• kime sorsan ekonomik krizden alım gücünün azalmasından şikayet ediyor. ama kendi çevrem başta olmak üzere herkes kriz öncesi gibi her alanda ( gıda, turizm, giyim vb ) çılgınca tüketmeye devam ediyor. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu anlamış değilim

    1. alkollü restoranlar dolu. rezervasyon yaptırmazsan yer bulamıyorsun

    2. kalbur üstü giyim mağazalarında günlük cirolar 150 bin üzeri

    3. özel okullarda iç kayıtlar sıkıntısız. büyükşehirlerde ortalama 50 bin üzeri olan kolejlerde doluluk oranı %70

    4. ikinci el araç satışları geçen aya kadar çok yoğun. bayram durgunluğu mevcut

    5. büyük takımların kombine biletleri tükenmek üzere

    6. yakıta gelen zamlara rağmen seyahat ve araç kullanımı aynen devam

    şahsım olarak yukarıda yapılan harcamaların kendi payıma düşeni artık yapamıyorken millet nasıl yapıyor ( milletten kastım kendi çevrem - ortalama gelir 15.000 tl ) anlamıyorum amk
  • alım gücümüz tamamen sıfırlanmamışken ihtiyaçlarımızdan alabildiklerimizi alalım, sonra zaten hiç alamayacağız diyedir.
  • her alınan şeyin şu an alım fırsatı olduğunu bildiklerinden mantıklı gelen çılgınlık. bugün aldığın şey 1 hafta sonra yüzde 10-20% zamlanacak olabilir.
    örneğin 2 hafta önce 25-30 tl bandında olan 1 kg'lık cici bebe şu an 36-48 tl arasına satılıyor. sürekli her boka zam geliyor. stok yapmazsak her satın aldığımızda bir öncekinden zamlı alıyoruz.

    edit: bir sene önce yazdığım bu entrydeki cici bebe şu an 80-90 tl bandindadir. 50tl den yaptığım stok bitmek üzere. ankara gücüme gidiyor böyle yaşamak.
  • marketten aldığım yumurta, yogurt, peynir ve meyveye 250 tl bırakarak katıldığım çılgınlık.
  • enflasyonist ortamda özellikle de faiz oranları politik etkiyle baskılanıyorsa borçlanmak -şayet borcunuzu ödeyebilecekseniz- en mantıklı şey olduğundandır.

    2020 yılında kredi çekip ev aldın, kredi ödemesi olarak diyelim 4000 lira ödüyorsun.
    6000 liralık maaşının %60'ı kredi ödemesi oluyordu. zaman geçti 2022 oldu, enflasyondan dolayı maaşın 12000 lira oldu, kredi ödemen hâlâ 4000 lira yani artık maaşının %33'ü kredi ödemesi.

    2023 oldu bir %80 daha enflasyon geldi ve sen enflasyona ezdirilen bir işçi olduğun için %60 zam aldın yıllık, maaşın 19200 lira oldu, kredi taksitlerin üçüncü yılda maaşının %21'ine tekabül ediyor. böyle böyle 10 yıl boyunca enflasyonist ortam sürdü ve senin son kredi faizlerin maaşının çok az bir kısmına tekabül ediyor ve arada mülk sahibi oldun, aldığın mülkün de brüt fiyatı arttı.

    profit.

    memur kafası korkar borçtan, finanstan biraz anlayan insan borçlanmanın değerini, arzulanır oranlarla borçlanabilmenin imtiyaz olduğunu bilir.

    ek: bddk verilerine baktım, mayıs '22 itibarıyla toplam tüketici kredisi (konut+taşıt+ihtiyaç) 873,3 milyar tl civarındaymış. 80 milyon deseniz nüfusa, ortalama vatandaşın bireysel kredilerde bankalara borcu yaklaşık 11 bin tl. çoğu kişinin bankalara borcu bundan az, yani tüketimin yeni kredi ihracı ve bankaların sermaye yeterlilikleri yeterli seviyede kaldıkça sürmesi makul. öte yandan bankaların sermaye yeterliliği net negatif faizle devam etmeye zorlandıkları sürece yıpranacak, umarım akp gidene (ve para politikası normalleşene) kadar dayanırlar. bu ortamda tek bir bankanın iflası bile yıkıcı olacaktır bu ortamda tüketici güveni ve bunun sonucu olarak tüketimin sürdürülebilmesi adına.
  • enflasyon şartlarında normaldir. insanlar bugün alabildiği bir şeyi yarın alıp alamayacağını bilmiyor. o yüzden para tutmamaya gayret gösteriyor. bunun sonucu (bkz: stagflasyon)ve (bkz: resesyon)dur.
  • bugün o harcamaları yapabilme ihtimalinin, yarın yapabilme ihtimalinden daha yüksek olduğunu bilenler tarafından yapılan harcamalardır.

    bu yönetim ve bu ekonomi ile her geçen gün fakirleşiyoruz. bugün aldığınız şeyin fiyatıyarın artacağı için eleştirilmesinin de manası yoktur.
  • gelecekten borçlanılıyor. borçlar birikince bıçak gibi kesilecek tüketim.
  • sanal enflasyonun 70 olduğu ortamda yapacağın en iyi sey harcama yapmak. kredi cek birc al harca . yarin bu fiyatlara nah alırsın o yüzden.
  • faizler bu seviyede kaldıkça normaldir

    enflasyon ve hükümetin marifetleri sayesinde dolar ile maaş alan bile enflasyona karşı hem de resmi enflasyona karşı ezilmiş durumda.

    ocak ayında örneğin 1000 dolar maaş alan bir kişi 13 14k para kazanırken şu an 17k alıyor. artış %25 30 dolayında, bu 6 ayda tüik'in resmi enflasyonu bile %42. euroda ise durum çok daha beter.

    altın borsa döviz her şey enflasyonun altında kalıyor. şu durumda yapılacak şey tüketimdir borçlanmaktır. 6 ay önce almadığınız televizyonu cep telefonunu bugün almak daha zor. 6 ay önce yapmadığınız tatil rezervasyonunu bugün yapmak çok daha zor.

    her şey 6 ay önceye göre 1 seneye göre çok daha zor.

    tüketim çılgınlığının durması için, insanların tasarruflarını enflasyona karşı koruyabilecekleri bir ortama ihtiyaç var.
hesabın var mı? giriş yap