• klopka ile tanıdığımız srdan golubovic'in şahane filmi.

    1993 yılında sırp asker marko'nun, üç asker arkadaşı tarafından dövülen müslüman bir sivili kurtarırken öldürülmesiyle başlayan iç içe geçmiş hayatları işleyen film; kahraman sırp askeri srdjan aleksic'in gerçek hikayesinden esinleniyor.

    bu sene istanbul film festivali kapsamında gösterilen yapım, sırbistan'ın oscar adayı oldu.
  • gösterime girmiş, iyi ki de girmiş filmdir.

    --- spoiler ---

    asghar farhadi, a separation'da farklı açılardan ele aldığı haklılık, bencillik, vicdan, dürüstlük gibi kavramları işlemiş, "görecelik" etrafında turlamıştı defalarca. benzer bir yaklaşım yakalamış, dramı da ayarında vermiş bu film. bazı durağan sahneler nuri bilge ceylan filmi tadı veriyor. duru, ağır, etkili.

    --- spoiler ---
  • gösterime geçen cuma girmesine rağmen sadece beyoğlu pera sinemasında ! oynayan filmdir. ilginçtir.
  • bu yıl izlediğim en iyi filmdi. gerçekliğiyle insanı sarsıyor. oyunculuklar müthiş. türk sineması örnek alsin, 'kelebeğin rüyası' da neymis.
  • --- spoiler ---

    baba ranko ve genç bogdan'ın hikayesindeki sembolizm çok hoşuma gitti. ilk sahnede, marko ve ranko sofradayken camlar açık ve ev aydınlık. marko'nun ölümünden sonra ranko evde karanlıkta oturuyor, panjurlar sıkı sıkıya kapalı. panjurları ilk defa kendisi için endişelenip kapı önünde duraksayan bogdan'a bakmak için aralıyor. bogdan kendisine mezarlıkta eşlik ettikten sonra eve döndüklerinde panjurları bogdan'a açtırıyor ve 'böyle daha iyi oldu, değil mi?' diye soruyor. ranko önyargısından sıyrılıp bogdan'ı kabul ettikçe, evi tekrar marko ölmeden önceki aydınlığında görüyoruz. film açıkça söylemese de, bogdan ranko'ya kendi ölen oğlunu hatırlatıyor; bogdan'ın kendi babasının suçu yüzünden rededilmeyi kabul edemeyen inadı ve doğruculuğu, marko'yu haris'i kurtarmak için kendi hayatını ortaya koymaya iten duygulara benziyor. aynı inat bogdan'ın yaralanmasına sebep olunca da, ranko bogdan'ı artık oğlu gibi kabulleniyor.

    ranko'nun panjurları kapaması gibi, marko'nun ölümünden sonra nişanlısı nada'nın uzun sapsarı saçları daha kısa, toplu ve koyu kahverengi boyanmış. karakterin isminin anlamının 'umut' olması, trebinje'ye doğru yola çıkarken yüzüğünü boynundaki kolyeden çıkarıp tekrar parmağına takması da filmin hoş detaylarından.

    filmle ilgili bir başka güzel detay da ranko'nun neden kiliseyi tekrar inşa etmek için uğraştığından hiç bahsedilmemesi. kafasını dağıtmak için mi kendisini bu zor projeye adamıştı yoksa marko'nun anısı mı vardı yeni elektrik santralinin yerinden ettiği kilisede? ya da nada trebinje'ye dönünce ne yapacak, ranko'dan yardım isteyecek mi? her detayı ısrarla göze sokmak yerine bu tür yorumlara açık filmler avrupa sineması sevenler olarak her zaman tercihimiz. gene bu yüzden sigara meselesi hoşuma gitmedi, holivud vari bir hamle olmuş o.

    goluboviç ve sanat yönetmeni aleksandar iliç önceki filmlerinden alışkın olduğumuz üzere çok özel yetenekli görsel sanatçılar. tıpkı ikilinin önceki filmi klopkagibi bu filmin de herhangi bir karesini dondurup sanatsal fotoğraf diye pekala sergileyebilirsiniz. özellikle trebinje etrafındaki dağları çok güzel iliştirmişler filme. bogdan'ın kilisenin önünde tek başına beklediği sahne, ranko'nun aynı tepeden aşağı doğru baktığı sahneler çok etkileyici olmuş goluboviç ve iliç'in görsel yetenekleri sayesinde. hiç diyalog olmasa film izlettirirlermiş gibi bir havaları var.

    ve oyunculuklar. krugovi aleksandar bercek'in ustalık eseri olmuş bir nevi. bogdan'ın soyadını duyup kim olduğunu anladığında attığı bir bakış var ki sanki bana bakıyor, beni suçluyormuş gibi hissettim, koltuğumda biraz gerildim, sağa sola baktım falan. normalde komedi oyuncusu olan hristina popovic de çok çok güzel oynamış rolünü. nada'nın psikopat kocası rolündeki dejan çukiç de hakkaten psikopat deseler inanırım.

    kısaca çok güzel ve özel bir film olmuş. çok etkilendim izlerken. bir kaç gün arayla izlediğim a seperation gibi, krugovi de içime işledi. bu tür filmler sadece izlenmez, tecrübe edilir zaten. ikisini de yakın zamanda tekrar izleyeceğim.

    ve tabi en anlamlısı, filmin srdjan aleksic'e adanması, onun hikayesini ve kahramanlığını yugoslav halklarına anımsatması. balkanlarda hayat normale döndükçe, aleksic'in anısı daha da büyük önem kazanıyor. bugün sırbistan, karadağ ve bosna'da bu büyük kahramanın adının sokaklara, okullara verilmesi ve anısına böyle güzel bir film yapılması, balkanlarda daha güzel bir gelecek kurma adına ümitlerin artması anlamına geliyor.
    --- spoiler ---
  • çevirisini yaptığım gerçek olaylardan alınma sırbistan'ın oskar aday adayı filmi.
    http://divxplanet.com/sub/s/302675/krugovi.html
  • aslinda oldukca klise bir hikayesi olan film.

    ama islenisindeki ayrintilar yok mu. ikinci kez izlemeyi ya da en azndan sahne sahne bir goz gezdirmeyi gerektirir.
  • sade anlatmıştır,saçma sapan yüceltmeler yoktur sağlam film yapmıştır srdan golubovic. oyunculuklarda eklenince izlemekten keyif veren bir film çıkmıştır ortaya.
  • tam anlamiyla "kesisen hayatlar" temasina sahip oldugunu dusunmedigim, son zamanlarda izledigim en iyi avrupa yapimlarindan biri olan guzel filmdir.

    "kesisen hayatlar" genelde birbiriyle alakasiz insanlarin tesaduflerle birbiriyle karsilasmasi ile olur(burada kesin bir tanim yok tabii ama benim aklima gelen filmlerin hepsi bu tanima uyuyor). burada ana karakterlerimizden bazilari birbirini zaten taniyor ve hatta bazilari iletisim halindeler. sadece todor ve doktor'un karsilasmasi tesaduf olmus.

    filmde esas olan, pek cok karakterimiz icin onemli olaylarin ozel bir gunde gerkeclesmesi, ve bu gun "ozelligini" yillar once bu karakterleri birbirine baglayan bir olaydan aliyor.

    bence filmin boyle olmasi daha iyi, "kesisen hayatlar" biraz klise bir konsepte donustu ozellikle bagimsiz sinemacilarin elinde.

    bence hikayenin islenisi acisindan yeterince kendine ozgu bir film. sadece degindigi toplumsal sorunlara yaslanan vasat yapimlardan degil(ayni seyi yonetmenin bir baska filmi klopka icin de soyleyebilirim).

    benden 8/10 u kapti.
  • tertemiz, acitasyona kaçmadan insanlığın içindeki iyi ve kötüyü anlatan çok iyi bir film. uzun esleri olan bir filmlerden biri bu. düşünmeye itiyor insanı ister istemez.

    gerçek bir kahramanın, srdjan aleksic’in hikayesinden yola çıkılarak çekilmiş. iyinin ve kötünün dilinin, dininin, ırkının olmadığını anlatmış. mutlaka izlenmeli.
hesabın var mı? giriş yap