• ben bunu yapıyorum. bana yapılınca da teşekkür ediyorum. hoş bir davranış bence.
    ancak bir kaç defa benden az ürünleri oldukları için bana bir şey söylemeden önüme geçenler oldu. sanırım bunu kendilerinde hak gördüler. bu terbiyesizlik cidden.
  • genç yaşlı her zaman yaptığım şey. insanları anlık da olsa mutlu etmek güzel.

    bir de mutluluk harici bir durum da var. sen almışsın bir araba malzeme, başkası arkanda duruyor 1 tane ürün var.

    salak mısınız kardeşim, adamı al öne geçsin gitsin. herşey nezaket değil. mutlu etmek gibi bir amaç da olmayabilir. hayatı az kolaylaştırın lan. bu kadar mal olmayın. basitleştirin, sadeleştirin.

    yukarda bazı sığırlar geçnse beklesin, iki şişe su için markete mi girilir falan yazmışlar. adamlardaki kapasite bu kadar.

    edit. aklıma geldi. gülümseyerek yazıyorum şu an. geçenlerde a101de kasadayım. ya bir ya da iki parça ürün var elimde. önümde bir kadın bekliyorum. sonra arkama ufak bir çocuk geldi. bir tane dondurma almış sadece. tutuyor. diğer elinde de para. baktım bi, sabırsız. bi ayağını diğerinin üstüne atıyor. bi paraya bakıyor bi dondurmaya. suratında şaşkın bi ifade. hissediyorum dondurma erimeye başlamadan ödese de açıp yemeye başlasa. bakıp duruyor kasaya. ben de bi tuvalet kağıdı mı ne almışım. gel sen geç dedim çocuğa. şaşırdı. muhtemelen başkası olsa çocuk diye sallamazdı. kimse görmezdi bile o çucuğu, önüne dahi geçerlerdi. aksine çocuk olduğu için yapmak gerekiyor aslında. o suratını unutmuyorum. çocuk masumluğu çok farklı birşey.

    edit. imla.
  • bunun iznini almak için sadece en öndeki kişiden rica etmek ayrı saçmalık, en öndekinin de arkadakilere sormadan izin vermesi ayrı saçmalıktır.

    sırada 7 kişi var mesela, gidip en öndekinden rica ediyorlar. diğer 6 kişinin önüne geçmiş olmuyor musun bre nazik ve iyilik sever insan.
  • (bkz: az bilinen görgü kuralları)'ndan bir tanesidir.

    dolu bir alışveriş arabasıyla kuyrukta beklerken şöyle bir yanınıza, arkanıza bakın. zor değil. elinde bir iki parça ürünle boynu bükük bakan ve (bkz: şey benimkiler az da hemen ödesem olmaz mı) bile diyemeyen o nahif, mahçup tipi gördünüz mü? heh işte ona bi seslenin, sıranızı teklif edin. ödesin geçsin gitsin.

    zaten siz teklif ettiğinizde bi şaşıracaktır, pek kalmadı böyle insanlar toplumda malum. ama iyilik bulaşıcıdır. ve medeniyet, kendinden başkalarının da iyiliğini önemseyen insanların omuzlarında yükselecektir.

    10 dk bekletmeyin lan işte bizi 2 şişe su için orada *
  • sormalarına izin vermeden ben teklif ederim buyrun siz geçin diye, aynı şeyi kendim beklediğimde ise babayı alıyorum genelde.
  • medeniyettir.
  • saçma sapan adetlerden biri. yazıldığı gibi sadece en öndekinden izin alınması saçmalıkken, senin 1 parça ürünün varsa benim de 2 parça ürünüm var. diğerinin 3. isteyen sırasını verebilir ama öne geçmek için izin istemek gerçekten çok gereksiz.

    sırada iki kişiyizdir. benim alışveriş arabası doludur. arkamda elinde suyla bekleyen birisi vardır. buyurun siz öne geçin derim. diğer durumların tamamında gereksiz.

    ülkemiz fırsatçı insan dolu gerçekten. bu fırsatçılıklarını da iyi niyetli insanları kullanarak bu konuda da gösteriyorlar.
  • bayramda şahitlik ettiğim bir olayı anlatmak istiyorum.

    kıyma cektirmek için kasaba gittim.önümde 3 kişi vardı.sirama geçtim bekliyorum.
    kasap muhtemelen hayvan kesimine gittiği için kıyma çekme işini iki tane salak kız yapıyor.

    beklerken dışarıdan laz bir kadın geldi."gomsular benum azelem var onden cekturum mu?" dedi.

    sırada bekleyenler "çektir abla çektir" dediler.kadin da "ama hakinizi helel edun hee"dedi.
    herkes helal olsun dedi ben demedim.

    kıyma çekme işi bitti.salak kizlardan biri laz kadına"abla şu poşeti aç ben içine koyim kıymayı"dedi.
    kadın poşeti açtı poşet alt kısmından zayıfmış,kız kıymayı koyerken poşet alttan patladı ve 15 kg kıyma yere döküldü.
    o iki salak kızın tuvalete girip çıkıp o pis ayaklarıyla gezdiği alana saçıldı kıymalar.kadın yerden toplayıp gitti.

    öncelik verilirse teşekkür edip geçin.ama verilmezse 1 adet ürününüz önünde 1 sepet ürün varsa bile öncelik istemeyin.
    sıra vermek ne kadar incelikse,istemek de o kadar kabalıktır bence.
  • özellikle yalnız yaşayan, ayakta bastonla bile zor duran, onların alışverişini yapacak kimsesi olmayan yaşlılarımız için çok ince ve yaşlılarımıza dünyaları verebilecek bir davranış.

    biraz empati yapalım:

    oldukça yaşlısınız, yalnız yaşıyorsunuz, sizin alışverişinize yardım edecek kimseniz yok. bel/ayak/diz ya da hepsinin ağrımasından şikayetçisiniz. koskoca markete sadece bir/birkaç ürün almaya gelmişsiniz.

    kasalara kendinizi güçlükle attıktan sonra bir bakıyorsunuz, öndeki market arabası ağzına kadar dolu. ama siz ayakta zor duruyorsunuz. nasıl bekleyeceksiniz? önünüzdeki insan "teyzeciğim/amcacığım, buyur sen geç. zaten çok az ürünün varmış." dese o an çok mutlu olmaz mıydınız?

    evet, itiraf edin olurdunuz. beklemenize gerek kalmayacak, eve gidip markette daha fazla ayakta durmak ile cebelleşmeyeceksiniz.

    lütfen insanlara size davranılmasını istediğiniz gibi davranın. az ürünü olan insan da olabilirsiniz, çok ürünü olan insan da. önemli olan sadece biraz empati. eğer bizi kurtaracaksa empati kurtaracak.
  • küçük çocuk bile sabrediyor 5 dakika çişini tutabiliyor.
    bitmedi sizin bu mağduriyetiniz, 5 dakika yüzünden kuralları esnetme, durmadan birinden bir şey isteme, düzeni bozma sevdanız.
    elimde tek bir ürün olsa bile hiç kimseden sıra vermesini beklemem. hiç kimseye de sıra vermem. 5 dakika yüzünden de buna tamah edeni çişini tutamayan çocuk gibi görürüm. kırmızı ışıkta gece araba yoksa bile geçmem, metroda inenleri beklerim, otobüste hamile biri yoksa yer vermem. otobüste cam kenarına oturmak isteyene yerimi vermem. çöpümü 2 saat bile elimde taşısam yere atmam. trafik sıkışıksa bile emniyet şeridinden gitmeye çalışmam.

    bu tür hareketler bana eminönü’ndeki baklava izdihamını hatırlatıyor. bu konuda acımasızlıkları ve kurallara uymaları sebebiyle almanları takdir ederim.
hesabın var mı? giriş yap