• sozluk ile yaptigi anlasma geregi her gun itina ile ovulmesi gerekirken, gun itibariyle saat 10:00 olmasina karsin hala ovulmemis olan sarkici. hemen ovelim de tazminattan kurtulalim.

    mercury'nin tek rakibi, lennon'in tek varisi.
  • mabelcim buraları takip ediyorsan sevildiğini bil. orta yaşlı bir kadın olarak girdigim sınavda uzun uzun paragraflardan tam artık bayılmışken, senle ilgili soruları görünce gözlerim açıldı. üstelik geçen seneden beri en çok dinledigim maya albumuyle ilgiliydi sorular. oradan aldığım gazla uykum açılınca sosyali full yapmışım ya ben. bayılıyorum sana. ıstediğin gibi özgürce yaşa, sev, sevil.. mutlu ol.
  • sarmaşık klibi boyunca kilimini serecek bir yer araması, tam yeri bulup kilimini serdiğinde ise bütün insanların yanından gitmesi...

    bu adam size ne etti yahu, neden dışlıyorsunuz bu adamı.
    derdiniz gerçekten lgbt mi?
    öyleyse bülent ersoy'u saray'a davet edip bu adamı neden dışlıyorsunuz.

    neyi milli manevi değerlere aykırı.
    adamın kapalı kapılar ardında yaşadıkları sizi neden ilgilendiriyor.

    a canım ile kına gecesi temalı klip çeken
    boyalı da saçların klibi ile sevip de kavuşamayanları anlatan,
    mendilimde kırmızım var klibindeki türk motifleri ile aşk ve nefs'in mücadelesini anlatan bir adam bu.

    siz ne yaptınız bugüne kadar milli ve manevi değerler için.
  • zırıl zırıl ağladığı görüntüleri yatak odasından canlı yayın açan tiktok ergeni gibi servis ettirmesine şaşırmadım. mabel matiz doğallık, nostalji, eski masum günlere özlem temalı neoliberal endüstrinin türkiye bezirganıdır. değerlerimiz eskiyor, artık tüm duygular yapay, nerde o eski döşemealtı halıları tipi doğallık şovlarıyla imal edilmiş baştan aşağı kurgu bir kültürün menajer-yapım şirketi-pr işbirliğiyle anaakımlaşan queer kültür sponsorlu satış temsilcisidir. özgür estetik bir tercih olmaktansa teknolojik sınırlılıktan kaynaklı mecburiyetin ürünü olan "90lı yıllar soundu"nu birebir kopyalayacak kadar amaç-araç ilişkisine yabancılaşmış bir ajitasyonun gelebileceği son noktadır. altın gün gibi grupların açtığı kanaldan retro lfo synthlerle bezeli türkü ezgileriyle yaptığı şey kültür taşıyıcılığı değil muhtelif sebeplerle mevcut çağdan mutsuz insanlara romantize edilen geçmiş hayalinin tacirliğidir.

    kalbine tesis açıp ekibiyle (moda tabirle "team") birlikte sündürene kadar para kazanacakları kültür bugünle yetinmeyip geçmişi ve geçmişe yönelen hayalleri de metalaştırdı: güzel 90lar, akp'sizlik, trtde dansöz oynatılırdı abi, şokopop magazini, parlak taşlı elbiseler, rakı candır, sezen candır, diva yorgun, kırılganlık, kimliğinden ötürü dışlanmışlık; uygun alıcıya gönderildiğinde hepsi meta, vitrin ve seyir ilişkisinin hizmetine sunulan sınırsız sözler, imgeler toplamı. burada mücadele, direniş, eyleme geçme, ilerleme, hakikat arayışı, gelecek tahayyülü yok; pasifist, mutsuz, sulusepken, verimsiz bir şikayet kültürü ve onun tüketici kazanma savaşı var. mabel'den başlayıp gerçek kimliğim olan fatih'e geri döndüm der, geri döndüğü tömüklü fatih'in yüzü estetikten geçilmez. estetik ile şatafat'ın birbirine karıştırıldığı, yetersiz ses ve tiple tarkan'ın "yıldız ışığına" öykünüp vücudundan kıyafetine dansına kadar yatırım yapılan "sahne şovlarında" doğallıktan yana hiçbir unsura yer verilmez.

    nazarımda bezirganlık ve yapaylık paydasında kulak siken keko rapçilerden farkı yok. birinin en azından sanat ve kalite beratında gözü olmazken mabel ve fanları bir de "kaliteli sanatçı" titri talep eder.

    edit: babasına yazdığı şarkı kalpsizsiniz :( diye mesaj atanlar oldu, söylemek istediğimi tasdik ediyor. babasına yazdığı şarkıyla slip donun alakasını çözemesem de her ne duygu yaşamışsa özel, şahsi, mahrem olması beklenen bir anın kamulaştırılması, ürüne dönüştürülmesi tuhaf. suluzırtlak ağlamayı klip yapma fikrini hiç yadırgamayıp meseleyi "o gözyaşları gerçek"ten ibaretleştirmek herhalde sosyal medya kanalıyla arz edilen başkalarının hayatını, sevgilisinden nasıl ayrıldığını, işyerindeki ilk gününü gözetlemenin norm haline geldiği röntgen kültürünün ürünü. normalde bunu görüp şok olmamız lazımdı ama artık yadırgamıyoruz, zira eskiden vitrindeki ürüne bakar duygulanırdık, şimdi duygulanmanın kendisi vitrinde (bkz: reaksiyon videoları) (bkz: vitrinde yaşamak).

    hastaneden acildeyim diye serumlu foto atan ergen, reaksiyon videoları = ilk kez duyduğum şarkıda hissettiklerim mabel matiz farkıyla şov.
  • iki yüzlü bir hayat sürmek yerine, kendisi olmayı ve kendisiyle gurur duymayı tercih ettiği için konserleri birbir iptal ediliyormuş…
    varsın edilsin…

    100 yıl önce de kadın evden çıkamaz, oy kullanamaz, çalışamaz diyenlere direnen birileri vardı… su aktı ve yolunu buldu…

    tarih mabel'i, kendisini ortaya koymaktan ve kendisi gibi olanların haklarını savunmaktan korkmayan kahramanlardan biri olarak yazacak…
  • yıllar evvel tesadüfen keşfetmiştim kendisini. sene kaç bilmiyorum ama myspace dönemleriydi. daha sosyal medya tabiri bile ortada yokken nereden nasıl duyup da keşfettim hiç hatırlamıyorum. amatör kayıtlarını paylaşıyordu oradan, mest oluyordum dinlerken. sanırım üniversite okuyordu o dönem, emin değilim. myspace'den dolayı mıydı bilmiyorum şarkıları indiremiyordum. tabi o zamanlar sınırsız internet falan yok kota aştı mı çekiyosun fişi. dedim mail atayım da şarkıları mp3 olarak gönderiversin. kendisine olan destek mesajımı yazarak müziklerini rica etmiştim. açıkçası pek umursayacağını düşünmeyerek göndermiştim maili. ertesi gün hepsini tek tek upload etmiş ve çok memnun olduğunu kibar bir şekilde ifade ettiği bir mail ile dönüş yapmıştı. epey mutlu olmuştum.

    aradan koskoca yıllar geçti bazen denk geliyor sosyal medyada röportajları vs bakıyorum hala aynı mütevaziliği, aynı tevazuyu görüyorum kendisinde. sesinden öte gerçekten şanın, şöhretin bozamayacağı kalitede bir kişiliği olan ve saygıyı hak eden güzel bir insan.
  • tanım: canım, ciğerim.

    ilk günden bugüne ziyadesiyle üzdüğünüz için bunlar artık işlemez derisine. radyolarda çalmadınız, çalınmasını yasakladınız, kliplerini görmediniz, bugün bu bahaneyle yapmış olduğunuz şey mabeli o kadar yüceltiyor ki.

    krallar’ı dinlemediniz, barışırsa ruhum’u duymuyorsunuz.

    pride’a denk gelen sınavda mabel sorusu iliştiren zekaya da ayrıca selam olsun.
  • hakkinda ilk entrim oluyormus. eskiye nazaran cok nadir dinlerim.

    klibi rtuk tarafindan yasaklanmis.
    ahlak bozacak diye.

    kimlerin ahlakini bozacak diye dusundum.

    hani kuran kurslarinda tecavuz edilen cocuklar icin ses cikarmayan milyonlarin oldugu,
    o kurslarin bagli oldugu vakiflarin bakanlar tarafindan bile korundugu,
    dilinden allah kitap dusurmeyip kokain cekenlerin, kumar oynayanlarin, evlilik disi iliski yasayanlarin, escinsel iliski yasayanlarin cirit attigi,
    ihalelerle, yolsuzluklarla kul hakki yemekle kalmayip, daha ilerde dogacak cocuklarin bile hakkina girenlerin yonettigi bir ulkenin halkinin ahlaki bozulacakmis.

    butun bunlar yasanirken bozulmayan, sapasaglam kalan ahlak; 2 erkek ya da bekar bir cift opustu diye bozuluyor.

    gotunuz yiyorsa, cikin once tecavuze ugrayan cocuklar icin sesinizi cikarin guc sahiplerine karsi.
    yiyorsa, bu halkin emegini, parasini calanlara ses cikarin.
    gerci sessiz kalmaniz, korkakliginizdan degil; olanlari normal gormenizden, onlardan nemalanmanizdan kaynakli.
    sizin ben ahlak anlayisinizin a.k

    mabel matiz'e de selam ve sevgiler.
    yuregindeki cesaret, sizin erkekliginizin toplamindan cok daha fazla.
  • adamın yazdığı şarkı sözlerindeki bir nakaratında bulunan kelimeleri hayatları boyunca hiçbir cümle içinde kullanamayacak davarlar toplaşmış mabel'i eleştiriyorlar.
    bu adama yetenek fakiri demek de ne bileyim ya mağarada yaşasan ancak diyebilirsin herhalde bu sözü.
  • albüm literally "az önce" çıkmış, baktım ortalaması 4 dk civarı 25 şarkı var, yaklaşık 2 saate yakın bir içerik. buradaki arkadaşlar 12'yi çeyrek geçe gazlamaya başlamışlar. lan ne ara dinledin de türk pop'unu kurtardığına kanaat ettin, slowlarını ayrı analiz ettin, 90lar mı 80ler mi tartışması yaptın, tarkan'la kıyasladın :d tam olarak kaçıncı şarkıda gelip burda tarkan'a bok atmaya karar verdin mesela? albüm güzeldir bir şey demiyorum da şu pr işinde bir türlü doğallığı yakalayamadınız.
hesabın var mı? giriş yap