• geçen taksim'de buluşacaktık, gecikti. sonra öğrendik tabii, huyu buymuş adamın, her yere gecikiyor. ağaç oldum burger king'in önünde. kızlar güzeldi bereket, biraz onlara falan baktım.
  • hakkinda star gazetesi tarafindan, fenerbahce' ye transfer olduktan sonra kulubun tahsis ettigi tarabya daki evine atifta bulunularak; andersson sosyeteye kennethlendi haberi yayinlanmis futbolcu. (bkz: star gazetesi tadinda manset atmak)
  • geçtiğimiz günlerde fenerbahçe tesislerini ziyaret etmiş kendisi. severiz, hoşgelmiş ama haberde "eski takım arkadaşlarını görmeye gelen andersson.." diye bir cümle duyunca irkildim.

    kendisinin oynadığı günden kadroda kalan sadece semih şentürk var. diğer arkadaşlarından kastı neydi haberin merak ediyorum. bu arada futbolculuğu da iyiydi. 2000-2001 sezonunda bir ara çatlak ayakla oynadığı ortaya çıkmıştı. sanıyorum o maçlardan birinde kocaeli defansını darmadağın etmiş, bir de gol atmıştı.
  • 2000-01 sezonunun başında fenerbahçe'ye gelmek istemeyen kenneth anderson fenerbahçe'nin bu transferden vazgeçmesi için astronomik bir para istemiş ama fenerbahçe'nin okey veririz demesiyle fenerbahçe'li olmuştur. 2 sezon oynadığı fenerbahçe'de 2001-02 sezonu sonunun son maçında jübile yaparak futbol hayatını bitirmiştir. türkiye'de jübile yapan belkide ilk yabancı futbolcudur.
  • çok hatırlanmaz ama kennet nefis frikik atardı. fenerbahçe'deyken revivo, rapaic falan vardı, topun başına geçtiğini pek görmedik. güleryüzlü bi abiydi, soğuk iklim adamı olmasına karşın gayet sıcakkanlıydı. sonrada volkan ballı ile gözlük getirmeye başladı türkiye'ye sanırım. bi fuarda görmüş, sarıp sarmalamıştık. yıllar sonra aynı ilgiyi, aynı tezahüratları, aynı sevgiyi görmek gözlerini doldurmuştu adamın ama gülümsüyordu aynı zamanda. o gün bugündür imrenirim kennet'e. her daim "aynı" sevilmek mümkün değildir pek, bilirim; bu yüzden çokça özenirim kendisine. lan bu entry bu mevzuya nerden geldi gene be..
  • galatasaray'ın hakan şükür'ü baz alınarak fenerbahçeli olmuş futbolcu. yani bir taklit söz konusu. ayrıca bir ara bu futbolcunun "anderson satılsın yerine direk dikilsin" diye bir espriye kurban gitmişliği vardır.
  • bu adam fenerbahçe'ye transfer olmadan önce sormuşlardı; "fener'e hayatta gelmem" demişti. sonra yıllık 4 milyon dolar vermişti fener bu futbolcuya ve paşa paşa gelmişti. o zaman galatasaray'da hakan şükür fırtınası vardı ve oyun onun üzerine kuruluydu. bütün takımlar o model bir takım oluşturmak istiyorlardı. bu yüzden almıştı fenerbahçe bu adamı. hatırlayacaksınız ki beşiktaş'ta aynı mantıkla ersen martin'i getirmişti o dönem.
  • bi göztepe maçında topukla nefis bir gol atmıştı. hava acayip yağmurluydu, sahayı bok götürüyordu, yere düşmüştü falan derken nasıl becermişse becermiş acayip bi gol atmıştı.

    güleryüzlü devin, diyarbakırspor'la oynanan son maçından bi kaç kare fotoğraf ve kısa bir yazı:

    http://hayatimfenerbahce.blogspot.com/…dersson.html

    "her şey için teşekkürler"
  • bu forvet bir bursaspor maçında sakatlanmıştı veya sakatlıktan çıktığı ilk maç bursaspordu. fener 2-0 kazanmıştı ama bu abi acaip goller kaçırdıydı.

    bir pozisyonu hiç unutmam, orta sahanın ortasında kaleciyle karşı karşıya kalıp plaseyle yollamış topu ve top direkten dönmüştü. sanırım ayak serçe parmağı kırıktı.

    bir de bir maçta kornerden gelen topa kale arkası dönükken arkaya aşırmak için kafayla itmişti ve top kaleye girmişti. bu gol için hıncal uluç "adam kaleyi ezbere biliyor,

    görmesine gerek yok gol atmak için" dediydi de çok güldüydük.
  • aynı zamanda fenerbahçe'ye geldiği sezon olan 2000-2001'de ilk yarı boyunca * 10 gol atmış, iyileştikten sonra oynadığı 10 lig maçının hiçbirinde gol atamazken tek golünü kupa finalinde gençlerbirliği maçında kaydetmiştir. 1 sonraki sezon ise ligde ancak 5 gol atarak performansını yarı yarıya düşürmüştür.

    yaşlı futbolcuların sakatlanmaları hem iyileşme sürecini uzatıyor, hem de eski performanslarından uzaklaştırıyor şekilde görüldüğü gibi. sakatlanmasa belki 3 sene daha oynardı fenerbahçe'de. tıpkı pierre van hooijdonk gibi.
hesabın var mı? giriş yap