• meraklı insanların acı çektiği yer. aynı anda bir sürü kitabı alıp okumak istiyorsunuz ama bunun evrenin her türlü yasasına aykırı olduğunu da biliyorsunuz. raflara bakıp, acı çekerek kitapçı dükkânından çıkıyorsunuz. aklınız ise sizi biraz daha geriden takip ediyor. o hala raflarda gezintide.
  • sanılanın aksine müthiş karlar elde etmeyen dükkandır.

    neden? kitap tedarikçileri adeta vampirdir. 3-5 ay ötelemeli kitap da vermeseler ufak kitapçılar direk yok olacaktır.

    alternatif kazanç: kitapçı aldığınız 20 tllik kitaba indirim istediğinizde yaptığı indirimle o kitaptan 1 tl kazanır. oysa aldığınız 2 tl lik ayraçtan da 1 tl kazanır.
    ayrıca bez çanta, defter, not defteri, kalemler direk %60 veya %50 karlıdır.

    oysa kitaplar üniversite düzeyi kitaplarsa (örn. nobel akademi, pegem, anı, beyan, dergah) %25-35 lere alınırlar.
    romanlar iyi yayınlarda (doğan kitabevi, metis kitabevi, ithaki, can yayınları, iş bankası) %35-45 e kadar gider. bazı çöp yayınevlerinin iskontoları ise %70dir. (örn. maviçatı yayınları)

    kitap nerede satılırsa satılsın bir tedarikçiden alınmışsa aynı para kazanılır. çok sık kitap alan kitapçılara ekstra %3-5 iskonto uygulamak tedarikçilerin huyudur.

    tedarikçiler:

    prefix.com, başarı dağıtım, kida dağıtım, ekip dağıtım, final dağıtım, avrupa dağıtım, punto kitap, pegem dağıtım kitap tedarikçileridir.

    bu tedarikçiler yayınevlerinden %40-70 arasında alır. arada %5-6 bırakıp kitapçılara satar. en büyük parayı yayınevi ve kitapçı alır. süpermarket de alsa birahane de alsa kitapçı da alsa aynı paraya alır. bazı yayınevleri bu tedarikçilere farklı fiyat verir. tedarikçi de kayırmak için farklı fiyat verir. (sebebi cash çalışmaktır. nakit çalışan tedarikçiye yayınevi istediği gibi fiyat verir zarar etmediği sürece. sıcak mangırı herkes sever. kitapyurdu sana %50 indirimle nasıl roman satıyor sanıyorsun? kitapçıların ağzına sıçarak. yayıncılara cash vererek.)

    örn: çağdaş marketler grubu kitaplarını başarıdan %30 ile alıyordur. çünkü az az kitap alır. hafta 1 belki satar. ama hergün 2000 tllik mal alan kitapçı %40 ile alır. bu yayınevine göre de değişir.

    örneğin metis yayınlarını punto dağıtım %39 ile satar. çok almayana genelde %35 ile verir. ama karekök yayınları sınav kitaplarını başarı dağıtım %50 ile satar. yayıncıdan %60 ile alır. örnekler böyle.

    yazar kazancı: üniversite düzeyi teknik kitaplar hariç yazarlar çok fazla para kazanmıyorlar. ağlayarak kitabına 50 tl verdiğiniz oğuz atay'ın varisleri kitap başı 3 tl alırken bazı kitap yazarları kitaplarından 30 kuruş kazanıyorlar.

    özetle: kitapçı günlük 3300 tl ciroda sadece sıfır kitap satmışsa, neredeyse birçoğuna %10 indirim uygulamışsa o günki net karı ortalama bir dükkanda ve 7-8 çalışanda 700 tldir. bu kardan en son kira da çıkarılmalıdır zira kitapçı dediğimiz yer işlek yerde olmalıdır. kirayı ortalama 15.000 alabilirsiniz.

    bu nedenle kitapçıların çoğu alternatif şeylere (plak, sahaf kitap, ayraç, kırtasiye) yönelmiştir.
  • esmahan aykol romanı olanını bu hafta sonu okudum. ana karakteri sevmeden kitabı sevmek çok kolay olmuyor. kati hirşel için kitabın çeşitli sayfalarına aldığım notlar bilge görünümlü cahil, elit görünümlü avam, bir yerde de ne kadar yavşak şeklinde son derece olumsuz olmasına rağmen kitabı sevdim. 4-5 haftadır kitap okumuyordum. okuyup bitirdim. evde varsa diğer esmahan aykol kitaplarını da okurum.

    not: laysamina sen çok yaşa, kati hirşel tam bir ayşe arman ahahaha.
  • kitapçı satılan dükkan.
  • kolay okunuyor, keyifli, sabun köpüğü polisiye.
    sadece düğümün çözüldüğü o kısa sürede jean cristophe grange havası sezdim ki, o en keyifli anıydı kitabın...
    kati hirschel bende de ayşe arman havası uyandırdı genel profiliyle...

    yerli polisiye okumak isteyenlere tavsiye. akıcı bir dili var.

    edit: imla...
  • idaresi dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir.
  • çok kötü kitapları, sırf başladığım için bitirdiğim çok oldu; ama bu sefer olmadı, beceremedim. yavan bir üslup; gereksiz, işlevsiz cümlelerle şişirilmiş bir anlatı. kendine dert edindiği tek konu var, o da alman ve türk toplumları arasındaki kültürel farklılıklar. bu hususta yaptığı tespitleri okumaktan gına geldi, bıraktım.
  • esmahan aykol everest yayinlarindan cikan ilginc bir polisiye, romanin kati'si istanbullu bir alman olarak, türkler ve almanlar hakkindaki hos gozlemleri...okunasi bir kitap
  • en anlı şanlı kalemlerin bile direkt en doğru ve sade hâliyle "kitapçı" yazmak yerine kullandığı tuhaf tanım. bir dergide, hitabetini ve sağlam türkçesini sevdiğim hanım yazarlardan birinin seyahat yazısını okuyordum, gezdiği ülkedeki dükkânları tanıtırken o bile bu hataya düşmüş. korkum o ki "sahafçı" gibi bu kullanım da gitgide galatımeşhur olacak.
  • (bkz: kelepir ev)
hesabın var mı? giriş yap