• küba devrimi denildiğinde akla hemen zeytin yeşili ceketi ve sakallarıyla fidel castro gelir. ancak bu devrime onun yanı sıra arjantinli che guevara'da büyük destek vermişti.
    daha önceki devrimlere liderlik yapan tito veya mao zedong gibileri köylüydü ama fidel castro zengin biriydi. 1926'da oriente eyaletinde 100 kilometrekareden fazla bir alana sahip, gümüş saplı kırbacıyla ırgatları denetleyen bir toprak sahibinin oğlu olarak dünyaya geldi. babası angel ispanya'dan göç ettiğinde sıradan bir işçi olarak kendi kendini yetiştirmiş, okuma yazmayı ancak yetişkin biri olunca öğrenebilmişti. aristokrat bağları bulunmaması fidel'in önünü tıkamıştı. fidel basketbol takımının kaptanı olmasına rağmen oyun arkadaşları onu "ilkel" ve "kültürsüz" diye aşağılıyordu. asabi mizaca ve genellikle yalnız fidel bir arkadaşının belirtiğine göre "zengin ve sosyetik insanlara karşı nefretle doluydu." ayrıca öğretmenleri ve ailesiyle çatışıyordu. daha sonra "hayata altı, yedi yaşlarında asi olarak başladım." diyecekti. 1945'de girdiği havana üniversitesi hukuk fakültesinde faal olarak politikayla ilgilenmeye başlamıştı. küba'da siyasetle uğraşmak çekingenlerin işi değildi; castro çoğu zaman silah taşıyor, diğer öğrenci ve polislerle tartışmaya giriyordu. okul arkadaşlarının ona taktığı isimle "el loco fidel"in aklında o yıllarda aklında sadece politika vardı. bir arkadaşı daha sonra "yanında bir kız olsa bile politikadan bahsederdi" diyecekti.
    küba devrimi
    bu şaheseri de buraya bırakayım=>hasta simpera comandante che guevara
  • devrim başlarda asla komünist bir devrim değildir, hatta milliyetçidir.

    fidel castro zengin bir toprak ağasının oğludur. eğitimli bir avukattır. sierra maestra dağlarında direnirken dünyaca ünlü bazı gazetelerle röportajlar yapar. bu röportajlarda asla komünist bir devrimden söz etmez. dini ve milli bir harekettir bu: milislerin üniformalarında meryem amblemleri bile vardır. zaten yönetim ele geçirildikten, daha fidel havana'ya ulaşmadan amerika yeni düzeni küba'nın resmi yönetimi olarak tanır. onlar için fidel, milliyetçi bir özgürlük savaşçısıdır.

    ama fidel’in yaptığı ilk işlerden birisi ağırlıklı amerikalı firmaların mallarını kamulaştırmak olacaktır. bu durum tabi ki hoşnutsuzluk yaratır.
    kısa süre sonra fidel kendisini devlet başkanı ilan eder ve amerika'ya bir ziyaret yapar. orada şu cümleleri kurar:
    "ilk başta, komünist olup olmadığımız konusunda endişelendiğinizi biliyorum. ve elbette, önceden açıkça belirttiğim gibi biz komünist değiliz."

    küba halkı aşırı yoksuldur ve amerika ile yapılacak ticarete ihtiyacı vardır. amerika ziyaretinde fidel kendisi çok iste de başkan ile görüşemez. yardımcı nixon ile görüşür. amerika’da; hem amerikan şirketlerine uygulanan ambargo hem de sovyetler ile kurulan bazı ilişkiler yüzünden fidel’e karşı bir antipati oluşmuştur bile. kısa sürede, sürgündeki bazı kübalılardan eğitilen insanlarla yapılan başarısız domuzlar körfezi çıkarması yapılır. amaç fidel’e karşı devrim yapmaktır.

    bu harekattan kısa süre sonra üst düzey sovyet yetkililer küba'yı ziyaret eder, küba tamamen sovyetlere yanaşır. çünkü yeni bir amerikan harekatına önlem olacak ve uygulanan amerikan ambargosunu etkisiz hale getirecek tek yolu budur. domuzlar körfezi çıkarması’ndan kısa bir süre sonra fidel, küba’nın sosyalist olduğunu açıklar.
  • kübalıların alın teri ve kanla yaptığı devrimdir. anaların ak sütü gibi helal bir devrimdir..

    devrimden önce abd işbirlikçisi ve vatan haini diktatör batista ülkesini abd'nin hizmetine sunmuş, abd mafyasının mezesi haline getirmişti. zaten 1898 de fiilen abd'nin işgaline uğrayan ve sömürgesi haline gelen küba fulgiencio batista aracılığıyla abd mafyasına peşkeş çekiliyor; tüm yer üstü-yeraltı kaynakları abd mafyasının emrine verilirken batista da mafyadan aldığı paralarla kesesini dolduran multimilyoner bir zengine dönüşüyordu.

    devrim; abd mafyasını, mafya ile işbirliği yaparak kesesini dolduran vatan hainlerini, kübalıların kanını emen abd'li şirketleri küba'dan bir daha dönmemek üzere kovdu.. küba'yı gerçek sahiplerine yani kübalılara hediye etti.. devrim sayesinde küba bu gün bağımsız ve onurlu bir ülke.. bütün ekonomik ablukaya ve baskıya rağmen kendi kendine yeten bir ülke.. küba dünya'da emperyalizm tarafından sömürülen, ezilen kim varsa onun yanında duruyor.. dünya'nın dört bir yanında kübalı doktorlar hiçbir karşılık beklemeden çaresiz insanların yardımına koşuyorlar..

    küba bugün çok kısıtlı imkanlarına rağmen haiti, nikaragua, dominik cumhuriyeti gibi değilse, bölgesinde güçlü ve dünya'da saygın ve onurlu bir devletse bunu küba devrimine borçludur..

    fidel castro'nun şu tarihi konuşmasıyla bitireyim.. fidel castro tarihi konuşması

    abd'nin aç kurtlar gibi küba'yı işgal edip onu yeniden köle haline getirmek istediğini zaten biliyoruz.. fakat küba halkı abd emperyalizmine dünya'nın dört bir yanında ezilenlerle birlikte el ele direnmeye devam edecektir..

    viva la revolución
  • 63 yıl önce, 1 ocak 1959'un ilk saatlerinde diktatör batista küba hazinesinden çaldığı 300 milyon dolar ile birlikte kaçtı. fidel castro önderliğindeki devrim zafere ulaştı.

    batista'yı devirdikten sonra, fidel castro'ya sorulur; ''emir verin sarayların birini sizin için hazırlayalım...''

    fidel castro'nun cevabı ''eğer ben sarayda yaşayacaksam, batista'yı neden devirdik?'' şeklinde olur.

    küba devrimi'ni 63. yıl dönümünde devrimin önderleri fidel castro, raul castro, camilo cienfuegos ve ernesto che guevara'yı saygıyla selamlıyorum.
hesabın var mı? giriş yap