• bugün bimden aldığım ve üzerine ilkkez 28 yaşımda bindiğim alettir. ben bunun için doğmuşum dedirtmiştir.
  • bugun bir spor dali olarak kabul gorup neredeyse milyon dolarlik sponsorluk anlasmalari yapilip, kendisine ait bir moda akimini olusturmus olsa da uzun yillar toplum icerisinde alt kultur olarak gorulen los angeles cikisli spor dali ve yasam bicimi. kaykay denilen tahtanin uzerinde durmak dahi saatlerce suren bir cabanin sonucu oldugundan iyi kaymak buyuk marifet ister. butun alt kulturler gibi kendi icerisinde cesitli sosyal dinamikleri olup yine alt kultur olarak kabul edilen baska sanat ve spor dallarina baglidir, beraberinde onlari da getirir.
    bizde ise kaykay hadisesi biraz zordur. butun yollar amerikan sehirlerindeki gibi genis, ferah ve asfalt olmadigindan atlamak, cesitli figurler yapmak cok zordur. ayrica pahali bir seydir kaykay denilen nesne. amerika ve avrupa'nin bazi ulkelerinde alt kultur olarak kabul edilirken bizde yesilkoy, yesilyurt, nisantasi gibi zengin semti veletlerinin mahalle tarafindan anlasilmaz oyunu hatta bir nevi ust kultur olarak gorulur.

    (bkz: alt kultur)
    (bkz: graffiti)
    (bkz: dogtown)
    (bkz: z boys)
  • san francisco'da gayet ulasim araci olarak kullanilmaktadir kendisi. sayfiye yerlerinde falan da degil, baya bildigin sehir icinde. sadece gencler tarafindan da degil, yasli bir cinli bile gordum kaykayli. ilginc..
  • (bkz: meclis parkı)
  • heves yapıp kısa bi sürede edindiğim, fakat daha sonradan vakit ayıramadığım için rüzgarda kapı çarpmasın diye önüne koyduğum alet.
  • ters çevirip dizlerinizin üzerine koyduğunuzda joint sarmak için kullanılabildiğine şahit olduğum ulaşım aracı. sonra düşündüm, aynı şekilde üzerinde hamur da açılır, yemek yenir, jenga oynanır falan. çok kullanışlı bir alet bu kaykay.

    http://on.fb.me/j2b1i1
  • istanbul caddelerinde kullanıldığında günlük temel adrenalin gereksiniminin büyük bir kısmını karşılamak gibi yan menfaatler içeren en bi portatif ulaşım gereci. halkın ufo geçiyormuşçasına verdiği tepkilerle çekilen dikkat coollardan coolmuşsun abi tadı yakalamaya yarasa da en ufak bir düşme ya da düşeyazma durumunda aynen maymuna evrilme riski de göze alınmalıdır. toplu taşımacılık olarak kullanılabilirliği de tarafımızdan test edilmiş ve işbu projenin anında rafa kaldırılmasına karar verilmiştir.
  • türkiye'de kullanılamayan meret, parkur'u geçtim düz yol bile zor bulunuyor.
  • öğrenmenin yaşı yoktur diyip 30 yaşında bir anlık gazla öğrendiğim keyifli spor.

    sandığımdan çok çabuk ilerledim. trick mrick falan yapmıyorum tabii ama kaldırımda, yolda, parklarda vs. süzülmek cidden çok eğlenceli.

    öğrenmek isteyenler için tek tavsiyem ilk önce çimde başlayın. kaykay çimde pek oynamadığı için "basic"leri orada daha kolay kavrayabiliyorsunuz - mesela kaykaya binip inmeyi, üstünde dengeli bir şekilde durabilmeyi, tek ayağımla push yapmayı vs. ilk önce orada öğrendim ben. sonradan yavaş yavaş kaldırıma geçtim.

    onun dışında; bana ilk başta elimi ayağımı nereye koyacağımı, nasıl inip bineceğimi vs. hep kardeşim öğretti, ama az önce wikihow'a bir göz attım da, aşağı yukarı şu adımları takip ettik. bir göz atmanızı tavsiye ederim (uzun uzun okumanıza gerek yok. giflere baksanız yeterlidir diye düşünüyorum).

    neyse, uzun lafın kısası, bir kaç denemeye kaptım. ama genel olarak "balance"'ım iyidir. belki onun da bir faydası olmuştur (mesela ergenliğimde patenle haşır neşirdim - çocukluğumda cimnastik yaptım - 20lerimde de yoga ile vs. uğraştım, ve genel olarak kendimi bildim bileli otobüste tutunmadan gitmekten büyük bir keyif alırım, eheh).

    not: kaykayımın modeli d-street cruiser.
  • geçenlerde dew tour'u seyrederken yorumcunun söylediği bir laf dikkatimi çekmişti: "bu çocukların * hiçbiri aşırı kilolu değil." o zamandan beri dikkat ediyorum, ne yarışmalarda ne de kısa video/kliplerdeki kaykaycı gençler şişman değiller.
hesabın var mı? giriş yap