• aslında kastedilen daha çok romanlarda ve hikâyelerde, yazarların olay akışının yanında verdiği ilginç ve ufuk açıcı bilgilerdir.

    tanımı verdikten sonra biraz daha amacı irdelemek gerekirse, özellikle romanlarda ve hikayelerde, yazarlar bazen olay akışının yanında bazı bilgilere yer verirler ya da kurguladıkları olaylar ufuk açıcı bilgiler üzerinden işlenmektedir. örneğin, dan brown, amin maalouf, umberto eco, iskender pala ya da ahmet ümit gibi yazarlar kitaplarında tarihsel bir çok ilginç bilgi üzerinden kitaplarını kurgularlar. başlıkta ise romanlar ya da hikayeler olarak spesifik bir şekilde bahsetmek yerine kitaplar dememin sebebi ise yazarların ya da araştırmacıların, konuyu irdelerken, ana konunun yanında başka bilgilere de yer vermeleridir. örneğin bernstein’in “tanrılara karşı” kitabını okurken, lloyds şirketinin nasıl kurulduğuna dair de çok beğendiğim bir bilgiyi öğrenmiştim.

    bu başlıkla birlikte amaçladığım şey ise, kitaplardaki beğenilen bilgileri bir araya toplamak ve belki bu sayede, bu yazıları okuyacak kişilerin, ilgisini çeken bilgileri barındıran kitapları okumasını teşvik edebiliriz. inanıyorum ki birçok yazarın katılımıyla da güzel bir arşiv ve bilgi bankası oluşturabiliriz.

    benim ufuk açıcı bulduğum bilgilere gelecek olursak;

    << bazı bölgelerde nüfusun üçte birini öldüren veba, 1300’lerde avrupa’yı silip süpürmüştü. çoğu kişi kara ölüm’e , kurbanların cildi kangren ve deri altındaki kanama yüzünden karardığı için “kara” dendiğine inanırdı ama aslında kara kelimesi, vebanın tüm nüfusa yayılacağı korkusuna bir atıftı. langdon, “uzun gagalı maskeyi, hastalık bulaşan kişileri tedavi ederken vebayı burun deliklerinden uzak tutmak için ortaçağ hekimleri takardı. bugünlerde maskeyi sadece venedik karnavalı’nda kostüm olarak görüyoruz, italya tarihindeki amansız bir dönemi hatırlatan ürkütücü bir anı,” dedi.” >>
    dan brown, cehennem, pg. 62

    << mimari açıdan bazilika kelimesi, avrupa veya batı’da inşa edilen doğu veya bizans tarzı kilise anlamına geliyordu. konstantinopolis’teki (bkz: havariyyun kilisesi)’nin bir taklidi olan san marco’nun öylesine doğulu bir tarzı vardı ki, rehberlerde genellikle, çoğu bizans katedrallerinden dönüştürülmüş türk camilerini görmeye eşdeğer sayılacağı yazardı. >>
    dan brown, cehennem, pg. 462

    << dilbilimciler bugünkü alfabelerin neredeyse tümünün dört bin yıl önce mısırlıların köleleriyle iletişim kurabilmek için buldukları basitleştirilmiş hiyeroglif yazısından türediğine inanmaktadırlar. >>
    noah d. oppenheim david s. kidder, entelektüelin kutsal kitabı, pg. 5

    << çakırkeyif’teki çakır “alaca mavi renk” anlamındaki çakır değil, şarabın asıl türkçe adı olan çakır. >>
    sevan nişanyan, kelimebaz, pg. 5

    << çilingir sofrasındaki çilingir de eskiden “ferforje işi yapan” ya da bugün “kilitçi” anlamına gelen çilingir değil. farsça şilengâr, yani “şölen donatan”. farsça şilen/şilân ve türkçe şölen, ikisi de moğolcadan alınma bir kültür kavramı. >>
    sevan nişanyan, kelimebaz, pg. 5

    << "haşhaşiler"in yani "assassins: katiller"in öyküleri daha da ürkütücüdür. gerçeğin bir diğer yüzü vardır: hasan adamlarını, dinin esasına bağlı anlamına gelen "esasiyun" diye çağırmaktan hoşlanırmış. anlamını kavrayamamış olan gezginlerin bu sözcüğü haşhaşiyun ile karıştırdıkları söylenir. >>
    amin maalouf, semerkant, pg. 104

    << fransızcanın pere, mere, frere, fille'i ve ingilizcenin father, mother, brother, daughter'ı, acemce peder, mader, birader, dohtar'dan geliyordu. hint-avrupa dilleri arasındaki akrabalık, bundan daha iyi betimlenemez. iran müslümanları tanrı'ya "hoda" derler. hoda, ingilizce god ve almanca gott'a, diğer müslümanların dillerindeki allah'tan daha yakındır. >>
    amin maalouf, semerkant, pg. 161

    alt bilgi: kitapların sayfaları kindle sayfa sayılarına göre yazılmıştır. dolayısıyla orijinal sayfalarıyla tutarsızlıklar olabilir. zaten fikir de kindle'daki "my clippings" dosyama göz gezdirirken aklıma gelen bir fikirdi.

    alt bilgi 2: başlıkla ilgili çalışma yaparken, öncelikle aklıma gelen birçok farklı kombinasyonla, olası benzer sayfaları aradım ama bulamadım. belki yoktur belki ben bulamamışımdır.
  • genellikle bilgiler şiir roman vb edebi ürünlerde yer almadığı için beni şaşırmıştır. bilgiyi genellikle tarih, ekonomi vb. bilim-ilim içerikli kitaplarda arıyorum gerisi sadece edebi zevk.
  • babam bana çocukken ne derdi biliyor musun? '' beş doksan sekiz'' .insan vücudundaki bütün kimyasallar şişelenip satılsa bu kadar edermiş.eğer her gün çalışıp kendimi kanıtlamazsam ben de anca bu kadar edermişim.

    (bkz: ölü ozanlar derneği)
  • sting'ciğimin ismini bilbo baggins'in kılıcından, shadowfax'in ise gandalf'ın atından alması
  • kısacası karara varmak için elimizde yalnızca sezgi ve hislerimiz vardır. fikirler, düşüncelerden doğmaz. bilginin asıl fonksiyonu, duygularımızı değiştirmesidir. zihniyet, hissiyata tâbidir..

    murat menteş/korkma ben varım.
  • --- spoiler ---

    '' kötülük ağza girende değil ağızdan çıkandadır. ''
    --- spoiler ---

    (bkz: simyacı)

    (bkz: paulo coelho)
hesabın var mı? giriş yap