl) borç yaratmıştır. yaratılan para borç olarak yaratılmıştır ve yok edilmek durumundadır. siz taksit taksit o borcu ödeyince de adım adım yok olur. yıl sonunda borç olarak yaratılmış olan 50.000 tl ortadan kalkmıştır. geride kalan banka karı görünen +10.000 tl ise 1 yıllık enflasyon kadar alım gücü düşmüştür ve bundan vergi, işletme masrafları, zararların telafisi vb de çıkarılınca bankaya belli bir miktar kar kalır. bu da demektir ki banka 1 yıl sonunda piyasada belli bir miktar para fazlalığına yol açmıştır. bu bankanın net karıdır.

    merkez bankaları da bunun aynısını yapar. devletin hazinesi hep açık verir yani devletin gelirleri giderlerinin altındadır ve bunu kapatmak için borç gereklidir. bunun için hazine, bir tür borç senedi yazar ve mb'ye gider. kabaca "ben 1 yıl sonra şu kadar faizle ödemek üzere şu kadar para istiyorum, bu da senedimdir" der. mb, senedi alır ve parayı basıp verir. hazine maaşları öder, harcamaları yapar. 1 yıl sonra senedin vadesi dolunca hazine ya (varsa) borcunu öder ya da gelen vadeyi ötelemek için yeniden ve yeni bir anlaşma ile senet hazırlar. aslında bu aşama ihale sistemiyle oluyor ama işleyişi kabaca bu şekilde. para burada mb tarafından yoktan yaratılmış gibi gözükse de karşılığı borç senedi olan bir yükümlülük şeklinde yaratılmakta ve zamanı geldiğinde de ortadan kaldırılmaktadır.

    bugünden sonra zaten paranın karşılığı falan olamaz. karşılık olarak belirleyeceğiniz şey dünyadaki toplam para miktarını karşılamaya yetmeyecektir. içinde yaşadığımız ekonomik sistem borç denen bir açık verme sistemi üzerine kuruludur. başka türlü dünya ekonomisi dönemez.

    düzeltme: verilen örnekteki rakamlar değiştirildi ve sadeleştirildi.
  • merkez bankası asli çalışanları tarafından yapıldığında normal yasal bir işlemdir. merkez bankası fahri çalışanları (bkz: #7044843) tarafından yapıldığında yeni ceza yasası madde 197 ye göre 2 ila 12 yıllık bir misafirlik sözkonusudur.
  • arkadaş ciddi ciddi neden para basıp borç ödemiyoruz diye soranlar var. özet geçiyorum, ne kadar ekmek o kadar köftedir olayın özeti ondan. yazının genelinde söyleyeceğim şeyi tek cümleye indirgersem eğer bunun en güzel açıklamasını şöyle yapabilirim. nba 2k15 veya pes oynayanlar bilirler. sizin sıfırdan oyuncu yarattığınız modlarda oynarken para hilesini girerseniz yani piyasada karşılığı olmayan karşılıksız para basarsanız elde ettiğiniz bu para hilesiyle oyuncunuzun tüm özelliklerini full yapıyorsunuz. böylelikle oyuncunuz über star oluyor ve her maçta 5 gol 3 asist yaparak oyundan aldığınız tat azalıyor. ama siz piyasada karşılığı olan hakkınızı aldığınızda ıkına sıkıla elde ettiğiniz paralarla oyuncunuzun belli özelliklerini geliştiriyorsunuz. yani bol keseden saçıp her şeyi bir anda full'e çıkaramıyorsunuz. zamanla diğer özellikleri gelişiyor ve oyundan aldığınız tat artıyor. karşılıksız para basmakta buna benzer işte. siz karşılıksız para bastığınızda belli bir eşikten sonra 2 tlye aldığınız kurşun kalemin fiyatı 250 tlye çıkabilir. nasıl mı?

    şöyle ki: ekonomide toplam 100 tl ve üretilmiş olan 100 adet kalem olsun. bu ekonomide 1 kalem=1 liradır. 100 tl daha para basılsın. yani ekonomi de toplam 200 tl ve hala 100 kalem olsun. bu yeni durumda 1 kalem=2 lira olur. yani ne kadar para basarsan kalemin fiyatı o kadar artar. bu süreç fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışa yani enflasyona sebep olur. para basılmadan önce 2 tl ile 2 kalem alabilirken, para basımı 2 tl'nin satın alma gücünü 1 kaleme düşürmüştür. yani paranın satın alma gücü düşer. nazi dönemi almanya'ya döner odun yerine banknot yakarsın sobada.

    -peki, kalemin satın alınma gücünü kim belirliyor? yani ekonomide 200 tl olsa ve kalemin fiyatını 1 tl?de tutmak ya da tutmamak kimin elinde ya da para basılsa, dövize çevrilse ve ülkeden çıksa nasıl oluyor?

    1-) kalemin satın alma gücünü piyasa dolayısıyla insan alma belirliyor. direkt enflasyon oranıyla alakalı bir durum. yarın hükümet çıksa ve emekli maaşlarını 5ooo tl yapsa ertesi gün o parayı tüm nine ve dedelerimiz çocuk ve torunlarına verir. o torunlarda o paraya gidip son model tabletler, iphone'lar kot pantolonlar alırlar ve piyasada canlılık olur. nereye kadar artık piyasada bulunan ve üretilen pantolonlar, cep telefonları yani arzın talebi karşılayamadığı noktada az bulunan şeyin fiyatı artacağı için bir kot pantolonun fiyatı 2000 tl oldu. bunu kim yapar üreticiler yapar. doğal seleksiyon.

    sizin ülkenizde yıllık 100 liralık mal üretiliyor ve piyasada 100 lira var bu durumda enflasyon olmaz çünkü o kadar değerde mal ve o kadar para var. ama siz piyasaya piyasada 100 liralık mal olduğu halde fazladan 50 lira sürerseniz piyasadaki üreticiler artan talebe kısa sürede üretim yaparak cevap veremeyecekleri için(zaten böyle yapmak işlerine gelir) otomatikman fiyat artırımına giderler.

    2-) bir ülkede merkez bankası özellikle elinde ki rezerv oranıyla orantılı para basabilir. bretton woods olayıyla ilgili bir durum. misal şimdi abd ben dolar basacağım canım istedi dese bile basamaz. çünkü abd merkez bankası %100 özelin elindedir. şu rockefeller ailesi merkez bankası başı olduğu için sadece doları o basabilir. yani o kalemin fiyatını doğal süreçle piyasanın kendisi. pazarda ki elma satıcısından bmw galerisinde ki adam yükseltir. merkez bankası kalpazan gibi gizliden para bassa ve bir gece ansızın bunları piyasaya sürse bile- nasıl ki memur bir adama milli piyangodan para çıksa ve bir haftada adam gidip villalalar, bmw'ler, yatlar alsa ertesi gün devlet duruma el koyup senin maaşın belli gelirin belli nereden akar bu değirmenin suyu deyip hop inceleme başlatır ve vergiyi gömçürür sana. işte merkez bankası da bir gece ansızın para bassa bile o memur kafasıyla parayı piyasaya hemen süremez. devlet basıyor parayı; işçiye, memura, fakire, fukaraya dağıtıyor, iş adamlarına veriyor; para 200 oluyor ne var ki ekonominin gerçek büyüklüğü artmıyor hala 100 ürün var. insanların eline bir sürü para geçince tüketime yöneliyorlar, tüketiyor da tüketiyorlar; 200 kadar ürün ve hizmet satın alabileceklerini düşünüyorlar ama piyasada o kadar yok. öyle olunca ürün talebi artıyor, arz sabit kalıyor; satıcı da salak değil ya elindeki tüm ürünü 2 katı fiyatına satabilecekken zam yapmamazlık yapmıyor. fiyatlar yükselmeye başlıyor, bu yükseliş birim para yarı değerine düşene kadar devam ediyor enflasyon yükselmiş oluyor
  • musa bugün yaşasa, tanrı 10 emri bugün verse; ''musa! çalmayacaksın'ın yanına parantez aç ve para basmak dahil yaz'' derdi.
  • yalınlaştırarak açıklayayım. ben devletim diyelim. diyorum ki artık 1gr altın 1 liraya eşittir. piyasada 10gr altın var. o zaman ben devlet olarak piyasaya altınları toplayıp 10 tane lira vereceğim. millete de “altınlar kasada merak etmeyin, istediğiniz zaman gelip alabilirsiniz” diyorum. eğer zenginleşir de piyasaya 1 gr altın daha gelirse onu da toplayıp 1 lira daha basıyorum. artık piyasada 11 tane lira ve 11 tane gr altın var. bir gün bir söylenti, bir panik çıkıyor ve siz benim evin kapısına toplanıp bana “altınlarımızı ver” diyorsunuz. ben de 11 lira alıp 11 gr altın veriyorum. siz de korkacak bir şey olmadığını anlayıp bir süre sonra tekrar altınları verip liraları alıyorsunuz. sonra ben köyde bana oy verenlerin desteği ile bir çakallık yapıyorum. bana oy veren 3 kişi “hololo hololo” diye sizin (siz de 8 kişi olun mesela) dikkatinizi dağıtıyor. o sırada ben printerla evde lira basıyorum. tam 100 lira basıyorum. ama kasada 11 gr altın var. karşılıksız 100 lira basıyorum. sonra gidip 8 kişinin malını mülkünü o parayla satın alıyoruz. hatta bizim 3 oy verenden 1 tanesi “hololo” numarasını gerçek sanıyor. onun da evini alıyoruz. liraları veriyoruz. köylü bir süre sonra “lan herkeste niye bu kadar lira var” diye uyanmaya başlıyor. köylü kapıya gelip bize altın ver biz lira isteniyoruz diyorlar. kasayı açıyoruz 11 gram var. sizde kaç lira var diye soruyorum. sizde de 111 lira varmış. “oha” diyorum “nereden buldunuz olum o kadar lirayı” diyorum. herkes “alla allah diye kafasını kaçımaya başlıyor”. oradan tek bir kişi çıkıp “lan bu printerdan para basıp bizden tahıl almış o yüzden oldu” falan diyor ama açıklamaları çok teknik olduğu için pek anlaşılamıyor. konu soyut bir konu olduğu için köylü suçlayacak birini de bulamıyor. arada sırada kendi arasında kavga ederek hıncını başka şeylerden çıkarıyor. tabi ki kasada 11 gramı herkes almak istediği için artık 1 gr altın 10 lira falan oluyor. ben de altınları veriyorum. bir süre fiyatlar sabit kalıyor. herkes heralde sorun geçti zannedip bir süre sonra bana gelip 1gr altınını verip 10 lirasını geri alıyor. bu döngü nesiller boyunca devam ediyor.
  • karşılıksız para demek bana göre emeksiz para. yani herhangibir üretim yapmadan, tasarruf yapmadan yaşamak.

    şöyle örnek verelim, maaşınız belli ama siz sürekli maaşınızdan fazlasını harcamaya çalışıyorsunuz. bunu da kredi çekerek yapıyorsunuz. tasarruf etmiyorsunuz, aldıklarınızı hala keyfinize harcıyorsunuz. bir süre sonra kredi çekemez hale geldiğiniz de batarsınız.

    bunu makro ölçekte düşününce, bir devlet kendi parasını tabii ki istediği kadar basabilir. ancak para çoğaldıkça paranın alım gücü düşer. alım gücünü arttıran ise üretim ve tasarruftur. siz para basar ve bunu üretime aktarırsanız (1959 da adnan menderesin kontrolsüz büyümesi) bir süre paranız değersizleşse de (bkz: enflasyon) bir zaman sonra yatırımın dönüşüyle dengeye gelir. tasarruf ile bastığınız parayı da geri toparlarsınız. artık üretim yapan ve para kazandıran bir yapı vardır. basılan para karşılık bulmuştur.

    ama siz sadece basmayı tercih ederseniz karşılığını hiç bir zaman bulmayacak ve gittikçe değersizleşerek "karşılıksız" hale gelecektir.

    edit :

    bir diğer durum ise tasarruf etmeden dedik. insanların tasarrufları nasıl ki birikimleriyse ülkeninde birikimleri vardır. şahsi birikim çok açıldığınızda sizi batmaya karşı korur. bu bir malda olabilir, kasanızda duran bir emtia,hisse senedi de. genel düşüncede para ve paraya dönebilecek herşey.

    yukarıda anlattığım kısıma ek olarak, bir devlet parasının ederini korumak için elinde başka şeylerde olmalı. kasasında güçlü para rezervi (bkz: 128 milyar dolar), ülke temel tüketim mallarının arz/talep dengeleyici kurumlar (bkz: şeker fabrikaları) bu yapıların verdiği güç ile para basarsınız ve kurumların kazancı ile kasanızdaki para ile sürekli olarak piyasayı dengede tutarsınız. birisi bir gün elinde bir avuç parayla gelse karşılığını kasanızdan ya da kazancınızdan ödersiniz. ancak bu rezervleriniz yoksa, o paranın karşılığı yoktur.

    çok fazla kafa karıştırmadan karşılıksız para budur.
hesabın var mı? giriş yap