• genelde cafe açmak ile başlanır, daha sonra eski işinden daha düşük bir maaşa çalışmak için didinmek ile son bulur.
  • türkiye'de yapmanin cok zor oldugu düsündügüm imkandir. yaklasik 10 senedir özel sektörde calisiyorum, genelde calistigim sirketler , kendi alaninda dünyada top 5 'de olan firmalar..sermaya yaratilabilir ,müsteri bulunabilir ,satis yapilabilir bunlar hepsi tamam ama tr 'de tahsilat başli basina cok ciddi bir risk olmaya baslamis gördügüm kadariyla. uni'de hayalimdi hatta girisimlerde bulunmustuk ama su anki piyasa durumunda gercekten zor bir organizasyon. büyük bir firma dahi tahsilatta sıkıntı yasiyorsa ,sizinde yasamaniz cok muhtemel olacaktir. yinede girisimci olmak , sıfırdan bir organizasyon kurmaya calismak zor oldugu kadar zevklidirde.
  • bunu yapmış biri olarak söylüyorum; çok zorlanıyorum. tüm hayatınızın işiniz olmasını, bazen yemeye dahi ekmek bulamayacağınızı, her günü ayrı bir telaşe olarak geçireceğinizi gözünüz yiyorsa girişin derim.. maaşlı iken düşüneceğiniz şeylerin 100 katını patron iken düşünüyorsunuz. eskiden akşam 6.30'da işten çıkardım. aklımda işe dair hiçbir şey kalmazdı. şimdi gece 11'de bile açıp mailleri okuyorum, arıyorum,soruyorum. personeller arası dengeyi kurmak da çok zorluyor beni. neden askerliği yapan elemanın, evli olmayan kadının bu kadar değerli olduğunu anlıyorsunuz.

    ancak para kazanmanın, yönetmenin, riskin zevkine de varıyorsunuz.

    edit: günde 2 paket sigara içiyorum. ekg'de kalp atışlarında ritm bozukluğu çıktı.

    gelen mesajlar uzerine edit: kosgeb destegi hic kullanmadim. kullanacak olan varsa 1 yil onceden basvursun, girisimcilik kursuna gitsin. calisacak eleman lisans mezunu ise kosgeb, personelin maasinin yarisindsn fazlasini karsiliyor.ayrica ticket yemek vermek personeli en basta mutlu etse de, hergun kebap yemek canindan bezdirir. zaten 3 gun yemez, 1 gun yer kendini enayi gibi hissedersin. son olarak giderler emin olun dusundugunuzden cok fazla olacaktir. ılk deneyimin degil ama hep ayni tuzaga dusuyorum.

    size 'kur bi x firmasi senle calisalim' diyenlere itimat etmeyin. ıs kurmanin en kotu yani herkesi is olarak dusunuyorsunuz.
  • özgürlük tutkunu benin hayallerinden biridir
  • 8 yıllık memurun tek hayali.
    ama lanet olası memuriyet buna müsade etmiyor. öyle bir para kazanıyorusunuz ki, tam eşik.
    yani "lanet olsun bu paraya burda çalışılmaz, bu insanların kahrı çekilmez" deyip kapıyı çarpıp çıkamıyorsun. ama verdiği parada insanın hayalindeki evi, bmw 320 yi aldırabilecek kadar güzel bir para değil.
    allah'a şükür isyanımız yok ama, hep içim içimi yiyor; "kendi işini kuuuuuuuur" diye.

    edit; yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek için imla düzeltme.
  • her allahın günü düşündüğüm, bir grup üniversite arkadaşımla her bir araya geldiğimizde alevlenen ama bi türlü cesaret edemediğim olay. kuran yakınlarımın çektiği çileler vs. yaşadıkları tatlı mutluluklara baktığımda da yine çok arada kalıyorum. hayırlısı diyor, maaşlı işime geri dönüyorum.
  • her zavallı plaza insanın en büyük hayalidir. ama olmaz efendim. öyle kolay değil iş kurmak.
  • dünya üzerinde atmosferde bir yerlerde bir düşünce bulutu var sanırsam, böyle insanların kafasındaki düşünceler birikiyor birbirine aktarılıyor filan. ya da insanlar periyodik olarak kendi işimi kursam fikrine kapılıyorlar.
    daha bu öğle arası aklımıza gelip nasıl olur diye tartıştığımız konu geliyor sözlüğe sol frameden sırıtıyor bize. bir değil iki değil. bi nevi biri bizi gözetliyor hissiyatı yaşatan konulardan biri.

    hesapladık biz baba parası gerekiyor. yoksa evlenmeyeceksin. gerisi kurtarmıyor...
  • yüksek ihtimalle maaşlı işe dönmekle sonuçlanacak olan iflasın başlangıcıdır.
  • her bankacının hayalidir, becerebilen ise çok azdır.
hesabın var mı? giriş yap