• çocukken topu beşiktaş civarına kaçanlardan biri daha.

    (bkz: engelle)
  • come to beşiktaş
  • gıda işletmelerinde alet ve ekipmanların dizayn edilmesi ve kurulumunda dikkat edilen noktadır. amaç temizlenmesi zor, kir birikimine olabileceği alanların oluşmamasıdır.
  • roman bitti mi bitmedi mi sorusuna temel oluşturan "romanın gerçeklik algılaması" sorununu çok dert etmiyor, gerçeği zor bularak aramayı sanatın asli sorun ve işi gibi görüyorum. bir de romancının, sanatçının sınıfı ve aidiyeti sorunu var. sanat, tanımı gereği hangi sınıfça (sınıfta) yaratılırsa yaratılsın aynı anda hem sınıfını savunuyor (kolluyor) hem değilini yani (kendinin ve gösterdiği gerçekliğin) aşılmasını savunuyor, işaret ediyor. içten sanat az veya çok beceriyle kendini ve okurunu/alıcısını özgürlüğe götürüyor, yaklaştırıyor, özgürlüğü anımsatıyor. günümüz sınıflaşmaları, katmanlaşmaları yalın değerlendirme ve kodlamaya izin vermiyor sanki. biz amatörler, hatta özelde bütün ekşi sözlük yazarları acaba burjuva aydın/yarı aydını olmaktan ibaret miyiz, yoksa tartılsak daha beter mi çıkarız? daha iyi olasılıkla, zamanımızın çağıyla yüzleşenleri ve temsilcileri olabilir miyiz? kör noktalarımız ve zeminimiz ne acaba? ben neredeyse sadece, ağırlıklı olarak roman okuruyum. kendim yazarken daha çok ilkel, basit yapılı ve anısal duyarlılıklardan ibaret yazdığımı, kurgusal yazmayı özünde reddetmemekle birlikte, ya beceremediğimi ya yanaşmadığımı görüyorum. şeylerin ve görünenin kenarında, ara sınırlarında, her şeye göz atarak, hiç bir şeyi tam olmadan, ayrıca tam teslim olmayarak yazdığımı veya yazabileceğimi sanıyorum. bilmemenin ama olmakta olana duyarlı olmanın, duyarlıkla yön bulmanın yordamını arıyorum. belki roman ve diğer yazını okurken da aynı durumdayım. öyle yapıyorsam, yeterince dolduktan sonra taşmak, beni isteyebileceğim ve yeğleyebileceğim bir yazma eylemine yaklaştırır belki. (bkz: yazmak/@ibisile)

    [böylece "düşman" kavramı -bütünüyle "batılı" hukuk ve siyaset teorilerine özgü bir bağlamda- agamben'in yaşam ile yasa arasında öngördüğü diyalektiğin parçası haline gelir. agamben'e göre "batılı hukuk sistemi heterojen, ama bağlantılı iki unsurun oluşturduğu parçalı bir yapı sergiler; bunlardan (anlaşılma kolaylığı uğruna potesta'lar* -iktidarlar- başlığı altına koyabileceğimiz) biri en katı anlamıyla normatif ve yasalken, (auctorita'lar* -otoriteler- diyebileceğimiz) diğeri ise kuralsız ve yasaüstüdür." (...) agamben'in 11 eylül olaylarının hemen akabinde yazdığı istisna hali'nde (2005) açımladığı ürkütücü içgörüler barındıran savında tarif ettiği şey, "batı" siyasi düşüncesindeki kör noktadır: istisna hali normallik halini gölgede bırakmakta, bağrındaki istisna yasaya dönüşerek "batı" liberal demokrasilerinin bağrındaki gizli barbarlığı açığa vurmaktadır. aynı fenomen agamben'den çok önce theodor adorno ve marx horkheimer tarafından teşhis edilmiştir.] hamid dabashi - iran ketlenmiş halk
  • koca mayk
    ...
    film harika bir başarı ve inanış öyküsü
    evet beğendim.. bir insana verilen değer ve kurulan hayaller.. resmedilmiş resmen..
  • optik sinirin , göz küresinden ayrıldığı bölgede retina hücreleri bulunmaz. bur cismin görüntüsü buraya düşerse cismi göremeyiz. buraya fizyolojik kör nokta deriz.
  • gözün yapısı ve oluşma şekli yüzünden her insanın gözünde bir kör nokta vardır. göz dünyayı algılamamızı sağlayan beş duyu organından biridir. ve bazı sınırları bulunmaktadır. insanlar sadece "görünür" ışığı görebilirken çoğu kuş ve böcek morötesi ışığı görebilir, bazı canlılar ise kızılötesi ışığı görebilirler. bizler polarize ve polarize olmayan ışığı ayırt edemezken bazı kuşlar ve çoğu kafadan bacaklı bunu yapabilir. çoğu insan gördüklerinin gerçek olduğunu varsayar. fakat insan gözlerinin her biri bir kör noktaya sahip olduğundan ve beyin, bazen bir cismin etrafındaki bölgeye bakarak o noktayı hayali olarak doldurmak zorunda kaldığından bu tam olarak doğru değildir.
  • pek cok kazanin ardinda yatan neden.
  • trafikte sürücünün geriden gelenleri aynasında göremediği bölge. buralarda uzun süre kalmak tehlikelidir. aslında kör nokta uyarı sistemini tüm araçlarda zorunlu donanım haline getirmek lazım. kazalarda ciddi düşüşler sağlayacaktır.
  • büyük araçlar için olanı herkesçe az çok malum olsa da küçük araçlarda da farkettiğim bir durumdur bu. bu sorun genelde aynanızı dışa doğru çevirerek aşılmaya çalışılıyor. bu şekilde arabaya tepeden bakıldığında saat 8-10 ve saat 2-4 arası bölgede oluşan kör nokta azaltılabilir. bu kör nokta özellikle şerit değiştirirken hemen yanınızda ama biraz arkanızda seyreden araçlara çarpmanıza sebep olabilir. benim bulduğum çözümse ekstra bir tümsek ayna koymak. oto aksesuarcılarda satılıyor. genelde sürücü adayı arabalarında gördüğüm bu ayna, ana dikiz aynasını içe bükmüş olsanız da kör noktanızı görmenize yarıyor. görüntü küçük olsa da şerit değiştirirken göz ucuyla bir kontrol edip, herhangi bir karaltı görürsem geçmiyorum, gerekirse hafif kafamı çevirip ne var diye bakıyorum. bu şekilde epey bir kazayı önlediğimi düşünüyorum. ayrıca hafif içe bükük olarak duran ana dikiz aynası aracın arkasını ve tekerleği de kontrol etmemi sağlıyor. herkese tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap