• orhan kemal'in baba evi kitabında delibaş ayaklanması olarak anlatılan isyandır.

    şöyle yazmış yazar;

    --- spoiler ---

    birdenbire bir isyan içinde bulduk kendimizi, yahut da bana öyle geldi... keçe külahlı, poturlu insanlar, yerlere kaba kaba basarak konuşuyorlar, "istemezük, biz bu hükümeti istemezük!" diye bağrışıyorlardı.

    soran olursa, kömürcünün oğlu olduğumu söylememi sıkı sıkı tembih etmişlerdi. babaannem, babama ait ne kadar kitap, kağıt, fotoğraf, kılıç, tüfek varsa, daha doğrusu ankara'daki babama ait ne varsa hepsini yatakların pamuklarının içine, tavan arasına saklamıştı.

    alâettin tepesi'nden atılan kurşunların bizim evin üst kat pencere camlarını kırıp ermeni okulu'na , ermeni okulu'ndan atılan kurşunların da gene aynı şekilde, bizim evin üst kat pencerelerinden geçip alâettin tepesi'ne gittiğini söylüyorlardı. okulun pencerelerinde kaba bıyıklı başlar görüyorduk ve bütün gün, bütün gece alt katın merdiven basamaklarında barınıyorduk.

    bir gün işittik ki, asiler, valiyi ahıra bağlamışlar. bir başka gün, alâettin tepesi'ni işgal eden asilerin, bir genç subayı ensesinden kesip annesinin dizine yatırdıkları haberi yayıldı. "şeriat isterük, biz bu gâvur hükümeti istemezük, dinsizleri istemezük, şeriat isterük!"... kapılar kırılıyor, insanlar boğazlanıyordu.

    günler ve günler geçti... "istemezük, istemezük!" sesleri sokaklarda çınladı durdu ve bir gün, çığlık, silah sesi, "istemezük'lerle" yüklü hava içinde "kuvayı milliye" geliyormuş haberi şimşek gibi çaktı. istemezük'ler dindi, kaba postallı ayaklar sokaklarda kaçıştılar, silah sesleri kesildi.

    güneşli bir sabah, ellerimizde mendiller, savcının evi önündeki halkın arasına kardeşimle ben de karıştık. ağızları köpüklü, kuvvetli atların nal sesleri her şeyi örttü. çılgın bir alkış... ihtiyar kadınlar, çocuklar, genç kadınlar, kızlar sevinçten ağıyorlar, kalabalık neşe çığlıkları atıyordu.

    atlılar geçiyordu, atlılar... parlak güneşin altında, kabalakları, kalpakları, koca koca bıyıklarıyla atlılar geçiyordu. sonra "istemezük'ler" ... elleri arkalarından bağlı, poturlu, keçe külahlı, şeriat fedaileri... derken yük arabaları... yük arabalarında, enselerinden kesilmiş, kanlı cesetler... o gün o kadar bağırdım ki, sesim kısıldı, hastalandım.

    --- spoiler ---

    copy paste değil alın teri

    ps: 1920'de ayaklananların torunları bugün nerelerde hep birlikte görüyoruz.
  • konya müdafaa-i hukuk cemiyeti başkanının şehit edildiği ayaklanmadır. (bkz: ali kemali efendi)

    delibaş mehmet'in tellalı şöyle bağırır: ‘’halifenin müttefiki olan ingilizler, pınarbaşı'na doğru geliyorlar! onlarla birlik olup kuva-yı milliyecileri yeneceğiz!’’ (şevki yazman, istiklal savaşı nasıl oldu, s.69)

    konya halkını kışkırtmaya çalışanlar halka derler ki: ‘’kim milliyetçilerle birlikte yunan'a karşı giderse, şer'an kâfirdir.’’ (s.tansel, mondros'tan mudanya'ya, 3.c., s. 127)

    cami kapılarına şöyle yaftalar yapıştırılır:
    ‘’m.kemal'in arkasına düşmek ve emrine itaat etmek, şer'an küfürdür. karısı boş düşer!" (d.arıkoğlu, hatıralarım, s. 195)

    ‘’hürriyet ve itilaf partisi ileri gelenlerinden konyalı zeynelabidin hoca, vahidettin'i ziyaret ederek, 'konya halkının harekât-ı milliyeye katılmadığını, asla katılmayacağını' açıklamış, vahidettin de bu açıklamadan memnun kalmış.’’ (o tarihteki gazetelere dayanarak, k.erdaha, m.m.'de vilayetler ve valiler, s.275)

    27 köyün eşrafının, 28 ekim'de konya'daki ingiliz temsilcisine başvurusu:
    ‘’bizim hükümetimiz zayıf olduğu için milliyetçileri ezemez. milliyetçileri ezmek için ingiliz hükümetinin bize yardım elini uzatmasını talep ediyoruz.’’ (erol ulubelen, ingiliz gizli belgelerinde türkiye, s.206, belgeno.613; belgede 26 köyün adı var; ayrıca b.n.şimşir, ingiliz belgelerinde, 1.c.,s.lxxxıv/259)
  • konya'da delibas ayaklanmasi (2 ekim-l5 kasim 1920)
    konya valisi cemal bey'in zamaninda hazirlanan kötü ortam, bozkir ayaklanmasinin bastirilmasina ragmen yok edilememisti. anadolu'nun yüzyillardir dini ve geleneksel baglariyla padisah'a bagli yasamis olan halki, m. kemal pasa'nin yeni bir savas getiren "ulusal irade" sine baglanmadi. büyük devletlerin kuvveti karsisinda durulamayacagi, bu sebeple direnmenin yarardan çok zarar getirecegi görüsü üstündü. yunan ordusunun anadolu'yu da millicilerin direnisi sebebiyle isgale basladigi, israr edilirse bir gün konya'nin da isgal edilecegi ileri sürülüyordu. propogandalar ve diger yerlerdeki ayaklanmalarin da etkisiyle mayis 1920 de konya'nin pinar köyü'nde ayaklanma hazirliklari yapildigi duyuldu. konya'da birçok kisi tutuklandiysa da m. kemal pasa tarafindan af edilmislerdi bu olaydan sonra aleyhte propogandalar daha da artti. milliyetçilerin ceplerini doldurmaktan baska amaci olmadigi, padisah'in ingilizlerle anlastigi, zaten galiplerin kuvveti karsisinda durmanin olanaksiz oldugunu yayiyorlardi. diger yandan askerligin kaldirildigi ve vergi toplanamayacagini da belirtiyorlardi. bu propagandalar konya yöresini her geçen gün, için için patlamaya hazir bir duruma getiriyordu. bu arada konya'dan bir heyet bati cephesi'ni gezdiler ve dönüste, "kuva-yi milliye'nin köyleri soydugu"nu ileri sürdüler. konya'nm askeri ve mülki yönetiminin dikkatsizligi sonunda, bozkir ayaklanmasinda yakalanamamis olan delibas mehmet, çevresine topladigi 500 asker kaçagi ile 2-3 ekim 1920'de çumra'yi bastilar. vali haydar bey hemen önlem alma yoluna gitti ve askeri yardim istedi. fakat yetersiz askeri kuvvetin fedakarca direnmesi sonuç vermedi ve asiler konya vilayet konagi'ni, postane, jandarma okulu ve askeri lise'yi isgal ettiler. vali ve yeni yöneticiler atadilar. asiler aksehir ve beysehir'de de duruma hakim oldular. bütün konya ve isparta yöresi asilere katildi. olayin önemini gören ankara, konya'ya askerî birlikler yolladi. delibas anlasma yolunu aradiysa da, kabul edilmedi ve 6 ekim'de ulusal kuvvetler konya'ya girdiler. asiler, halife adina savastiklarini söylüyorlardi. fakat ulusal kuvvetlerin karsisinda pespese yenildiler, 16 ekim'de bozkir asilerden temizlendi.delibas mersin üzerinden istanbul'a kaçti. ankara'yi bir kez daha büyük tehlikeye düsüren bu ayaklanma 15 kasim'da tamamen temizlendi. suçlular mahkemelerde cezalandirildilar. daha sonra buraya gelen konya istiklal mahkemesi asil suçlulari cezalandirdi. istiklal mahkemesi ayaklanma ile ilgili hazirladigi raporda, bir iki kaza disinda bütün konya ve yöresinin ayaklanmis oldugunu kabul ediyordu. bunlarin kanunen idami gerektigini, fakat bu kadar agir bir cezanin elebasilarina uygulanmasi gerektigini belirtiyordu. istiklal mahkemesi, suçlari agir olanlarin baskalarina ibret olmasi ve suçun tekrarina engel ve suçlunun hak ettigi cezanin verilmesi görüsüyle, olayla ilgili olanlari üç gruba ayirdi:
    1- zorla ayaklanmaya katilanlar
    2- cahil, kandirilmis ve fikir yönünden etkisi olmayanlara "ilimli" cezalar
    3- kisisel ve mali yönden halka etki eden ve bu yolla ayaklanmayi kiskirtanlarin "siddetli"
    cezalandirilmalarina karar verdi. delibas ise istanbul'da yeni emirler alip konya'ya döndüyse de, yanindakiler tarafindan öldürüldü.

    (bkz: kurtulus savasi yillari ic ayaklanmalari)
  • istanbul'da oturan konyalı zeynelabidin ve kardeşleri, konya ve civarında bir ayaklanma hareketi hazırlamışlardır.

    delibaş adlı bir eşkiya, çoğu asker kaçağı olan 500 kadar silâhlıyı etrafında topladı. asîler, "padişahım çok yaşa" diye bağırarak çumra'dan yola çıktılar. ayaklanma kısa bir süre içinde çumra'dan alanya'ya ; kadar ya,yıldı. asîler konya'yı işgal ettiler.

    konya ayaklanmasının bastırılması işini büyük millet meclisi hükümeti, albay refet bey'e verdi. albay refet emrindeki kuvvetlerle konya'ya girdi. asîler bozkır yönüne kaçtılar. delibaş mehmet güneye kaçarak mersin bölgesindeki fransızlara sığınmışsa da sonradan bir fedai tarafından öldürülmüştür.
    (bkz: copy paste in ustasiyim gozlerinin hastasiyim)
  • konya hakkında kötü bir şeyler ararken haklı çıkaran konudur. sıra malatya'da
  • unutulmaması gereken ihanettir, kurtuluş savaşı dönemindeki iç isyanları etraflıca incelerseniz altında daima bir dinci zırvasını ve 'padişahım çok yaşa', 'allah benim ömrümden alıp seninkine versin ey x' vari söylemlerin olduğu görülebilir.

    (bkz: pontus ayaklanması)
    (bkz: afyon ayaklanması)
    (bkz: yozgat ayaklanması)
    (bkz: milli aşiret isyanı)

    ve daha birçok benzer iç isyan...

    bu başlıktaki bir önceki entry'e bakarsanız bu zihniyetin türklükten epey uzak olduğu rahatlıkla görülebilir.
  • "1920 şubat, nisan, mayıs,
    bolu, düzce, geyve, adapazarı :
    içimizde hilâfet ordusu,
    anzavur isyanları.
    ve aynı sıradan,
    3 ekim konya.
    sabah.
    500 asker kaçağı ve yeşil bayrağıyla delibaş
    girdi şehre.
    alaeddin tepesinde üç gün üç gece hüküm sürdüler.
    ve manavgat istikametlerinde kaçıp
    ölümlerine giderken
    terkilerinde kesilmiş kafalar götürdüler. "

    nazım hikmet
  • 5 mayıs 1920 tarihinde başlamıştır.
  • "delibaş ayaklanması" olarak da bilinir. ayrıca (bkz: refet bele)
hesabın var mı? giriş yap