• akp'nin 81 ilde söylediği-söyleyeceği 2011 seçim propagandası.

    sosyal güvence veren kurumları kar eden bir ülkede sosyal devlet anlayışından bence bahsedilemez. amaç zarar da olmamalı elbette ama ticarethane mantığında ilerleyen sosyal güvenlik kurumları yerine sosyalizasyonu benimsemiş fakat zarar eden ssk'yı bir vatandaş olarak tercih ederim.
  • büyük olasılıkla gerçekten iftiradır. genel müdürün en büyük zararı alımlarda kayırma yapmaktır. bunun incelenmesi de kolaydır. kılıçdaroğlu'nun da zaten hükümetle zıt görüşte olmasından ötürü böyle bir şeye cesaret edebileceğini sanmıyorum direk sallandırırlardı çünkü karşıt görüşlü birisini bulmuşlar hem yolsuzlukların üstüne gidiyoruz teması hem de hep bu chpliler yapıyor bu işleri derlerdi hatta sol görüşlü bile derler atarlardı medyanın önüne.

    ama bir de şu var ki iş kılıçdaroğlu'nu savunmaya gelince "40 yaşında emekliliği getirenler bunun sorumlusudur" diyen chp'lilerin çoğunun, zamanında mezarda emeklilik diye bas bas bağıranlarla aynı kişiler olduğunu düşünüyorum. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu arkadaş. biraz objektif bakabilseniz şu olaylara zaten siyaset çok daha kolay olacak. ayırın holiganizmle siyaseti birbirinden artık. başkası yaparsa kötüdür biz yaparsak iyidirden vazgeçin.
    misal aynı şekilde bu aralar kılıçdaroğlu yok çocuk yapana para yok ev hanımına para ona para buna para vericez diyor bu sefer de akp'liler diyor nerde buluyor o parayı devleti batırır vs, chp'liler yok onun dönüşü var zaten millet harcayacak parayı ekonomi canlanacak vs.lerle geliyor.lan emekli napıyodu parayı puro mu yakıyodu 200tl'lik banknotlarla(ki ayda 5-6 pro anca yakar emekli 200'lük banknotla). diyeceğim o ki hepsi üzerinde düşünülmeden toplumsal faydası hesaplanmadan iktidar hırsıyla yapılan işler. hiç bi politikacının halkın faydasını gözettiği yok.
    sırf bu heykel yıktırma, zamanında menderesin (sonunda idamına sebep olan) kurdurduğu mahkemeler, başbakanlığının sonundaki her liderin başkanlık sistemi istemesi bile iktidar sahiplerinin bi süre sonra firavun sendromuna* girdiklerinin bir göstergesi.

    bu arada zaten ssk'nın kar etmesi de gerekmiyor kar amaçlı bir kuruluş değil halka sağlık hizmeti sosyal hizmet veren bir kurumun kar etmesini niye bekler insanlar onu da anlamıyorum. devletin yapması gereken kar-zarar analizi değil yıllık ne kadar fon ayrılması gerektiğinin hesabıdır. ha bakarsın o kadar fon ayramıyorsun fakir bir ülkesin, emeklilik yaşıyla oynarsın, çalışanlardan kesilen primlerle oynarsın dengelenebilir bir zarar edersin. ama kar etmezsin.
  • sosyal devletin bir gereği olan sosyal sigortalar kurumunun amaçları arasında kar yapıp devlete para kazandırmak değil tam tersi zararına da olsa vatandaşa hizmet sunmak olduğunu bilerek değerlendirilmesi gereken iftira ya da gerçek. bu kurumu incelerken ticari hayatın kar-zarar mantığı ile değil, ''verilen hizmet nedir?'' ve'' ne ölçüde halka ulaşılmış?'' bunun anlaşılması lazım. ssk'ya aktararılan kaynaklar ssk'nın ticari faaliyetlerinden kazandıkları değil, toplanan vergiler ve maaş kesintileri de ne kadar bu kurumu beslemeye yeter orası tartışmalı. ilaç kutularınının eczanelerce kopyalandığı ve bundan gelir elde edildiği üstün sahtekarlığın doruklarına ulaşılmış türkiye'de ssk zarar etmesin de kim etsin? ve hatta ssk'nın zarar etmesi de bütün bu olumsuz şartlar da dikkate alındığında, sosyal olduğunu iddia eden bir devlet için felaket sayılmaz.
  • iftira değil gerçektir. (bkz: gerçekler acıdır)
  • 2009 yerel seçimleri öncesi atv eliyle atılan bir iftira.. başbakanın damadının televizyonu..

    http://www.dailymotion.com/…k-yi-nasil-batirdi_news
  • kesinlikle yanli ve yonlendirilmis bilgidir.

    on not: asagidaki bilgiler akademik bir calisma gibi ifade edilebilecek olup bu yaklasim yerine ozet tanimlar ve yorumlar verilmistir.

    sistem cok ozetle su sekildedir. ssk primleri toplar, emeklilerine dagitir. topladigi prim dagitacagi maastan az ise acik vardir ve gider bunu hazineden alir. en onemli temel gider kalemleri ise emeklilerine verdigi aylik ve saglik giderleridir. emeklilerine verecegi maasta yapilacak pek bir sey yoktur. ancak saglik giderlerinde duzenlemeler yapilabilirdi. herkes biliyor ki bu isler oyle ha deyip tatli cadi gibi burnunu kivirtinca olmuyor. sosyal guvenlik kurumlarinin tek semsiye altinda toplanmasi, saglik giderlerine yapilmasi gereken regulasyonlar ise emin olun bu hukumetin aklina gelmeden once kemal kilicdaroglu zamanina ve oncesine dayanmaktadir.

    gelelim bir diger incelemeye: kurumlarin yuklenmis olduklari sorumluluklari yerine getirebilmeleri icin her daim ellerinde belirli miktarda bir sermaye bulundurmalari gerekmektedir. yukumlulugu karsilama olarak turkceye cevrilebilecek bu kelimenin ingilizcesi solvency'dir. yani ssk orneginde oldugu gibi
    emeklilerine ve diger giderlerine bir miktar para ayirmasi gerekmektedir. bu paraya rezerv denilir.

    soru: boyle bir para ssk'da var miydi?
    cevap: vardi.
    soru: bu para nerede tutulurdu?
    cevap: devlet bankasinda. ozellikle ziraat bankasi'nda
    soru: ne oldu o paraya?
    cevap: kriz donemlerin gecelik repo oranlari yuzde binleri buldugu donemde ziraat bankasinda yillik yuzde birler seviyesinde tutuldu ve devlete aktarildi.
    soru: hangi kriz?
    cevap tansu ciller'in hukumette bir sekilde gorev aldigi tum donemlerde.
    soru: refah-yol gibi mi?
    cevap: sadece refah-yol degil oncesinde de.

    tum bunlari bilipte soylemeyen ve isine geldigi gibi kullanan herkesi cok tebrik ediyorum. siz adamin parasini elinden aliyorsunuz sonrada batirdin ssk'yi diyebiliyorsunuz. bunun islamdaki adinin kul hakki oldugunu saniyorum. musluman oldugunu her daim showa ceviren kimseler ise kul hakkini onemsemezler saniyorum.

    bu yasananlardan cikarilan ders ise sudur: su an devletin emrinde olabilecek cok sicak para vardir. bu paranin adi ise issizlik sigortasi fonunda biriken paradir. gorursunuz su an bir yerlerde bu para konusuluyor. ve bu paralar suyunu cekecek. demedi demeyin.
  • rte'nin türkiyeye yaptıkları yanında lafı edilmemesi gereken iftiralardan sadece bir tanesi.
hesabın var mı? giriş yap