• "kazanova'nın "kurşunlu zindan"dan kaçışını biliyor musun? eminim biliyorsundur. kitapta hapis hayatının en korkunç yönleri kısa ve öz olarak anlatılmaktadır: aşağıda mahzende karanlıkta, her tarafın nemle kaplandığı su birikintisinin içinde, dar bir tahta parçasının üzerinde iki büklüm haldeyken suyun seviyesi tahtaya ulaşır, hatta gelgitle daha da taşar, ama en kötüsü vahşi lağım fareleridir*, geceleri kulak tırmalayan çığlıkları, çekmeleri, ısırmaları ve kemirmeleri (mahkum ekmeğini kaptırmamak için de onlarla savaşmak zorundadır herhalde) ve belki de en kötüsü mahkumun güçsüzleşerek tahtadan düşmesini sabırsızlıkla beklemeleridir." franz kafka - briefe an milena

    (bkz: giacomo casanova), le mythe de sisyphe/@ibisile
  • friedrich dürrenmatt’ın kısa romanı die panne’den ırmak bahçeci tarafından uyarlanan taze bakırköy belediye tiyatroları oyunu. tek perde ve yaklaşık 75 dakikalık oyunda, modern görünümlü kapitalist şehirlerdeki “vahşi yaşamda” ne kadar masum kalınabileceği irdeleniyor.

    başarılı bir iş adamının iş seyahatinde arabasının bozulması sonucu sığındığı taşra evinde, emekli hukuk insanlarından oluşan kasaba sakinleriyle garip bir oyuna katılmasıyla başlayan eser büyük bir yüzleşmeye varıyor. emekli hakim olan ev sahibi sakin taşra günlerini renklendirmek için emekli avukat, emekli savcı ve emekli cellat (ek iş olarak yazmanlık yapıyor) olan yakın arkadaşları ile eski günleri yad ederek kendi mahkemelerinde adalet dağıtırlar. aslında yargılanan bireylerden ziyade bizzat toplum ve kapitalist düzenin kendisidir. çünkü bu düzene kapılan kimsenin “temiz” kalma ihtimali yoktur. insanın bilinçaltında şekillenen düşüncelerin, elini kana bulamadan cinayete bile varabileceğini gösteren oyunda çok kuvvetli bir gerilim var. oldukça sert göndermeler ve iğneleyici sahneleme tarzıyla sıkı duruşlu bir oyun.

    ışık yönetimi ve müzikle gerilimi sürekli desteklenen oyunun görselliği de çarpıcı. farklı sahne kullanımına rağmen yer yer gotik tablolar tadında anlık kareler oluşuyor. oyunculuklar son derece uyumlu. su gibi akan ve rahatça paslaşan bir ekip var. özellikle hakim-savcı -avukat (faruk üstün-hüseyin emre koç-burak dur) üçlüsü müthişler.

    tek itirazım oyunun finali. bu haliyle de çarpıcı olmakla birlikte mumun üflendiği sahnede ışıklar da sönse ve oyun orada bitse müthiş bir mizansen olurdu.
  • playboyların atasıdır. atamdır.
  • şort'un, avrupa müzik etiketiyle yayınlanan tekli çalışması.

    söz & müzik: emir beşok, ilker aydın
    düzenleme: şort

    mix & mastering: ilker devecioğlu
    yorumcu: ilker aydın

    kürşat köyceğiz imzalı klibi buradan izlemek mümkün.

    şarkının sözleri ise şu şekilde:

    “herkesten uzak dur, benimsen benimsin
    kıskanç biri olmam ama sen aynı değilsin
    yaklaş biraz daha, kulaklar delinsin
    buldum seni salmam, değişmem bilirsin

    niyetimi bozdum bak, yaka paça yollardan
    gemileri aştım geldim, yine benim ol baştan
    yarına kalır acı dönmezsen
    ölürüm seni bide görmezsem
    yatağına girmezsem
    o geceyi sana dar etmezsem”
  • bakırköy belediye tiyatroları bünyesinde, emrah eren yönetmenliğinde, çeviri ve uyarlanmasını ise ırmak bahçeci'nin yaptığı harikulade bir oyundur.

    oyunun hareket düzeni, başlangıç aşaması ve finale doğru işlenilen konunun yer yer yükselmesi, arada ritminin hafifletilemesi, asıl temanın drama yapısına iyice yedirilmesi seyir zevkini çok güçlendirdi.

    adalet, suç, haklı olmak, yargılama, düşünce suçları, para kazanmak ile yapılan yolların neticesine dair zihin açıcı bakış açıları ve mizahın daima dahil edilmesiyle bir oyundan fazlası olduğunu hissettirdi.

    emekliye ayrılmış bir adalet(?) neler yapılabilir, diye başlayan bir fikir kaynağında, tesadüflerin olduğu yerde art niyet bulmak kolaydır. bütün hayatlar aynıysa neden suç ve suçlu başkalaşıp umulmadık yerlerden birden çıkar.

    hayat istediklerimizi almamız için durmadan bir gıdıklama yapıp durur, bazen gıdıklanma çok tehlikeli oluyor, küçük zevkleri büyük suçlara döndürür.

    genel olarak ise 4/5 alacak bir oyundur, oyunculuklar da gayet güzeldir.
  • tarihi bir karakterin, mecazen; çapkın, zampara veya baştan çıkarıcı anlamlarında kullanılan soyismi.
  • connie francis'in bir valentino adlı şarkısının, rana alagöz tarafından söylenen türkçe versiyonunun adı:
    connie francis - valentino

    rana alagöz - kazanova

    şarkının sözleri:
    "inanma aldanma sakın ona
    çünkü onun adı kazanova
    inanma aldanma sakın ona
    çok pişman olursun aşkın sonunda
    o kazanova hiç güven olmaz ona
    o kazanova söz verir gelmez sana

    belki çok zengindir yakışıklı
    belki o biraz da çapkın bakışlı
    seviyor zanneder ona gidersen

    dönersin bir gün gözleri yaşlı
    o kazanova hiç güven olmaz ona
    o kazanova söz verir gelmez sana"
hesabın var mı? giriş yap