kürek cezası

• gemilerde ilgililere kürek çektime yoluyla uygulanan ceza.
• (bkz: papillon)
• ağır ceza anlamında kullanılır.
• (bkz: forsa)
• kürekle ağıza vurularak gerçekleştirilen bir ceza.
• yelkenli gemilerden oluşan donanma sahibi ülkelerde uygulanmış bir ceza türüdür.
  mahkum için infazın hapishanede gerçekleşmesinden daha ağırdır. böylece hem caydırıcı olunuyor hem de iş gücü üretilip kamu menfaati sağlanıyor.
  arşiv defterlerinin bize verdiği bilgiler ışığında büyük çoğunluğu 2 ila 4 yıl kadar süren bu ceza osmanlı'da "küreğe buyrulmak", "küreğe vaz' edilmek", "küreğe konulmak" tabiriyle meşhurdur.
• günümüzde buna benzer bir uygulama bulunmayan ceza çeşididir. idam, hadım tartışılacağına, çocuk istirmarcılarına da buna benzer bir ceza verilmesi gerekir. kürek cezasının bir anlamı olmasa da, bu çekilen kürekle elektrik üretilebilir.
  
  kürek cezası ile elektrik üretmek günümüzün en ağır cezası olabilecektir.
• kürek cezasına çarptırılan mahkumlar günde 10 saat kürek çekerek müthiş vücut yaparlardı. cezaları bitince biscolata erkeği gibi ortalarda dolanıp elamemin karısının kızınnın cinsel vajinalarının ıslanmalarını sağlardı. bunu gören dönemin adalet ve insan hakları bakanı, kürek cezasının insanlık dışı olduğunu iddia ederek bu infazı kaldırmıştır.
  
  tarihteki ilk sjw kendisidir. zaten sjw'lere dikkat edin hep kendine güvensiz tiplerin alfa insanları baskılaması üzerine kafa sikiyorlar.
• tanzimat öncesi ve yelkencilik dönemlerinde işlenilen ağır cürüm sebebiyle harp gemilerinde kürek çekmek için gemilere hizmet verme cezasıdır. geminin belli bir kısmında kalmak, o kısımdan dışarı çıkarılmamak, mahkumun hürriyetini kısıtladığından dolayı hapis olarak değerlendirilir. kürek mahkumluğu oldukça ağır koşullara sahip bir cezalandırma yöntemidir. çünkü mahkum, gemide devamlı kürek çekme halindedir.
• sanılanın aksine eskiden sadece denizde değil de karada da uygulanan bir ceza türü. kara murat filmlerinden aşina olduğumuz maden ocaklarında kazma kürek çalışan prangalı mahkumlar gibi birtakım mahkumlara bu tip cezalar verilirdi. mahkum kireç ocaklarında, köprü, bina inşaatlarında çalıştırılırdı. bu cezayı alan en ünlü isimlerden biri de dostoyevski.
  
  (bkz: ölüler evinden anılar)