• --- spoiler ---

    askere gitmiş (savaş nedeniyle gitmek zorunda bırakılmış) bir erkek ve istemsiz, bir o kadar da anlamsız şekilde verdiği kararından ötürü vicdanı rahatsız bir kadın..

    dikkat!!! ağır spoiler içerir!:

    filmin en vurucu sahnesi: boris'i asker arkadaşı yanlışlıkla vururken o sırada ekrana gelen veronica'nın evlenme anıdır bana göre. bir tarafta dramın dibine vururken, diğer tarafta sevdiği kadının en yakın arkadaşıyla evlendiği an..

    filmin çekimsel sanatsallığı bir yana senaryosu da yabana atılacak kadar basit değil. çünkü konun işlenmesi güveçte yemek yapar gibi ağır ağır sindire sindire sunulmuş..

    filmin final sahnesinde ise veronica'nın boris'i ararken ellerinde çiçekler ve herkesin birbirine sarıldığı an bizim yenge hüznün dibine vuruyor ama nafile.
    veronica'yı eleştirmek bir yana savaşın ağır manevi kayıpları da sorgulanmalı ve faşizmin yarattığı dramlar da açıkça görüldüğü üzere yabana atılamıyor..

    --- spoiler ---
  • mihail kalatozov a 1958 yılında altın palmiye ödülünü getiren ikinci dünya savaşında geçen filmdir.
    türkçeye leylekler uçarken adıyla çevrilmiştir.

    filmde askerlerin savaş sonrası trenle gara girişi ve onları karşılayan kalabalık arasında verinicanın borisi araması kesintisiz bir şekilde uzun bir planla verilmiş. sadece bu uzun plandan ve mizanseden bile filmin mihail kalatozov ait olduğu anlaşılabilir.

    (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=_vfdc2amefq)
  • aşk bedel ödetir ve seni kendinle baş başa bırakır.

    --- spoiler ---

    aşk bu. zararsız bir zihinsel bozukluk.

    --- spoiler ---
  • geçenlerde pera müzesi'ndeki 'rus sinemasında kadınlar' film programı dahilinde izlediğim, 1957 yapımı sovyet filmi. türkçe'ye leylekler uçarken olarak çevirilen letyat zhuravli, cannes film festivali'nde altın palmiye ödülü alan tek sovyet filmiymiş.

    sade ve net bir film. sovyet sinemasının sık sık değindiği aşk, savaş, vatan sevgisi, vatandaşlık görevleri ve kadının toplumdaki yeri gibi konular ele alınmış olsa da, bence tekdüze mesajlar vermekten kaçınılmış. filmin aynı zamanda belgesel niteliği taşıyan bir yanı da var. film boyunca, o dönemin sovyet rusyası'ndaki günlük hayatı ve savaş durumunda ev, hastane ve cephe gibi farklı alanlarda olup bitenleri deneyimlemek de mümkün.
  • turnalar

    bana bazen öyle gelir ki,
    kanlı savaş alanlarından geçemeyen
    askerler, topraklarımıza uzanıp kalmaz,
    onlar, beyaz turnalara dönüşür.

    onlar, o uzak zamanlardan hala,
    uçup gelerek bize seslerini duyururlar.
    bundan değil midir, bizim göğe bakarken
    sık sık hüzünlenip susakalmamız?

    uçar, uçar yorgun turnalar, kama düzeninde,
    uçar, siste akşama doğru.
    ve, o şekilde, küçük bir boşluk görürüm-
    belki de o yer - bana aittir.

    bir gün gelecek ben de, turna akınlarıyla
    yüzeceğim gümüş renkli pus içerisinde.
    yeryüzünde bıraktığım herkese,
    gökyüzünden, kuş çığlıklarıyla sesleneceğim.

    bana bazen öyle gelir ki,
    kanlı savaş alanlarından geçemeyen
    askerler, topraklarımıza uzanıp kalmaz,
    onlar, beyaz turnalara dönüşür.
  • keskin siyah beyaz görüntülerle süslü altın palmiyeli bir sovyet filmi. mikhail kalatozov'un yönetimi ve sergey urusevsky'nin görüntü yönetmeni olduğu film imgesel kamera işçiliği ile çarpıcı bir yapıt. aşk, ihanet, savaş ve savaşın geniş kitlelere olan etkilerini anlatan leylekler uçarken karanlık bir dram. ingilizce adıyla the cranes are flying, ıı. dünya savaşı sonrası rus sineması örneklerinden.
  • mikhail kalatzov zamanın teknik ve politik şartlarına rağmen gayet izlenesi bir film yapmış. film 1957 yılında yapılmış stalin’in sosyalist gerçeklik resmi sanat düşüncesi dışındadır. savaş güzellemesi değil, savaş aleyhtarlığı sunar.
    spoiler
    savaşın kötü tarafını; çamurlu askerleri yaşanan acıları verir. bununla birlikte filmin arka fonunda ise romantik bir aşk vardır. kalatzovun kamera kullanımı gerçekten zamanına göre çok iyi yer yer kişinin psikolojik durumunu vermek içi izlenimci bir tutumla öznel kamera kullanılmış. veronikanın borisi ararken kalabalıklar içinden geçmesi, insanlara çalım atması kamera takip sekansı çok güzel ve doğal bir gerilim vermiş. veronika mütemadiyen yaşattığı umutlarıyla savaş bitimi ellerinde çiçeklerle borisini görmek için kutlamaya gider. alandaki herkes sevdiğine kavuşup mutluyken veronika’nın ''boris öldü'' haberini almasıyla dünyası yıkılır. mutluluk kalabalığı içinde bir tek veronika ağlar bu sahne ziyadesinden fazla dramatikti. ama veronika filmin mesajına doğru giderek tüm acısını yutkunur ve elindeki çiçekleri mutluluk seline kapılmış insanlara dağıtır. böylece birlik beraberlik ve kolektif bilinç yeniden üretilir.
  • muhteşem bir sonla bağlanan rus filmi.
  • --- spoiler ---

    1

    2

    3

    4

    5

    --- spoiler ---
  • devrimde görece başarısız olsa da sinema sanatında çığır açan sovyetlerde çekilmiş en muhteşem filmlerden biri.

    iki hoş replik:

    "aşk bu, hayatım. zararsız bir zihinsel bozukluk."

    "şu kadınlar faşistlerden beter, doğrudan kalbi hedef alıyorlar."
hesabın var mı? giriş yap