kilo vermek isteyenlere tavsiyeler
-
tavsiyem: her ne yapıyorsanız yapın sürdürülebilir olmasına özen gösterin. zira yapacağınız herhangi bir diyet ve aktivite programı sürdürülebilir olmadığı gerekçesiyle verdiğiniz kiloları tarafınıza iade etmekte gecikmeyecektir.
.
üstnot: 168 cm/52 kg (güncel) - kadın/39 (131 kg'dan geriye...)
hikâyenin özü: rejim yerine beslenme düzenini benimsemek.
benim sırrım: myfitnesspal desteği ile tek öğün, ketojenik beslenme ve aktivite programı.
.
2005 senesine kadar 43 kg, dolayısıyla kemikleri uzaktan sayılan bir kadınken, 2005 senesinde gördüğüm kortizon tedavisi sonucu 119 sonra da 131 kg'a çıktım. tabii salt tedavi değil kiloların sebebi, insanın yedikçe yiyesi geliyor. ben de -açık ki- yedim. o dönem yurtdışında yaşıyordum. bulunduğum ülkede gittiğim diyetisyen, beni "taş devri diyeti"yle tanıştırdı. bu sayede kilo verme serüvenim başladı.
ancak burada en önemli konu bu tür beslenme tarzını "rejim olarak değil", bundan sonraki yaşam sürecinde "beslenme düzeni olarak" ele almak ve kabullenmek. işte kilo korumayı sağlayan bu, sürdürülebilir beslenme hali.
• siz ister taş devri diyeti deyin, ister paleo diyet deyin, ister ketojenik diyet deyin; karbonhidratsız beslenme'nin asıl amacı; şekere dönüşen gıdalardan uzak durmak, kan şekerini yükseltmemek ve dolayısıyla insülin salgısını azaltmak. bununla ilgili birçok veriye internetten zaten ulaşabilirsiniz. benim derdim, bunun yapılabilir olduğunu aktarmakla alakalı... •
- ben, "etçil bir hayvan" olduğumdan, bu beslenme düzenini kabullenmek ve sürdürebilmek benim için herhangi bir sorun teşkil etmedi. hatta son derece de memnun oldum. hatta bir de sizin gibi "etçil bir yandaş hayvan" daha bulabiliyorsanız, değmeyin keyfinize... -
tek öğün meselesini kendimce çok da kafama takmadım, zira kendimi bildim bileli en çok iki öğün yiyor, atıştırmalık namına pek bir yaramazlık yapmıyordum. emin olun her ne kadar öğün yiyorsanız birer birer azaltmaya başladığınızda aslında geri kalan öğünlere ihtiyaç duymadığınızı görüyor olacaksınız.
kadınlar elbette menstrual döngülerinde krizlere girebilirler. ancak emin olun bu dahi zamanla köreliyor. bu dönemlerde ben ne yapıyorum, onu da yazayım... fındık ezmesi yiyorum. evet, evvelce fiskobirlik küçük kavanozlarından gömerken, şimdi hazır ürünler aşırı tatlı geldiğinden evde kendi şeker talebime uygun yaptığım fındık ezmesini tüketiyorum.
günlük aktivite düzeyine de değinmeden geçmeyelim, zira en önemli kısım bana kalırsa burada yatıyor... ben, 7 gün boyunca her gün en az 10000 adım(~6 km)/gün yürüyorum. haftanın 3 günü buna ilave olarak zaman zaman koşarak, zaman zaman yüzerek hiit antrenmanı yapıyorum. hiit yapmadığım haftanın diğer 3 günü de 40 dakika kendi belirlediğim program doğrultusunda pilates yapıyorum. her ne kadar yoğun görünse de, ben, eski bir yüzücü ve basketbol oyuncusu olduğum için mevcut kas yapımı korumak adına bu yoğunluğu tercih ediyorum. sizler de kendi spor geçmişinize göre bir program yaratabilirsiniz.
sizlerle kendi tecrübemi; "bana iyi geleni", sürdürebildiğim beslenme ve aktivite düzenini paylaştım.
.
tavsiyem: her ne yapıyorsanız yapın sürdürülebilir olmasına özen gösterin. zira yapacağınız herhangi bir diyet ve aktivite programı sürdürülebilir olmadığı gerekçesiyle verdiğiniz kiloları tarafınıza iade etmekte gecikmeyecektir. -
o pipinizi sokmadığınız bir bu başlık kalmıştı. sonunda o da oldu.
tevekkeli değil, damacana düzülen memleketin çocuklarıyız.
dip : yeşilinizi yaktığım için özür ama dayanamadım, bu nedir artık ya? -
üstnot: 168 cm/52 kg - kadın/40 (131 kg'dan geriye...) (bkz: kilo vermek isteyenlere tavsiyeler/@the she ronin)(bkz: kilo vermek/@the she ronin)
bugün size sahilden taş topladığım günü anlatmak istiyorum.
"ulan kadına bak, bizim derdimiz ne, kadın 'taş topladım' diyor, 'yanlış başlığa yazdın kadın'" dediğinizi duyar gibiyim. hayır. yanlış başlığa yazmadım. size taş toplatmak istiyorum, o yüzden yazıyorum;
--- spoiler ---
kitap başında kitaptan spoiler veren yazar gibi ben de bir cümle spoil edeyim; ... "ulan manyak dedim kendi kendime, sen senelerce sırtında 70 kilo taşıdın fazladan... neden???" ...
--- spoiler ---
bir ay kadar oluyor. son zamanlarda bulduğum bir küçük motivasyonla bahçeyi düzenlemeye karar verdim. ağaç dipleri için taş toplayarak başlamak istedim. 600 metre yakınımdaki sahile inmeye üşendim başlarda. inanmayacaksınız ama evin karşısındaki araziden birkaç büyük taş toplayarak başladım. topladığım taşların daha güzellerini bulmak umuduyla da sonunda kendimi sahilde buldum.
buraya kadar sorun yok.
sahilde, yuvarlak beyaz taşlar, mermer görünümlü küçük taşlar, son katman süslemeleri derken dananın kuyruğunun koptuğu kısma geldim. ağaç gövdesinin halkası ve ilk katman zemin tabakası için iç tarafa toprağın üzerine yerleştirmem gereken iri taşları ayırmaya başladım. elim büyüklüğünde beyaz yatay taşlar. buldukça bir tarafa ayırıyorum. baktım 20 tane kadar şahane iri taşım oldu. sırt çantama doldurmaya başladım. yaklaşık 5-6 kilo civarı almıştır. tabii 20 tane taşı alamayacağımı anladım. ama bir defada ne kadar götürsem kar mantığıyla ceplerime de birer tane sığdırdım. ellerime de birer tane aldım. oldum mu size 8-9 kiloluk?
600 metre eve kadar bitmek bilmedi. market alış verişi yapsam koymaz o kadar ama taş taşıdığımı biliyorum ya, o beni öldürdü.
bahçeye girdim ve taşları boşalttım. bir anda 9 kiloyu attım üzerimden. kuş gibi hafifledim ve o an aydınlandım. ulan manyak dedim kendi kendime, sen senelerce sırtında 70 kilo taşıdın fazladan... neden???
buraya kadar sabırla okuduysanız; bir sırt çantası alıp sahile inin, sahil olmuyorsa sokaktan bulduğunuz taşları toplamaya başlayın. amaçlı ya da amaçsız. fark etmez. sırtınızda 10 kilo taş taşımış olmanın verdiği hamallıkla bir 500 metre yürüyün. ve taşları boşaltın.
muhteşem bir duygu, göreceksiniz.
şimdi kendinizi getirin gözünüzün önüne. neden boşu boşuna o kiloları taşıyorsunuz? neden onları taşları boşaltır gibi atmıyorsunuz üzerinizden? manyak mısınız, siz? bir de hadi taşlarla ben düzenleme yapacağım, bir amaca hizmet edecekler. e peki ya sizin üzerinizdeki o fazla kilolar? onlar neye hizmet ediyor? şimdi oturup bunu düşünün, ama dediğimi yapmadan aklınız başınıza gelmeyecek. haydi çocuklar taş toplamaya! -
üstnot: 168 cm/52 kg - kadın/40 (131 kg'dan geriye...) (bkz: kilo vermek isteyenlere tavsiyeler/@the she ronin)(bkz: kilo vermek/@the she ronin)
gelen mesajlar ve geçtiğimiz haftanın üzerine-bu defa- market alışverişi ile ilgili yenilikler eklemek istedim. umarım sizin için de yol gösterici olur... bir iki bilindik kuraldan sonra asıl değinmek istediğim noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum, bugün; ihanet suçluluğu ve sağlıksız besinlerin sağlıklı besinler yanında nasıl birer haine dönüştüğü üzerine...
çokça duymuşsunuzdur; ben de market alışverişimi bir liste üzerinden ve mutlaka tokken yapanlardanım. yararını da çok gördüğüme inanıyorum. ek olarak;
• online alışverişi deneyimleyin. markete gitmediğinizde gözünüz daha az dönecek. emin olun.
• alışveriş listenizdeki sağlıklı besinlerle, sağlıksız besinleri ayrı iki sütun halinde yazmayı deneyin. tamamını silmeyi beceremeseniz dahi her defasında bir ürün silin. bir süre sonra kendinizle gurur duyacaksınız. inanın.
• alışveriş listenizdeki ürünlerin tamamı eve geldi. şimdi asıl değinmek istediğim noktaya da geldik;
- sağlıklı neler aldım? örneğin; çilek, hindistan cevizi, soda vb...
- sağlıksız neler aldım? örneğin; cips, çikolata, meyve suyu vb...
hindistan cevizine 7 lira verdim. aldığım aile boyu cipse de öyle. aile boyu cipsi bir oturuşta bitirdim. oysa ki hindistan cevizinin suyunu içip, parçalarına ayırıp, birazını rendeleyip, birazını dilimleyip sakladım ve tercih ettiğim sağlıklı öğünlerimde ve sağlıklı abur cubur alternatiflerinde kullandım.
aldığım cips aldığım hindistan cevizine ihanet ediyor göründü.
çileğe 12 lira verdim. aldığım 120 gr çikolataya da öyle. çikolataları bir oturuşta gömdüm. oysa ki çileğin bir kısmını ayırıp, dilimleyip, arada çıkarıp ağzıma atmak için dondurucuya attım. bir kısmını da iki parçaya bölüp sabah kahvemin yanına meze yaptım. hatta içinden 3-4 tanesini yine sağlıklı abur cubur alternatiflerinde kullandım.
yine aldığım çikolata aldığım çileğe ihanet ediyor göründü.`
6'lı sodaya 5 lira verdim. 1 lt meyve suyuna da öyle. meyve suyunu dolaba gidip gidip kafama diktim. oysa ki her gün sabah kahvemin yanına ya da gün ortasında serinlemek amacıyla bir soda çıkarıp içine yarım limon sıkıp 6 günde ya da günde 2'şerden 3 günde tükettim.
işte yine aldığım meyve suyu aldığım sodaya ihanet ediyor göründü.
zamanla her besine bu gözle bakmaya başladım. tam da bu nedenle özellikle de maliyet açısından benzer bir çok üründen uzaklaştım. eve gelen besinler arasında sağlıksız olanları zamanla almamaya başladım. irademle yapamadığımı ihanet suçluluğuyla çözdüm. -
üstnot: (bkz: sözlük yazarlarının spor aktiviteleri/@the she ronin)
"spor yapmak sürdürülebilir değil" cümlesini okuduğum başlık.
yapmayın, etmeyin valla tükeniyorum. insanların heveslerini kırmayın yahu.
spor da, beslenme şekli de sürdürülebilir olabilir. yalnızca herkes kendi dengesini bulacak. bunun bir formülü, bir hapı yok.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap