• marion cotillard'ın bir yeryüzüne inmiş bir melek olduğunu bir kez daha kanıtlayan eğlenceli film. yalnız bünyede aşırı derecede tatile çıkma, koyverme, tembel tembel yatma, sabah kadar şarap içip arkadaşlarla muhabbet etme isteği uyandırıyor. zira çoğu sahnede ah ulan ahh! diyerek gözgöze geldik sevgiliyle. yani film boyunca iyi vakit geçirilip, bittikten sonra yağmurlu havada otobüs beklerken depresyona girilebilir, orası biraz tehlikeli.
  • guillaume canetnin yönetmen koltuğundan bizlere son armağanı. küçük beyaz yalanlar adıyla 30. istanbul film festivali nde de gösterilecek. birbirinden karizmatik fransız erkeklerini ve yengemiz marion u görmek için ideal.
  • içinde tatil, deniz, güneş, tekne, yazlık ve marion cotillard olan bir film. bunlardan birini seviyorsanız "sımsıcak bir hikaye, sımsıcak bir film" dersiniz sonunda da dersinizi alırsınız. yok bunların hiçbirine ilgi duymuyorsanız sona doğru uzadıkça uzayan hikayeden biraz sıkılabilirsiniz. ama dustin hoffman'a benzeyen rain man'in az seyreği takıntılı bi amca var o süper.

    nolur nolmaz spoiler olabilir bundan sonra;

    tatil tatil dedim de, giden hiç öyle deniz güneş diye iç çekmesin. sonunda o tatil herkesin boğazına diziliyor. öyle olması lazım. ayrıca marion cotillard gerçek bir kevaşe, arkadaş grubundaki kaltak karı burda. şu tribi türk kızı yapsa adı türk kızı olur, marion cotillard olunca herkes ağzını ayıra ayıra bakar böyle.
  • bu filmden çıkınca şarap içmek istiyorsunuz. filme dair yorumum bu. nasıl çok şarap içildi nasıl güzel şarap içildi yaa..
    ılık bir akşam üstü serin bir kadeh ellerinizi üşütsün. hepsi bu.
    hani arkadaşlık ilişkiler zart zurt. hiçbirine dair bir şey kalmadı da bende..
    deli gibi gümüşlük'e gitmek ve güneş batarken aynı renkteki roze şarabın kadehte yaptığı soğuk buğuya bakıp içip içip sarhoş olmak isteği aldı içimi..
  • özenmedim değil, böle kalabalıklarla gezmelere gitmeler, yıllarca arkadaş olanın verdiği samimiyet falan..
    ama gecenin 1 buçuğunda ağlattı beni şerefsiz, duygusal mıyım neyim merkez?
  • ofiste zırıl zırıl ağlamama neden olmuştur. son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biri olmaya adaydır. hayatın içinden o kadar güzel yakalanmış ki.. biraz uzun olduğu gerçek. ancak o şarap dolu yaz masasıyla beni kendimden geçirdi. fransız olmak, orada o masada oturmak istedim.
  • uzun zamandır izlediğim en abartıdan uzak film. karakterler, hikaye gerçekten iyiydi. marion cotillard her güldüğünde gülümsedim, ağladığında kendimi tutamadım. her fransız filmi gibi, nevi şahsına münhasır ki bunun kötü olduğunu söylemek, dayak istediğim anlamına gelirdi. beğendim.
  • bence çok samimi, hiç yormayan, çok güldüren ve çok ağlatan ( evet biraz histerik bi insanım) fransızcanın kulağı okşadığı, karakterlerin hemen hepsinin sempatik, mekanların ise şapşahane olduğu tatlı bir film.

    ilişkiler, arkadaşlıklar vs hepsi bir yana, öyle güzel bir tatil teması var ki, hayal kurmadan duramıyorsunuz.
    hani akşamüstü tekneyle eve dönerken, batan güneş ve serinleyen havada, mayo üstü sweatshirt giyip kapşonu kafanıza takıp, sessiz sessiz ufka dalıp gitmelerin tadını hatırladığınız bir film.
    hani sevdiklerinizle uzun uzun sofrada oturup sabahtan akşama kadar içilen şarapların, kahkahalarla gülmenin, tembellik etmenin, zorlama olan herşeyden uzak olan tatlı tatillerin filmi.

    bir de, bordeaux sahilleri midir, neresiyse artık.. derhal gidile, görüle diyorum
  • ferzan özpetek'in cahil perilerini,bir ömür yetmezini anımsatan temposu düşük fransız filmlerinden farklı bir film.her şey var filmde,arkadaşlık,aşk,yalan,takıntı,evlilik,ayrılık ve küçük beyaz yalanlar.
    film müziklerine bayıldım,bildik şarkılar da vardı cold water,kozmik blues,my way gibi ama ilk kez dinleyip çok sevdiklerim de vardı.soundtrack başarılıydı.
    ''eviniz arabanız,goldcardlarınız olabilir ama hepinizin bir kalbi var'' diyen kahraman dostluğun ne olduğunu sorgulatacak gibi ama dostlarımızı olduğu gibi kabul etmiyor muyuz sanki?
    kahramanlar bizden birileri gibi,cenaze törenlerinde dargınların her şeyi unutup birbirini affetmesi ne kadar evrensel bir davranış biçimiymiş!
    filmler dram,komedi,aşk filmi diye sınıflandırılmamalı bence;gerçekçi,fantastik,bilim-kurgu vs.
    little white lies gerçekçi bir film :)
  • yaşadığımız yüzyılda; arkadaslık kavramının yok olduğunu, dostlukların sahteliklerle süslendiğini gösteren iyi yapılmış fransız filmi.
hesabın var mı? giriş yap