• 2.11'lik sempatik ve bir o kadar dinamik dev. tony parker, tracy mcgrady, dirk nowitzki yanlarınada ginobili'yi koysalar harika bir beşli olurlar.
  • ilk 4 maç itibariyle istatistik olarak ligin mına koymuş adamdır. efficiency rating olarak ligin zirvesinde otururken ve bunu büyük bir farkla yaparken (ortalaması 39, ondan sonra gelen kobe bryant'ın ise 29.2.. gerisini siz düşünün.) takımını* da tepeye taşımıştır. yalnız başına yapmıyor tabii ki yanında ray allen ve paul pierce gibi iki tane süperstar var ama içindeki basketbol aşkı daha bi diri sanki bu sezon. istatistiklere değil de kazanmaya oynuyor (garnett her zaman kazanmaya oynar ama bu sefer, bu takımla kazanacağına da inanıyor). her maça kazanma hırsıyla çıkıyor, bu da istatistikleri yanında getiriyor.

    bu sezon 23.8 sayı 16.2 rebo 6 asist 2.8 top çalma 1.75 blok ortalamalarıyla oynuyor. bu sayıları % 62 gibi inanılmaz bir saha içi yüzdesiyle* ve % 79 gibi (bir uzun için) oldukça iyi serbest atış yüzdesiyle * yapıyor.

    bu sene yüzüğü her zamankinden çok daha fazla istiyor gibi. hak etmiyor da değil.
  • yeni takımının sadece yıldızı değil, aynı zamanda koçu olmuştur.

    http://www.youtube.com/watch?v=lcyshmww5tq
  • kanal d'nin nba maçlarını yayınlamaya başlamasından beri (ki bildiğin çocuktum o zamanlar) nba'yi manyaklık derecesinde takip eden biri olarak bu adam hakkında yazı yazmak sanki "`savaş ilan edecek devlet başkanın basın açıklamasını yazmak`" gibi ciddiye aldığım bir iş.

    ki kendisi hiç bir zaman en favori oyuncum veya taptığım bir adam olmadı.
    larry bird, scottie pippen, kobe bryant, josh howard, caron butler, jose calderon, sarunas jasikevicius gibi (ki nedenini ben de bilmem "neden bu adamlar?") sevemedim, göremedim hiç bir zaman. ki kariyerine baktığımız zaman ilk 3ü dışında kıyaslanması bile luzumsuzdur. ama olay zaten kariyer veya sayılar olsaydı herkesin en sevdiği adam jordan, russel, chamberlein'den biri olurdu.

    neyse konu dağılmasın..

    garnett'e bu sebeple sevgiden arınmış saygı besliyorum. hatta kobe aşkımı bi kenara itersem duncan'dan sonra en çok saygı duyulması gereken adam budur herhalde ligde.. (şimdi de kobe'nin hakkını yemiş gibi oldum sanırım.. kobe - duncan - garnett diyelim ilk üç için kısaca)
    ne vince carter gibi lastik, ne kobe bryant gibi kafasına koyduğu zaman istediği maçı alabilen, ne tim duncan gibi berbat sayılarla oynarken bile etrafındakileri iyileştirerek takımın kazanmasını sağlayan bi adam değil.. cartervari hayvani smaçları da var, kobe gibi maç almışlığı da, duncan gibi liderlik etmişliği de. ama bunların hiçbirini garnett'e maledemeyiz.
    belki illa sıfatlandırmak gerekirse bu adam basketbol için yaratılmış diyebiliriz.
    fiziksel olarak -lebron james bir numara olmak üzere- bu adam mühendislik harikası veya nba live'da tüm özelliklerini 95+ tuttuğunuz ve kendi adınızı verdiğiniz adamdır diyebiliriz..

    bu sene boston'a geldiğinde 3 superstarın rotasyon darlığında çok bişey yapamayacağını düşünüyordum ki şu an için çok net göt olmuş durumdayım.. bu adamın bi yüzük almasını sonuna kadar istiyorum. charles barkley, patrick ewing gibi yüzüksüz bitirmemesi kariyerini basketbol adına bi kazançtır bence..

    yılların değişmeyen pankartı "garnett 4 mvp", artık "garnett 4 ring" olmalı sanırım...

    son olarak adidas'ın kendisine ürettiği ayakkabıları şöyledir diyeyim...

    http://store.nba.com/…t/index.jsp?productid=2943021
  • biyografi:

    kevin maurice garnett, 19 mayis 1976’da mauldin-güney carolina’da dogdu. kg çocukken birazcik sokakta gezen belali tiplerden de olsa (okulda beyaz bir çocugun bileginin kirildigi bir kavgaya karistigi için tutuklanmisti) genelde vaktinin çogunu idolü magic johnson gibi iyi bir basketbolcu olabilmek için springfield park’ta basketbol oynayarak geçiriyordu. hatta kevin, kendisini basketbola o kadar kaptiriyordu ki yaninda biri olsun ya da olmasin çogu kez gece yarisina kadar parkta kalarak sut atmaktaydi. kevin’in öz babasi o’lewis mccullough da tam anlamiyla bir basketbol delisiydi. kg’nin üvey babasi ise onun basketbol oynamasina pek de sicak bakmiyordu. annesi shirley ırby garnett de çocugunun basketbol gibi “bos isler” ile ugrasacagina oturup ders çalisarak üniversiteye gitmesini arzulamaktaydi. ama kg’nin okul ve derslerle arasi pek iyi degildi. onun tek yapmak istedigi basketbol oynamakti. bu yüzden kevin, herkesten gizli olarak lisesinin basketbol takimi mauldin mavericks’te oynamaya basladi. kevin’in ailesinin ise bundan haberi yoktu. ögrendiklerinde de çoktan is isten geçmis ve garnett maçlara çikmaya baslamisti. artik kevin’in basketbol oynamasinin engellenemeyecegi asikardi. üstelik kevin, bu oyunu gayet de iyi oynuyordu. lisedeki ikinci yilinda kg’nin ünü giderek yayilmaya basladi. garnett’in maçlarini kaçirmak istemeyen insanlar mauldin lisesi’nin salonuna akin ederek onun basketbol sovunu izliyordu. kg, o günlerde basketbol vasitasiyla stephon marbury isminde new york’lu bir genç ile tanisiyor ve ikilinin arasindaki dostluk, kisa zamanda adeta iki kardesin iliskisine dönüsüyordu. kg, güney carolina’da mauldin lisesinde “mr.basketball” seçildikten sonra son sinifta chicago, ıllinois eyaleti’ndeki farragut akademisi’ne geçmek zorunda kalmisti. 1995 sezonunda %66.6 sut yüzdesi ile 25.2 sayi, 17.6 ribaund, 6.7 asist ve 6.5 blok ortalamariyla oynayarak, spektaküler smaçlari ile adini duyuran ama ne yazik ki kötü bir trafik kazasi sonucunda bir lise efsanesi olmaktan öteye gidemeyen ronnie fields (1996’da amerikanin en iyi bes lise oyuncusundan biri olarak seçilmisti) ile birlikte takimini 28-2’lik bir seride sirtlayan oyuncu olurken amerika’nin en yüksek tirajli gazetelerinden usa today tarafindan yilin basketbol oyuncusu olarak seçilirken, parade ve slam dergilerince de amerika’daki en iyi bes lise oyuncusundan biri olarak gösterildi. kevin’in brooklyn’li kankasi steph ise parade tarafindan 1995 yilinin en iyi lise oyuncusu seçilmisti. garnett, springfield'da düzenlenen birinci nike hoop summit turnuvasinda, amerikan genç milli takima davet edildi ve ilk defa amerikan ulusal formasini giydi. yapilan maçta amerikan genç milli takimi, uluslararasi oyunculardan olusan karma takimi zor da olsa 86-77 maglup ederken kg, 10 sayi, 10 ribaund ve 9 blokla triple-double'i kil payi kaçiriyordu. (1999'da kg, porto riko’da düzenlenen amerika kitasi olimpiyat elemelerinde ikinci kez milli formayi giyme sansini yakaladi. kg'li amerikan milli takimi, 11 günde çiktigi 10 maçin 10'unda da galip gelerek altin madalyaya uzanirken, garnett 11.9 sayi, 7.0 ribaund, 1.9 asist, 2.2 blok ve 1.7 top çalma ortalamalari ile gary payton, tim duncan ve jason kidd ile birlikte takima kattigi yüksek enerji ve nefes kesen smaçlariyla seyircilerin begenisini toplamisti) tekrar kg’nin lise son siniftaki son günlerine dönelim. kg, ron mercer, shareef abdur-rahim ve stephon marbury gibi ülkenin en iyi lise oyuncularini karsi karsiya getiren st.louis’deki 1995 mcdonalds all-american maçinda 18 sayi, 11 ribaund, 4 asist ve 3 blok üreterek, most outstanding player ödülünü kucaklarken (1995 mcdonalds all-american maçinda oynayan ve simdi nba’de forma giyen diger oyuncular: kobe bryant, vince carter, paul pierce, chauncey billups, antawn jamison ve robert traylor) ardinda toplam 2533 sayi, 4807 ribaund ve 739 blokluk bir lise kariyeri birakiyordu. normal sartlar altinda kevin garnett çapinda bir oyuncuyu kapmak için çogu ncaa takimi kiyasiya bir yarisa girerdi (kg’nin ncaa’de oynayamiyacagi belli olmadan önce michigan, michigan state, depaul, north carolina ve ıllinois üniversiteleri ile görüstügü söyleniyordu) ama kevin, son sat sinavinda kaldiginda artik koleje kabul edilme ihtimali ortadan kalkmisti. ıste bu yüzden artik sansini nba’de denemeye karar verecekti.

    “kevin hep 2.13’e ulasirsa onu pivot olarak oynatip shaq gibi uzunlarin üzerine salacagimi zannettigi için boyunun birazcik daha uzamasindan ödü kopuyordu. onu 3 numarada oynatip rakiplere kan kusturmak varken hiç pivot oynatacak kadar budala olabilir miyim??” flip saunders *

    kg power forvet mevkisinde oynayan yılan kadar kıvrak,şutör kadar tekniği güçlü,küçük bir çocuk kadar gaz,kömür gibi kara birsepetçidir..azimlidir,süreklli içindeki enerjisini arkadaşlarına aktarıp takımı ateşlemeye çalışır.istatisliklerin a.koymasına,takımı sırtlamasına rağmen timberwolves gibi bir takımı ancak buraya kadar taşıması tamamen takım arkadaşları ve koçlarından kaynaklanmaktadır.ön plana çıkmamasının nedeni liderlik sıfatını taşıyamamasından kaynaklanan garnett hamallık görevini görüp gizli kahramandır.bu adamın maçını izlediğinde dikkatini çekmese bile karşı takımı parçalar her rebounda elini atar ve çok mütevazi bir takım oyunu oynar.nba in en kara ve en zayıf* ve güçlü adamlarındandır.sempatikliğiyle,yardım kampanyalarındaki duyarlılığıyla hep örnek sporcu olan garnett pek bi sevilir
  • takasıyla boston nüfusunun yarısını minnesota'ya getiren adam. (takas tabii taka değil)
  • toplam 2,399,148 oyla nba allstar 2008 seçmelerinde en fazla oyu toplamış basketbolcu.

    onu 2,108,831 oyla lebron james ve 2,004,940 oyla kobe bryant ikilisi izlemiştir..
  • bu sezon parmağına şampiyonluk yüzüğünü takacağına inandığım bitter çikolata renginde hırs küpü power forward.
  • herhangi bir surpriz olmamis ve 07/08 sezonu defensive player of the year odulunu almistir.
hesabın var mı? giriş yap