• "ulan mı? canın sağolsun.." sözüyle rte'yi yerin dibine sokmuştur..
  • bu vatandasimiz ayrica rte her mersin'e gelisinde gozaltina aliniyormus ki saniyorum rte'nin ayarini bozamasin, havasini kaciramasin deyyu. demokrasi ne guzel sey lan.

    ek: http://www.hurriyet.com.tr/…em/11162110.asp?gid=229
  • her rte mitingi öncesi anasını da alıp emniyete götürülüyor. çünkü o hakkını arıyor, çünkü o insan muamelesi görmek istiyor, koyun değil. yazık ki bu ülkede tepki veren insanlar bu şekilde sindiriliyor, ergenekon uydurmasıyla yaptıkları gibi.
  • binbir tehdit ve tartaklama olayından sonra zorla özür dilediğini açıkladığı televizyon programını izlerken ağlamamak için kendimi zor tuttum. dünyanın en temiz, en dürüst, en saygılı ve düzgün insanlarından biri.

    başbakanın 'adamları' evini basmış, güvenlik görevlileriyle birlikte uyumak zorunda kalmış, "ben haksızım başbakan haklı dersen seni paraya boğarız, sana ihaleler alırız" laflarını bu serzenişiyle elinin tersiyle itmiş bir adam. bütün gazetelerin manşetlerinde, bütün ana haber bültenlerinin ilk sırasında olması gerekirken "karaktersiz ve korkak bir adam" damgası yemiştir.

    inanılmayacak kadar büyük bir utanç kaynağı olan bu olayın da üstü kapandı, ülkede hakkını arayan herkese yapıldığı gibi onun da önü ahlaksızca bir şekilde kesildi. ondan sonra "askeri darbe insan haklarına aykırı"... peh.
  • bir adam kendi hakkını aramak için çok eylem yapmışsa dürüst adam denirdi eskiden.

    tanıdığının işini erken bitirene sahtekar denırdı ayıplanırdı.

    sonra kenan paşa geldi turgut amca geldi.

    tanıdığının işini erken bitirene iyi arkadaş denir, hakkını aramak için çok eylem yapanla dalga geçilir oldu...
    ve biz nasıl bir çamura battık ki temizlenemeyiz bir daha.

    o yüzden gelse kenan paşa derim ki emrinizdeyim paşam. bir milletin üzerinden tankla geçip kişiliksizleştirmek mümkünmüş. ben de askerinizim.
  • anani al git buradan lafina bile tepkisiz kalip,recep tayyip erdogan'a cevap vermeyerek onun seviyesine inmedigi icin yurekten kutladigim insan.
  • "türkiye'nin tüm çiftçileri için kendimi ortaya koydum, başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. ama 2007 seçimlerinde çiftçi beni sırtımdan vurdu. anlamıyorum, neden göremiyorlar, anlamıyorlar. yine de canları sağ olsun." diye dert yandı 5n 1k'da. zamanının ötesinde bir çiftçi diyelim.
  • başbakanla tartışırken gerek kurduğu cümlelerle gerek efendiliği bozmayan tavrıyla takdirimi toplamış vatandaş.

    ne diyon lan artist, al ananı da git gibisinden bir cevap almıştır, o ayrı.
  • mersin'de başbakan recep tayyip erdoğan'a karşı protestosuyla türkiye'nin gündemine girmiş çiftçi. bağırmasına karşın soğukkanlılıkla konuşmuş, başbakanın üslûbu yüzüne çarpmıştır.

    denilebilir ki, ecevit karşısında ahmet çakmak ne ise*, erdoğan karşısında kemal öncel odur.
  • islam propagandasiyla politika yapan bir parti lideri olarak adalet gibi islamin en önemli sütunlarindan birini hice saymis yine basbakan hazretleri. sütun demisken kissadan hisse bir hikaye aktaralim.

    bir rum mimar, tarihi bi eserin sütunlarini kendi insiyatifiyle kesip kisalttigi gerekcesiyle fatih'in huzuruna cikariliyor. fatih'le mimar arasinda su diyalog geciyor:

    - sen mi kestin sütunlari?
    - ben kestim
    - ne maksatla?
    - cok uzundular, eserin estetigini bozuyordu, müdahale ettim
    - kimden emir aldin?
    - sanatimdan
    - kesin bunun elini!

    fatih "sütunlari hangi eliyle kestiyse kesin o elini" diyerek adami huzurundan gönderiyor. eli kesilen mimar kadiya müracat edip padisahtan sikayetci oluyor. kadi sikayetini kabul ediyor ve fatih sultana tebligat gönderip mahkemeye cagiriyor.
    mahkeme günü mimar, kadi, sahitler hep hazir bulunuyor. derken fatih de iceri girip kadiya yakin bi yerlere oturmak icin önlere dogru ilerliyor. kadi kendisini "sen suclu sifatiyla burdasin, mimarin yaninda dikileceksin" diyerek ikaz ediyor. fatih de hic itiraz etmeden kendisine gösterilen yere geciyor. mahkeme bu sekilde görülüyor ve mimarin elinin haksiz yere kesildigine kanaat getiren kadi, ceza olarak sultanin da elinin kesilmesine hükmediyor.
    duruma sasiran rum mimar "benim elime karsilik padisahin eli mi? bu kadar agir ceza beklemedim. benim gibi milyon tanesini daha analar dogurur ama bi fatih daha gelmez" diyerek cezaya itiraz ediyor. kadi islamin uygun gördügü ceza budur, eli kesilecek diye yineliyor. mimar "el kesmeye hacet yok, onun yerine benim aylik nafakami karsilasin raziyim" diyor. "elim olmadan calisamam, o yüzden bana maas baglansin" diye talepte bulunuyor. kadi da bunu uygun görerek cezayi para cezasina ceviriyor.
    fatih bunun üzerine devlet hazinesinden kendisine aylik "su su kadar altin ödensin" diye teblig ediyor. fakat kadi buna da itiraz ederek "devlet hazinesinden olmaz fatih, kabahatli sensin. bunun parasini millet ödeyecek degil. kendi servetinden tahsis edeceksin" diyor. fatih bunu da kabul ediyor ve kendi cebinden mimara aylik nafaka ayirmayi taahhüt ediyor. rum mimarla sarilip helallesiyorlar ve dava sonlaniyor. adalet o gün orada yerini buluyor
hesabın var mı? giriş yap